g e Ş # ğ ll Hatiran 1941 “HARP VAZIYETI Silâh, metot ve 'E“& “"aî Teâ efon ve 'i eisı Z Haberü ri — zaylat (Baş tarafı 1 Inci sayfada) Muharip, ateşlere karşı zırh- lanmalı, Oynak bir ateş sıklet gnerkezile savletin dehşeti art- hırılmalı idi. Müdafaa hattı ye- rine müdafan sathı usulünün ka bulünden sonra, gizlenen mu - haribe karşı ateş, geniş bölge- lere tevcih ediliyor ve bu imha mteşleri günlerce devam edip | gidiyordu. Fakat. ateş yuvaları ni bulup sındırmak ve sustur- mak imkânları elde edilemiyor- dü. Büyük Harbin son üç yılı, ba- tıda, sürekli ateş düellolarınm | da ikat'i bir netice vermediğini | göstermişti. Kütle ateşleri, za- yıf ve araziden ve topraktan istifade etmesini bilmiyen, ta- lim ve terbiyece geri, silâh ve vasıtası noksan olanlar üzerin- de çok müessir olabilirdi. Doğu- da bir hazırlık ateşi, bir cep-| henin sökülmesine yeterken, | batıda bu cehennemi ateşler â-| deta günlük hâdiselerdi. İki ta- raf ta teknikten kuvvet alıyor-| du. Defi ve tart tertipleri, giz- leme sistemleri, muharebe me-| totları zayiatı karşılamıya ve| tutunmiya — yardım — ediyordu. | Buna rağmen, Büyük Harbin | gzayiatı çok yerde kabarıktı. Or-r dular, gün geçtikçe yıpranıyor, mâneviyat sarsılıyordu. Yürü- Dil Tarih Kurumu- 'nu Ziyaret Etti (Baş tarafı 1 İnci sayfar Kurumunu yüksek huzurları ile gereflendirmişler ve kurumun fahri reisi Maarif Vekili Hsan Âli Yücel, reis — Bolu mebusu Hasan Cemil Çambel ile ku- Tum Gzası tarafından istikbal e- dilmişlerdi. | Milli Şef, kurumun kütüpha-| nesinde toplanan umumi heyete | lütfen riyaset buyurmuşlar ve | bu sırada reis Hasan Cemil Çam ' bel tarafından — ruznamedeki| maddeler hakkında arzolunan | izahatı büyük bir alâka ile ta- kip buyurmuşlardır. Hasan Cemil Çambel, — Milli Şefimizin en son defa Türk Ta-. rih Kurumuna şeref verdikle- ri gündenberi kurumun muh - telif sahalardaki — çalışmaları ve ikuruma verdikleri ilmi di-| rektiflerin me suretlel tatbik e-| dildiği ve ne neticeler alındığı | hakkında ayrı ayrı izahat arzet- | miştir. Bu sırada Milli Şef, âza- dan da mesaileri hakkında iza- dhat almışlardır. nen yol, tehlikeli idi. Menbar zengin — olmuyanlara çökmek| — Bvvelce hâmi reisin bilhassa mukadderdi ve öyle de oldu.| tetkikiniemir buyurmuş olduk- | Seddülbahirde —mukabele ateşi, | intikam Aateşi yapamayış, en buhranlı anlarda imha eteşleri-| ne müracaat edemeyiş, dar — ve | derinliği az cephede ve toprak | siperlerde barman hasmın tu- tunmasına imkân veriyordu. Hesaplı bir silindir değil, hesap- h atışlar mecburi idi. Bu yüz - den ağır zayiata maruz kalın - mıştı. Hlareket muharebelerinde de taarruz ateş seddine dayanır. Belkı silâh vardı, fakat cephane yokt. ve yetiştirilemiyordu. Bu harp, silâh, vasıta ve me- todda değişiklikler yaptı, Az zayiatla muvaffakiyet teminin- W de âmil olan da bu degışıklıkleı- dir. Oynak ve üstün bir ateş sık-* let merkezi teşkilinde hareket | ve manevra kabiliyeti en büyük | bir tesiri haizdir. Cephenin herhangi bir kısmın da taarruz çıkarmak üzere sik-| let merkezi vücuda getirmek her