KIBRIS OLAYLARI askeri müdahalesiyle ilgiliydi. (© Büyük Elçiye o beş saat süresince söylenenler Hare'in bilmediği husus- lar olmadı, Amerikanın temsilcisi bu haklı sözleri daha önce de dinlemişti ve türklerin hem ruh haletlerini, hem de fikirlerini oanlıyordu Türkiyede Kibrıs meselesi ne mâna ifade etmek- tedir, türk-ametikan dostluğu bun- dan dolayı neden bir çetin imtihanın arefesindedir, türk halkının hissiyatı nedir, niçin türkler kendilerinin an- Jaşılmadıklarından şikâyetçidirler, bü- tün bunlar Büyük Elçi Hare'in meç- hulü değildi. o Fa- kat Büyük Elçinin aldığı talimat var- dı ve kendisi ni- arzusunu kabul ettiğini ve bir hare- kâtı o vakte kadar tehir ettiğini A- merika Büyük Elçisine tebliğ etti, Raymond Hare derin bir nefes al- dı, Çok şey, bu arada Büyük Elçinin birinci plânda önem verdiği türk-ame- rikan milnasebetleri yeni bir mehile kavuşmuş oluyordu. Kaba bir üslür Ancak Başkan müttefikler arasında Başkan Johnson'un “samimi mutad te- Görüşün ne olacak? vabında bu hususu itinayla belirtmek- ten geri kalmadı. Başkanın bir çok tefsiri, benzetişi de pek talihsiz şeylerdi, Her halde Johnson'un mektubu, diploma- tik vâsikalar arşivine “başarılı” gtike- tiyle geçebilecek bir vasıf taşımıyor- du. Gerçi “samimi müttefikler” ara- sında “samimi ton” da şaşılacak bir şey yoktu. Ama galiba sayın Başkan, samimiyetin dozunu biraz fazla kaçır- mıştı, Temeldeki hata z91n aslını söyle- mek gerekirse, Türkiyenin Kıbrıs konusundaki tutu- munu anlamakta amerikalı İdareci- ler daha işin ba- hayet bir arâcı !. di. Hare, beş sa1- tin sonunda “her hangi bir harekse- Imeden” yeş ni bir mehil iste- di. Bu mehil de kendisine Verildi, Amerika - Büyük Elçisi o ertesi gün tekrar oBaşbakan- liğa geldiğinde, *- linde Başkan John- son'un - Başbakan İnöntiye hitap eden ve- daktiloyla. . beş sayfa tutan Meri mektubu Başkan eee Kendisiyle, yan! A- .merikayla konuşun bir mutabâkata var madan harekete ge- cilmemesi bhakkın-' da taahhüt Istiyor- du, mhnson, mek- tubun overilmesin- den sonra amerikan basınında da bild'- laysiyla Amerika Birleşik Devletlerini terkedecek halle " Be Sohnsom'un, Kıbrıs (Okonusunda bir mutabakata varmak için bakan İsmet İnönüyü Amerikaya davet etmiş olduğu açıklanmıştır, ee 2 konuşa konuşa anlaştıklarına göre her müzakerenin elbette fay- dalı bir tarafı vardır. Ama, Johnson ile İnönü tam bir mutabakata varsa- dar bile bundan ne netice alınabilecektir? Amerika, kafasında bir hal ça- resi bazirlarsa bunun bütün taraflarca kabulü için gerekli iradeyi ,enerjiyi Ve azmi gösterecek midir ki? Amerika bugün, Kıbrıs konusunda bir şey düş'inmediğini ilân ediyor. Bu, hafızaları pek fazla nisyan ile mâlül saşmaktır. Zira bu Konuda, adı üstünde, bir “anglo-amerikan teklifi” vardır Bu teklifi satmak için Mr. George Bali ta Amerikadan kalkıp Atinalara. Ankaralara, Lefkoşelere gel miş, yumuşak başlı müşteri olarak büla bula bir bizi bulmuştur, Amerika, “anglo-amerikan teklifini Makariosa kabul ettirtebilmiş midir? Amerikanın