11 Ocak 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

11 Ocak 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EE MM£—E——a 2, 11 Kânunusani 1932 EE) Sahife 5 Zeytin ağaçları Hastalığa karşı tedbirler alınıyor Haşarat enstitüsünün halka tavsiyeleri Muhtelif mıntakalardan Burno- vada haşarat ve emraz enstitüsü- ne gönderilen hastalıklı zeytin dalları tetkik edilmiştir. Yapılan fenni tetkikat neticesinde zeytin dalların kurutan iki nevi haş- ereye tesadüf olunmuştur. Bun- lardan Phloeotribus Oleae ve diğeride Oheiperda Hylesinus'tur. Bunlara karşı alınacak O fenni tedbirler şunlardır. 1 — Bahar gelinceye kadar kuru dalları ayıklatıp behemehal yakmak. 2 — Haziran ve Ağustosta parmak kalınlığında düz zeytin dallarını zeytinliklerde toprağa, öteye beriye yayıp bunları böy- lece bir ay kadar biraktıktan sonra zeytinliğin bir kenarına toplayıp yakmaktır. Haşarat ve emraz enstitüsü müdürlüğünce tesbit edilen bü fenni tedbirler mmtaka ziraat müdürlüğü tarafından © kazalara ehemmiyetle tâmim olünmuştur. Yaş meyva ihracatı için sorulan sualler Mıntaka dahilinde yaş olarak ihraç edilen üzüm navlunları ile nerelere ne mikdar ve ne fiatle ve ne gibi mazruflar dahilinde ibraç olunduğu ve ambalâj için kap veya sepetlerin burada yapı- lıp yapılmadığı sorularak sepet nümunelerinden obir miktarının bağcılık tedrisatına esas olmak üzere gönderilmesi İstanbul ziraat başmüdüriyetinden İzmir ziraat müdürlüğüne bildirilmiştir. Üzüm, incir Bir ayda izmirden nekadar ihracat yapılmış? Izmir Ticaret ve Sanayi odası tarafından üzüm ve incirlerin ticari vaziyeti hakkında bir rapor hazır- lanmıştır. Bu rapor aynen şöyledir: 5 Kânunuevel 931 tarihinden 5 kânunusani 932 tarihine kadar Izmir borsasında 330280 kilo incir satılmıştır. Fiatler: Süzme 20-30 elleme16-22, paçal 10-17, natürel 11-15, burda 9,5-10 kuruştur. Son ay zarfında İzmir limanın- dan muhtelif memleketlere 907087 kilo ve mevsim iptidasından 5 kânunüsani 932 tarihine kadar da 21,814,632 kilo incir ihraç edilmiştir. Üzüm raporuda şöyledir: 5 Kânunuevvel 931 tarihinden 5 Kânunusani 932 tarihine kadar Izmir borsasında 1380660 kilo üzüm satılmıştır. Fiatler: Aliyyülâlâ 46 - 50 âlâ 44-48,5 birinci 41-45,5 ikinci 39- 42/75 üçüncü 35-39,5 kuruştur, Bir ay zarfında İzmir limanm- dan muhtelif memleketlere 1 mik yon 051,880 kilo ve mevsim ipti- dasından 5 Kâtunusani 932 tari- hine kadarda 20,134,694 kilo üzüm ihraç edilmiştir. Vekil memurlara verilecek imâaş Bir vazifeden çekilen memurun yerine vekâleten tayin edilecek olanlara ancak iki ay vekâlet ma- aşı verileceği Maliye vekâletinden tamimen vilâyetlere bildirilmiştir. Vekâlet maaşı miktarını alâkadar vekâletler tayin edecektir. Di HABERLERİ Köy kanunu Battın köylerinde mükem- melen tatbik ediliyor Bartın 8 — Kazamızda köy kanununun esaslı surette tatbikına altı, yedi ay evvel başlanmıştı. 