9 Mart 1932 Akşam Sahife 3 ARADA SIRADA n AKŞAMDAN AKŞAMA ———— a Alman şairi Gcethe İR ERLER İ Ümer Seyfeddin'e 1832 Men 2 martında Ş Kı XI AZ A, B dair almanların milli şairi Geethe: Bundan on gün evel, kıymetli “ Nur istiyorum! ,, diyerek son edibimiz Ali Canip beyden bir sözünü söylemiş ve son nefesini vermiş, Bu ayın 22 nci günü alman dâhisi öleli tam yüz sene olacak. 22 mart 1932 de, Almanyada kıyametler kopacak. Konferanslar, temsiller, nutuklar, merasimler, ihtifaller birbirini takip edecek. Belki Hitler milli şairin mezarını ziyaret edecek, belki Hindenburg bu dâhi için gözyaşı dökerken içinden: Keşki sen yaşasaydın da allah şu Hitlerin canını alsaydıl,, diyecek. Geethe'nin ölümünün yuzüncü yıldönümü yalnız Almanyayı de- Zil, bütün dünzayı ayaklandıracak. Hanolulu adalarından seddi Çine kadar yer yüzünde ne kadar insan varsa “Geethe'den bahsedecekler. O gün Darülfünun konferans salonunda nutuklar irat edilecek. Hasan Âli beyin Geethe isimli kitabı elden ele dolaşacak. Seniha Bedri hanımefendinin Geetheden terceme ettiği Stella facıası Da- rülbedayide temsil edilecek. Martın 22 nci günü Bulayırda garip garip yatan Namık Kemal, bir söğüdün dibinde kimsesiz dinlenen Yunus Emre bilmem ne diyecekler; fakat bu ihtifaller yapılacak. * ». Geethe, fıtraten biraz şair Nedim efendiye benzer. Nedim Ibrahim paşanın dalkavukluğunu yapmış. Gethe de dük Charles - Auguste'nin gönlünü eğlendirmiş. Padişah atiyesi ile geçinen İncili çavuşlar, Tıflılar gibi bir adam. Meselâ: Bir gün dükle beraber dolaşırlarken, gözel bir bahçe içinde, ağaçlar altında bir köşk görmüşler. Geethe: — Bu köşkü isterim, demiş. Sahibini çağırtmışlar. Adam satmak istememiş. Bunun üzerine dükün fermanı var diyip cebren almışlar ve Goethe cenapları köş- ke kurulmuşlar. Tam yedi sene bu köşkte madam Stein, düşcs Amelie ile keyif sürmüş. Gethe'den bahseden Omü- verrihler bu şairin Weimardaki hayatını takbih ederler. * .. Gethenin edebi kıymeti kolay kolay inkâr edilemez. Söz söyle- mek için hazreti Eyyup gibi sabırlı olup Faust'u Werter'i dikkatle okumak lâzımdır. Bu sene italyan ediplerinden Ciovanni Papini bu işi yapmış. Faust için: “Üfürüğü cinli bir hocanın, hocalaşmış bir cinden çektikleri, diyor. Yalan da değil. Esasen mösyö Papini şaheser denilen bütün eserleri okumuş. Hepsini “müstekreh, mülevves, budalaca yazılmış, can sıkıcı, manasız şeyler,, buluyor. Bu buluşa zamane ukalaları Şehrin imarı Bazı guruplar belediyeye müracaat etti Taksim bahçesini lünapark ha- line koymak üzere bir Macar grupu ile belediye arasında ce- reyan eden müzakeratın ilerledi- ğini yazmıştık. Muhiddin bey Ankaradan geldikten sonra be- lediye ile şirket arasında muka- vele imza edilecektir. Şirket müdürü taksim bahçe- sinden sonra filorya plajı hakkın- da tetkikatta bulunacağı bele- diye mabfilinde soyleniyor. Bun- dan başka, şirket İstanbulda uzun uzadıya tetkikat yapacak, şehrin imarına taalluk eden beledi- yeye ait işleri deruhte etmek üzere belediye nezdinde teşeb- büsatta bulunacak imiş. Diğer taraftan, biri Ingiliz ol- mak üzere diğer bazı sermayedar- lar da muhtelif sahalarda iş yap- mak için belediyeye müracaat etmişlerdir. Belediye, bu teşeb- büsleri tetkik etmeğe başlamıştır. Fahişeler hakkında vekâletin bir emri Dahiliye vekâletinden gelen bir emirde ofubhşu meslek edinen umumi kadınların muhtelif vesile- lerle bir vilâyetten diğr bir vilâ- yete sürüldükleri vaki şikâyetten nalaşılmıştır denilmekte ve bu gibi hallere badema