e el ESİ PAZARI a —— ” ” i i ii KÂNUNUSANİ 1932 © © z gi 6 ncı sene, No, 2127 Umumi Neşriyat - ve Yazı Müdürü ari NUSHASI 5 KURUŞTUR ETEM İZZET Öne hileli iflâs ve | - Konkordatoya dair ; Geçen günkü bir yazımızda | hileli iflâs ve zaruri olmıyan konkordato taleplerinin piyasa- mızda yaptığı fena tesirlerden, ciddi ve namuslu tüccarımızm bu yüzden duyduğu teessürden &sefle bahsetmiştik. Bu yazımızın muhitte bü- yük bir alâka (© uyandırdığını aldığımız mektuplardan anlıyo ruz. Okuyucularımızdan biri, buhranm belli başlı sebepleri hileli muame- derecede görmek- tedir. Maatteessüf bu fena zih niyet, yalnız İstanbul piyasası- - ünhasır değildir. Vilâyet 28 N piyasalarmızda da yapılmakta ; Bb olduğunu anlıyoruz. z A giti düşen bir tacir mallarını başka 0” larma kolaylıkla ferağ edebili- GN ii yor. En kuvvetli kefaletlerin tesiri de azalmıştır. £ Çünkü iflâs ve konkordatoya gitmek ayıp olmadıktan sonra o kefil- İerin de tıpkı borçlular gibi da ha evvel mallarını, servetlerini başkalarına o devretmeleri güç olmıyor. Güç olan şey; kanu- ni yollarla kendilerini tecrim edecek bir sebep bulmaktır. Vesile buldukça Ziraat Ban kası; memleketin zirai kredisi- Ai temin edemiyor, diye ağız dolusu tenkit yapanlar var, Bi- zim bildiğimize göre bu ban- kanın zürraa verdiği paranın miktarı “yermi beş, otuz.mil yon lira tutuyor. Bu para, mü temadiyen devretmeli, bir el- den çıkıp başka ellere geçme- li ki; memleketin (o zirsatinde| Sabık Hidiv Abbas Hilmi Paşa beklediğimiz Ve me Sabik Mısır Hidivi Abbas Hilmi e yi alsa: | sanıp son zamanlarda Suriye, Şar- Nibayet, hiç bir malf mücsse- | ii Erdem'i ziyaretleri Paşanın Suri ka: paralar, namzet gösterileceği hak- ima vermek ve hiç almamak | kında bazı rivayetlere meydan açtı ya bir | ğını dün yazmıştık. Dün ba rivayet- ine değildir. Ziraat Banka- | leri tevsik veya tekzip etmek üzere $ı, zürraa verdiği kredinin te- ak minatını tamamen © almıştır, Banka, istediği zaman paraları Bı tahsil etmek imkâna ma- ilktir. Şu var ki; © borçluları çok büyük ıztıraplara, zararla- ra düşürmeden almamaz. Mem leketin umumi itibarı namına Ve meydan vermemek lâzım- ug ki; ğin zararı yalnız iş hacminin azalmasına münhasır kalmıyor. Bu yüzden hem kredi i- laştı, o hemde indeki teminatın marjı normal dere- cesinden daha çok yükseldi. İlâveye lüzum yok ki, gerek bileli iflâslar, gerek yerinde an konkordatolar da; bir nevi kaçakçılıktır. Kanunları. mızda bu gibi cürümlere karşı bazı ahkâm mevcuttur, Fakat öyle cürümler ki kanunun der- Piş ettiği şerait dairesinde is- pati çok zordur. Esasen borç- lu tarafından hiç bir itiraz ve iddia olmadığı halde — bugün salla ve iflâs kanunu muci- ce — senedatı U ticariyenin tahsili bile aylarca sürüyor. O- muh İçin mali 'mücüseseler ve ya paralı iş adamları; en müs- mir işler için bile * kredi > » Yapsalar bile çok ağır ve pahalı şartlar ha yapımaltadırlar let 'e Piyasamızın öte- denberi maruf olan eski şöhret ve dürüsi iade etmek mil- li bir vazifedir. Mali ve'ikti. sadi vaziyetimizi tutmak için. hükümet bu kadar tedbirler alı yor, bütçeyi asıyor, “ithalât ve ihracat arasnda müvazene Yapacağım diye en mühim ibti Yaşları geri yor. Memle- i için bun | yi öetörlerim sarhoş olarak otomobil kullandıkları için sebebiyet verdikle- ite sanayiin inkişafı feci'kazalardan dolayı . ; Yeşilay” <a muafiyetlere, fedakârlıklara | cların yaptıkları teşebbüsler şoför katlanıyor. Bütün bu tedbirler | ler üzerinde pan tesir ettiğini dün- den semereli bir metice almak | Kü yaydan Dr. Mazhar “Osmani. için de bu emniyeti tesis etmek | dön bu mesele hakkında bir mubar- lâzımdır. rimize şayanı dikkat izahat vermiş. Aldığımız mektuplarm birin de aynen şöyle deniliyor: Allah için bir taraftan bu mızda devam (ediniz, Kırallık mı, cumhuriyet mi? Biri evet.. Öbürü hayır.. diyor Yeşilhilâl içlimaımda büsbütün başka şeyler mi konuşulmuştu? Mazhar Osman ve Fahreddin Kerim Beyler ne söylüyorlar? Mİ Mazhar Osman ve Fahrettin Kerim Beyler, Suriye kırallığı ve Abbas Hilmi Pş. Sabık Hidiv bu mesele hakkında şayanı dikkat beyanatta bulundu Abbas Hilmi P4. Hz. nden bir malâ- kat talep ettik. Pş. Hz. muherririmi- 2 Perapalas otelinde kemali neza- ketle kabul ederek şu bayanatta bu- Tunmuştur: — Benim ara Ankara'ya gitmekliğ şeydir, bunda yoktur. Kudüs kongresi olmasaydı Şarki Erden'e de daha evvel gidecek Bim, Oraya gitmek için bilhassa kon- masını bekledim, Çünkü © gürültülerde bulunmak istemiyor. dum. Bildiğiniz veçhile kongre da- akla neticelendi ve hu netice de ma i, Böyle hazırlanmadan topla Dediğim gibi konure dağıldıktan sonra Şarki Erdem'e gitmeği, tercih ettim. 1908 senesinde haç için Hi- göm diye kadar görmediğim yerlerini gör düm ve Toros'u geçerek büyük is- tifadeler ettim. Suriye ve Filistinden geçerken Fransız ve İngiliz bükümet lerinden büyük bir hüsnü kabul gö. üm, Bü seyahatim esnasında gene Su- riye krallığı meselesi gibi | yeniden (Devamı 5'inci sehifede) davi ettiğim külliyen yalandır. Ben bütün hekimlik hayatımda daha he- gün bir az daha sarsılıyor!,, SİİRT MEBUSU MAHMUT ir | memleketimiz müstakildir.,, Şarki Erden aziyeti Hasan Pş. Ankaradan döndü, Suriyeye gidiyor.. İki günden beri şehrimizde bulunmakta olan şarki Erden sa bık Başvekili Hasan Halit Paşa biriki güne ka- dar Suriyeye gi: decektir. Hasan Halit Paşa dün kendisile görü- şen bir muharri i rimize demiştir ki: “— Ben as» len Arap olmak- la beraber bu memleketin ye- tiştirdiği bir ada | mum, bu itibarla | HASAN “ş. kalben Türküm, pek sevdiğim bu memleketi ara $tra ziyaret ederim, Bu defa Ani Paşa Hazretleri ile görüştüm. dut bir surette verilmiş olan Şarki Erden mandası elyevm berdevam (olmakla (beraber Böyle şey Olmaz! M. Kemal Bey Alman- yadaki keşif için böyle söylüyor Dünkü akşam gazetelerinden birinde o emil yeni bir keşfe dair biz rinden M. Hilgermond; apan. disi'in biç ameliyata lüzum hissettirmeden seromla tedavi- sini keşfetmiş ve bu şekilde 300 aş da da tedavi altına almış- tır. Tababette böyle bir keşfin ne kadar haizi ehemmiyet ola- cağı âşikârdır. Berlinden veri- len bu haberin ve böyle bir keş fin doğru olupolamayacağnı öğ renmek için Operatör M. Ke- mal Beye müracaat ettik. Apan disitin seromla — tedavisini im- karaya giderek Başvekil İsmet | Şarki Erden'de tam bir sükün | * i | vardır. İngiltere'ye gayrimah- kân dahilinde görmeyen Opera |, tör Kemal Bey muharririmize | diyor kiz, İ “— Vakit vakit bir takım h. berler çıkar: Kanserin seromla | kat'i tedavisi | bulunmuş, vere. | min seromla teda-isi kabil ola- | cakmış..... Fakat bu haberlerin | hiç birisi tahakkuk etmez.. Fil bakika bu hususta bir çok tec rübelerle uğraşılmıştır. Fakat hiç birinin neticesi kat'i değil. dir. İltihap, seromla tedavi edi- Temez; bilhassa apandisit gibi auhtelit bir iltihabm seromi tedavisine kat'iyyen imkân yök (tur, 4 üncü sahifede Falih Rıfkı Be- yin “1932 Başında, serlevhalı şayan dikkat bir makalesi.. Muahede ve mukaveleler imza edildi. —— Cemal Hüsnü Bey geldi.. Tevfik Rüştü Beyin avdetinde Cenevreye gidecekler C. Hüsnü B. Sirkeği istasyözunda Bern