20 haziran 1931 den itibaren ihdas edilen köy kâtipleri teşkilâtı, altı ay zarfıda bir çok faydalı işler görmüştür. 134 köyden mürekkep olan Bartın kazası (2 nahiye hariç ) köy teşkilâtı itibarile yedi mınta- kaya ayrılmıştır. Her mıntakaya bir köy kâtibi tayin olunmuştur. Bu kâtipler bir merkez kâtibine bağlı bulunmaktadırlar. er köyde bir köy sandığı teşkil olunmuştur. Her köyün varidat ve sarfiyatının kaydına mahsus muntazam defterler kul- lanılmaktadır. Köy kâtipleri teşkilâtından sonra evlenme işleri kanuni bir şekle sokulmuştür . Teşkilâtı ikmal edilen köylerde şimdiye kadar 50 yi mütecaviz evlenme muamelesi yapılmıştır. Doğum ve ölüm vak'aları da muntazaman bildirilmektedir. Köy kâtipleri teşkilâtının ihda- sından sonra, mühim bir nokta meydana çıkmıştır : 1927 nüfus tahririnden beri bir çok doğum vakalarının haber verilmediği anlaşılmıştır. Bu mik- tar 4019 u bulmaktadır. Kâtip teşkilâtından #onra hây- van alım satımı mezruat ve saireye vuku bulan zarâr ve ziyan yüzün“ den ikame edilen 300 kadar dava görülmüştür. Bir çok köylerde bataklık ve nakliyatı güçleştiren çamurlu ma- haller kapatılmış, seylâptan zarar gören 50 adet köy köprüsü tamir ve yeniden inşa ettirilmiştir. Incir ağaçlarında Dalları kurutan haşereler nasıl imha edilecek? Burnavâdaki Haşarat ve emraz enstitüsü tarafından Ege iktisadi mıntakasindan toplanan ve mul- telif vasıtalarla müesseseye göl“ derilen kurumuş incir dallarında Hypoborus namında bir haşere zuhur ettiği görülmüştür. Bu haşere incirlerin ince dalla- rının kabuklarını delerek kabük altında tahribat yapmakta ve dal- ları bu suretle kurutulmaktadır. Bunun için fenni tedabir ittihaz edilmiş, mıntaka ziraat müdürlü- günden kazalara tamim olunmiuş- tur. Fenni tedbir şudur: 1— Şimdiden başlayıp ilk ba- hara kadar ağaç üzerindeki kuru dalların toplanıp yakılması . 2— Baharda su yürüdüğü vakıt meydana çıkan kuru dalları ikinci defa olmak üzere toplayıp yak- mak lâzımdır. 6öz kurdu hastalığı Izmir bağlarına arız olan göz kurdu hastalağına karşı istimal edilen (Kâre) namıtdaki ilâçtân bir miktar gönderilmesi İstanbul ziraat mektebinden talep oluh- muştur. Hindistanda taharriyat ve tevkifat devamda Karachi, 9 (A.A) Polis köngre binasında ve ayni bina da- hilinde bulunan Hindü gazetesine ait dairede taharriyat icra etmiş- tir. Gazeteler, müsadere edilmiş- tir. Kongrenin mobilyeleri ve bay- rağı götürülmüştür. Yubüpürdan bildirildiğine göre polis, yoluna devam etmek isteyen halka hücüm etmek mecburiyetinde kalmıştır. Birçok köngreciler, yaralanıvış, birçok kimseler tevkif olunmuştur. Idam mahkümu Firari Hüseyin 2 kılavuzu vurdu Müsademede iki jandarma da hafifçe yaralandı Bartın 7 — Jandarma müfre- zesi tarafından şiddetle tâkip edilen firari idam mahkümu Fes- litli Hasan, pazar akşamı Safran- bolunut Ulus nahiyesi dahilinde Sofular köyü civarındaki dağda sıkıştırılmıştır. Jandarmalara