11 Kânunusani 1932 — Kocandan neye ayrılmak istiya — Anlaşamıyoruz. — Neden anlaşamıyorsunuz ? — O ayrılalım diyor, ben olmaz diyorum. İşte geldim koşa Şimdi sana yan RAMAZAN MANİLERİ Davulumla çıktım yola, Selâm verdim sağa, sola.. Güzel kadın bekliyorum; Dudağından bahşiş yolla. Emeklerim gitmez boşa; Sokul bana, kimseler yok; Sevişelim coşa cuşa.. Yenicami kandil yaktı; Gelen geçen durdu, baktı.. Sevgilimin kucağında Oruç bozsam, iftar vakti.. Davulumun derisi var, Ramazanın perisi var, Bilmiş olun, şimdi bende Güzellerin serisi var, Hiç çekinme İmset dayı; Al davulu, vur sopayı, Var mı bir tek kabadayı !... koşa, bakacak, IMSET söylesene. — Aman kimse duymasın sana bir şey söyliyeceğim dedin, — Dur, Fatmayla Ayşe de gelsinler de öyle. Fıkralar Bir ders Italyanlarla fransızlar arasında enternasyonal bir motosiklet yarışı yapıldı. Fransızlar kazandılar. Yarıştan sonra ziyafet çekildi. Ziyafette bir fransız ayağa kalktı, kadehini kaldırdı: — Bilâistisna hiç biri tarafın- dan yenilmemize imkân olmıyan italyanlar şerefine.. dedi, Derhal bir italan ayağa kalktı ve şöyle mukabele etti: — Bazı istisnalarla çok kibar iasanlar olan Fransızlar şerefine.. Tam yeri İki banım başbaşa vermişler fıskoslıyorlardı. — Evlenmek (o mecburiyetinde kaldı. — Neden? — Adamı ilk gördüğü gün sevmiş. — Ilk defa nerede görmüş? — Otomobilinde! Ismi Hollywood'un. sarışın artistle- derinden biri... Dokzuncu kocasın- dan: boşanan bir yıldız. Geçenlerde bir arkadasına haber verdi: — Evleniyorum. 1 — Gene mi? — Evet, nışanlandık, — Ismi nedi? — Bilmem... Dur bakayım, çan- ,tamda kartviziti olacak! — Sen feminist misin? — Hayır, erkek dostuyuml Nükteler Bir fikir fon dinlemez. riyetinde kaldı. Oğlu sordu: — Fena mı baba? Şemi efendi başını salladı: konservesini o sevemem, vesinden hoşlanayım? Pot bir hanıma tesadüf etti: eski hatıralarımız vardır. Kadının . ibtiyarlığını: yüzüne istedi: — Çocukluk hatıraları!.. Tashih edemediğimi anlaymca ilâve etti: — Ben siz henüz beşikteydiniz! Nasihat Kadınlar iki kısımdır. Bir kısmı çok gevezedirler. OKatiyen sır tutmazlar, Onlara sır tevdi etme- yin Öbürlerine de... bir şey söy- lemeyin | Şemi efendi geri fikirlidir. Oto- mobile binmez, telefonla konuş- maz, tayyareye bakmaz, gramo- Geçenlerde oğlü bir gramofon aldı. Kurdu. Akşama kadar çaldı. | Şemi efendi dinlemek mecbu- — Ben zarzavatın, etin, balığın neden istiyorsun, ki musikinin konser- Altmışlık bir zat bir salonda — Ne iyi tesadüf, dedi, sizinle vurduğunu anladı, tashih etmek ihtiyar bir aadamdım, ŞARKI Sevdalı akşamlar tekin degildir, Çok dolaşma gönül viranesinde! Gururlu güneşin boyun eğiltir. Şaka yoktur aşkın efsanesinde. Neyzen Tevfik ŞARKI Kara sevda gibi ruhumda duran gözlerine Gömdüm esrarla dolu aşkımın isyanlarını. Seni kaç yıl aradım böyle derinden derine, Gözlerin içti bütün gençliğimin kanlarını. Mustafa Nafiz ILÂÇ Saçları dökü- lüyordu. Berber bir ilâç verdi. 'Teessür Adamcağız sakin sakin yolda giderken, başına bir şemsiye indi. Bunu vuran bir kadındı. Adam polise şikâyet etti. Mer- — Bu ilâç iyi kez memurunun karşısına çıktılar. midir? ö — Neden vurdunuz? — Başında hiç bir saç kalma- mış bir müşteri- ye verdik. Ertesi gün parasını is- tediğimiz zaman — Yüzüme ters ters baktı. — Size öyle gelmiş olacak. Sizi görmemiş bile. Durup durur- ken şemsiyenizi başında kırmış- sınız. Müteessir değil misiniz ? — Tabii müteessirim, Şemiyemi 15 liraya yeni almıştım! mıya başladı. saçını başını yol- — Ahmetle aranız açık galiba, bakardı, şimdi bakmıyor. — Oruçlu da ondan! eskiden sana yiyecek gibi KARA SEVDA Kara sevdayla nasıl inliyorum, göstereyim: Bastığın yerleri hasretle öpüp, can vereyim! Dilerim ben bu mukaddes güne artık ereyim: Bastığın yerleri hasretle öpüp, can vereyim! ve Nice günler yaşadım ağlıyarak sızlanarak, Böyle aşkınla senin volkana döndüm yanarak! O aziz ismini son defa gönülden anarak Bastığın yerleri hasretle öpüp, can vereyim! - Beste hakkı mahfuzdur - Necdet Rüştü ÖPÜCÜK Başa gelen — Anne, neden Tabir caizse - başıma - bakın doğrudan odoğ- di ruya babamın "e ged. ye daktilosunu öp- Geçen gün Mehmet beyin evine miyorsun? gittim. Güzel bir kızı vardır. Bu — Bu dane güzel kız kucağımda otururken EL içeri babası girmez mi? ,— Dikkat et Bunu bir dosta söyledim. tim, her sabah sen beni öpüyor- — Aman dedi, otur, anlat. sun, ben babamı — imkânı yok. öpüyorum, o ba- — Anlatamaz mısın? bam daktilosunu — Hayır, oturamam... Tekme öpüyor. nin: yeri çok acıyor!