İ HAFTANIN SİÇİNDEN | «Aptal dostu olmaktansa...» Bis türkler, zaman zaman kendimizi beğenmesek ve ken dimize çok kızsak da, her halde bir eski millet oldu- ğgumuzu inkâr edemeyiz, Bir eski millet olduğumuzdan dolayı da bizim pek tatb ve © nisbette hikmet ifade eden atasözlerimiz vardır, Bunlardan her biri, geçmiş bir tecrübenin bizles verdiği dersin neticesidir. Ekseri zaman Ssafca, belki budalaca, bir insan kalbinin müsaade edebileceği en iyi ve en samimi hislerle bir dosta bağ- lanmuışızdır, onun icin ler şeyimizi tehlikeye atmışızdır. onun üstüne titremişizdir, sonra onun ne kadar budala olduğunu görüp üzülmüsüzdür Ondan düşmanımızdan görmediğimiz mnameleyi gördüğümüzde donup kalmışız- dır. Hiç şüpbe yok “Aptal dostu olmaktansa akıllı düş- manı olmak evlâdır” sözü böyle bir ruh bhâletinin neti- cesidir, Dostlar bazen ne kadar budala olur, akıl ermez. Si- zin, kendi hislerinizi bir ifade ediş taramız vardır Bu miti hasletlerinize dahildir, Siz “Defol, git!” demezsi- Diz, Siz “Ne işin var, burada?” diye haykırmazsınız. Kırıldığınızı, hayâ! sukutuna (oOuğradığımzı bir o küçük burkulınayla, bir yüz burusukluğuyla, bir masum ifadeş w anlatmak istersiniz Ama, kime? Bir sığır a! Sığır çobanı ister ki yüzüne karsı “Defol, git!” diy» haykırasınız, Resimlerini, kendisini rezil eder tarzda de. #iştirip sokaklarda dolaştırasınız, Kütleler toplansın, ga »* yana gelsin, küfürler savarsun, memnunsuzluğunu belli etsin, Bir yerde böyle yapıldı m 0 size karşı dönecek ve diyecektir ki: “Görüyor musun, bak bunlam ne kadar kazdırdım. Eee, şimdi biraz da ondan yana görünmeli- yim ki müvaeneyi temin edeyim. Yoksa, beni senden sa- nacaklardır,,” . Akılsız!. Şantaj yapıldığını, senin zaaflarından faydalanıldığı- mi, sana kumpas kurulduğunu fa Yen zavallı zen- gin! Sana acımak mı lâzımdır, yoksa kızmak mı, millet- ce bunu dahi farkedemeyecek kadar şaşkınız. Böylesir» bir gaflet, böylesine bir budalalık, böylesine küçük hesap bizim aklımızın alabile w5i bir husus değildir. Her kır- gınlık mutlaka tükürükle mi ifade edilmetiğir ve tüklir- meyecek kadar kendini bilmek, ağırbaşlı olmak, içinden , çıkabilecek tükürük heveslilerin» meydan vermemek icin bazen kendi varlığım tehlikeye sokmak bir saç mudur, bir aciz midir, bir zaaf âlümeti midir? Başkalarının yıl- lardır dünyanın dört bucağında bu sekilde davranıp isi Deticeler aldığım gördükten sonra hâlâ milli alışılmış usullere başvarmak belki asıl aptallıktır, asi badalalıktır, Ama milletler baska tlirlü olmayı kolay he- ceremiyorlar ki,, Anlaşılamamak, haklarının yenildiğini ü pahasına da olsa.. Fey yarabbi, insan bir aptal dostun ileri sürdüğü fi- kirler karşısında deli olmaktan kendisini güç alır, Adarı der ki: “Bir ailenin içine girdin mi, artık ailenin öteki mensuplarıyla döğüşemezsin:” Bunu kime söyler? Ailenin, namusunu korumak is'wyen mensubuna! Be adam, bu- nu, gile fertlerinin namusunu korumasını bir döğüş se- bobi telâkki etmek isteyenlere söylesene, Hayır! Çünki o edepsizdir ve sen aklı başmda bir kimsesin, Edepsizlerin üstüne aklı başmda olanlara nasihat edilir, Bu, aklı başında olmanın verdiği primdir. Ama akıl, höy- Metin TOKER ie hallerde ne kadar başta