tarafça bilinen bir kaidedir. Te- | şebbüs sezildiği halde veya fül| mevkiüne konulduğu andan iti-| baren, deli ve tard tertipleri a- hnır. Büyük Harpte garp cep-| hesinde bir taarruz hazırlığı| haftalarca, hattâ aylarca devam ederdi. Bunu gizleemek çok defa mümkün de olamıyor, hattâ ca- susluğun önüne de geçilemiyor- | du. 1918 de büyük Alman taar- rüzünün — başlıyacağı - saati de| düşman saflarma iltica eden iki hain haber vermişti. O sebeple, teşehbüs başlıyamamıştı. Silâh ve vasıta, metodun te- kemmülüne yardım edebilir. Di-| ğer taraftan, silâh ve vasıta sis- | temleri ihtiyaçla telif edilir. Taarruzun cephe derinlikleri- | ne doğru gölürülmesi için itti- haz edilen şimdiki usul a) Faik bir ateş kesafeti, b) Yıldırım sürati, e) — Engelleri aşmak ve ez- mek üzere tedbir. Büyük Harp, cepheye yığdı- ği silâhla ateş kesafetinde üs- tünlük temin ederdi. Bunun te- siri çerçeveli idi. Sürat ise, çok defa hayvan adımile ölçülüyor - du. Motörlü ve zırhlı kuvvetle- rin kütle halinde istihdamı da maksada ulaştıramamıştı. Bugün, tefevvuk için takip e- dilen metod şudur: a) Hasmın defi ve tard ate-| ginden azami imkân dahilinde az müteek lerin istihdamı, b) Hava tarruz dalgalarının bu kuvvetlerle iş ortaklığı yap- maları suretile ateşin teksifi, a n kuvvetler indirerek panik ikaı, d) Motör kuvvetine dayana - rak büyük topçu — kütlelerinin muharebenin rına sürülmesi, €) Bindirilmiş birliklerin de taarruz dale#alarına — terfiki Hareket ve manevra kabili - yeti, cephenin herhangi bir y rinde, derinliklerinde lerinde yarma sir bir unsurdur. Hava kuvvetleri tarruzun mu- iktinanında birin- ci derecede bir âmil sırasına geç- vaffakiyetine mişlerdir. — Dağlar, ormanlar, kuyvetli tahkimat, nehirler, hat- | tâ denizler hava akınları: ir olan zırhh kuvvet- | gok - gerilerine mihrak noktala- ve üzer- teşebbüslerinin başarılmasını teminde en mües- ları Sellçük tarihi ile Osmanlı tarihinin muhtelif devirlerini tet kik etmek, yazmak ve neşret - | mek için alıman tedbirler Milli Şefe arzedilmiştir. Diğer taraftan bu sene Ala- cahöyük, Çınarkapı, Karaoğlan, | Hacilar, Konya, Dündartepe ve| itik mantakalarında başlanmış olan ve bu senede devam edil - mesine karar verilmiş bulunan hafriyatlarla bu hafriyatlardan şimdiye kadar alınan — neticeler hakkında hafriyat direktörleri | | Hâmit Koşav, Remzi Oğuz A- rık ve döktör Şevket Aziz Kan su tarafından verilen izahatı| alâka ile dinlemişlerdir. Bundan sonra son zamanlar- | da kurumca telif, terceme ve neşredilmiş ve edilmesi yeniden | . kararlaşmış olan 34 eser hxık-' kında Milli Şefe izahat arzolun- | muştur. Alacahöyükte — köylüler — ta-| rafından çorap, kilim ve diğer ev eşyası tezyinatında kullanı - | lan yüzlerce motifden mürek - kep olarak hazırlanmış olan al- büm Milli Şefin bühassa nkaıı—* lerini kazanmıştır. W Milli Etnografya ve kültür | tarihimizin mühim malzemele - rinden birini teşkil eden bu kol- | Jeksiyonun bastırılmasını emir buyurmuşlardır. Reisiclmhur, eldeki işlerin biran evvel neticelendirilmesini kurum âzasına emretmişler ve kurumun şimdiye kadar göster- | diği faaliyetten dolayı yüksek takdir ve memnuniyetlerini iz- | »ar buyurmuşlardır. 