13 Kânunuevvel 1931 AKŞAMDAN AKŞAMA” Evlerimizin içir tanzim edelim Zengin olsam da paramı zevkim için yatıracak bir yer arasam, ne posta pulu kolleksiyonu yapa- rım, ne evrakı nakdiye kollek- siyonu, ne kelebek kolleksiyonu; nede buna müşabih kolleksiyon- lar... Behemehal servetimi seçme ev eşyasına yatırırdım... Kanaatimce en akıllı zengin, evini iyi döşeyebilen zengindir. Öyle ya: Kendi yaşadığı muhiti güzelleştiremedikten, kendine bir dekor yapamadıktan kelli, zen- ginliğin ne hükmü olur?... Mümkün olduğu kadar iyi ya- takta yatmak, iyi koltukta otur- mak, iyi halılara basmak, iyi tabla- lara cıgarasının külünü silkmen, ilh, ilh, insanı bambaşka bir insan hâline getirir. Evvelâ nikbinleştirir. Sonra, iyi mobilye, anhaminha bir servettir. Nihayet: Evinin rabıtası, kötü döşemeli evde oturan bir ailenin aile rabıtasın- dan herhalde daha kuvvetli olmak gerektir. Evi mükmmel tanzim edilmiş bir ailenin kadıni da, erkeği de, - bizde olduğu gibi - fırt fırt sokağa fırlamak ihtiyacını duymaz. Gözü kendi yuvasında olur, Biz Türk'lerin evlerimiz ( ve köylerimiz ,) omaalesef, bütün komşu milletlerin evlerinden ( ve köylerinden) daha geridir. Iktisadi buhran belâsına rağmen, rağmen değil, hayır, iktisadi O buhran dolayısile hemşehrilerime bir şey tavsiye edeceğim: Evlerinin içle- rini tanzim etmek... Bütün ikti- sadi kabiliyetlerini şimdilik buna hasretmek... Evleri, içinde oturu- lacak bir hâle sokmak... Ancak, böylelikle, erkekler de, kadınlar da, evde oturabilecek ve sokakta nahak yere avuç avuç para sarfetmiyecektir. Yoksa, evinin intizamsızlığı içinde bunalıp pat- lıyanlar, bugünkü gibi: “Aman Allah!,, diyerek sokağa fırlar... İşte: Eğlence yerleri (o denen o münasebetsiz ve zevksiz yerler, bu kriz devrinde, iğne atsan yere düşmiyecek kadar tıklım tıklım!.. Buhranla kabili telif olmıyacak israflar oluyor. Bu manasız israfın önüne — Memleket ve aile menfaati na- mına — geçmek için en makul tedbir evlerimizi düzeltmektir. Herkes, kendi içtimai sınıfına göre, bu uğurda gayret ve himmet sarfetmelidir: Evini tanzim için yapılacak masraf, iki lira verip Iş Bankasından kumbara almak kadar tasarruf namına faydalı bir masraftır. Nü) Kâğıt fabrikası ambalaj kâğıdı fabrikası açmak için ticaret odasına müracaat etmiştir. Alman fabrikası serma- yeye ortak aramaktadır. Yerli malı Çarşamba günü mühim bir içtima var Tasarruf haftası münasebetile tanzim edilen programda önümüz- deki çarşamba günü Halk evinde hanımlarımıza bir konferans veril- mesi de vardır. Bu konferansa moda alemin- de tuvaletrele örnek ve şeh- rimizdeki omoda cereyanlarına hâkim olan hanımların iştiraki temin edilecektir. Içtimaa gele- çek hanımlardan bilhassa bundan sonra yaptıracakları elbiselerde yerli o mallarına rağbet etmeleri ve bu suretle zengin sınıfın diğer mütevazi ailelere örnek olmalari rica edilecektir. Bu konferansa iştirak etmek üzere bazı kibar hanımlarımız, yerli mallarımızdan elbise yaptırı- yorlar. Darülfünunda konferan Darülfünun dinler tarihi mü- derris muavini Hilmi Ömer bey, yarınki pazartesi günü saat beşte ilâhiyat fakültesi dershanesinde “Ibrani, Arap - Islâm mukaddes menkibelerinin teşekkülünde Ba- bil dininin icra ettiği tesir, oün- vanlı mühim bir konferans vere- cektir. Elli senelik sahne hayatı Sanatkâr Ahmet Fehim ve Manakyan efendilerin sahne arka- daşı Armenak efendi, sahne ha- yatının ellinci senei devriyesi münasebetile yarınki (pazartesi günü akşamı Pangaltı tiyatrosun- da yeni bir piyes oynıyacaktır. Armenak efendi türk sahnesinin en eski sanatkârlarından biridir. Aygır deposu Depo tamir ve tevsi edilecek Bir kaç sene evvel vilâyet eski mülkiye baytar mektebinde bir aygır deposu tesis etmişti. Bu depoda en iyi cinsten halisüddem l arap atları vardır. Bu atlar, senenin (muhtelif zamanlarında damızlık olarak köylere dağıtıl- makta ve iyi döl almağa çalışıl- maktadır. Aygırlar, hayvanlarımızın cinsini ıslaha çok yardım ediyorlar. Vilâ- yet aygır deposuna esbak sadrazam Sait Halim paşa merhumun oğlu | perens Halim bey, gayet kıymetli Bir Alman şirketi Türkiyede | arap cinsinden bir at hediye etmiştir. Aygır deposu tamire muhtaç İ olduğundan depo binasının tamir İ ve tevsiine teşebbüs edilmiştir. Eyipli Halit gibi! Bir kadın avcısı tevkif edildi Istanbulun maruf kadın avcısi Eyipli Halit hapishanede mahkü- miyet müddetini ikmal etmekte bulunduğu esnada zabıta bunu taklit etmek cürmünden maznunen Ihsan isminde birisini yakalamıştır. Ihsan iki kadını Eyipli Halit gibi evlenmek vadile kandırarak dolandırmakla maznundur. Maz- nun, tahkikat evrakile birlikte adliyeye teslim edilmiş, evrak 1 inci ceza mahkemesine verilmiş- tir. Yakında Ihsanın muhakeme- sine başlanacaktır. Polise hakaret eden biri tutuldu Galata polis merkezi Ali is- minde birisini tevkif edip adliyeye vermiştir. Ali Galatada vazife halinde polis memurlarına hakaret etmek, silâh çekmek, bir kadını yarala- mak ve iki tehdit cürmünden maznundur. Ali tahkikat evrakile birlikte 1 inci ceza mahkemesine verilmiştir. Muhakemesi mevkufen yapılacaktır. Yetim çocuklar Vali konağındaki müsamere hazirlığı Ingiliz sefiresi Leydi Klarkın teşebbüsile Istanbul fakir çocuk- ları menfaatına vali konağında bir müsamere verileceğini yazmıştık. Bu eğlence için tertip edilen komite azası, şehrimizdeki bir çok müesseseleri dolaşmağa baş- lamıştır. Bu müesseseler, tertip edilen eğlencede satılmak üzere bir çok eşya hediye etmişlerdir. Eşya içinde çatal, bicak takımı, altından çakı gibi kıymetli eşya da vardır. Leydi Klark, bir müddet için Londraya gittiğinden müsamere- nin verilmesi şehrimize avdetine talik edilmiştir. Bu müsamere mart içinde yapılacaktır. AKŞAM ABONE ücretleri — Türkiye BENELİK 1400 kuruş SAyLıK 760 > Ecnebi 2100 kuruş 1450 > 80 > SAyLI: 400 » yep” Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku- ruşluk pul göndermek lâzın Saban 3 — Kasım: S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E, 1248 237 727 947 12 1,39 Va. 5,30 717 12,8 14,28 16,41 18,20 ŞEHİR HABERLERİ 2000 domuz! Domuz kasapları bunlar için yer bulamıyorlar Şehrimizdeki domuz ahırlarının çoğu Feriköy civarındadır. Bu civarda oturanlar bu ahırlardan çok şikâyet etmişlerdi. Bunun üzerine belediye domuz ticareti yapanlara bir mühlet vermiş, üç ay içinde temiz ve sıhhi ahırlar yapılmasını emretmişti. Bu müddetin bitmesine pek az zaman kaldığından dün sabah domuz tacirlerinden bazıları bele- diyeye müracaat ederek verilen mühletin temdidini istemişlerdir. Belediye reis muavini OHamit bey, bu müracaatı reddetmiştir. Hamit bey müracaat eden do- muz kasaplarına : — Verilen müddetin uzatılma- sına imkân yoktur. İsterseniz şimdi mezbahaya emir vereyim, domuzlarınızı götürüp kestiriniz. Bunları soğuk hava deposunda saklarsınız. Sırası gelince depo- dan çıkarıp satarsınız, yoksa domuzlarınızın halkı rahatsız ede- cek rurette şurada burada dolaş- malarna (Oo müsaade edemem. demiştir . Domuz kasapları Hamit beye şu cevabı vermişlerdir: — Aman beyefendi, 2000 do- muzu birden nasıl kestirebiliriz. Bunları birden nasıl sarfedebiliriz. Bize bir az müsaade veriniz. Hamit beyi