Sahife 6. Sergiden üç manzara: Ratip Tahir beyin köşesi, Petraki efendi ve meşhur armutları, Nadide gülleri tetkik eden bir hanım | i En nadide çiçekleri, renk renk gülleri, kokulu sümbülleri ile, en güzel bahçelerde yetişmiş türlü türlü meyvaları, elmaları, armut- ları, kirazları, erikleri ile yer yüzünde kurulmuş bir cennet görmek istiyorsanız evvelki gün açılan ziraat, meyvacılık, tavuk- çuluk ve çiçekçilik sergisine gidin. Sadaret bahçesinin büyük ka- pısından içeri girdik. Biraz ilerle- dik. Önümüze bir kapı daha çıktı... Dehşetli bir kalabalık... Dühuliye ile girildiği halde bahçe yerli mallar sergisi kadar rağ- bette... Bahçenin bir tarafı çiçek- lere, güllere ve tavşanlara tahsis edilmiş, karşı taraf ise kümes hayvanlarına... Ortada sebzeciler, meyvacılar, obabçe ( levazımatı satanlar. Sergiyi gezenlerin içinde bahçe meraklılarından başka şık şık hanımlar, şık şık erkekler “var. Fakat bahçe meraklıları sergide kendilerinden geçmiş bir halde dolaşıyorlar. Artık çiçeği burnun- daki kabaklara uzaktan âdeta âşıkane nazarları mı atfedenler ister siniz? İri yarı, uzun saplı enginarları bir baba şefkatile okşayanlar mı? Biraz ilerideki “Plimuth,, tavuk- larını hasretle, iştiyakla süzerler mi arzu edersiniz ?.. Ne isterseniz bulunur... Bir enginara, bir baklaya, bir meyvaya, bir beyaz güle, bir çil horozuna bakarken bahçe merak- lılarını tetkik ediyorum. En güzel, en cazibeli, enlevend kadına bu kadar içten, bu derece hararetli, bu kadar derinden bakılamaz. Bey gidi has enginarlar... Hey gidi yosma güller hey.. Werledim... Yemişte ihtisası olan bahçeciler... Birdenbire iki büyük kutudaki gayet iri armutlar na- yarı dikkatimi celbetti. Tarttır- adım amma her halde bu ar- mutlardan bir tanesi ferah ferah bir okka vardı. Bunları meşhur bahçeci “Petraki,, efendi yetişti- riyormuş... Tavükçuluk ve çiçekcilik sergisinde bir saat.. Beyaz pamuklara yan gelmişler, gelip geçenin ağızlarının suyunu akıtıyorlar! Çiçeği burnunda kabaklara uzaktan âşıkane bakanlar.. | Enginarları baha DÜ ak Pi ARAŞ Hani bazı kokulu güzel kadın- lar olur. Daha oda kapısından içeri girmeden kokusunun burnu- nuza geldiğini hissedersiniz. Bu armutlara da öyle, ta uzaktan kokusunu almak kabil... Üstelik kehribar sarısı... Kutudaki beyaz pamuklara yan gelmişlar. Gelip geçenlerin (o ağızlarının (o suyunu akıtacak bir hal ve tavur almışlar... Armutların önünden geçenler bir kerecik olsun başını çevirip te bakmadan yapamıyorlar.. Meğer “armut var, armutçuk varmış |...,, Biz armutları seyrederken yanı- mıza bir meraklısı yaklaştı... Pet- raki efendiye sordu: — Kuzum Petraki efendi Düşes armudu var mı?.. Ve bundan sonra müşteri ile bahçeci arasında bir armut bahsidir başladı. Iki taraf hiç değilse benin: şimdiye kadar işitmediğim yüz armut ismi saydılar... İşte o zaman cehaletimi anladım. Meğer ben ne cahil şeymişim... Armut olarak bildiğim “ Mustabey ,. “ Akçe armudu, “ Engürü armudu,,... Halbuki armut ne mühim bir mevzu, hattâ âdeta başlı başına derin bir ilim- miş te benim haberim yok.. Bahçe meraklısı, o armutların saplarını tetkik etti, kenarlarına pertavsızla baktı, ve defterine bir şeyler kaydet iz deilerledik. Kümeslerin önü mahşer.. Renk renk horozlar, tavuklar karşılarına grup grup dikilen meraklı insan- lara hayret dolu nazarlarla bakı- yorlar.. Biraz sonra kolumda bir el.. Bahçe meraklısı bir abbap.. — Gel, gel, dedi. Acaba şim- diye kadar bu derece Sex appel gördün mü?., — Besi ne yalan söyleyim.. Cazibenin bu derecesine tesadüf etmemiştim. Yürü çabuk.. — Ben işte buna Sex appel derim,. Yoksa öyle olur olmaz şeylere değil, Akşam İçimden : — Mutlaka bizim ahbap sergiyi gezen binlerce kişinin içinde pek güzel bir kadın gördü.. diyordum. Çiçek paviyonlarını geçtik, biraz daha ilerledik.. Horozların, tavuk- ların, tavşanların bulunduğu yerin önünden dolaştık.. Fevkalâde iri siyah turpların önünde dolaştık... — Bak. — Gördüm.. Fakat hani Sex appel meselesi. — İşte ya.. — Göremiyorum.. — Hay gafil hay.. Şu turplara baksana.. Şundaki Sex appeli görmüyormusun... llâhi çocuk... Bahçe merakı bu kadar olur.. Hani biraz evvel gördüğüm armutların sex appeli mevzubabs olsa, aklım erer. Fakat siyah turplardaki sex appeli pek kavrayamadim.. Bahçenin ortasındaki, havuzun etrafı bahçe alet ve edevatına tahsis