'Tarih — kurumundan ayrılan | Milli Şefimiz, ayni binada top-| lanmalarını yapan birinci Türk coğrafya kongresinin âzaları ile görüşmüşler, — kongre umuüml heyetinde müzakere edilen me-| seleleri birer birer sormuşlar, her mesele hakkında ilgililerden izahat istemişler ve tanzim edi- len ranorlardan - bazılramı - tet- kik etmek üzere yanlarma al- mışlardır. Kongrenin mesaisi hakkında takdirlerini ifade bu- vurduktan — sonra — coğrafya mevzuunda — nasıl çalışılmasını arzu ettiklerini söylemişler, &- zuya'bu hususta kıyretli direk- tifler - vermişlerdir. | —Bundan sonra sayın Reisi - cümhurumuz, Tarih Kurumu ve kongre âzaları tarafından teş- yi edilerek refakatlarında Ma- arif Vekili Hasan Âli Yücel de olduğu halde, akgam geç vakit fakülte binasından ayrılmış - lardır. Japon harp gemi- lerinin hareketi Şanghay, 20 (a.a.) — 50 den fazla Japon harp gemisinin A - moy'dan cenup istikameti deni- ze açildıkları bildirilmektedir. işgörme imkânlarını, hareket ve manevra kabiliyetlerini, bu- günkü tâbirile, yıldırım süratile ,| tayin eden bir devirdeyiz Alman ordusu taarruzlarında , in-| muvaffak olmuştur. Fakat çok dirmelere hail olamamışlardır .| büyük zayiata uğrıyanlar ha -) Artik bir cephenin kurulması sımlarıdır. Ordunun tuttuğu me- ve bu cephe beslenmesi bile hinterlandın masuniyeti için kâ- | toğ, bu muvaffakiyeti de ka- zandırmışğtır: Kanı koruyan, ye- fi değildir. İstikbal ordularanın; ni metoddur! Milli $ef Türk - Alman Muahedesinin Dünyadaki Akisleri Berlinde (Baş tarafı 1 Inol sayfada) yasetlerine karşı ittifakla yapı- lan bir tebcil mahiyetindedir. Türkiyenin büyük bir devlet sıfatile haiz olduğu ehemmiye- tin canlı bir delilidir. “Uhr Blatt,, gazetesi diyor ki Bu muabede bir imzadan ve- ya bir formaliteden çok fazla bir şeydir. Bu muahede eski dostluğun muhtel — olmadığının bir delilidir. Türk - Alman dost luğu büyük Fredric zamanın dan başlar. Atatürk'ün halefi| ve Türk istiklâlinin büyük sa- vaşçısı olan İnönü eski an'ane- yi tekrar ele alıyor. Muahede daima mevcut kalmıs olan dost luğu teyit etmekte ve şu vahim anlarda iki memleketin karşı - hklı münasebetlerinde bir vü- zuh yaratmaktadır. Salâhiyetli şahsiyetler Türkiyenin cenubu şarki Avrupasında ve yakın şarkta bir sükünet, bir sulh ve| bir nizam unsuru olduğunu kes- retle söylemişlerdir. Almanya bunu daima tanımış ve Türki- ye de Almanyanın Balkanlarda emelleri olmadığını anlamıştır. | Devlet reisi Hitler nutkunda bu | nu ehemmiyetle kaydetmiş ve Türkiyeyi millt — kalkınmanın parlak bir misali olarak zik - retmiştir. Hitler bütün Alman| milletinin fikrini ifade eylemiş- tir. Almanya Türkiyeye olan dostluğunu aslâ unutmamış - ve aslâ —unutmiyacaktır. — Bizim | dostluğumuz tarihidir ve kan- | la mühürlenmiştir. — B. Hitler (Baş tarafı 1 inci sayfada) yarım saat sürmüştür. Hariciye vekilleri arasında Ankara, 20 (a.a.) — Türk - Alman dostluk muahedesinin akdi münaşebetile, Hariciye Ve- kili Şükrü