ki bütün Türk gazetecilerini hem de Amerikalı meslekdaşları önünde me- suliyetsiz cocuklar olarak vasıflan- ka bir gün toplanılmak üzere toplan- tıya son verildi. Görünüşe göre, İstanbuldan davet edilen şampiyonların da himmetiyle “müessi esemn kurtulacagı” muhak- kak gibiyı Bcısın Kuyruklu yalan! ( ; eçen haftanın sonunda Cuma gü- nü, öğleden sonra Ankara Pala- fesi d e inin yazı işleri müdürlüğü idi. Mr. Catledge bir dün- tanıştığı Ankaralı gazetecilerle An- kara Palasın kuçuk salonunda sohbe- te dalmıştı. Mev üphesiz basındı ve Ankaralı gazetecılerm New York- lu meslekdaşlarını dan ogrenecek pek çok şeyleri vardı. bakan Park O- teldeki son basın toplantısında misa- lini New York'tan seçmemiş miydi? n Catled. ka hakkında aynen şunlan soyluyordu “Amerika' da basın kanunu yok— Amerikada. sadece şantaj 've haka ret suclarımn teczıyesıne ma- tuf bir kanun meviı t ur. kat gibi yazılar için âm hak- Ancak bazı eya]etler- AK(S, 15 HAZİRAN 1957 kı tamnmışt ğ Tumer Catledge Samimi bir ders de şöyle bir durum vardır: Yazıyı ya- zan şahıs iddialarının doğruluğunu ispat ettıgı halde, dava cı bu yazının kendisin: addi zarara sokmak kas- tiyle yazıldıgmı ıspat edebılırse yazı sahibi para cezasına çarptırıla,bıhr Fakat mevkufiyet mevzuu bah gildir. Bundan başka şantaj v ka- ret suçlarını ı]gılendıren bu kanunun politikacılar ve et murları ta- rafından kullanıldıgı vaki değildir. A- Time ve Krupp eşhur Time'ın son sayısın- zı çÇıktı endere ile pp'u gösteren bit resimle süslenmişti esmin — altında Ş nleket — yeşilleniyor, ama bütçede kırmızı rakamlar çoğa- karşılanmasında n küm n b “kuvvı vazıfesı gordugunden bahs di- dü. Bundan başka yaklaşan se- sonra yazıya şu cümleyle son .d » veriliy S T ede rey hakkına sa- hip erin savısı, iktisatçı- larıııkıııden fazlaydı.” YURTTA OLUP BİTENLER merıkada kendısını tenkid veya tez- yif bir gazeteciyi mahke- de ak mahkeme değil, ancak olabılıı' Yazıdakı iddiaların doğru o l ını âmme efkârı azan devlet başkanını s ede Üü, durumda bırakacak sualler sorulur. elâ, bu sabah “karınızı döğdüğünüzü işittik, do; me” şeklinde bir sual gayet rahatlıkla tev- cıh edılebılır Yani âmme vazifesi gö- r şahsın hususi hayatı da bası- nın kontıolü altındadır. Bu hiç bir zaâaman bu şahısları kızdırma.z veya leri parlâ,menmda cevap vermeye lü- 'medikleri sualleri basın top- lantılarında cevaplandırırlar.” İmcır Baş döndüren:sür'at ( ; enç eczacı, posta müvezziinin u- zattığı noter tebligatını aldı -ve patronuna uzattı. Patron, Ziya Nuri Aka idi ve Aksarayda, Millet cadde- sinde kendı adım taşıyan eczahanenin sahibi bulunuyordu. Aka, zarfta. yazılanları sarararak okudu. Nasıl sararmasın, eczahanesi- nin bulunduğu altı katlı büyük bina- sı istimlâk ediliyordu! On gün içinde binayı b ltma.sı bıldu-ılı yordu. r yıl ıçınd a Nuri Aka- ikinı yıkım teblıga.tıydı günk a memleketine ver- kten hoşlan. adamdı. Gitti, da- ha gerideki arsasında, d bü: diği yerde ve 1,5 milyon lira sarfıyla yaptırdığı binasına kim ne'diyecekti? Bir gün, Yeşilköye giden bir se-