kılavuzluk yapan Kepçe Ali ve Kımır Ahmet na- mında iki köylü; iki arkadaşiyle beraber mukavemet eden firari şakinin pususuna düşmüşler ve vurulmuşlardır. Kepçe Ali ölmüş“ tür; Kımır Abmet ağır yaralıdır. Bunu müteakip, jandarma müf- rezemiz ile şakiler arasında mü- sademe olmuş, müsademede iki jJandarmamız hafifçe yaralanmıştır. Firar eden $akiler takip edil- mektedir; onlardan da yaralı bnlundüğu, takip esnasinda görü- len kan izlerinden anlaşılmıştır. Firari Feslitli Hasanın yanında görülen diğer iki şakinin, son günlerde Bolu hapisanesinden kaçtıkları (söylenen, merkumun eniştesi ile diğer bir mahküm olmasına ihtimal verilmektedir. Şakilerin derdesti için daha sıkı tedbirler alınmıştır. Tastiyeye tabi tutulan âciz memurlar Sıvas vilâyeti dahilinde acizleri görülerek tasfiyeye tabi tutulan on memurun isimleri tamimen yilâyete bildirilmiştir. Bu memur- lann müracaatları takdirinde bir vazifeye tayin edilmemeleri vilâ- yata tebliğ olunmaktadır. Canavar ana Doğurduğu çocuğu boğarak köprünün altına atmış Izmirde Halkapınar civarında Mersinli köyünde tüyler ürpertici bir cinayet olmuştur. Seniha hanım isminde on yedi yaşında bir kız; gayrı meşru bir temasın | mabsulü olan bir çocuk doğur- muş ve valdesi Kamer hanımla birlikte çocuğu boğmüştür. On- dan sonra çocuğun cesedini bir beze sararak Çamdibi mevkiinde bir köprünün altına atmışlardır. Çocuğun cesedi bulunmuş, yapı- lan tahkikatla Semiha ve valdesi Kamer hanımların çocuğu boğ- dukları meydana çıkmış, kendi- leri de bunu itiraf etmişlerdir. Bu cinayetin faili olan valde ve kız yakalanarak dün akşam üzeri Adliyeye verilmişlerdir. Semiha Obhanım; Gâvur Ali isminde birisile tanıştığım ve gayrı meşru çocuğun ondan oldu- ğunu, iğfal edildiğini, çocuğun ölü doğduğunü söylemiştir. Val desi; çöcuğu sandıktan alarak götürüp köprü altına suyun içine bıraktığını söylemiştir. Halbuki çocuğun müayenesine dair olan doktur raporunda hava- sız bırakılmak suretile öldürül düğü zikredilmektedir. Hint kongresinin parası Bombay, 9 (A.A.) — Hükümet Hint kongresine âit olarak Bajaj bankasına tevdi edilmiş olan ve binlerce Ingiliz lirasına baliğ bu- lunan paraya dokunulmaması için emir vermiştir. Aynı Zamanda Hint kongresi komitesinin vezne- darı bulunan bu bankanın sahibi elyevm mevkuf bulunmaktadır. AKŞAM'ın tefrikası: No 92 11 Kânunusani 1932 KIVIRCIK PAŞA Büyük Milli Roman Müellifi: Sermet Muhtar Pembe odada kafakafaya veredursunlar... Ayvaz Avadis gene karşılarına çikti, Bekleyen, göne o kadın, yani Seher hanım değil mi imiş? Artık bu işe Hürmüzün de babaları (Otutmağa (başlamıştı. Şehriden evvel sokâk kapısına vardı. Elini böğrüne dayayıp sağ ayağını birâz ileriye attıktan sonra Seheri, tepedeti tırnağa kadar süzdü. Kendi kendine: — Yelloza bukadarı kâfidir! dedikten sonra geri çekilip Şeh- riye meydan verdi. Bu geliş hakikaten hâyra