>sleri, a- nlmalıydı. a, toprak lare eden nlaşılıyor- RAN 1957 Ü DN E MA Festivaller Berlin'e döoğru edıncı Mılletlerara.sı Berhn Film d doğruya ticari sinema - eserlerinden çok da kültür filmleri yer alırdı. Ge- çen sene ilk defa olarak büyük mı leketler Berlin'e mühim eserler. yol- ladılar. Bu seneki Berlin festıvalme kırka yakın memleket iştir: edecektir. Bunlar arasında ngiltere, Fransa, İtalya gibi buyük devletler olduğu gibi Tunus, Peru, Venezuella | sinemacıliıkta bir hayli “yer almaktadır. Festivale gönderile- cek eserlerin adlariı yavaş yavaş a- çıklanmaktadır. Bunlara bakılarak, Yedinci Berlin Festivalinin tıpkı bu seneki Cannes Festivali gibi daha çok küçük mleketlerin başarısma sah- ne olacaği yanılma a söylenebilir. İtalya, İngil- tere gibi me mleketlerm göndereceği bildirilen filmler milletlerarası bir si- nema yarışmasının gerektırdığı hu- susiyetlerden epey uzaktır. A.Bi Berlin Festivaline yurdumuzda “Çay- “hane” adıyla temsil edilen piyesten Daniel Mann'ın adapte ettiği ve Ja- ponya'da Marlon Brando Glenn Ford ik tedir. Fransa, festivale yollamak ü- zere Jacgues Becker'in “Les Aven- tuıes d'Arsöne Lupin - Arsen Lupm - “Sait Jamais? - mi?” sihi seçmiştir. Vadim'in eseri, Venedik'te |-renkli ve CinemaScope arak çev- rilmiş bir madera- filmidir. İtalyan- - lar, artık festivallere' yollamayı âdet edindikleri “egzotik dokümanterler” den biri - “L'Ultimo Paradiso - Son oynadığı “Padri 'e Figli - Babalar ve Cocuklar”, Luigi Comencini'nin “La Finestra sul Luhnapark - Lunapark Penceresi” ile festivale katılacaklar- dir. Ayrıca İngiltere de, Amerikalı rejısor Otto - Preminger'in — İngiliz stüdyolarinda George .Bernard Shaw'« ; ,AKİS, 15 HAZİRAN 1957 ın pıyesmden adapbte ederek çevirdiği aint Joan - Jeanne D'Arc” ın ilk oynatımım yapmak üzere dâvet edil- mışt İrili ufaklı bırçok festıva.llerde i- rili ufaklı irçok mı üf edip de Türkiye'nin adına rasla,mı- yanlar üzülmesinler, Geçen yıldan be- ri Berlin Festivaline katılmak iyi bir âdet hahne ğeldi. Bilindiği gibi ge- en yıl İstanbul Üniversitesi adına meydana getirilen “Hiti üneşi” Berlın Festıvalınde kısa filmlere ve- Üniversitenin hazırlattığı “Siyah Ka- lem” adlı bir sanat filmi gönderil- mektedir. Bu film, Fatih devrinde ya.şadığı sanılan Turk ressamlarından hmet Siyah Kalem'in resimlerini beyazperdeye aksettirmektedir. Basın 'Tenkitçilerin seçtikleri I stanbulda çıkan Yeditepe sanat dergisi, geçen hafla çıkan son sa- yısında dört gündelik gazetenin film tenkıdçısımn seçtikleri 1956-1957 mevsiminin en iyi on ncı filmi- ni ilân ettı “Milliyet” ten Tuncan kan, “Yeni Sabah” tan Halit Refığ, “Tercüman” dan Semih Tuğrul “U- lus”tan Adnan Ufuk'un ö gezdiriş, tenkid- çilerin on filmi tesbit ederken hiç de büyük anlaşmazhklarla. karşılaşma- dıklarını, bu n bir seçmeden ço sıralamaktan 1baret olduğunu ortaya “Gunahkîır Ğonüllör” Mevsimin -en iyisi koyacaktır. Nitekim AıKİS’m geçen sayısında yabancı filmlerin panora- masında, bir sürü fılmden dişe doku- nabilenlerin on beşi güç — bulduğu meydana çıkmıştı. Bu durumda, se- çı'nde “hemen hemen en büyük mese- listenin en üstüne yerleştırılecek fılm oluyordu. r ba- kımdan üstün bir şaheser oluşu bu- rada da fazla münakaşaya yol aç- madı, Hak, kayıtsız şartsız onundu. Mevsimin en iyisi s enso” İstanbulda da Ankarada da seyirciler arasmda pek popü- ler olam Hattâ 1 bir ba- şarısızlık da sayılaıbı]ıı'dı Bazı sanat çevrelerinde bile küçümsenmiş, Arap melodramlarından farksız oldu Ye “Senso”, sinemanın sakız haline g iği bir me ele alıyor, ko- casını aldatan kadının ve vatanına i- rihinde çok ışlenmıştı Fakat Viscon- ti, sinema tarihinde belki de ilk defa olarak vatanseverlık ve aşk temaları- nı e gerçek ve tabii akışları içinde inceliyordu. Gene sinema ta- rihinde ilk olarak, tarihi hadiselerin ve cemiyet düzenindeki değişmelerin belli zümrelerden gelen insanlarda meydana getireceği psikolojik teza- hürler bu derece doğrulukla verili- Kisi lere dayanışına az rastlanmıştı. “Sen- so” akılcı bir filmdi. Aklın, düşün- cemn kontrolunda olmiyan duygula- değerlendirmesini yaparken se- yırcılen duygülarından avlamıya kal- lık ve ağır gidişi, belli davranışların meydana getireceği yıkılışı yavaş ya- vaş ' hazırlıyordü. Dekorlar, renkler, kameranın kullanılışı, fon — müziği Visconti'nin dehasıyla, —mevzuunun ,yrılmaz birer parçası haline gelmiş- ti. “Senso”,- - sine 'tarihinin. belli başlı en buyük eserlerınden bırı ol- gibi üstün sinema | sanaıtçısmdan <bıı-ıydı Diğer filmler istede ikinci olarak, Nicholas Ray'in “Rebel Without A Cause- Âsi Gençlik”i yer almıştı. Ameri gençliğinin 'yetişmesindeki ss.khk- lâarı gerçekçi 'bir' gözre ıneelıyen “Nic-