güdecek bir fikri, bir genç. pek âlâ, iyi niyetle ve umum İsyri için düşünüp söy liyebilir. Kendilerini veli bilenler başkalarmın deli bilmesini tabii görmeli dirler. Okumayı bir kin sanmak çalışkan cahillerin kârıdır. Halbuki biz, okumuş tenbek ler, pekâlâ biliriz ki okumak mükeyyilallani bir şeydir. Bir kanapeye uzanır, yalağımıza oyalar gibi kitaplarımıza dalarır. Güya Ulsumlı bir de nize, hulyalarımızı aşan bir hayal âlemine dala- ruz, Sanki afyonlu bir çubuk içeriz. Muhilimiz değişir. Hayatımız genişler. Dünya bizim olur. İklimler, mevsimler, devirler gelip geçer. Başka hayatlar ve tabiallar halıralarımıza girer. Bize benzeyen asıl akrabalarımız yanımıza gelir, bize sırlarını fssıldarlar, Hayat bize en tatlı, en zem gin zevklerini sunar. Okumak, gezmek, uyumak, rüya görmek, Omüsiki dinlemek, hatır lamak, seyahal elmek, unulmak, dua elmek, , tekrar yaşamaktır. : Yazmak bilmeyen bir adam ancık birşey söylemek isterse onu yazar ve yazısından da maksadı az çok anlaşılır. Birşey söylememek için yazabilmek ve yazarken de maksadını yizliye- bilmek, denilebilir ki yazmayı bilenlerm kürudır. Anlamak allelmeklir derler. Evet üyle olu: yor. Anlamak herşeyi allelmek, herşeye müsa- maha elmek ve İbiş birşeyi sevememek oluyor! ü Hemen hergün ölede beride biraz musikinin bir parça güldüğünü veya ağladığını duyun, fakal ömürlerinde bir kere bile bu sesleri anlıyamıyanlar vardır. İşte bu hâl şiir için de böyledir. Dün yada ve hayatta şiir vardır. Öten bülbüller gibi söyleyen şairler vardır. Fakat çokları bunu duyup anlamazlar. Şairler bir (ikri en evvel bir hakikat olarak seçmezler. Bir sbenk olarak duyarlar, bir besle olarak hatırlarlar, Ve sonra bir nağme olarak ilsde ederler. . Şir mükemmel bir iladedir. Eda muvaliaki- yelinin bir mucizesidir. Güzel bir mısra, bir kelimesinin yerini değiştirirseniz vezni bozul masa, sirri böozulucak ve kerameli kaçacak bir d ahenktir. İşle bunun içindir ki asil şiirler ter- cüme edilemez nağmelerdir. «Sorsalar maydurunu gaddar, kendin yöslerir!s Gümlüncde taşınlışı ımals ile güzel bir müs radır. Ve güzel bir mısra beyle dolunca, bir male yerine dolgun bir hecenin taşıracağı ge yet hassas bir ses muvazenesi olduğunu gör“ mek açar İsa masraı daha manlıki bir insicam ve daha lam bir İisan ile söyliyerek meseli; ağarsalar iwagdürünü gaddara kendin göslerir)« demek kâlıdir. Bu dala doğru olur, İakal derhal #anki misrain ruhu uçuyor ve biz basil iladeli bir nevi nesre düşüyoruz. La Her yazıyı, güya ebediyel için yazılan imüs- kakbel bir kilalan saylaları gibi yazmalı, d Banaikârlar kendi İani ömürlerinden dünya üstünde kalacak nisbi bir novi ebediyete bazı mallar kaçırmak isleyen bir takım gümrük kaçakçılarına benzerler. Mullasl hislerinden, fikirlerinden, hatıralarından o bazılarını içinde balıkları zamanın sularından kurtarmak, harice, zıyaya, yala tevdi elmek zahmclile, inadile meşgul ve mustaripdirler. a İyiler ve kölülerin sözleri, akıllılar ve alı- makların anlayışları ve anlamayışları, halkın il- sanları ve kıskananların isnalları, melhiyeler ve hicviyeler, doğrular ve yanlışlar, hep birbirleri ne karışır. Tesadülün elleri güya yeni bir kok- tel yapmak isler gibi bunları mullasıl sallar. Ö zaman kendi gönlünü bayıltan şir ve hayal kokusuna ve isdına yabancı kalan ve senin edebiyalına atledilen bir içkinin başkalarının ek lerinde o dolaşlığını görürsün ! Onlar, bir kaç mevsim, bunun tesirile meslolurlur. Ve sonra, çok kere ruhun vücudunu daha büsbülün terk- etmeden, bütün bunların rayihası uçar ve sarrı kaçar ve senin içkin de gönülleri mesletmez ölür. ö Atiye itimadımız biraz gülünç bir zaal eseri olmaz mi? Çünkü âlinin ekseriyetide, gene aşır gi yukarı tanıdığımız adamlardan teşekkül ede- cek değil midir? Abdülhak Şinasi HİSAR