alâ- met değildi. Veysel beyin inadı bir türlü geçmemiş. Illâki Şehri de Şehri! diyormuş. Koca tabancayı çıkarıp masanın üstüne koymüş. Seher hanim, Veyselin dedikle- rini kelimesi kelimesine anlatı- yordu : — Mantara basmam; dolma yutmam. lile o herif gelecek; karşıma geçecek. Beraber çakıştıra- cağız; semai, koşma söyliyeceğiz; çifte telli oynıyacağız!... Seher, hem bunları anlatıyor, hem de durmadan Şehrinin eline ayağına vararak : — Aman kardeşciğim çocuk olma. Bir lahza gel, dediği olsun, sonra istersen pencereden, baca- dan kaç! diyordu. Şehri ise, hürmüzün işitmemesi için boyuna Seherin kolunu dür- tüyor, omuzunun tozunu silmek bahânesile arkasına göz gezdiri- yordu. Hürmüz, bahçıvan Zeynel ağa ile lâfta iken Şehri, dört nal içeri koştu. Doğru hânım efendinin huzu- rünu boyladı. Boynunu kirp yü- züne mahzun bir &da verdikten sonra : — Ifetpenah! Dedi. Veysel beyimizden gene O hatun geldi. Babızaptiye'ye abdi ahzkar gitme- den olamıyacak. Çünkü namı çâkiranemi söyleyince ( eviddaı kadimeden Zabtiye Nazırı maali mezahiri paşa hazretlerile utufetlu Muavin beyefendi, Saadetlü Mek- tubi beyefendi, izzetlu Muha- sebeci bey, rıfatlu Evrak memuru efendi... Hanimefendi, yüzünü ekşitmekle beraber keseye el atmış, Şehrinin gözlerinin içine bakıyordu. Şehri: — Köşe başından gerdune 8u- vâr olup öraya şitap ile zevati mezküre ile hoş beşi müteakip. Hanımefendi, o parmaklarında tuttuğu üç lirayı göstererek az mı, çok mu? gibi yüzüne bakârken, Şehri: — Adet beş, işi bitirmeyen kalleş! (e tekerlemesile iki tane daha çekti. — Bir buçuk, taş çatlasa iki saat sonra huzurunuzdayım! diye- rek kapı eşiğini atladı. Hürmüz, eçnesini kaşımakla, Hüânecemal (o hotozünu düzelt- mekle, Sürpik dudu da, bürnuna soktuğu parmağını, koltuğunun altına silmekle meşgul ola dursun, Şehri selâmlıktan rüzgâr gibi geçti. Taş merdiveni hop hop hopladı. Sokak kapısının önünde Seher hanıma mülâki oldu. — Arkana, sağına, soluna, bak- ma; yürül emrini verdi. Bozuk kaldırımlar üstünde seke seke, köşe başındaki yokuştan kaya ka- ya yürüdüler. Az gittiler, uz. gittiler, dere tepe düz gittiler. Beşiktaştaki evin önünü buldular. Seher, Şebriyi iyice tatlik et- mişti. Şehrinin Çeşmicellât la hususi- yetine dair Veysel beyin hiç ma- lümatı yokmuş. Seher hanım her- şeyi yoluna koymuş, idarei masla- hat etmiş.Ağız birliği de edilmiş. Şehri, o Çeşmicellâdın o derece yabancısı imiş ki hatta yüzünü bi- le görmemişmiş. Zaten Şehri pek öyle adamlar- dan mı imiş? Ensesine vur lok- masını al; yunına tak, git adam kes; ipine asıl kuyuya inl. Sehere itimadı olduğu içir Şeh- rinin yüreğini yağ kaplamış, hattâ neşeden içi bile oynamağa baş- lamıştı. Ne zamandır Çeşmicellâdı gör- memişti; hasreti burnuna tütü- yordu. Fırsat düşüp yüzünü göre- ceği içi dünyalar onun oluyordu. Seher Hanim: (Demamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: