YURTTA OLUP BITENLER 'Tabii, haber daha fazla gizli kala» madı ve Akşamın yanı sıra öbür bü- yüklü küçüklü gazeteler de uyandılar ama, artık vakit çok geçti. Sonun başlangıcı İki gün gazetelerde arka arkaya “Söy- lediler, söylediler, Şimdi biz konu- şüyoruz, Vatandaş, CHP'nin Saraçha- nedeki açık hava toplantısına mutlaka gel" yollu ilânlar veren CHP, cuma gün büyük yurt gezisini böylece İstanbul- da tamamlayıp bitirecekti. a, otomob'liyle Perşembe tanbula girdi. dığı ve İstanbula gelişlerinde inmeyi âdet haline getirdiği Lido oteline geç- Yy la lideri bekliyordu, Gümüşpala 10 bin kilometrelik büyük yurt gezisinin bü- tün yorgunluğunu Üzerinde taşıyordu, Hafif sararmış, göz altlarındaki tor- balar sarkmıştı, Üstelik sinirliydi de. Çevresindekiler bu sinirliliği (Pâşanın yol yorgunluğuna verdiler. Gümüşpa- dJanın yanında özel doktoru, milletve- kili Prof. Dr. Celâl Ertuğ da vardı, Ertuğ, devamlı surette Gümüşpalaya Perdenin arkasında karşısında Gümüşpala yine güldü ve: “e Bu, geçen 'yılki gibi “korkulu cinsinden değil canım! O krizdi. Bu sâdece, çıktığım üç kat merdivenin verdiği bir tıkanma. Hepsi .bul”” dedi, Cuma gününün hikâyesi Yprtuğun ayrılmasından sonra müşpala, ertesi günkü nutkunun müsveddelörini de yanına aldı ve par- ti binasından çıkarak, kapı önünde kendisini beklemekte olan 06 AC 535 sayılı Bulek marka otomobiline bindi, Doğruca Fatihteki annesini ziyarete gitti. Anne Gümüşpala 86 yaşını sü- rüyofdu ve bir yam inmeliydi. Ana o- gül hasretle (birbirlerine > sarıldılar, Gümüşpala, yaşlı anasinın elini, aha * da oğlunu yanaklarından öptü ve he- men, nasıl olduğunu sordu, Gümüşpa- la, anasının. bu yakın ilgisine güle- rek karşılık verdi, iyi olduğunu, hiç dar, Tabii şu kadar bin kilometre yol katetmişti, kolay değildi. Hem artık eski Ragıp değildi ki... Yaşlanmıştı, yaşlandığını yavaş yavaş duyuyordu. Gümüşpala; - annesini (ziyaretten sonra, akşam sularında, yine kalmakta olduğu oteli Lidoya döndü, Gelen par- tililerle salonda oturup konuştu. Par- tililerle birlikte'o da en çok Pazar günki Senato seçimleriyle ilgilendi. A- rada bir, yanından ayrılmayan otelin sahibi ve askerliği sırasında emir su- baylığında bulunan Sabit Ünsal ile başka: konularda ve havadan sudan da konuşuyordu. Akşam yemeğini canı İstemedi. Gündüz gelen “çarpıntı"'dan - pek bel- li etmek istememişti ama - biraz ürk. Gü- uag .şıvı vir nafi vardı. Unsann 1srar- larına da aldırmadı. Odasına çıkacak, dinlenecek Ve yarınki nutkunun son düzeltmelerini yapacaktı Yemek ko- nusunda İse, Ünsal yukarıya bir kâse yoğurtla biraz toz şeker gönderirse onu yer, sonra da yatardı. Gümüşpala odâsina çekildi. Ünsal da Paşasının dediğini ikiletmedi, yu- karıya bir kâse Ömür yoğurdu ile bir tabak toz şeker yolladı, Gümüşpala 9- danın denize bakan penceresi önüne konmuş küçük bir masada nutkunun müsvVeddeleri üzerine kapanmış çalı. şıyordu. Çalışmasını oObir anlığına bıraktı, yoğurdunu Şekerledi, yedi ve yeniden çalışmalarına döndü. Saat geceyarısı- na yaklaşıyordu, Kriz geliyor Büyük kriz geldiğinde çevresindeki- ler hemen Prof, Ekrem Şerif Egelt- yi telefonda buldular ve durumun ve- hametini belirterek çarçabuk gelmesi- ni söylediler. Egeli, ido Otelindeki Gümüşpala- nın odaema vardığında saat yarıma geliyordu ve AP lideri gitgide ağırlaş- maktaydı, Hırıltılı bir şekilde solu- yordu. çevresindekilerin kolu kanadı kırılmıştı ve hepsi de Egeliyi bir mü- cize yaratıcısı görüyordu. Gümüşpalanın bütün canlılığı göz- lerindeydi. o Soluğu gayrimuntazamdı Ve göğsündeki hırıltılar gitgide artı- yordu. Egeli, acele bir oksijen çadı- rına ihtiyacı olduğunu söyledi. Son çare, Gümüşpalayı oksijen çadırına koymaktı Yakınlarda bir yerde oksi- jen çadırı olup olmadığı düsünülürken Kadri Eroğanın aklına eski meslek arkadaşı İstanbul Valisi Niyazi Akı- dan bu konuda yardım istemek geld!. Derhal telefona sarıldı, Akıyı evinde buldu. âurumu anlattı, Akı, Eroğana gerekli herşeyi yapa- cağım, hemen şimdi oksijen çadırı için Ortaköy şifa yurduna telefon edip »- mir vereceğini Ve merak etmemelerin! söyledi, Oksijen çadırı bir fayda sağlaya bilecek, Gümüşpalayı kurtarabilecek mivdi? Saatler gece yarısından sonra 1.28“ gösteriyordu ve Eroğan telefondan yukarıya - Gümüşpalanın odasi Ote- Un ücüncü katındaydı - hızla Kosup çıktığında artık 1s işten geçmişti Gü- müşapala başucımfia tonlananlara bü. tün gücünü gözlerinde tonlayama$ baktı ve hayata wözlerini kapadı. Sa- at tam 1.30'du. Gtimlgpalanın cenazesi Salı günü yapılan büyük bir törenle istirahatgi- hına birakıldı,