Saracoğlu ile Alman Hariciye Nazırı Von Ribbent -| rop arasında aşağıdaki telgraf- lar teati olunmuştur: Ekselân Von Ribbentrop Hriciye Nazırı | Berlin İki memleketimiz ve millet- lerimiz arasında samimi dost- luğu ve tam karşılıklı itimadı resmen teyit eden Türk - Alman | muahedesini, Ekselâns Von Pa-| pen ile imzalamış - olduğumuzu | ekselânsınıza bildirmekle - bil-| hassa bahtiyarım., Bu mesud neticeden sevine - rek bu hususta — ekselânsınıza en hararetli ve samimi tebrik- lerimi bildirirken. dostluğumun | bütün ifadesini beyan etmek isterim. Saracoğlu Ekselâns Şükrü Saracoğlu Hariciye Vekili Ankara | Alman - Türk muahedesinin imzalanmış olduğunu - bildiren ve bu münasebetle samimi teb- riklerinizi ifade eden ekselân- sınızın telgrafına cevaben, ben de bu muahedenin akdinden do layı en hararetli ve samimi memnuniyetimi size bildiririm. | Bu hususta en samimi tebrikle-| rimin kabulünü rica ederim. — | Bu muahede sayesinde, iki| memleketimiz ve milletlerimiz arasındaki dostluk ve kargılıklı tam itimadın mühürlenmiş ola-| cağı hususundaki derin kanaat-| le hareket ederek kendimi ek selânsınıza en dostane bir tarz- da bağlı addediyorum ç— Pbbentrop Örfü idare altı a ay uzatıldı —| Baş tarafı 1 İnoi sayfada) dan itibaren allı ay daha uza - tılmasına —müsaade olunması hakkındaki Başvekâlet tezkere si okunmuş ve ittifakla kabul edilmiştir Medlis bundan sonra - çiftçi mallarının korunmasına ait ka- nunun müzakeresine geçmiş ve kanunun bir kısım maddeleri nin müzakeresini bitirmiştir. Meclis geölecek — toplantısını Pazartesi günü yapacaktır. Fransada aziller | Londra, 20 (a) — Paris| radyosu Amiral Darlan'ın 1000 kadar Belediye reisi ve muavi- ni azlettiğini bildirmiştir. Romada (Baş tarafı 1 inci sayfada) nedikte kont Cianoya haber vermiştir. Muahedenin imzalan ması İtalyada büyük bir mem- nuniyetle karşılanmıştır. Tür- kiye Almanyanın kendi hak - kındaki sulhperverane niyetle - rini anlayarak takdir - ettiğini isbat etmiş — bulunmaktadır. Türkler, bunu, geçen aylarda İngilizlerle Amerikalların Al- manya ile Türkiye arasındaki vaziyetin tavazzuh — etmesine mâni olmak için yaptıkları ima, teshir ve tehdid teşebbüslerine rağmen göstermişlerdir. B. Mussolininin dediği gil İtalya, bu muahedenin akdin- den bilhassa memnundur. Çün- kü İtalya Türkiyeye karşı dai- ma bir anlayış ve işbirliği siya- seti takip etmiştir ve bu siya - set daha 1928 senesinde başla- mıştır. Filhakika İtalya ile Tür-| kiye arasıdaki dostluk paktı 1828 de aktedilmiş - olup el'an mer'iyette bulunmaktadır. Dostluk muahedesinden baş-| ka, dün, Ankarada iki memle - ket arasında matbuata ve 'ıktı_ sadi meselelere ait anlaşmalar da imza edilmiştir. Bütün bun- Ir iki âkit tarafın, aralarındaki dostluğu inkişaf ettirmek hu - susundaki kat'i azimlerini gös- termektedir. Bu anlaşmaların haiz olduğu ehemmiyetin düşmanın gö: den kaçmadığı Romada teba - rüz ettirilmektedir. Bununla be-| raber düşman darbenin tesirini itiraf etmiştir. Hasım, şimdi bu anlaşmaların harbin devamı $ İngiliz Başveki- bakımından ne demek