kalır? Bunu, akılsız dest dü- şünmez. Üstüne bu nisbette vardığı kimsenin aklı da başından gittiğindedir ki akılsız dost “Eyvah, ne olu» yoruz?” diye telâşıanır ve bu sefer 180 derecelik bir dö“ nüş yapar, Yani, ukılaz dostun aklını başma getirmek için ya şantaj yapmak lâzımdır, ya da sahle'n aklın bajş- tan gitmesi, Ama, bu niçin bir mecburiyet olsun Ve neden mantı - #ın hudutları böylesine zorlansın? Her halde, dostun akılsız olması yüzünden! Adam der ki: “Ooo, hu çok karısık bir mese», Br hâl çaresi bulmuş değilim!” Böyle bir durumda olan kim: se, dostsa ve kırk paralık aklı varsa Susar, oturur. Dost dahi olsa, aklı yoksa, yapacağı şey burnunu bir bâl çaresi bulmuş olmadığı meseleye sokmak ve tek hâl çâresini imkânsız kılmaya çalışmaktan ibawitir. Bununla hangi kalpleri kırdığını hiç farketmeden, Sadece kalp kırsa £*- ne zararı azdır. Ama o noktada, gösterdiği acizle, bizzui kendi güvenliğini, ahbaplarının güvenliğini tehlikeye 9* tığını bile ancak tehlike çanları çaldığı zaman farkedr» cektir ve o zaman her sey çok geç kalmış olacaktır, Tıpkı, başka noktalarda olduğu gibi. Bir lider evvelâ kendi ak- lında bir hâl çaresi bulur, Ondan sonra, kendisine ina- nanları o istikâmete iter Baraj kurmanın liderliğin tek vasfı olduğuna inanan şimdiye kadar bir kimse çıkmış değildir, Hele akılsız dost, karsılikh bir menfaat uğrunda sa- dece kendisinin yaptığı yardımları bahis konüsu eder de bunların bedelini milletlerin şefinden, o haysiyetinden. yaşamak haklarından almaya kalkışırsa o zaman büsbit- tün gözden düşer, Bunlar şerefli, haysiyetli milletleri ka- rarlarından ve azimlerinden döndürecek tehditler değil. dir. Nibayet bövle milletlerin o yardımları ne zaman Ve nasıl kabül ettikleri, o yardımlar hiç bahis konusu değil- ken ve başka müllet»r kaderlerine terkedilirken o millet- lerin mütecavizlere tek baslarıma ne cevap verdikleri dü şünülürse bu ceşit sözlerin edilmesi aptallığın dik Alâ- sini teşkil ettiği daba kolay görülür. Tıpkı insanlar gibi milletler de cok şeye tahammül ederler, Ama haksizlığa, he'» insafsızlığa asla! Eğer samimiyet, eğer ciddi dost- luk. eğer inanç ve güven mutlaka bir bedel ödemek mee- buriyetinde tutulursa bu has'»tlere iltifat edenler dünyn- da çok çıkmaz, Dünya ise, huzur ve güvenlik için, asıl bunlara muhtaçtır, Ben sana her şeyimi vereceğim, Sen bana 'emim haklı olduğumu, benimle beraber bulunduğunu, beni tut- tuğunu söv»veceksin, Ben sana inanacağım. Sonra hir gün gelecek hen senin aleyhinde gösteri tertiplemediğim- den dolayı en senin dümen suyunda gittiğimden dolayt, ben hiç bir toprak üzerinde hie bir fuzuli hak iddia edip bir talepte bulunmadığımdan dolayı senin, evet senin his mına uğrayacağım! Benim barisseverliğim, benim bugün kü ideallerine hağllığım. benim hasiretim ve ihtivatım, hareket günü geldiğinde, hare'st etmeklen baska car» kalmadığında karsısında seni, aptal dostunu bularak! Sen, aneak benden kötek vivewdini aklının bir köşesine yerleştirdiğinde mantık, itidal konuşacak olana hu köleğe «min mani olacağın ondan sonra bekleyeceksin ki ben sana karsı eski hiğle- rimi muhafaza edevim. öteki dn aklım basına devşitsin! Haydi canım, sen de! AKİS/7 )