ee Resim sanatını teşkil eden unsurlar desen, İsem, işık ve renklir. Bunlardan birini ilralla Sevmiş ve diğerlerine bercili cimiş olan sanâl- kârlar vardır Vesikalar yrek sanaikirlarının yü- zel konlurlara son derece aşık olduğunu güs- leriyor. Resmi heykeltraş güöziyle gören bu sanalkârlar o yaptıkları resimlerde ber şeyden ünce, mekimda vücedün budutlarını tayin eden çizgileri arıyorlarılı. Konlur, basıramız için, bir bedenin, bir mekânın nihayet bulduğu bardutlur. İnyre z mile sen, resmi teşkil eden şeyin dörlle üç buçuğu- gu ildiva eder » derdi. Desen şekillerin lisa radır. Kesimde, desen ve İorma ehemmiyet veren sanatkârların yanı başında ışık ve renge ehem miyel veren sanalkârlar da vardır ki bunlara scglorisis » derler. Kolorisiler için birinci plüni işgal eden mesele « ton « un nüansı yüksekliği, we kıymeti meselesidir. Kesim sanatını iyi kavramak için daima baş vurulması İizim gelen (Eugöne PFromenlin) « kiymet # len no anlaşılması icap etliğini, kıy- mel «bir tonda mubtevi bulunan açıklığın ve koyuluğun miklaris diyerek tesbit eder. Aynı olğe için bu kıymetin nasal değiştiği kolayca görülür, İki obje alalım; onları aym plânda gördüğümüz zaman biri çok koyu, diğeri çok açıklır. Onları zilimen ulka yolürelim. Her ikisi de aynı kıymeti, ulkun kiymelini alacaklardır. Binaenaleyh aynı objenin açık kısmı ile koyu kısmı arasındaki nisbet ayrı suretle değişiyor. Bu obje gözden me kadar uzakia bulunursa, ark o nisbetle halil olacaklır. Tonun yüksekliği için de aym şey vardır, Bir kurmuzı bbir sarı veya bir mavi alalım. Ün- ları da ufka götürelim. Aynı nülr rengi alacak- lardır. Böylece obje ne kadar yakın olursa tonun yüksekliği o nisbelte büyük olacaktır. Nüansa gelince : Bunu anlamak için « Cow İcur İocale sin ne ifade elliğini anlamak li- zmdır. Couleur İocale, umumiyeile bir objeye giletliğimiz vasali renklir. Bir gelinciğe kırmızı, beyaz verir. Fakat hakikatte, aydınlığı ve akislere güre renk mütemadiyen degişir. Her şeyden önce RESİM SANATI iğığın kendime malsus rengi vardır. Sabalı işi gunin akşam ışığından daha soğuk, daha mavi olduğunu hissetmek İçin ressam olmağa hacet yoktur. Akşam ışığı sicak ve portakal rengim dedir. Bir tablonun itiva ettiği bütün objeler için aym olan bu ışık, tabloya kali bir vahlet VEFİF, Işığın başlıra kaynağından mada, diger tili kaynaklarını da bizzat objeler vücude gelirir. Eğer ressam, duvarları mavi renkli bir odada çalışırsa, bu mavi bütün eşyaya aksedecektir. Gbje daha düz bir maddeden ise bu aksi daha bariz olacaktır. Bir yün yığını kendisini çevi- ren eşyanın renklerinden pek az müteessir ol duğu halde .bir maden kendisini çeviren mul- belif eşyanın renklerini şiddelle aksetlirecektir. Bü müinlânlar me kadar mücerret görünürse görünsün “ikrolunmadan geçilemez. Kesim sanalını anlamak için bu mütalealar zaruridir. Kıymetlerin doğruluğu hakkında anlaşmak mümkündür. Kıymetlerin doğruluğu meselesi ressamları © kadar meşgul eden bir mesele dir ki, müşterek bir ölçünün tecessüi ölmem sine imkân yoktur. Bu müşterek ülçu ise, tab- loları beyaz ve siyahla ifade eden İotoğralinin sk sk kullanılmasile kolaylaşlırılmıştır. Bu- nunlu beraber gör, tezallarla ve uydınl la kolayca adandığından doğru kıymetlere ma. lik olmak zalen kolay bir iş değildir. Fakal tonların yüksekliği hakkında anlaşmak daha güçtür. Tabloyu armonize elmek zarureli, keyli gri bir rengin müdahalesile ressamı oldukça alçak, oldukça meutralisö tonları kullanmağa sevkediyor. Ahengi ve tonların en zengin parlaklığın &yni zamanda muhalaza o elmek, (Vürunüse), (Vermeer) gibi büyük koloristlere verilmiş bir kabiliyetlir. Nüans mevzuubalıs olunca tefsirler daha güçleşmektedir. Hususi bir ışığın tesiri altında iwkal rengin değiştiğini açık surette gören ressamlar pek azdır. Diger baz ressamlarda, bilâkis, ışığın rengine birinci ehemmiyeti ver- — lokal rengi ihmal etmişlerdir. Bu kısa mütulealardan sonra bekrir desen we İorm meselesine dönelim. Desen yapmak sadece konlurları vücuda