sefirimiz Cemal Hüsnü Bey, dünkü ekspresle Bern'den şehrimize gelmiştir. Cemal Hüs nü Bey, Sirkeci istasyonunda Darülfünun o müderrislerinden Behçet ve Muzaffer Beyler ile dostları tarafından « karşılan | mıtşır, Cemal Hüsnü Bey, me- zuniyetle şehrimize ( gelmiştir. Bugünlerde Ankaraya gitmesi muhtemeldir. Cemal Hüsnü B. bu ayın sonunda Bern'e döne- cektir. Şubatın ilk haftasınd İ Cemiyeti Akvam içtima edecek | tir. Malüm olduğu veçhile Ha- riciye Vekili Tevfik Rüştü Bey, Tahran ve Bağdat seyahatini müteakıp Cemiyeti Akvam içti mama iştirak edeceğinden Ce- mal Hüsüü Bey de Tevfik Rüş tü Bey ile birlikte Bern'e avdet etmesi çök muhtemeldir. ğ Fred Pegnem Garip'bir Hâdise Vehabın İngiltereye gitmesini kim temin etmiş? Bu günlerde deveran eden çok ge Yip bir şayin var: Vehap B. İngilte- ğe reye gidip meşhur | ö profesyonel Arse. ze len Pegnem son defa İzmire gittiği za. Altaylı Vehabın oyunumu vebu oyuncunun İ i için il e İ na kt dür mi alemci öoremisee ; İleri arasında itirazla karşılan- Siirt Meb'usu MAHMUT İrana ihracatımızı tez- yitimkânı vardır.. Umumi vaziyet bu nokta üzerinde müşkülât olmadığını gösteriyor.. İran'la olan ticari muamelâtımıza âit istatistikler çıkarıldı İranla ticari münasebatımızın in- kişafı iktisadi mehafilde büyük bir Arzu ile istenmektedir. Son Tahran seyahatinin bu maksadı temin içi kuvvetli bir adım olacağı kanaati w- #mumidir. İhracat Ofisi de Hariciye vekili- mize Tahran seyahatinden evvel İ- ranla ticari münasebatımız hakkında me tevdi etmişti. Bu raporun muhteviyatı haldenda Ofis hezdinde tahkiketta bulunduk. Komşumuz İran'ın başlıca lâtta bulunduğu anil ii tere, Rusya ve Hindistandır. © Diğer memleketlerin İranla ticari münase. beti nisbeten azdır. İranın ithal etti- &i başlıca öşya şunlardır: Pamuklu mensucat, şeker, çay, makine, made. ni yağlar, pamuk ipliği, moda eşya- 4; demirden mamul eşya, kimyevi mevak vs Buna mukabil İran şu eşyayı ih- rağ a Halı, yaş ve kuru meyve, pamuk, pirinç, — afyon, kitre, mamul deri, ham “yün,” ipek kozası, taze ve tuzlu balıldar... İranın memleketimize ithal ettiği başlıca mevat: canlı hayvan, tömbe- kü ve halıdır. İthalâtta birinci mev- kii halı tutmaktadır. İhracat Ofisi Cemal Bey kısım hakiki ithalât yekünunu tut, maktadır. 1980 senesihde İranın “Türkiyeye (Devamı $ inci sahifede) e ee Binaenaleyh ithalât yekünundan ba- k çıkarıldıktan sonra geriye'kalari İşin halli Ziraat vekâ- letine kalıyor!. İzmit meb'usu Sırrı Beyin teklifi etrafında büyük bir alâka var.. Tüccar bu işte ancak Ziraat vekâletinin isabetif bir hakem olabileceğini söylüyor.. İzmit meb'usu Sırrı Beyin ba ğ riçten nebati yağ ve mevaddı E M. Meclisine verdiği takrir İs- “ tanbul sabun ve yağ fabrikatör dı, Memleket mahsulâtının ihti yaca kâfi olduğu iddin edildiği bi araşit ve nebati yağ fabri. katörleri de bunun aksinde 1s- rar etmektedirler. Fabrikatörle rin, bu husustaki noktai nazarı- nı öğrenmek için bu hususta fi kirlerine müracaat ettik, Bu iyesinin - piyasalara arzedilen mikdarı yağ fabrikaları tarafın. beğen | hususta bir fabrikatör diyor ki: — Memleket mevaddı iptida dan ihtiyaçları nisbetinde alm- maktadır. Bir iki gün evvel A- dana nebati yağ fabrikatörleri igin kâfi çekirdek bulunmadığın dan İstanbul piyasasından me- vaddı iptidaiye tedarikine çalı: Ziraat Vekili Muhlis Reşat Bey şıyorlardı. Biz yerli mallarımı- zm, fabrikalarımızın ihtiy: (Devamı 5 inci sahifede) in SALAD. Yalovada asarı atika taharriyatıma devam, edilmektedir. Res- mimiz eski bir harabeyi göstermektedir.