edilmiş... Burada büyük tulumbalar, bahçivanlığa ait alet edevat.. Ibtiyar mütekaitler, yaşlı başlı haşalar havuzun etrafını | çevirmişler, küçük bahçe kovalarını | * çapaları, kelebek ağlarını tetkik ederken âdeta etraflarını unut- | muşlar, Sergide bilhassa Yalova millet | çiftliğinin göşesi, Ratip Tahir beyin kümeslerinin önü çok kala- balık. Buraları hani seyredilme- | yecek gibi yerler değil... Sirgiden çıkarken umumi görültü içinde kulağıma parça parşa sesler geliyor: — Yahu Düşes armudu bula- maz miyız acaba?. — Petraki efendi bana bir kaysı fidanı... — Yahu Plimut'ların odaha koyo renği yok mu?. —Aman şu güllerden bir demet. — Bana bir bahçe kovası... Hikmet Feridun 28 Mayıs 1932 — - mi Askeri bahisler Hava taarruzlarına karşı muhafaza teşkilleri Şimdiye kadar zikredilen hava taarruzlarına karşı korunma key- fiyeti oOher şeyden evvel bir teşkilât meselesidir. Teşkilât daha vaktı hazardan itibaren yapılmaz ve tedbirler alınmazsa (o harpte büyük zararlar görüleceği herkesçe anlaşılmıştır. Bu makalemiz icap eden teşkil ve tedbirlerden bahsedecektir. Yapıldıkları zamana göre bun- lar üç kısma ayrılır: 1 — Hazar vaktinde. 2 — Harp tehlikesi ilânından seferin nihayetine kadar. 3 — Bizzat taarruzun icrası zamanında. A — Hazar teşkilleri: Vakti hazarda yapılacak tedbir ve teşkillerin en mühimi * ciheti mülkiyeye ve ahaliye düşer. İlk iş efradı milletin korunma çare- lerini öğrenmesidir. Bunun için başta tekmil mektepler olmak üzere bir milli cemiyet yapılması ve diğer teşkiller, meselâ Hilâli- ahmer, tayyare ve saire cemiyet- leri konferanslar, risaleler, resim- ler ile hava taarruzları ve bunlara karşı korunma halka öğretilmeli- dir. Bu cemiyetlerin her şehir ve köyde şubeleri bulunur. Bunlar her fırsatta, tayyare manevreleri, milli bayramlar ve saireden tisti- fade ederek halkı tenvir eder. Hele radyo ve sinemalar çok faydalı işler görebilir. Bu meyanda harp esnasında halkın düşman tayyarelerinden atılacak, hudutlardan içeri soku- lacak, propaganda vasıtalarından müteessir olmıyacak surette ihzarı lâzımdır. Bilinmelidir ki, düşman bombaları kadar düşman beyan- nameleri de tehlikelidir. Bundan sonra bizzat korunma ileri gelir. Bunun başında alelü- mum memleketin, köylerin ağaç- landırılması vardır. Köyler ve şehirler o civarında (ormancıklar vücuda getirilmelidir. Yolların kenarına ağaç dikilerek Geçen hafta Nev - Yorkta bir köpek gide teşhir edilen köpekler arasında Sonny isminde fevkalâde büyük bir köpek vardır. 87 buçuk kilo yaşında bir çocuğun iki misli uzunluktadır. gidip gelme gizlenmelidir. Köy- lerin civarındaki magaralar, tünel- ler, şehirlerdeki yer altı yolları, sinemalar, barlardan harp esna- sında ne suretle istifade edileceği tesbit olunmalı, noksanlar hazar- dan ikmal edilmeli, bu gibi mu- hafaza yerleri: yoksa daha hazar- dan yapılması temin olunmalı- dır. Dik yerler, köyler içeri- sinde ve civarlarındaki tepelerde dehlizler yapmak hemen her yerde mümkündür. Köylülerin tayyarelerin taarruzu esnasında ne yapacağını öğren- mesi çok lâzımdır. Bayramlarda ve eğlence mahiyetinde bu işlerin talim edilmesi işi temin eder. Bu hususta en iyi vazifeyi köylerin en münevveri olan köy muallimi yapar. Şehirlerde hazardan yapılacak işleri * ve halka emin melceler temin etmeği belediyeler üzerle- rine alırlar. Bundan başka yangına karşı tertibat, zehirlenenlerin kurtarıl- ması hazardan tespit, halka ilân olunur. Fabrika ve diğer mühim sınai tesisatı, ormanları, gizlen- mesi kolay yerlerde tesisi esas ittihaz olunmalıdır. Büyük binaların alt katında bomba ve gazden mahfuz yerler yapılması kaide haline sokulmalı, şehirlerin sokakları geniş ve rüzgâr istikametlerine omuvazi olmalıdır. Bunlar her halde şehir plânlarında yer bulmağa değer mevat sırasına girmiştir. Hazardan düşünülecek tesislerin en mühimlerinden biriside demir- yollardır. Çünkü tayyarelerin en çok taarruzuna uğrayacak yerler buralarıdır.. Her istasyon mutlaka ağaçlıklar içine gömülmeli ve al- tında memurlar ve halkın muha- fazası için emin melceler bulun- malıdır. Ancak bu tedbirler daha hazar vaktından ittihaz edilmek sayesindedir ki harpte en müessir vasıta olan tayyareye karşı halk korunabilir. sergisi açılmıştır. Bu ser- ağırlığında olan bu köpek yedi Resmimizde köpekle, sahibinin çocuğu yanyana görülüyor. a