meydan verilme- fakat ben eminim, ki mösyö Gievanni Papi- ni'nin - Allah çok vakit yaşatsın - ölümünün yüzüncü yıl dönümün- bilmem ne derler, de Geethe'den fazla tezahürat yapılacaktır. * *#» Napoleon Weimar'da Geethe'ye tesadüf ettiği zaman elini sıkmış: — Siz insansınız! demiş. Bunun üzerine bakın Geethe ne diyor: “Almanya bir hiçtir. Her alman ferden ferda bir kıymettir. Halbuki almanlar bunun aksini iddia ederler. Almanlar yahudiler gibi dünyaya dağılmalıdırlar, ki kıymetleri anlaşılsın!,, Bu sözün Almanyanın ve al manlığın lehinde olmadığı muhak- kaktır. Hele milliyet mefhumu ile tabantabana zıt. Bu ne biçim milli şair? “Türkiye (o metelik etmez, türkler yahudiler gibi | serpilip yaşamalıdırlar , diyen birisine ihtifal yapmaz, mezarını yıkardım. Şu almanlar tuhaf insanlar vesselâm! Selâmi İzzet Plân beklenecek Belediye artık büyük cadde açmıyacaktır Son senelerde Istanbul'da açı- lan yeni cadde ve sokakların istikametleri oevelce çizilen plân dahilinde ( yapılmıştır. e Halbuki bu sokaklardan bazıları şehrin ihtiyacına göre olmadığından bazı sokakların istikametlerinde tadilât yapılacaktır. Bundan başka Istanbulun müs- takbel imar plânı henüz tanzim edilmediği için yeniden açılacak büyük caddeler ve sokaklar ile- rideki plâna göre olmıyacağından belediye bu seneden itibaren şehrin kati şekli anlaşılan saha- larda omüstesna olmak üzere yeniden büyük çaddeler açmıya- caktır. Son karların sebzelere tesiri San kar ve kışın sebzelere zararı olmuştur. Bir çok bahçe- lerde zeriyat yapmak kabil olma- mıştır. Şile ve Erenköy Kartal havalisinde (tarla işleri odur- muştur. Büyükdere taraflarındaki mer- zuata bir şey olmamıştır. Haydar bey Eski Istanbul mebusu ve valisi Haydar beyin Malatya valiliğine tayin edileceği söylenmektedir. AKŞAM ABONE ücretleri —— Türkiye Ecnebi “ BENELİK 1400 kuruş (o 2700 kuruş GAyLıK 750 > 1450 SAYLIK 400 » lAyLık 150 > ma” Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku- ruşluk pul göndermek lâzımdır. Zilkade 2 — Kasım:123 5. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E. 10,37 1216 616 930 12 — 130 Va, 4,45 6,25 12,24 1540 18,8 o 19,38 — mma Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokağı No. 13 Şirketler Imtiyazlı şirketler belediyeye raptedilecek Imtiyazlı şirketlerden Ohemen hepsi doğrudan doğruya Nafıa vekâletinin mürakabesi altıdadır. Halbuki faaliyetleri sırf şehirlerin hududuna münhasır kalan bu şir- ketlerin Nafıa vekâletinden ziyade belediyelerce mürakabesi, doğru- dan doğruya belediyeye raptedil- meleri daha doğrudur. Iktisat vekâletinin de bu fikre temayül ogösterdiği (o şehrimizin alâkadar mahafiline gelen ma- lâmattan anlaşılıyor. Haliç şir- keti Oo muamelâtının O belediyece tetkik ettirilmesi hakkında iktisat vekâletinin (o gösterdiği lüzumün bu kanaattan ileri geldiği tah- min ediliyor. Verilen mütemmim malumata göre imtiyazlı şirketler hakkın- daki kanunun bu günlerde tadili mevzubahs o olduğundan yeni kanun o lâyihasında (faaliyetleri şehre tahsis edilen şirketlerin na- fıadan ayrılarak (belediyelerin mürakabesi (o altına alınmasına dair tadilât yapılacaktır. Kahire Arap musikisi kongresi Kahirede Arap musikisi kon- gresine iştirak etmek üzere Rauf Yekta ve Mes'ut Cemil beyler dün Eğe vapurile Mısıre hareket etmişlerdir. Açık lağımlar Belediye, Beyoğlu cihetindeki kanalizasyon inşaatına esas teşkil etmek üzere şehir meclisinden iptidai projenin tanzimi için | mezuniyet almıştı. Bu projenin | tatbikat sahasına geçmesi