Vila adam akıllı bir bakkal dük- ç © hayı Akşam ii 2 Bir kaza sinemasında bir saat bir lâvha “Kale suare münase- betile mübadele kabul olunmaz!,, Kaza sinemalarında, bir kısım Amerika sinemalarında olduğu pall mü übadele usulü caridir! Garip Anadolunun bir çok kazaların- ânı bulamazsınız. Fakat bol âklı bir gramofoncu dükkânı hiç değilse 100 iskemleli bir sinema vardır. Meğer sinema, Anadolunun köy iktisadiyatı üzerine mühim roller oynayan bir kuvvetmiş.. Anlata- imi da bakın: Bir tütüncü gurupu ile kasaba- nın sokaklarında dolaşıyorduk.. Bâktım ahçının camekânında bir levha “Kartiye laten,, içimden: — Allah, allah.. bu ne?. dü- şündüm.. Bir az sonra ayni lev- otelin kapısında gördüm: “Kartiye Laten,... ondan sonra ber sokağın obaşında gözüme çarptı: “ Kartiye Laten,, , “ Kartiye Laten ,, , “Kartiye Laten, . Doğrusu Anadolunun bu içerlek kasabasinda gördüğüm bu Paris mahallesinin ismi bana köyde garışın bir Fransız güzeline rast geldim tesirini yaptı.. Sordum.. O gece sinemada oynanılacak filmin ismi imiş.. * .. Gece.. Sokaklardaki ampuller hafif bir ışıkla etrafı aydınlatıyor. Kasabanın sinema yolunda hatırı sayılır bir kalabalık var... köy ağaları tesbihlerini şakırdata şakırdata, ve birbirlerile sinema münakaşaları yapa yapa ilerli- yorlar : — Ne Yavuz garı yahu.. Ne Yavuz garı . Er gibi yahu.. Gilıncı alınca delikanlıyı saplıyı- verdi. — Dindi kahpecik!. Dindi kah- pecikl Ya hayvana binişine ne dersin ki... Hani bizim köyde bir muktarın gızı vardı.. Tıpkı tıpkı- © sına değil mi hele?. “Gişe kulübesinde “ “kaç ta sepet durur.. “getirüp teslim eden ,hilen yuvarlağı alır içeriye girer. « Yalnız kasabanın pazarı olduğu Sonradan öğrendim: Köy ağa- ları böyle bahsettikleri (Bebe Danyelsin ata binip, kılıç kullan- malarına pek bayılmışlar... Sinemanın önünde biri kırmızı, biri mavi, biri sarı üç ampul yanıyordu... Ampullerin altında el yazması bir kâğıt: “ Kâle suvare münasebetile mübadele kabul olunmaz,, muam- mamı halle başladı: — Gala — Kâle.. Süvare ma- lâm.. Fakat “mübadele kabul olunmaz,, da nedir?. Hayretimi Ogörünce (yanımda yürüyen hükümet tabibi anlat- mağa başladı: — Köy sinemalarının ekseri- sinde bu garip üsul vardır. Bu- -| rada gişe yoktur. Büfe vardır.. “ Amerikan köylüsünde olduğu gibi mübadele ile, meselâ yumurta, un, buğday, üzum verilerek pek âlâ” sinemaya girmek kabildir. bir küfe bir Nevalesini “mark,, de- « gecelerde mübadele kabul olun- maz.. Çünkü o günü pazar da alış veriş olmuş, para kazanıl- mıştır . » .. Sinemanın harikulâdeliği köyde anlaşılıyor.. Bir kere bilâ istisna sineması olan köylerin pazarı, sineması olmayan köylerin paza- rından çok daha kalabalık..Köylü, “sinemalı kasabaların-pazarını ter- 5 - Aİ Vere Ihtiyar - I para kazanıyor.. Eğer bizim Istanbul sinemalarında da mübadele usulü cari olsaydı ne eğlenceli sahneler görecektik cih ediyor.. kahveci Sonra otelciler, ahçı, sinema sahibine azami ! derecede yardım ediyorlar.. Buna mukabil sinemacı kasabada pazar olduğu geceler saat altıda yapa- cağı matineyi gece sekizde yapı- yor.. Neden mi diyeceksiniz?. O gün pazarda köylü malını satıp Eh eğlenmek ihtiyacı da var.. Sinema görmek için o geceyi kasabada geçiriyor.. Tabii bu suretle ahçı, kahveci ve olelci de kazanıyor.. Evvelce sinema yokken meselâ kasabada bir otel, bir ahçı, bir kahveci varsa sinema geldikten sonra bunların adedi üçe çıkıyor.. Ben zannederim ki köylerde, gösterilen filimler, hep eski, Nuhu nebiden kalma, “Pinamenikelliler,, Esperya lar, Max Linderler, Bic- Cihangirde yeni Inşa edilen 6 katlı apartımanların yanında 2 katlı ev Son zamanlarda şehrimizde yapılan binalar arasinda nispet olma- dığı, 6 katlı bir olacağını tayin edebilecektir. EK apartımanın yanında yazılmıştı. Bu nispetsizlik göze çok şirkin göründüğünden belediye ebniye kanununa bir madde ilâvesi Bu maddeye istinaden belediye inşa edilecek binanın ne yükseklikte sebet!. Daha bizim geçen sene seyrettiğimiz bütün filimler burada gösteriliyor : “Kartiyelâten,, “Aşk resmi ge- çidi,,, “Serseri kral, , “Cürmü meşhut,,, “ Aşk valsı,, , “Kadın- lara inanmam,, ve saire.. Yanı bütün filimler. ini Meğer biz daha erken gelmişiz. Biraz sonra sinemanın musiki heyeti kapıdan girdi.. Baktım.! Bunlardan birinin elinde bir ut yok mu?.. Burada sinemada çalınan parçalar alaturkamsı ala- franga.. Meselâ Ramona, Valensiya filan çalıyorlar, fakat utla, kemanla, piyano ile... Sinemanın içini başka bir mektu- bumda anlatırım. iki katlı bina inşa edildiği için teşebbüste bulunmuştur. ! relerine o ve Ankara mektupları Meclisin içtima devresi “ neden n değiştirilecek? Meclis sonbahar içtimaında daha ziyade kanun yapmakla meşgul olacak Ankara, 14 (Hususi) — Büyük millet meclisinin içtima zamanla- rinm tadili hakkında bir teklif hazırlandığını telgrafla bildirmiş- tim. Bu teklif teşkilâtı esasiye kanununun meclisin içtima dev- bütçenin (meclise takdimi zamanına ait olan mad- delerin tadili şeklinde meclise arzedilmek lâzım gelecektir. Teş- kilâtı kanunun tadili esasiye ehemmiyetli (o sebeplere © istinat etmek icapedeceği cihetle bu tadilâtın sebepleri de esaslı bir surette tespit edilmek iktiza eder. Bugünkü şekilde Büyük Millet meclisinde altı ay çalışır ve bu çalışış kesiksiz surette müstemiren devam eder. Meclis Teşrinisani iptidasında açılır ve nisan niha- yetinde mesaisine hitam verir. Bir kere böyle altı ay mütema- diyen meclisin faaliyette devamı son aylarda adeta yorgunluk hissedilmesini mucip olmaktadır. Öyle ki son celselerde mebuslara adeta tatili bekleyen mektepliler gibi bir sabırsızlık arız olur. Bu mevsimlerde Ankarada bulu- nanlar bilirlerki bu istical yüzün- den bir çok meseleler pek acele bir surette meclisten çıkar. Halbuki bu altı ayın arasına diğer altı aydan bir ay bir tatil konsa yorgunluk alınmış ve yeni kuvvet toplanmış olur. Sonra mebusların altı ay sira ile merkezde kalmaları, inti- hap dairelerinden uzun müddet uzak kalmalarını intaç etmekte, böylece oralardaki ceryanlardan, tesirleden, arzulardan uzaklaşma- ları da temsil kudretlerini azalt- maktadır. Tatil devresinin mün- hasıren yaz esnasında, mebusların intihap dairelerinin kış hayatından habersiz kalmalarını, yazın da ha- va almak ihtiyacile ekseriya inti- hap daireleri haricinde vakit ge- çirmelerini mücip olmaktadır. Halbuki meclis senede iki defa açılır, kapanırse mebuslar hem arada nefes almış,hem de intihap dairelerini muhtelif mevsimlerde dolaşarak her hallerinden haber- dar olmuş olurlar. Bundan başka birde bütçenin Meclise takdim, encümende mü- zakere ve meclise tasdik edilmesi tarihleri vardır. Bugünkü usulde meclisin küşadı günü hükümet bütçeyi vermeğe mecburdur. Mec- lis teşrinisani ibtidasında açılır. Verilen bütçe gelecek haziranda meriyete girecek ve ondan son- raki mayıs sonuna kadar meriyeti devam edeçek bir bütçedir. Bu halde meselâ I1/teşrinisani/1931 de meclise verilen bütçe dokuz ay sonra I/haziran/1932 de meriyete girecek ve yirmi bir ay sonraya, 31 mayıs 1933e kadar meriyeti devam edecek demektir. Maliye ilminin en basit kaidesi bütçede tahmin ile icra arasında mümkün olduğu kadar az fasıla bulunmasını istilzam ettirir. Hal- buki tahmin bütçenin takdimin- den bittabi iki üç ay evel baş- layacağı için meriyetin iptida- sından ve nihayetinden iki sene evel yapılmak icap ediyor demek- tir ki bunun zararları da tecrübe ile tahakkuk etmiştir. Ezcümle bu sene hükümet bütçeyi meclise geçen senekinin ayni olarak vermiştir. Fakat bu, bütçe geçen sene gibi kısacık demek değildir. Çünkü Martta müzakere başladığı zaman o vak- ta kadar tahakkuk edecek rak- kamlara göre bir çok tadiller ihtiyaç görüleceği vekâletçede, meclisçede malümdur. TA AZAR YENI CMİZ. AST KN NEZ ZEZE Bu halde iki defa ayni zahmet ihtiyar ediliyor. Yani bir kere ağustostan itibaren maliye bir bütçe hazırlamağa başlıyor. Sonra marttan itiberen tekrar o bütçenin her faslı, her maddesi yeniden takdir olunuyor. Bu iki zahmeti birleştirmek ve mümkün olduğu kadar tahakku- kata yakın tihmünlerle bütçe yapa- bilmek için bütçenin istihzar ve takdim tarihlerini ( değiştirmek lâzımdır. İşte bütün bu sebebler göz önünde tutularak teşkilatı esasiye- nin bu meselelere taalluk eden maddelerinde tadilat teklifi derpiş edilmektedir. . Bu ; teklif, aglebi ihtimale göre, hükümetten gelme- yecek, meclisce takrir suretile ile- riye sürülecektir. Takririn meclise takdiminden evel fırka gurubunda müzakeresi muhakkak at olunuyor. Yeni teklif edilecek şekiller şudur: Büyük Millet Meclisinin iki içtima ve iki tatil devresi olacaktır. Sonbahar içtima devresi eylül iptidasında ( başlıyacak, üç ay devam ederek teşrinisani nihaye- tinde hitam bulacaktır. Bu devre- de meclis daha ziyade kanun yapmakla meşğul olacaktır. İlkbahar içtima devresi şubat iptidasında başlıyacak, dört ay sürecek ve mayıs nihayetinde bitecektir. Bu devrede meclisin en mühim meşğalesi bütçe ola- caktır. Bütçe meclise mart iptidasında verilecek, encümende tetkikinden sonra nisan ve mayıs zarfında tasdik olunacaktır. Bu suretle bütçe meriyete girmezden ancak üç ay evvel meclise verilmiş ve meclisten çıkar çıkmaz hemen tatbike konmuş olacaktır. Iki ictima devresinin biri üç, diğeri dört ay devam edeceği cihetle mebusların çalışma zaman- ları da altı aydan yedi aya iblâğ edilmiş olacaktır. Buna mukabil kış tatil devresi kânunuevvel ve kânunusani ayla- rını, yaz tatil devresi de haziran, temmuz, ağustos aylarını işgal edeceğinden mebuslarımız intihap dairelerini muhtelif mevsimlerde ve her mevsimin ahval ve ihtiya- catı içinde tetkike fırsat bulacak- lardır. Aynı zamanda bir ay çalışmada- dan sonra iki ay, dört ay çalış- madan sonra da üç ay bir fasıla yorgunlukları azaltacak, teşrii mesainin muhtaç olduğu huzur ve sükünü temin edecektir. Yeni şeklin faideleri pek ziyade takdir edildiği için teklifin hemen | şu günlerde fırka gurubundan geçirilerek meclise sevki ümit edilmekte, hattâ bir kânunu evel ibtidasında meclisin kış tadiline başlayacağına kuvvetle ( ihtimal ) verilmektedir. Çabuk ve zahmetsizce: iş bulmak işçi tedarik etmek Ev, apartman- kiralamak Emlâk satıp almak için bir tek çare vatdır: AKŞAM gazetesine bir Küçük ilân koydurmak! Bir ilân 4O kuruş