düşündüğü tek hal çaresi bu “anglo-amerikan teklifi” ol- Mr. George Bali Amerikanın Güvenlik Korsevinden bir karar süreti geçirmek azmini açıklamıştır. Amerika bu karar suretini gecirmek «Şöyle dursun bunu Konsye sunmamıstır bile, © Nihayet gene Mr. George Ball, Lefkoşe dönüsünde bir zaferini müjde- lemiştir Makariosa “anglo-amerikon teklifini kabul ettirtememiştir ama sayin Kibris Cumhurbaşkamm bir noktada ikna etmiştir ; Sayın Başkan. Mr, George Balun delilleri karsısında mevcud andlaşmaların Güvenlik Konseyi tarafından dahi ortadan kaldırılamayocağım anlamıştır! Bu Makariosla andlaşmalarım mevcud olmadısını - hatta bu sefer sa- yın Papandreu İle birlikte - ilân eden eden Makarios aynı zattır. Simdi Amerika, bütün bu maceralar hiç vaşanmamış ribi, bir tekli- fin üzerindeki “anglo-amerikan” etiketini dahi görmemezlikten gelerek diyor ki * “Ben bir hal çaresini hiç düşünmedim. Beraber düşünelim!” Düşündük, bulduk! Sonra ne olacak? Buna bir tatbikat sahası bul- mava Amerikanın gücü yetecek mi? Amerikanın gücü, sadece bizim gibi kuzu milttefiklere Hur demeye yetiyor, Eğer tek mutabakat Türkiyenin açık müdahale hakkından vazgeçmesi üzerinde olacaksa mersi Mr, Johnson! mas” adı Verilen bu temasta kullan o mamış hükümetini şındeanberi (o büyük bir başarısızlık gös- termişlerdir. Ame- rikan dış politika- sını yönetenlere gö- re, Kıbrıs meselesi, Türkiyede bir iş politika oyünu ola- rak kullanılmakta» dır Bunlara kalır- sa, Türkiyede İkti- dar Kıbrıs konv- sunda Sert bir tu- tüm fakındıkça ka- mu. oyunu kazana- cağını saniyor, mü- halefet ise daha da aşırı davranışlar 18- teyerek o durumu- nu . kuvvetlendir- meye çalışıyordu. Oysa, artık ameri- kan yöneticileri İ- Sa va düşüncenin ta hleahir Ipi. si mlm anla- mak zamanı gel- miştir. Bazı politi- kacıların sorumsuz davranışları dışın- da, Kıbrıs Mess- “lesi Türkiyede hiç- bir zaman bir iç politika oyunu Ol- tır 'Türk halkını, partilerini ve Kıbrısla ilgilenmeye yö- olmadığını belirtiyor -zira Başkanın, simdi Yardımcısı yoktur; kendisi Yar. dımcihktan Başkan olmuştur -, fakat Amerikaya gelebildizi v söylüyordu. O takdirde Iki sorumlu olar» meseleleri görüsebilir- “ler ve bir netlesve varabilirlerdi. Cümhüriyet Hükümeti 5 Haziran 6 Hazirana bağlayan gece, Johnson'un AKİS/8 dığı üslüp Ankarada bir'soğuk duş te- siri yaptı oOBir defr Başkan bir çok gertekten tamamile habersiz. görünü- yordu. Bundan evvel yamılan çok şeyi ya bilmiyordu, ya bilmemezlikten Zel- meyi tercih eliyordu. Sanki Başkan bir hafıza şoku 7eçirmişti veya olup bitenler kendisine intikal ettirilmemiş- ti o Mektubun bazı yerleri O derere garipti. Nitekim Başbakan İnönü ce. nelten sebep, Adadaki türklerin var- luğı ve Adanm türk savunmasındaki stratejik değeridir. Her türk bilmek- tedir kj Adadaki rum çeteciler orada- ki türk topluluğunu va Adadan ka- çırmak, ya da ortadan kaldırmak ni- vetindedirler Kendilerine yapılan her- Şeye rağmen orada kalanlar Ise, basit bir azınlık durumuna düşürülecektir,