V Oysa Kı, bizim gibi az gelişmiş mem- leketlerde, gerek özel, gerekse resmi sektörün imkân nispetinde daha fazla yatırım yapması lâzımdır. Özel sektö- rün yatırıma gitmesi de ancak bu sa- hay: ivhalâttan daha kârlı bulması Us kaabll olabilecektir. Büyük para, büyük kür gına! valırıma gidecek firmalar ge nellikle «mali kapasiteleri (o büyük firmalardır, Bu durumda ithalât im- kânı sadece kendilerine verilmiş olur- sa. bundan sağlayacakları kör muva- Celissinde başka hiç bir İşe tevessül &liniyecekleri aşikârdır. Bu sebsple, yatürımların teşviki isteniyorsa, itha- Iâta konulan teminatların norma! $e- viyevp indirilmesi ve bu suretle itha- Iâtın sadece büyük sermayenin istifa- de ederek azami kür sağlayabileceği bir konu olması önlenmelidir O 7a- man bir çök firinanın ithalâtçılığı bi- rakıp #anay!e döneceği müşahede edi- lecektir. Teminatların 'thalâtcıya ga- ranti verdirecek (o sşevivede olmas) İle hazineye külliyeti! miktarda para çi- rTecek miktarda olması arasındaki asıl muazzam fark buradadır. Tahsisli tt- hal malları listesinden yapılan itha- lâtta bu d“-*m daha da belirli bir mahiyet almaktadır, Meselâ, 100 bin dolarlık bir kota tasavvur edilsin, Yö- * netmeliğin 17 maddesi gereğinde avni firma tarafından kotava yapılan mfi- racaâtlarin toplami yüzde 20'yi gece- miyeceğine göre, her firma 100 bin doların yüzde 20'si olan 20 bin dolar veya 180'bin dolarlık talepte buluna- bilecek, yüzde 30 teminat erler 3 için de 54 bin /tia verecektir. karşılığında 100 veya 200 reyi tah- sis alan firmalar bir hayli çoktur. 200 dolar, yân! 1890 Ira. 54 bin lirava #arşılık 1800 İlralık tahsisin gülünç- lüğü meydandadır. Bu 1800 lira, 54 bin tiradan da mahsup edilememekte- dir, Zira yönetmeliğin 4, maddesinde, teminatın mal bedeline mahsup edile- miyeceği belirtilmektedir Alınan te- minatın mal bedeline niçin mahsup e- dilmediğini anlamağa imkân yoktur, Bir adamdan tahsisli mallarda yüzde pri liberasyondaysa yüzde 70'e va- kesilmekte, aylarca tah- 2” Perhiz ve Turşu Razan kendi kendimize düşünürüz de çeşitli mevzularda ne akla hizmet et- tiğimizi, bir taraftan yapmak istediklerimizi öbür taraftan bir tekme ile nasıl yıktığımızı ve bunları yaparken gayemizin ne olduğunu bir türlü kes- tiremeyiz. Şu beş yılık kalkınma plânında esas gayenin memleketin sanayiini ge- liştirmek olduğunu inkâra imkân var mıdır? Buna karşılık, bir taraftan memlekette sanayii kalkındırmaya, yenilerini kurmaya çalışırken, öte yan- dan kurulanları tepelemek için aldığımız tedbirler de ölüleri güldürecek kadar enteresandır. Bir taraftan döviz darlığı yüzünden en önemli ihtiyaç maddelerimizin sağlanmasında muazzam güçlüklerle karşılaşıyor, APA memleketlerinden disponibilitesizlik dolayısıyla getirtemediğimiz maddeleri Bilateral anlaşma» 4 memleketlerden sağlamaya çalışıyoruz: öte yandan, en lüks maddelerin ithali için yığınlarla döviz tahsis ediyor ve bu maddelerin memlekete İthali- nin ekonomik düzeni altüst etmesini görmezlikten gelmeği bir marifet sa- yıyoruz, amm Seneler “mesi amerikan yardımından memlekete süttozu getirildi. Bu suretle hem döviz ödemeden memlekete gıda maddesi ithali kaabil olabildi, ' bem de fakir fukaranıv ücuz ucuz süt içmeleri, bastalarını, çocuklarını bes- lemeleri imkân dahilin« girdi, e eni ika tenli AYR. bir kam- panvayla karşılaştı, “verli ml tte imal edilen süttozları satılamıyor” itirazları susturulamaz bale geldiği icin Ame- rikadan yapılmakta olan bedava süttozu ithalâtının önüne geçildi. Bu tedbir yerinde midir, değil midir, burada bunun münakaşasını yapa» cak değiliz. Zira konunun hem müspet, hem menfi yönden müdafaası kaabildir. Fakat süttozunun bedava dahi olsa memlekete ithali yasak edil diğine göre, artık ithal malı süttozunun türk piyasalarına gelmesi bahis ko- nusu olmamalıdır, değil mi? Açın UX. Kotayı, X. Kotâyı XI. Kotayı, herbirinde süttozu ve çocuk ma ması için onar bin dolarlık tahsis mevcuttur. İlk anda insanm aklına, “on bin dölarfık tahsisten veçikar?” gibi bir fikir geliyor. Eğer iş yalnız kotayı kalırsa, hiç bir şev çikmüz tabii. Fakat kotava bir dolarlık tahsis konuldu mu, fuar kontenjanından istenildiği kudar mal getirmek kaabil olabiliyor Böylece, basta eczahaneler olmak üzere. bakkallara kadar her taraf gayel şık ambalâjlar içinde süttozu ile dolmuş bulunuyor. 1 Öte yandan, süttozu imalâtı memlekette hakikaten tam mânasıyla ge- lişmiş durumdadır. İtbat malı süttozları ile ayni kalitedeki yerli süttozları yüzde 25 ucuz fiyatla şakır şakır satılmaktadır zan Lait - Çabuk süt - markah süt tozlarının 300 gramlık kutularını 820 kuruşa, biraz araştırsa- niz, belki zerzevatçılarda bile bulabileceksiniz. Buna karşılık, ayni evsafta ve ayni miktarda yerli süttozu 170 kuruş ucuza, yani 650 kuruşa piyasayı arzediliyor, Böylece süttozu fabrikalar imalâtlarında kullandıkları 3-5 ku- ruşluk yardımcı madde için aylarca sira beklerlerken, süttozlarına bütün gümrük kaptları ardına kadar açılmış durumda, âdeta!.. “Ooh, ne âlâ memleket!., Gelsin çabucak süt haline gelebilen tozlar. gitsin kolayen deve olabilen dövizler ve dostlar bizi muazzam bir alışverişte gör- sünler de imrensinler!., Şu süt tozların memlekete veves soktusumuzu izah edecek kimse yok mu, allahaşkına?” Yoksa, sakın. içecek ayranımız olmadığı için bu süttozlarını ayran imalinde kullanmak üzere ithal etmiş olmayalım”! Fasih İNAL Mai