13 Kânunuevvel 1931 A a A Sahife 7 Tayyarede Pemiye Bir fransız tayyarecisi mü- him bir tecrübe yapacak Teyyarde emniyet ile seyahat meselesi, sureti katiyede halledil- miştir. Bir tayyare bir kaza neti- cesinde yere düştüğü zaman, pilotla yolcularının sağ ve salim kurtulmaları için bu günlerde Nis şehrinde, mühim fakat pek tehli- keli bazı tecrübeler yapılacaktır. Tayyareci Sanvant ile makinisti bizzat kendilerinin imal ettikleri bir tayyareye binerek havalana- caklar ve 800 metro yüksekliğe vardıkları ozaman bütün gaz borularını açarak © tayyareyi, baş aşağı yere düşüreceklerdir. | Tayyare, (o yerde hurdahaş olduğu ozaman iki tayyareci Sanvantın iddiasına göre bu kazayı sağ ve salim atlatmış olacaklarmış.. Tayyareci M. Sanvant bugün 28 yaşındadır. Altı senedenberi tayyarecilik yapıyor. Kendisi, bu müddet zarfında bir çok arkadaş- larının sukut ederek telef olduk- larını gördüğü cihetle, tayyarede emniyet meselesini tetkika baş- | lamıştır. Tayyarecinin yaptığı tecrübele- rin menşeinde, bir deve kuşu yu- murtası içine bir tavuk yumurtası koyarak ikisini yere atmıştır. Bu tecrübede deve kuşu yumurtası kırıldığı halde, 'tavuk yumurtasına birşey olmamıştır. 1929 senesinde tasavvuratını ve bütün projelerini ihtiva eden küçük bir tayyare modeli imal ederek içine bir kuzu koyduktan sonra bu tayyareyi 150 metro irtifadan Oo yereratmış, (tayyare modeli parçalandığı halde kuzuya bir şey olmamıştır. Tayyareci, bu tecrübelirini tek- rar etmiş ve budefa kuzu yerine altı yumurta koymuştur. Yumur- talar da kırılmamıştır. Tayyarecinin Nis civarında ya- pacağı bu tehlikeli (otecrübeye mahsus tayyaresi hazırdır. Tayyarenin oturmağa mahsus olan mahallinde iki katlı bir | cidar vardır. Bu iki kat arasında yağla müteharrik kuvvetli amor- tisörler bulunmakta, bunlar sukut esnasında otomatik olarak ka- panmaktadır. Romadan Bükreşe 4 buçuk saatte. | i Roma 7 — Beynelmilel tayya- | recler birliği reisi Prens Bibesco, | Romadan Bükreşe 4 saat 31 dakikada uçan Giodano ve Bonino namındaki iki tayyareci zabitine birer kupa vermiştir. Suvermez. Tayyare seyahatleri . gittikçe rağbet buluyor. Avrupanın bir çok memleketlerinde, bilhassa Ingiltere ve Almanyada tayyare şimendifer ve otomobile tercih edilmektedir. Almanyada hemen bütün büyük şehirler arasında her gün bir'kaç posta tayyaresi gidip geliyor. İngilterede . veliaht, başvekil, bir çok nazırlar seyahatlerini hep tayyarelerle yapıyorlar. Tayyarelerin hergün bir parça daha mükemmelleşmesi, tehlike ihtimallerinin azalması, onbeş yirmi sene evvelki korku hislerini azalt- mıştır. Yakında bu hissin büsbü- tün ortadan kalkacağı muhakkak addediliyor. Bugün Avrupa memleketleri arasında yapılan seferlerin yarın diğer kıtalara da teşmil edileceği muhakkaktır. Tayyareciliğin terek- kiyatını takip edenler onbeş yirmi | sene sonra Avrupa ile Amerika arasında muntazam tayyare posta- ! ları tesis edileceğini iddia ediyor- lar. Bu tayyareler son derece süratli olacaklarından on, onbeş saat zarfında bir kitadan diğerine gitmek kabil olacakmış. Yukarıya dercettiğimiz resmi bir fransız mecmuasından alıyoruz. 1950 senesinde bahrimuhiti Atlasi- Bir Ingiliz tayyaresi düştü Geçen hafta Fasta Tanca şehri civarında bir İngiliz askeri tayyaresi kazaya uğramış ve tayyare düşüp parçalanmıştır. Tayyare tamamen parçalandığı halde içinde bulunan tayyareciye hiç bir şey olmamıştır. Resmimizde düşen tayyarenin ankazı görülüyor. | nin alacağı manzarayı gösteren bu resim. pek eğlencelidir.Resimde Newyork ile Paris arasında işleyen otubüs tarzında bir tayyare, bir taksi tayyaresi, luks bir kaç tay- yare ve denizde benzin satanlarla bir bâr görülüyor. Istikbalin tayyareleri hem ka- raya, hem denize inmeğe müsait olacağından benzini kalmıyan tay- yare denize inip benzin alabilecek bardan bir kaç şişe içki, yiyecek tedariki de kabil olacakmış!.. Bu resim tabii bir latifeder ibarettir ve hayalidir. Fakat yakın bir zamanda Avrupa ile Amerika arasında