olduğunu pek iyi idrâk etmektedir. Moskovada (Baş tarafi 1 inci sayfada) kiye ile Sovyetler birliği arasın- | da bir ademi tecavüz ve bitaraf- lk paktı olduğu gibi 25 Mart 1941 de de Moskova ile Ankara arasında bir deklarasyon teati edilmiştir. Sovyetler - Birliği — arasındaki Almanya ile — Rumanyanın Sovyetler birliğinden metalihat- ta bulunduğu hakkında vaban- cı memleketlerde dolaşan şayi- alar, selâhiyetli mahfiller tara- fından tekzip edilmektedir. Sov- yetler birliğinden metalibatta bulunulduğuna dair de ortada bir alâmet yoktur. Amerikada akisler Nevyork 20 (a.a.) — Reuter: Nevyork Times gazetesi baş makalesinde Türk - Alman mu- | ahedesinin İngiltereye karşı ol | snaktan ziyade Sovyetler birli- | ğine müteveceih bulunduğu nok | tai nazarını ileri sürmektedir. Radyo —muharririnin çoğu da ayni fikirdedirler. Newyork Times'e göre Vaşington, 20 (aa.) — D.! N. B.: Türk - Alman dostluk paktı- nın akdi Amerakada heyecan uyandırmıştır. 'Nevyork - Times diyor ki Yeni muahede Vaşington si- yasi mahfillerinde de büyük bir. alâka uyandırmıştır. Hükümet mahfilleri Alman paktını son derece him addetmektedirler Sofyada mütalcalar Sofya, 20 (a.a.) — D.'N. B. Türk - Alman dostluk paktı mü-| | | Vichi'de (Baş tarafı 1 inci sayfada) | kında yazdığı bir makalede di- | yor ki: Almanya ile Türkiye arasın- da akdolunan muahede bizi hay | rete düşürecek hiç bir şey yok- tur. Bu, sukutunda — hissiyatın inkişafını da brilikte götürmüş olan vaziyetin inkişafından do- ğgan mantıki hâdisedir. B. Saracoğlu, çok büyük dip- lomatik hasletlere malik oldu- ğunu isbat etmiştir. B. Saracoğ lu garbin bütün realizmini şar- kın bütün inceliği ve ihtiyatkâr bğı ile mezcedip uzlaştırması- ni bilmiştir. O tarzda hareket edebilmiştir ki komsularından hiç birisini gayri memnun bı- rakmamış ve her defasında ka- zanmıştır. Türkiyenin, İranla, Yuna - nistanla, Bulgaristanla ve Sov- yetler birliği ile dostluk mua - hedeleri vardı. Türkiye, İngilte- re ile bir muahede akdetmiş, fakat bu sebepten Almanya ile| bozuşmamıştır. Türkiye, bugün vaziyetini tesbit etmiş ve Al - manya ile, umumi harpte ken- disini tabii olan merkezi impa - ratorluklar yanına luk bağlarını yenilemiştir. Alman hükümetinin çok za- mandanberi teklif ettiği bu an- laşmaya muvafakat etmekle İs- met İnönü ve hükümeti, yuka- rıda bahis mevzuu ettiğimiz bu realizmin yeni bir bürhanını vermiştir. linin izahatı Londra, 20 (a.a.) Reuter: Avam Kamarası, yakında gizli bir celsede ticaret donanma- Bi vaziyetini ve Atlântik muha- | rebesini müzakere edecektir. sevketmiş | bulunan tarihi an'anevi dost -| tebliğleri İngiliz Resmi Tebliği Kahire, 20 (a.a.) — Orua gşark İngiliz kuvvetleri umumi karargâhının tebliği: | Libya ve Habeşistanda, vazi- yette değişiklik yoktur. Suri- yede muharebe bütün cepheler- | de devam etmektedir. Cephenio 1 | | Resmi Harp ! | sahil kısmında Avustra'ya kı- taatı gördükleri şiddetli muka- | vemet karşısında ağır bir suret te ilerilemektedirler. Şam'ın ce nubunda adetçe üstün Vichy kıtaları hür Fransız kuvvetleri- ne karşı