a RE kd n kadımlriri âşık olduğu erkek artist Clark Gable: “Ben bayağı çirkin bir adamım. Bu kadar sevilmemin sebebini bir türlü anlıyamıyorum,, diyor Clark Gable Son zamanlarda Amerikada en çok filim çeviren erkek artist Clark Gabledir. Hemen her ay bu artistin yeni bir filmi gösteri- liyor... Clark Gablenin bu kadar çok filim çevirmesi bu sanatteki ikti- darından ziyade bütün Amerika kadınlarının kendisine âşık olma- sından ileri geliyor. Amerika kadınları, filimin mevzuuna bak- madan, sırf Clark Gableyi görmek için bu artistin çevirdiği filimlere koşuyorlar, sanatkârı beyaz perde üzerinde şevkle, muhabbetle sey- rediyorlar... Amerika kadınları vakıt vakıt sinema artistlerinden birine âşık olurlar, bunun düzünelerle resim- lerini alırlar, her filmini seyre- derler.. Hattâ artisti Ouzaktan göre bilmek için kalkıp Hollivuta gidenler bile vardır. Bir zamanlar bütün Amerika kadınları Rudolf Valentino âşıktı. | Artist öldükten sonra senelerce i matemini tutanlar oldu.. Valentino- dan sonra John Cilbert daha | sonra Ramon Novarro Amerika kadınlarının sevgilisi yerine geç- | tiler. Fakat bunlar bir türlü Va- | lentina kadar alâka ve muhabbet | uyandıramamışlardı. | Şimdi sıra Clark Gableye geldi. Clark,. yalnız John Cilberti ve Ramon Novaroyu değil, Valen- tinoyu bile gölgede bıraktı. Şim- diye kadar hiçbir erkek artist kadınlar arasında bu derece alâka uyandıramamışlır, Clark Gable bir tiyatro müdü- rünün oğludur. Babasile beraber Nev - Yorkta otururlardı. Babasi, aktörlüğün ne kadar güç ve nan- kör bir sanat olduğunu bildiği içik oğlunu tiyatrodan uzak tutmuş, Clark'ı dişçi ' yapmak istemiştir. - Halbuki genç adam artistliği daha cazip bulmuş ve 20 yaşında iken şehir şehir dolaşan seyyar bir tiyatro kumpanyasına girmiştir. Clark senelerce bu kumpanyada çalışmıştır. Geçen Los sene Angelesde oynarken bir rejisörün nazarı dik- | katini celbetmiş ve filim çevirmeğe davet edilmiştir. Ilk filmini Joan Kravford ile çevirmiştir. Bu filim gösterilir gösterilmez (Amerika kadınları kendisine âşık olmuşlar ve “en güzel erkek, ismini ver- mişlerdir. Bunun üzerine Clark birden bire en yüksek artistler sırasına geçmiş, alti ay içinde yedi filim çevirmiştir. Bu filimlerde hep en meşhur kadın artistlerle oynamış- tır. Joan Kravforddan sonra Greta | Bucher üç komedi Garbo, Norma Shearer, Sylvia Sidney, Marion Davis ile birlikte çevirdiği filimler çok beğenilmiştir. | Clark Gable kadınlar tarafın- dan bu kadar çok beğenildiğini bir türlü © anlıyamıyor, Kendisini âdeta çirkin bir adam addediyor. Filhakika kulakları hem büyük, hem yelken açmış gibidir. Clark filim çevireceği zaman kulakla- rının bu çirkinliğini bir derece örtmek için ten renğinde zamklı kâğıtla- bunları * başına yapıştır- maktadır. Bütün cazibesi güldüğü zaman yanaklarında husule gelen çukur- larla gözlerinin koyu mavi ren- gindedir. Yüzü çok esmer, saçları serttir. Clark : “esmer bir boksöre ben- zediğim halde kadınlar beni nasıl beğeniyorlar, bir türlü anlıyamr- yorum,, diyor. Artist, kadınların bu alâkasından şikâyetçidir. Kadınlara itimadı azdır. Şim- diye kadar iki defa evlenmiş, ikisinde de mesut olamamıştır. Ni- hayet kendisinden bir kaç yaş bü- , yük bir kadınla evlenmiştir. Şimdi mesuttur. Kadınların alâkasının saadetini bozmasından korkuyor. Clark Gable bugünkü alâkanın geçici olduğuna kanidir. Bunun için para biriktirmeğe çalışmak- tadadır. En samimi arkadaşi Valace Beerydir. Bununla! görü- şürken diyor ki: — Ben çok çabuk beğenildim ve sevildim. O nisbette de ça- buk onutulmaklığımdan korkuyo- rum. Halbuki şimdi rahata alıştım, eski hayata avdet etmek istemem. Bazı arkadaşlarım bana neden çok hesabi olduğumu, bol bol para sarfetmediğimi © soruyorlar. Bunun sebebi basittir. Gelçcek günleri düşünerek para biriktiri- yorum. Şimdiki halde mesudum. Ileride bütün emelim seyahate çıkmaktır. Bir devri âlem seyahati yapmak istiyorum. Sinema