olmasına yardım ediyordu ama, Tek çe gerçekte iyi insandı. Çabuk ve çok çalışmak, bir günde üç veya dört film de ayrı ayrı rol almak zorunda ol- duğundan, rolün derinine inemiyor inemeyince de işi oluruna bırakıp, bir olup-bittiye getiriyordu. Böylesi dav- çıkan yeni kişilikli dolayısıyla se- yircisi otarafından da ciddiye o alın- mıyordu Seyirci, Tekçenin yaptıkları- nın gerçek Olmadığını sezinlemişti. Bir anlığına karanlık salonda perde- ye yansıyan kiişlerin hikâyesine ken- dini kaptırıyor, fakat ışıklar yandı- ğında ne olaylar dizisini, ne de kah- ramanlarını ciddiye alıyordu. Senaryo zorlaması yoktu, rejisör (o zorlaması yoktu, oyuncu zorlaması yoktu. kadar çok o zorlamasızlık (o karşısında ramakta gecikmedi ve Tekçe, dünya sinemasında o çok ei bir ortama rahatlıkla geçiverdi. dam. bütün kötülüklerine ve işlediği bütün suçlara rağmen yine de seyir- cisi tarafından bağışlanmaktaydı. İkinci dönem gelip çattığında Ah- met Tarık Tekçe, kötü adamlığını her filme bir lâstik damga gibi vuran kli- şe bir oyuncu olmuştu. Dış yardımlar yine devam ediyordu ama. siyasal ger ginlik giderek baskıyı doğurmuş enf- lâsyon, yanlış güdülen ekonomik po- litika sebebiyle güçlenmiş ve toplum- sal tedirginlik başlamıştı. Yığınlar karamsardı, hiç birşey avunmuyor- lardı. Menderesin yüzbinlik stad pro- jeleri. Spor Toto oyunları halkı uyut- mak için yeterli değildi. Derken yapımcılar oişe karıştılar, İyi durumda rahat ve bolluk içinde i- ken seyirci nasıl (kendi durumunun dışındakilerin serüvenlerini görmeyi istemiş ve yapımcılar nasıl bu isteğe ayak uydurmuşlarsa yine öyle yaptı- lar. yüzlü, siyasal baskının te- dirgin ettiği, para değerinin alış gü- cünü gitgide kaybettiği bu bunalımda yapımcılar seyirciye uyutucu filmleri sürmeye başladılar. 'Kötü Adamlık"tan komedyenliğe yalnız yapımcılar bir noktayı unut- muşlardı. Komedi, iptidailiğin ö- tesinde. değişik, apayrı birşeydi ve her oyuncu kodemide başarı gösteremi- yordu. oSinemamız komedi türünü şimdiye kadar hemen hemen hiç de- nemediği için. yapımcılarıyla birlikte senaryocular, rejisörler ve oyuncular da türlü morluklarla karşılaştılar. İlk zafer, konu seçiminde elde e- dildi. Eski vodviller, bulvar komedi- leri ve tulüat esprileri. konulup unu- tuldukları tozlu raflardan indirildi ve günün tezgahına geçirildi Şimdi ele alınması gereken, rejisörlerden önce oyuncuların durumlarıydı Eldeki mev cut oyuncular komediye yatkın düşme- diler. Düşmediler, ama, o yapımcının bunun üzerinde öyle uzun boylu ka- fa yoracak ne vakti vardı. ne de aklı Olanla idare etmenin yolu varken, da ha uzaklara gitmek yersizdi, o zarar- lıydı Zar. başlangıçta, perdenin en ünlü kötü adamı Ahmet Tarık Tekçe üzerine atıldı. Kötü adamlığı sırasın- da tek tip kötü adamlığı yüzünden AKİS, 16 EKİM 1964 SİNEMA pek ciddiye alınmayan Tekçe, yeni rollerinde hamence tutuldu ve otur- du. Seyirci, bu sevimli ve gerçekdışı kötü adamı, güldüren rollerde kesin- likle yadırgamadı. o Tekçe, yapmakta olduğu kötülükleri bırakmış, iyimser, hoşgörü sahibi, babacan ve tonton bir kişiliğe bürünmüştü. Devrim sonrasında durum bir ü- çüncü döneme, yâni duraklamaya gir diğinde, yığınlar psikolojisi de durak- lamaya doğru yöneldi ve yeni dönem- de yapımcılar modasız kaldılar. Ko- mediler yine iş yapıyordu ama. bu- yanısıra birinci döne film- ilgi Görleriyorlandı Yapımcılar bu defa ikiye bölündüler. Komedilerle birlikte melodramlar. a- vantürler de yıllık programlarda yer- lerini aldılar Arada ezilen Ahmet Tarık Tekçe oldu. Tekçe, artık her türde de rol alı- yordu. Bir filmde kötü adam bir filmde iyi adam. bir başka, filmde ise komiği animal, Bu çok tür- de kişiliğe bürünme giderek Tekçeyi yıprattı ve ününü yitirme tehlikesine götürdü. İki yıldır artık eskisi gibi çok filmde oynamıyor. günde dört fil- me birden yetişme çabasını göstere- miyordu. Ayrıca bundan dört yıl ön- ce düştüğü hatasını da tekrarlamış, ve partiyi kaybetmişti. Seyirci, perdede gördüğü kahra- manı gözünde büyütmke ve onu bir cesit efsaneleştirmektedir. Sinema o- yuncusu seyirci ile kendi arasında bu aralığı sürekli olarak korumak zo- randadır. Starların star kalışlarında- ki neden de buradan doğmaktadır. Tekçe ilk hatasını, kendi adına kurduğu bir toplulukla Anadolu tur- nesine çıkın seyircisi ile karşıkarşıya lişle, ortadan kalktı ve büyü bozuldu.. Büyünün bozulması. Tekçenin filmle- rine karşı seyircinin ilgisini azaltmak- ta geçikmedi Bu ilgisizlik kolaylıkla yapımcılara geçti ve Tekçe beklen- medik bir anda. şöhret merdivenlerini inmeğe başladı. nceki haftanın başlarında vuku- bulan bir otomobil kazası sonucu ha- yata gözlerini yumduğunda sinema- nın en ünlü "Kötü Adamının duru- mu buydu 33