şiddetli bir mukabil| hücum yanmışlarsa da Hür Fransız kuvvetleri — mevzilerini metanetle muhafaza — etmekte- | dirler. Bu mıntakadaki İngiliz ve Hind kıtaları mahafti bazı ilerlemeler yapmışlardır. Mer - cayunda vaziyet tamamile ay- dınlamamıştır. Bu bölgede çok şiddetli muharebeler olmakta - dır. Diğer bölgelerde Vichy kı- 'talarının devamlı mukavemeti ne rağmen mahalli - ilerlemeler kaydedilmiştir. Alman Resmi Tebliği Berlin, 20 (a.a.) — Alman or duları baş kumandanlığının teb liği: Tn bamllana ayraşlerıniz! 200 tonluk bir vapuru, İngiltere civarındaki sulara batırmıştır. Diğer üç büyük yük vapurunu ciddi surette hasara uğratmış- lardır. Uzun mesafeli bir bü - yük tayyare, Cadix'in 1000 kilo Metre kadar açıklarında 3500 tonluk bir yük vapurunu batır- mıştır. Bambardıman tayyare lerimiz Yermotuh limanı tesisa-| tı ile cenubi İngilterede bir ha-| va meydamına gece hücumları yapmışlardır. İtalyan Resmi ği | Roma, 18 (a.a.) — İtalyan orduları umumi karargâhının 380 numaralı tebliği: Şimali Afrikada Soollum cephesinde temizleme ameliyatı devam et- mektedir. “Tobruk cephesinde topçu kuvvetlerimiz harekât ha- Churchilli, Avam — Kamara - sının — önümüzdeki Inplınlılan | ruznamesini bahis mevzuu eder- | | | Türk - nın imzası Bulgar efkârı umu- — miyesi üzerinde derin bir tesir yapmıştır. Haber, dün n geç vakit Sofyada yıldırım sü ratile yayılmıştır. Muahede,| Berlinle Ankara arasındaki mü nasebetleri kaydeden itilâf siya setinin bir muvaffakiyeti ola rak hararetle selâmlanmakta dır, Yeni anlaşma cenubu şarki deki son karışıklık unsurunu or- | tadan kaldırmıştır Bükreş, 20 (a.a.) — Türk Alman muahedesinin imzası si yasi mahfillerde derin 'bir tesir yapmış ve efkârı umumiye - ta rafından tozahüratla karşılan mıştır. Efkârı umumiye Bal - kanların sükünetini ihlâl etmek için İngiliz propagandasının te- şebbüslerini — istinat — ettirdiği son temel taşının ortadan kaldırıldığı kanaatinderiâ Universal gazetesi diyor ki Bu hâdise, şarki Avrupanın | 'asi vaziyetini aydınlatmak - tadır. Timpul a diyor ki Bu hâdise sessiz çalışan ve müsbet neticeler elde eden Al man diplomasinin büyk — bir muvaffakiyetidir. Timanımızdan ken, ticaret donanması hakkın- daki müzakerenin, mesele aleni | müzakere edilirse umumi men- | faat için ciddi bir tehlike teş- | kil eyliyeceğinden, gizli bir ceb sede yapılması lâzım geldiğini söylemiştir. —Eğer müzakere gizli celsede yapılırsa, meclise beyanatta bulunacaktır. Pakat | aleni bir celsede —muhakkak | surette bir beyanat yapmıya - caktır. Churchili, sözlerine şöyle de- vam etmiştir: — Atlântik muharebesi, de- vamlı bir harekâttır. ve bunun cidât mahiyeti, sene ilerledik - çe vukua gelmiş olan herhan - gi bir şeyle hiçbir suretle ber- taraf edilmemiştir. İşçi partisinden Shinwel, a- leni bir müzakere yapılmasını teklif etmiş ve buna esas sebep olarak böyle bir müzakerenin, Tinde bulunan düşman müfreze- lerine müessir surette ateş ede- rek bunları dağıtmıştır. Tayya- | relerimiz müstahkem mevkiin istihkâmlarını ve tesisatını bom- bardıman etmişlerdir. Tayyare- lerimiz