DIŞ GEZİLER İran Başbakanı Mansur ve genç Bakanları "Nem Frontier'i Bunun bir izah "tarzı olduğu mu- hakkaktir ve geniş doğruluk payı ta- şıdığından da şüphe edilemez. Fakat genç nesilden bir zümrenin Şaha kar- gı tutumunu yalnız "komünist tah- -ikleri" nevinden arka maksatlı, kötü niyetli sebeplere bağlı sanmak me- seleleri basite fazla irca etmektir. İ- ranın içinde ve İranın dışında bu zümreden gençlerle konuşanlar, ken- dilerinde, bir kısmı delikanlılık çağı- nın icabı da olsa. iyi niyetli bazı "doğru sebep"ler müşahede etmekte- dirler ' Bir yabancı için durumdaki şaşır- tıcı nokta o gençlerle Şah arasında, hedef bakımındın, hiç bir farkın bu lunmamasıdır. İki taraf da İran için aynı şeyleri istemektedir Daha da şa şırtıcı olan, iyi niyetli her iranlının sında bir ruhi köprünün kurulamamış olması ortada başka unsurların rol oynadığını belli etmektedir. Bu hafta. Türkiyedeki bir İranlı öğrenci dinde bir gazete küpürüyle bu dergiye gelmiştir. Gazeteden kesil- miş olan havadis şudur: "İran Sarayına sauna gidiyor - (Helsinki (A.P.) — Hakiki bir fin sa- unası trenle Tahralıdaki İmparatorluk Sarayına gönderilmektedir. Şalım kıs kardeşi Prenses Eşref tarafından 1s- marlanmış olan sauna İran başken- 16 İranın tine trenle Sovyetler Birliği üzerinden sevkedilmektedir. Gen öğrenci, şunları söylemiştir "2— Bunu GİNE ve memleketinin, milletinin halini bilen bir genç iranlı aydın Allah razı olsun üei mi? Hiç, Sarayla beraber olur mu Bu sözlerdeki rçek | payı. o Şahın Saadabat Sarayında söylediği sözlerde ki gerçek payından fazla değildir ama her halde eksik de sayılamaz. Ki bir sesle Üç başlı canavar (gn hafta İran gazetelerinde çıkan üçlü haber İrandaki her yeniliğin karsısına dikilen ve dikilecek olan üç başlı canavarın bir portresini çizmek- tedir. Tırnakları muayene edilecek o- lan iranlı kendi gündelik hayatında rahatsız olacaktır. Ciddi bir Bütceye sahip olmayan İranda har vurup har- man savuran büyük menfaatci zümre vergi verip mali kontrol altına alın- maktan hoşlanmayacaktır Bu zümre- nin kemik artıklarıyla normalin üs- tünde gelir sağlayan devlet mekaniz- masının kirli çarkları bu hususi yağ dan mahrum kalınca kasten tekleme- ye başlayacaktır. İran gibi bir mem- lekette bu mukavemet azımsanmama- sıdır. Nitekim geçen hafta bu mukave- met Tahranda yuvalanmıştı. Bir genç Maliye Bakanının, vaktiyle Ankara- daki İran (o Büyük Elçiliğinde görev yapmış olan Hoveydanın ellerine ter- kedilmiş olan (oMaliye Bakanlığının bir kısım gerici (okadroları akşamlan eski Başbakanlardan Amininin evin- de toplanıyor ve - yeni Başbakan Mac surun açıktan yaptığı ithama göre- reform hareketlerini sabote etmenin yollarını plânlıyordu. Diğer taraftan. Şahın çok önem verdiği Toprak Re- formunun ilk kısmını yapan eski Ta- --- Bakanı Arsancani de Romada Büyük Elçi olarak İranı temsil eder- ken bu görevinden alınmıştır, hattâ İrana döndüğünde tevkif edildiğine dair -sonradan asılsız olduğu anla- şılan - söylentiler (o Tahranda dolaş- mıştır. Amini ekibi Mansuru fazla i- leri bulurken Arsancani kendisini ya- vaş, çekingen ve en ziyade "aşın li- beral"" olmakla suçlamaktadır. Başbakan Ali Mansur geçen haf- tanın ortalarında yüksek bir kibrit Kutusuna benzeyen konforlu o "Krali Tahran Hilton" Otelinin 15. kalandaki özel misafir odasında eşiyle birlikte verdiği ve sadece altı kişinin bulundu- Şu bir "dost yemeği"nde kendisinin ve ekibinin durumunu şu cümleyle an- latmıştır: "— Majeste Kral şimdi ilk defadır ki kendi neslinden bir takımla ça- lışmaktadır. Aynı nesilden olduğumuz için biz kendisini, kendisi bizi mü- tema anlamaktadır. £ Güçlükleri Majestenin yardımıyla yeneceğiz." AKİS, 16 EKİM 1964