dın ve Gençlik Kollarından ana kade- melere geçen üyelerin yardımcı o kol- larla ilgileri kesilecek miydi? Kadın Kolları, ile Gençlik Kollarını temsil e- decek olanlar kurul içinden mi, yoksa, istenirse, dışardan da seçilebilecekler miydi? Bu seçilen temsilci, başkandan başka birisi olursa, başkanın kurulda- ki durumu ne olacaktı? Parti Meclisi bunu yorumladıktan sonra mesele ye- niden Büyük Kurultayın tüzük komis- yonundan geçecekti. İşte, İkinci Ka- dın Kurultayı yapılırken, birçok dele- gelerin gözleri bu bakımdan - dan ayrılmıyor, kadınlar lisinin bu çalışmasına katılabilmek için konuşmasının öne abramasını iste- mişti. İlk er, İsta senatörü s başkanlarının. otomatikman a ka- demelerinin birer t abii üyesi olma nı ve bütün üyelik haklarından 3 x ı dan ibaretti. Yorum. 17 Kurultaya gö- türülecek ve ancak orada kesin bir so- nuca bağlanabilecekti. Bu haber İkinci Kadın Kurultayı- na Dr. Kemal Satır tarafından resmen bildirdi. Parti Genel Sekreteri Kong re Divanından bunu izah için zihniyetine çattı. Bakanlar defilesi adın Kurultayındaki kürsüden bol bol alkış toplıyan Bakan, sadece Kemal Satır olmadı. Kadın Kurultayı hemen hemen bütün Bakanları, bir- çok milletvekili ve senatörü Bahçeli- evlere çekti. Sedat Cumralı. İ Öktem. Orhan Öztrak. Kemal Demir Muammer Ertem. Ali İhsan Göğüş Kurultayı merakla izlediler. n ve Gençlik Kollarının kurulmasında bü yük rol oynamış olan Suphi Baykam. kadınları heyecanlandıran bir konuş- aptı. Türkiyenin derdini turizm Yönetim Kurulu raporunda yer ayrılmamasını tenkit etti ve ka- dınlardan bu sahada bekleneni anla- trken dinamik bir neslin turizm ka- pısından memlekete getirebileceklerini gözler önüne serdi. Turhan Fevzioğlu ise Büyük Kurultaya gidilmesi isteği- ni ibareten uzun bir konuşma yaptı. Bu konuşmalar ve raporun delege ler o tarafindan i yapılırken hemen hemen hiçbir kulis faaliyeti görmedi delegeler salonu hiç terket- AKİS, 16 EKİM 1964 Kadının Politikadaki Yeri Jale CANDAN Kadının politikadaki yeri, hayli tartışılmış bir konudur. Genel olarak, ileri toplumların başlıca niteliklerinden birinin, kadına erkekle eşit haklar tanınması şeklinde meydana geldiğini söylemek mümkündür. Ancak, bu kuralın da istisnası yok değildir: meselâ iptidai diyebileceğimiz bası kavim- lerde kadının yönetici bir rol oynaması çok tabii karşılanırken. İsviçre gibi ileri bir toplumda, çoğunluk kadının politika hayatına atılmasını lüzumsuz bulduğu için, kadın bu toplumda henüz siyasi haklarından yoksun yaşa- maktadır Memleketimizde kadının siyasi hakkı diğer haklarından daha büyük bir kolaylıkla kabul edilmiş ve büyük kitlelere daha rahatça sindirilebilmiştir. Kadının birçok sosyal haklarını, kanunlara rağmen, tanımak istemiyen en mutaassıp bölgelerde bile, kadının, çarşafına sarılı durumda da olsa, seçim günü sandık başına gitmesi tabii karşılanmakta, kadınların adaylıklarım koymaları, erkeklerimizde, rekabet kaygusundan ötede bir tepki yaratma- maktadır. Ancak, politika hayatına atılmış olan kadının rolünün ne olacağı henüz en ileri düşünceli politikacılarımız ve hattâ düşünürlerimiz tararın- dan bile tam anlamıyla anlaşılamamıştır. Birçoklarımız için kadın, siyasi meclislerde, muhakkak surette, sembolik olarak temsil edilmelidir. Meclis- lerin havasını yumuşatmak, protoko'da görünmesi, sadece şekil yönden, âdeta bir "hemşirelik" görevi görmeli. asla iddialı olmamalıdır! Oysa her konuda değil ama, bazı konularda iddialı olmak ve bunlar üzerinde çalışa- rak durmak, herhangi bir siyasi toplulukta sandalye işgal eden kimse için şarttır. Burada erkek-kadın ayırımı yapmak, işin anlamını esasından bozar Kadının meclislere girmesi sembolik olmamalı, tersine, meclislere herhangi bir konuda ve özellikle kadın topluluklarını yakından ilgilendiren konular- da ışık tutacak nitelikte bulunmalıdır. Kadın, gündelik hayatında ekonomik ve sosyal dâvaların, tam içindedir Bunun ötesinde, doğum kontrolü gıda ve sağlık meseleleri. eğitim ve gençlik meseleleri gibi onun analık ödevleri ile birinci derecede ilgili birçok meseleler vardır. Kadınların, bu konularda yetişmiş elemanlarını siyasi hayata yöneltmeleri ve bunları siyasi meclislere göndererek dâvalarını dile getirmeleri, kadının politikadaki yerinin ne de- rece önemli olduğunu gösterecek ve ona sembol olmaktan çok ötede bir de- ğer kazandıracaktır. Ancak bunu, sadece "kontenjan"'larla halletmek müm- kün değildir. Kadının politikada gerçek yerini bulması ve bu yeri topluma kabul ettirmesi, onun ancak siyasi hayata atılması ile mümkündür; İlk defa batı demokrasilerinde kurulan siyasi kadın kolları,kadınları si- yasete alıştıran ekoller olmuştur: Demokrasinin beşliği olarak anılan İngil- terede, Muhafazakâr Parti. 1928 yılından beri, kongre karan ile. bir daimi kadın koluna, ve merkez yönetim kumluna bağlı bir merkez kadın istişari meclisine sahiptir. Kadınlar yılda bir defa. bağımsız bir kongre yaparak mescitlerini tespit eder ve bu meseleleri parti, kademelerine ve hüküet- lere duyurarak kadın seçmenin ağırlığını hissettirirler. Bu kongrelerde ele alınan konular suçlu çocuklar, eğitim sistemi. İhtiyarlık sigortası, tasarruf ve banka mevduatı, mesken inşaatı, gıda kontrolü, nüfus politikası gibi çe- şitli meselelerdir. Kadınlar bunlar üzerinde fikir birliğine vararak devamlı çalışmalar yaparlar. Siyasi bir kadın teşekkülü memleketimizde, yalnızca CHP içinde mev- cuttur. Bu tevekkülün iki yıldır topladığı kadın kurultayları, kadın dâvâla- rının memleket dâvalarının nasıl içinde olduğunu göstermiş ve kadının poli- tikadaki yerini doldurmasına doğru atılan umut verici bir adım olmuştur.