bundan başka Sollumun cenubunda ve şarkında bulu - nan İngiliz makineli vesaitine mükerreren isabetler kaydet - mişlerdir. Hurricane — tipinde üç tayyare düşürülmüştür. Şarki Afrikada 17 haziranda düşman büyük kuvvetlerle Uol- L chefit “Gondar” mıntakasında | | | efkârı umumiyedeki endişeleri ortadan kaldırmağa — yaraya- cağını ve ayni Zzamanda harp | vaziyeti hakkında müstaceliyet | hissini doğuracağını ileri sür müz ür, B. Shinwell meselâ Ro- bi osevelt ve Aleksander gibi mş' sul devlet adamları - tarafından | mütenakıs ve her halde endişe | erici duğunu ve teşevvüşü bertaraf etmenin şayanı arzu - bulundu - ğgunu söylemiştir. Fakat B. Churchili, bu mese- leyi tetkik için davanın köküne kadar giden tam bir beyanat yapılması icap ettiğini ve böy- natın aleni celsede söylemiştir. eten demiş-| tir ki — Bu harp esnasında, teşrif icra müesseseleri arasında, e kadar hiç- bir zaman vücude getirilmemiş ve getiril bbüs olunmamış de- i tahakkuk hükümet mesine teş vecede bir iş birliğ ettirilmiştir. Daima makamının iktidarını ve Avam kamarasının prestijini — temine gayret edecej er bu har- bi, bütün parlâmento imtiyaz- rımız tam olarak hüsrü netice ye isâl edersek, bu şanlı bir şey olacaktır. Bu parlâmento imti yazlarımız, mücadele hayati bir “rol oynamışlardır. ——— — Rumea vapırları (Baş tarafı 1 inci sayfada) Bundan dolayı evvelki —gün Köstenceye git - mesi mukarrer bulunan (Besa - rabya) vapuruna — giren yolcu- beyanatlar yapılmış ol- | taarruza geçmek istemiş ise de geri püskürtülmüş ve sahada 400 den fazla ölü ve yarah bı- rakılmıştır. Ayni gün düşman Debra - Tahör mantakasında da bir baskın yapmak | istemiş ve derhal yapılan mukabil hücum- la dağıtılmıştır. 18 Haziranda bu mmtakaya gelen düşman takviye kuvvet- leri tayyarelerimiz - tarafından bambardıman edilmiş ve mitrah- yöz ateşi altına alınmıştır. Fransız Resmi Tebliği Vichy, 20 (aa.) — Pransız askeri tebliği İngilizler, dün Şam ve Mer - jayuma karşı muvaffakiyetsiz gayretlerde bulunmuslardır. Şamın cenup ve cenubu garbi mıntakasında terakkiye mu - yaffak olmuş bulunan Hint İngiliz kıtaları, zırhlı fırka hü- cumalrımızla geri vüskürtül - müştür. 400 esir alınmıştır. Şimali Lübrfan dağlık mın - takasında, 19 Haziran öğleden sonra Merjayuma tevcih edil - miş bir hücum geri püskürtül - müştür. Bu hareket esnasında 80 esir aldik. Fahilde, İngiliz donanmasına mensup cüzütamlar, mevzile mizin bombardımanına — devam etmişlerdir. Fırat bölgesinde kayda değer bir şey yoktur. Hava kuvvetlerimiz, keşif fa- aliyetine devam etmis ve dün akşam Şamın cenup mıntaka - sında düşma eri tahşidatı - nı müessir bombardı man etmiş | lar geri alınmış, geminin se hati tehir edilmiştir Himanımıza de gelen (Transilvan- ya) vapuru, Salıpazarı önünde demirlemişt (Transilvanya) ile - Ruman- yadan şehrimize 38 yolcu gel miştir. Bunlar arasında Ru -| adaki Irak konsolosunun | refikası da vardır. Bu iki ge-| miden başka limanımızda Alba Jüha adlı bir Rumen vapuru da- | ha vardır. ! man F IKRA Bir cenaze ve seyircileri (Baş tarafı 1 