ısrarından vaz geçiremeyen oOdomuz kasapları yana yakıla Hamit beyin odasın- dan çıkmağa mecbur olmuşlardır. Bunlar, şimdi açıkta kalan bu 2000 domuzu ya ihraç etmeği ve bu suretle elden çıkarmağı, yahut alelâcele muntazam ahırlar yap- mağı düşünüyorlar. Iki karmanyolacı Zabıta bunları mahkemeye verdi Zabıta Mustafa ve Şükrü isim- lerinde iki kişiyi yakalamıştır. Bunlar muhtelif zamanlarda gece karmanyolacılığı (o yaparak bazı kimseleri soymakla maznundurlar. Mustafa ve Şükrü haklarında zabıta tahkikatı ikmal edilerek evraklarile birlikte adliyeye veril- mişler, üçüncü istintak dairesi tahkikata vazıyet etmiştir. Cüzdanı aşırırken yakalandı Zabıta Himmet isminde bir yankesiciyi tevkif etmiştir. Him- met evvelki gün Aksarayda tramvay içinde Süleyman efendi isminde birisinin cebinden para cüzdanını aşırırken cürmü meşhut halinde yakalanmıştır. Maznun, hakkındaki tahkikat ikmal edil- dikten sonra adliyeye verilecektir. Meşhur bir vitrin Canım muhakkak ismini söyle- mek lâzım degil ya... Beyoğlunun en meşhur oteli.. Caddei kebirde ve önünde büyük camekânlar var.. Hah işte bu camekânların önü cuma günleri fevkalâde bir hale geliyor... Hakikaten görülecek manzara... Eğer cuma kalabalığı yüzünden sinemaya giremezseniz bir kere bu camekânın önünden geçin, bütün bir haftalık eğlence ibtiyacını temin etmiş olursunuz. Işte çamekânın en önünde, ma- nav dükkânının vitrinindeki bir Mustabey armudu harekesi duran şişman bir zat.. Hani üs- tünde bir fiat etiketi eksik... Sır- tındaki elbise canlı bir vücudun üstünde değil de bir mankenin üzerinde imiş gibi duruyor... Önünde küçük bir filcan kahve. kolu zarafetli bir surette masaya dayanmış, işaret parmağı şakak- ta... Vitrinin önünden geçen kala- balığı | istihfafkârane bakışlarla süzüyor... Gene camekânın tam ortasında dışarıdan bile almanca konuştuk- ları - ağızlarının hareketinden - anlaşılan bir aile.. Erkeğin ağzında bir pro sigarası.. Kadın dekolte, pallu bir suare elbisesi var.. Ço- cuklar da dahil olduğu halde hep- sinde bir heykel ciddiyeti.. Onla- rın civarında bıyıkları hafif koz- matikli şişman bir pastırma tüc- carı.. Kendisinin Asma altında dükkânı vardır. Çırakları iş görür- ken kendisi de önü camlı vezne- sinde oturur.. Bazı ahbap müş- teriler ona: — Eh bu cuma Beyoğullarına çıkacakmısın genel, diye takılırlar. Bu söz sanki pek tuhafmış gibi pastırmacı göbeğini hoplata hop- lata güler ve cuma günü de işte böyle soluğu vitrinin önünde alır. Ve otelin, yahut gazinonun camekânında da önü camlı veznesinde ( oturuyormuş gibi oturur... Bazen oturuşunda dükkânın vitrinindeki malları tak- lit eder.. i Bir kenarda gençlerden mürek- kep bir grup.. Beş kişilik grupta, herkesin ağzında beş kuruşluk ince yaprak sigaralar, ve iki gencin ogözündede birer tek göziükler.. Bu meşhur vitrin böyle kısacık bir fıkranın içinde anlatılmaz. Bunun için bir roman yazılır, hem de ciltlerle.. Hikmet Feridun Müşahede altına alınacak Afyon Karahisarında Yusuf bey isminde birisi hükümetin şahsiyeti maneviyesini tahkir etmek cür- münden maznunen orada tevkif edilmiştir. Yusuf bey hakkında tahkikat ( yapılırken (o müşahede altına ( alınmasına lüzum görül müştür, Maznun, müşahede altına alın- mak üzere İstanbula getirilerek müddeiumumiliğe verilmiş ve tıbbı adliye sevkedilmiştir. A. B. — Eyvaaaah, kaybettim... «. Yazık oldu... .. Tuh... Hay aksi şeytan hay... | | l — Ayol, bune sinir? Kara- denizde gemilerin mi batti, yoksa... — A. B Nasıl sinirlenmeyeyim, (8...) beyle ahbap olduk, artık hinde dedikodu — yapamıyacağım!.. aley-