haberleri Paris civarında Doinvilledeki Paramount stüdyolarında iki kü- çük komedi çevrilmiştir. Bunlar- dan birinin resmi odeon 22-22, diğerinin evinde tiyatrodur. #Bir yıldız öldü filmi bitirilmiştir. Bundan başka Andre Messagerin ““Passionnenment,, operetinin filme alınmasına başlanmıştır. Baş artist Fernand Graveydir. Diger üç filme daha başlanmak üzeredir. Xx Meşhur fransız artisti Victor çevirecektir. Bunlar sahnede oynadığı ve çok muvaffak olduğu Les vignes du Seigneur OL' Affaire Orlhandi, La Bangue Nema piyesleridir. » Bir çiçek iki böcek filminin fransızıca (nüshasını o çevirecek olan fransız artistleri OBerline hareket etmişlerdir. Bunların ara- sında Margueritte Templey ve Le Gallo vardır. Sahife 7 Bolu mektupları Lortlar kamarasında bir saat ve bir münakaşa Çan çalınırsa aza aykırı gittiğini, mubalâğa ettiğini anlar ve... © Bolunun umumi manzarası Bolu 20. (Hususi) — “Buyurunl.. bir kahve için...,, Lortlar kamara- sının önünden geçerken böyle bir davete maruz kaldım.. İçeriye girdim.. Evvelce de kısaca bahs- etmiştim. Burası bir kahvedir.. Sultan Hamit zamanında Bolu mutasarrıfı Mustafa Zihni paşa buranın müdavimlerinin memleke- tin eşrafı olduğuna ve burada yalnız memlekete ait meseleler konuşulduğuna dikkat ederek: “Lortlar kamarası, ismini ver- miştir. Müdavimlerden birisinin söyle- diğine göre Anadoluyu çok gez- miş bir Alman profesörü Türki- yede burası kadar istifadeli mes- eleler üzerinde fikir taati edilen umumi bir yere tesadüf etmedi- ğini söylemiş ve ikameti müdde- tince müdavimler arasında kalmış. Tesisinden beri lortlar kamara- mızın anane şekline girmiş bazı hususiyetleri vardı. Burada kat- iyen oyun oynanmaz, masa bulun- maz... Kahvede uzun bir masa etrafında sıralanmış gibi bir va- ziyette oturulur ve bir kişi söy- lerken diğer birisi konuşamaz.. Müdavimleri umumiyetle mem- leketin yerlisi ve eşrafıdır. Memur- lara az tesadüf edilir.. Memleketli mebuslarımız da buraya gelirler. Kahveleri salep fincanları gibi büyük fincanlarla içmek ananedir. Müdavimler arasında 40 yaşından aşağı olanlara tesadüf edilmez. Lortlar kamarasına davet edil- diğim vakit akşam üstü idi ve azalar birer birer dağılmıya baş- 3 lamışlardı.. Onun için kamarada ciddi (meselelerin (O münakaşası bitmiş olacak ki şuradan buradan konuşuluyorken azadan bir zat çiftliğinde : 8 sene evvel 6 kilo gelen bir: mantarın yetiştiğini söyledi.. Her taraftan sualler yağdı.. Iddia sahibi sıkıştırıldı, şahitler ( istenildi.. (o Söylenilen şahitler vefat etmiş olduğundan iddiası şüpheli görüldü. Münakaşa büyüyordu.. Hattâ zannederim, takrir vermeye hazır- lanan azalar bile vardı. Artık iddia sahibinin mubalağada bulun- duğuna kanaat hâsıl olmak üzere idi; çünkü perde arkasında duran kocaman çanın çalınmasına teşeb- büs ediliyordu. Lortlar kamaralarında bir azaya çan çalınırsa o zatın doğru söyle- mediğine, omünakaşada (aykırı gittiğine, mubalâgaya saptığına filân işaretli ki bu hareket o zatın kamaradaki mevkiini sarsar ve çan sesi işitilince artık hemen susması icap edermiş... Işin vahamet kesbetmekte ol- duğunu anlıyan aza son bir gay- retle hayatta olan bir şahidi hatırlıyabildi.. Diğer bir zat da Arabistanda böyle mantarlar gör- düğünü söyledi ve çan çalınmadan vaziyet kurtuldu.. Kendisi tebrik edildi. Az daha, 1,5 metro uzun- luğunda patlıcan (yetiştirdiğini iddia eden zatın mevkiinde kal- mak üzere olduğu hatırlatıldı. Müsaade istiyerek ayrıldım, Plâjlarda yeni bir moda! logilterenin, kışın da nisbeten sıcak olan cenup sahillerinde, bilkassa Irlandada deniz banyoları başlamıştır. Bu sene deniz ban- yolarının bir hususiyeti kadınların burada kumlar üzerine uzanıp tembellik edecek yerde çalışmaları ve bir işle meşgul olmalarıdır. Ekseri kadınlar bu sene çok giyilen örme blüzleri örüyor. Bir ingiliz gazetesinden iktibas ettiğimiz yukardaki resim bu suretle çalışanlar- dan bir grupu gösteriyor.