tayyare seferleri yapıla- cağı muhakkaktır. Büyük seferler Geçen hafta bir Kere daha Bahri Muhit aşıldı Geçen hafta zarfında bir kaç büyük hava seferi yapılmıştır. Bunlardan biri İngiliz tayyareci Hinkler'in seyahatidir. o Hinkler cenubi OAmerikadan hareketle Atlas Okyanosunu aşmış ve Fran- saya gelmiştir. Fransada iptida Tours, sonra Pariste karaya inmiş ve buradan Londraya (gitmiştir. e Tayyareci Londrada büyük merasimle kar- | şılanmıştır. Hinkler seyahat esnasında çok güçlük çekmiştir. | Hava bulutlu ve yağmurlu olduğundan gündüz- | ancak bir | leri deniz sathından kaç metro yüksekte uçmuştur. Geceleri ise on bin ayak irtifaa kadar çıkmıştır. Tayyare bir aralık şimşek yağ- muruna tutlmuştur. Bir elektrik cereyanı tayyareden hafif surette geçmiş, fakat tayyareciye bir şey olmamıştır . Ikinci mühim seyahat Fransız tayyarecilerinden (o Goulette ile Salel in yaptıkları Madağaskar - Paris seyyahatıdır. dört buçuk günde bu seyahatı ikmâl etmişlerdir. Paris - Mada- gaskar seferinin ziyade kısalacağı ümit ediliyor. LAÜ LEE Eg AYAN | fağında yoktur. | Cemal Iki tayyareci | yakında daha | Türk yemekleri ağır mıdır? Bu gidişle Avrupadan ahçı mı getirtilecek? Lokantacı Ali efendi mektebin süratle açılmasını istiyor Türk mutfağının bugünkü vazi- yeti nedir? İlerde bu nasıl bir şekil alacaktır? Lokantacı Ali efendi bu hususta diyor ki: — Lokantalarda evlerde yalnız alaturka yemek yapılmıyor. Bu- günkü mutfağımız yarı alafranga, yarı alaturkadır. Tabii zaman geçtikçe, zevk değiştikçe, ala- franga yemeklerin miktar; arta- caktır. Türk yemeklerinin o tamamile | tarihe karışacağını zannetmiyorum. Lokantalarımızda yemek yiyen ecnebiler, alaturka yemeklerden hoşlanıyorlar. Zeytin yağlı dolma- lar, pilâvlar zebze oyemekler, börek ve tatlılarımız Avrupa mut- Avrupa mutfa- etleri bizde de taam- ediyor. Lokantalarımızda biftek gibi yemekler gının müm bomfile, | yapıyoruz. Alafranga mutfak ve ya ala- turka mutfak olsun, evvelâ eyi ahçıya ihtiyaç vardır. Kırkbeş seneden beri lokantacıyım, bugün- kü gibi ahçı buhranına tesadüf etmedim. Koskoca Istanbulda bir kaç ahçı kaldı. Işin açı tarafı, yenisi de yetiş- miyor... Bu gidişle beş on sene | sonra ağız tadile yemek yemek kabil Arkadaşım gibi bir olamıyacak.. beyin dediği mektebe ihtiyaç vardır. Mektepte yeniden ahçılar ye- tiştirmek lâzımdır. Ahçı mekte- binden yalnız lokantacılar istifade etmiyecektir. Devletin bu kadar mektepleri, hastahaneleri var. Bu müesseseler de ahçı bulamıyorlar. Birkaç sene evvel Ankarada bir mektep Al- manyadan ahçı getirtmeğe mecbur olmuştu. Eğer mektep yapılmazsa bir zaman sonra Avrupadan memleketimize ahçı getirteceğiz. O zaman vaziyet fena olacaktır. Çünkü gelen ahçılar Türk yemek- lerini yapamıyacaklardır. Liman şirketi lokantası Liman şirketi memurları için bir lokanşa açmıştı. Bu lokantada memurler, üç kap yemek, (ekmek ve su da dahil olduğu halde) 35 kuruşa yiyorlar. Lokanta bir iki sene içinde büyük rağbet gör- müştür. Liman şirketi, mutfağı, me- murlarının evlerine bile yemek göndermektedir. Bundan başka diğer daire memurları da, yemek- lerini liman şirketi mutfağından almaktadır. Memleketimizde bu nevi mut- fakların artmasına ihtiyaç vardır. Bir sermayedar, şehrin muhtelif semtlerinde, bir kaç aile mutfağı tesis ederse, büyük kârlı bir işe girmiş olacaktır. Liman şirketi mutfağının büyük rağbet görmesi, buna bir delildir. Yalnız yeni mutfakların iyi malzeme kullanması ve bilhassa yağa itina etmesi şarttır. Aksi takdirde müşteri bulamaz. Kızaklarda motör Yavaş yavaş beygirler cer vasıtası olmaktan çıkıyor Fennin terakkisi ile hayvan veya insan kuvveti yerine gittikçe makineler geçmektedir. Uzun tecrübelerden sorra nihayet kızaklar- da da hayvan kuvveti yerine makine kullanmaya imkân hasıl oldu- ğunu görüyoruz. Rusların yapmaya muvaffak oldukları pervaneli kızakları şayanı dikkattir. Bunlar saatta 80 kilometre süratle gidi- yor. Yolcu, posta ve hasta taşıyorlar. Rİ dadli