incidej! — Öyle amma yandaki bax yanlar cenaze rengi dediler işitx | Medin mi? — Bu sene moda böyle. Bir iskatçı kederli bir adamdı #okuluyor beş kuruşu verir « sem nldimnenıı. vermezsem öÖl dürsün, öyle mi? Bir küçük çocuk bir kadına asılmış: — Halacığım, bak burada ö« lü var biz de seyredelim! — Olmaz, işimiz var çocuk. — Bak bütün çocuklar topx lanmış seyrediyorlar. Çocuklar.. kasketleri — geritlt çocuklar, yalınayak gocuklar, süslü çocuklar.. Çelenkleri sey- rediyorlar, tabutu sarıyorlar, şuraya buraya koşuşuyorlar, yerdeki kaloş eskisile futbol oy- nuyorlar. Simitçiden simit, şe- kerciden karemel alıyorlar. San- -| ki handiyse mızıka gelecek, sa- hncaklar kurulacak, manzume- ler okunacak ve bayram baş- hyacak! Bir eski kıyım efendi artığı habre merakını gidermeğe çalı- şıyor: — Azizim, merhum kimdi? Kimin nesiydi? Niçin öldü. Ar- kada kalanları var mı? İnşaal- lahı taalâ biraz dünyalık bırak- | gıüı]ü.n komşusu ölünün ar- kadaşına yamp yakilıyor: — Kör olasıcalar, fırsat bu- dur diye, acele geldiğimizi anla- dilar üç vüz mezar tuğlasına on iki lira aldılar. Bir torba kireçler iki torba çakılı kumu dört bu< çuk liraya zor aldım. Tabutu kaldırdılar. Avludan sokağa çıktılar. Sokaktan cad- deye saptılar, gidiyorlar, gidi- yorlar. Dünyaya gözünü yum- Muş, dünyanın bütün sevgile« rinden, kinlerinden, varından, yoğundan uzaklaşıp giden ölü- Yü herkes seyrediyor ve hiç kim se elini sapkasına götürüp se- Tâmlamıyor. ediyorum, hiç kimse d2: talardaki, devriyedeki polisler- le geçen askerler selâmlıyorlar, insanca ve olgunca selâmlıyor- lar. Timurlengin mezarı bulundu (Baş tarafı 1 inci sayfada) mürlenk'e ait olduğu anlaşıl - mıştır. Çünkü bu iskeletin sağ bacağının diz. kapağında ke- miğin kaynaştığını — gösteren emareler olduğu gibi bu kalça- nin alt kısmı da kısadır. Bütün — bunlar 15 inci asır müverrihlerinden — İbni Arab Şahın Timurlenk'in sağ aya - ğandan — topal olduğu hakkında verdiği malümata uygundur. Timurun kafa tası iyi muhafaza edilmemiştir. İlmi heyet Ti- mürün kemikleri tetkika de- vam etmektedir. Sovyet Rusya (Baş tarafı 1 incide) Kıcılardunun ateş talimleci Bren, (a.a.) — Moskovadan İsviçre telgraf ajansına bildiri- liyor Kızılordunun Krasnaia — Swjesda garp mıntakasındaki bazı hallerde atış talimleri ta olduğunu bildirmektedir. Bu talimlere mayn atan cüzi lar da iştirak etmektedir. Ode - sa mıntakasında ihraç kı nın talimleri devam etmek! Almanya bazı metalibatta mi bulundu? organı — olan gazetesi, ma: Moskova, 20 (a.a.) — Reuter bildiriyor Almanya tarafından Rusya - 1 metalibatta — bulundu- una dair dolaşan şayialar hak- kinda Moskovada ademi ma - lümat beyan edilmektedir. Müşahidler, ne Almanyanın, ne de Rumanyanın Sovyetler Birliğinde herhangi bir teşebbüs te bulunmamış olduklarını zan- nediyorlar ve bunun için de se- bepler vardır. Sovyetler Birliği — hükümet merkezinde bir seferberlik oldu ğunu gösterecek hiçbir işaret yoktur. Sokaklar gençlerle do- ludur. Halbuki umumni bir se- ferberlik olsaydı bunların silâh altına çagırılmış olmaları lâzim gelirdi.