için epi bir zemana ihtiyaç olduğun- dan belediye, bu sene açık lağım- ların en mühimmini kapatmak istiyoruz. Bu işe sıcaklar basmadan başlanacaktır. AKŞAM'a abone olunuz! Cemal Nadir bey arkadaşımız Amca Bey'in gazetemizde intişar etmiş en güzel karikatürlerini bir araya topladı; bunları renkli, zarif bir kapak içinde güzel bir album halinde neşretmek Mart ve Nisan 1932 zarfında gazetemize bir senelik, 6 aylık, 3 aylık abone kaydedilecek üzredir. karilerimize veya mevcut abonesini bu iki ay içinde asgari 3ay için temdit ettirecek olan abonelerimize bu güzel album'dan bir nüsha hediye edilecek ve posta ile adreslerine gönderilecektir. Bütün Türkiye'de en fazla satış yapan AKŞAM gazetesine siz de abone olunuz ve bu güzel hediyeyi alıniz! kart aldım: Merhum Ömer Sey- feddinin osenei devriyesi olan günün yaklaşdığını, ona dair bir yazı yazmaklığımı bana hatırla- tıyordu. 5 Bütün nesildaşlarım gibi, Ömer Seyfeddini ben de severim. Onunla ille tanışmamız, manevi sabada oldu: Bir kari ve muharrir tanış- ması.. Yeni Mecmuanın hafta başları çıkmasını, bilhassa içlerinde Ömerin hikâyeleri var diye bek- lerdim. En fazla lezzetle okudu- gum muharrir Ömer Seyfeddindi. Sonra, bende yazı yazanlar âlemine karıştım. Bir gün, beni Haydarpaşa treninde Ömer Sey- feddine, taktim ettiler. “Azizim...,, makamında, mütema- diyen “ cancazım... ,, tabirini kullanıyor. — Fransızca, yahut başka bir ecnebi lisan biliyor musunuz canca- zım?.. Biliyorsanız yazıcılıkta devam edin, bilmiyorsanız, evvelâ ecnebi dilini öğrenin, sonra yazıcılığa kalkışın. Zira, garp eserlerini okumadan şairlik, (muharrirlik yapılamaz... Ben, o sıralarda münhasıran şiir yazdığım için bana Yunan klasiklerini türkçeye nakletmemi tavsiye etti. Selâmi İzzet mevzu- larını dimağında yarattığı hikâye- ler yazıyordu. Ona da demiş ki: — Bu mütemadiyen böyle sökmez, çancazım... (Gazeteye her gün hikâye yetiştiremezsin. Buna dimağ dayanmaz. Max ve Alex Fischer diye iki kardeşin hikâyeleri vardır. Kitaplarını al onları oku! Jean'ları Ahmet, Margueritte'leri Ayşe yap. İşte sana âlâ hikâyeler... Binaenaleyh, şimdi omatbuatr- mızı istilâ eden Adaptasyonculu- ğun baş kumandanı Selâmi İzzet olduğuna göre, erkânı harbiye reisi Ömer Seyfeddin'di denebilir. Mamafih, kendi hikâyeleri arasın- da, doğrudan doğruya adapte edilmişler yoktur sanırım. Ömer Seyfeddin'nin hayalhanesi gayet genişti. Her hafta bir iki orijinal hikâye yazabiliyordu. Hattâ, ken- disinden yazı istiyen patronlara sorarmış: — Ne uzunlukta olsun? canca- zım, komedi mi olsun? vatenper- verane mi, aşıkane mi olsun? — Orta uzunlukta, vatanper- verane bir facia olsun! - deyince, muntazam dosyesini açar, içinden, evelce bu tipde hazırlanmış bir hikâye çıkarır, verirmiş. Yukarıki tafsilâttan anlaşılıyor ki, Ömer gayet pratik bir mu- harrirdi. Allah rahmet eylesin. Çalıştığı müessese, ona satır he- sabile para verirmiş. Binaenaleyh hikâyelerinde şu tarzlar opek çoktur: Ben: — Geli Dedim. 0: Ona dair hatıralar yazmakla bitmez. Onun dımağı her gün şifahi, tabriri bir fantazi yaratmak imkâ- nını bulurdu. Maalesef aramızdan çok genç ayrıldı. Yoksa, edebiya- tımızın en dikkati calip” şahsiyeti olacağına şüphe yoktu. (Wâ- Nü) — Ekmek arslanın ağzındadır, derler, sahi de öyle Amca Bey... .. Günde 16 saat kalem sallı- yorum... .. Arslanın ağzındaki kapabilirsem... ekmeği .. Sevincime payan olmuyor!.. Çekilir dert değill... A.B. — Sus birader susl. Ya ekmek muhtekirlerin eline geçerse ne yaparsın?..