HAZRETİ Yazan : Muharrem İLE ! GÜZELLER GÜZELİ ZÜLEYMMİ"F a til Kursları Hazıriıkâaa ı İ YUSUF Zeki KORGUNAL — 6G — — Bvet, ben de ayni fikir- deyim. Böyle konuşmak olmaz. Yoksa hiçbir karar veremeden defolup gideriz. Benim fikrim- ce, Yusuf mutlaka öldürülme- lidir! O sağ kaldikça bizim için ikbal ve istikbal kapıları daima kapalı olacaktır. Öyle değil mi, Zebelün. Zebelün, cevap verdi: Doğru söylüyorsun ey| 'un! Fakat nihayet karde- gimiz olan Yusufu — öldürürsek bir cinayet işlemiş oluruz. Başka bir ses: — İyi amma, bu cinayeti iş- lemeğe mecburuz. Aksi halde| İleride onun birer kölesi oluruz. Diye Zebelün itiraz etti. En geriden duran Lâvi, fikrini vöylemeğe hazırlanan — İsaher- den evvel davranarak bağırdı: — Ben öldürmek — taraftarı değilim. Onu, babamızdan ayır- mak için başka bir care düşün- meliyiz. Zaten söz söylemeğe hazır 0-| lan İsaher, hemen arka saftan | ön safa geçti; “hele sen şöyle dur,, der gibi Neftali'yi geri itti ve derhal söylemeğe baş - ladı: aa SER Yusuf, yarın, düşmanımız ola- caktır. Devlet ve ikbal koltuğu- na oturduğu zaman bizi kim- bilir ne ağır hakaretlerle eze - gektir. Daha wdoğrusu, buna mecbur olacaktır. Çünkü bizim kendi mevkiinde gözümüz ola- bileceğini düşünecektir. Yılanın başını küçükken ezmek lâzım değil mi © Dan ile Cat, bir ağızdan ba- Aşer Üe anları tazdik etti: — Evet, ölmelidir! Yusufun öldürülmesine taraf- tar olmuyan Lâvi: — Dinleyin, dinleyin! ğ Mükemmel diye | bir çare| buldum. Zebelün, merakla sordu: — Nasıl çare Lâvi? Yusufu öldürmeden mi başımızdan de- fedeceğiz? — Evet! Hattâ incitmeden! Bu mükemmel çareyi he- pimiz dinliyoruz. Fılhıkık.ı. hepsi de susmuş-| gözlerini Lâvinin — yüzüne| dıkmıa.l:rd.ı. Lâvi ağır ağır de- vam etti: — Yusufu kendiliğinden geri dönemiyeceği kadar uzak ve ne- tameli bir yere götürüp bıraka-| hm, Onu, ya kurtlar görüp ı.ar-W çalar; yada yabancılar bulup| kendilerine köle ederler; belki de köle pazarlarında satarlar, bu takdirde biz, cinayet işleme-| miş oluruz; sadece Yusufu kay-| betmiş sayıhrız. Bundan dzh.ı mükemmel bir çane olamaz sa-| mrim. En merhametlileri ve en akıl- klar olan Yahuda, bu çareyi beğenmekle beraber, yine ağır| ve zalimane buldu. Çünkü, ne| suretle olursa olsun, Yusufun ölmesini istemiyordu. Halbuki, Lâvinin bulduğu çarede — onu kurtların parçalaması ilttimali yardı. Bu ihtimali de ortadan kaldıracak başka bir çareye baş vurmak icap ediyordu. Kar- deşlerine: — Ben, daha iyi bir çare wl dum. Söylersem kabul eder mi- siniz? | Yeni Sabah ABONE BEDELİ Türki, Eonebi SENELİK 6 AYLIK B AYLIK 1 AYLIK 1400 760 k 2700 1450 150 21 Haziran 8 Haziran 1357 Gün 172, Ay ©, Yıl: Bi Hazır 47 Güneş 844 42B Akşam 12.00 TI BEF DİKKAT —€ eveni Gebuke a gönderilen yazılar B n0 Hüşealiüin szlininme aa olunmaz va Wularin Yaybolmasın.. Alün düdlağı z ilir anasliyet kabuli edilmez. Öğle &31 1216 Yatsı 204 SLAB ikindi 822 16.16 İmsak 623 207 | zel ve cana yakındı. | manda, pek küçük Diye sordu. Hepsi birden ce- vap vendiler: — Ederiz! Yahuda, son #özü söylemek hakkını kendisine verdiklerinden dolayı kardeşlerine ayrı ayrı teşekkür ettikten sonra anlat- mağa başladı: — Bababımızı ne yapıp yapıp | kandıracağız. Yusufu yanımıza alıp uzak bir yere gideceğiz. O- nu, yol kenarında bir kuyuya bırakacağız. Çünkü yol kenarın da bulunan kuyular, hiç bir za- man ziyaretsiz kalmazlar. Yol- cular, bu kuvulardan hem ken- | dileri, hem de hayvanları için su çekerler. Kuyuya sarkıtacakla- rı kabın ipine sarılacağı için Yu- sufu görürler ve canlı olarak dı- şarı çıkarırlar. Artık Yusuf, on- ların malı, daha doğrusu kölesi olur. Bir daha babamızın yanı- na dönemez. Kuyuya bırakma - dan evevl de Yusufun sırtından #ömleğini çıkarmayı unutmayız. Bir koyun kesip o gömleği kana boyarız. Kanlı gömleği babamı- za götürürüz: “Yusufu kurt parçaaldı, bize inanmazsan işte kanlı gümleği,, deriz. O zaman akan sular durur. Babamız, bir kaç gün ağlar, sızlar, nihayet Yusufu unutur. Bu suretle Yu- suf da ölmemiş olur. Yoksa, o-| mu öldürmek, bir serçe öldür - mekten daha kolaydır. O vakit büyük bir cinayet işlemiş sa- yılırız ki, bu, ne Allahın, ne de vicdanın razı — olamıyacağı bir. şeydir. Yahudanın bu sözleri ile dava | halledilmiş, karar verilmişti. | Fakat bu karar, — “müthiş,, ol- mak vasfını hiçbir zaman kay-| bedemezdi. Çünkü Yakup, Yu- sufsuz yaşıyamazdı. Yakubu Yu' suftan ayırmak, camı tenden a- | “armak demekti. Sonra, yalmız arzı Ken'anda değil, bütün dün- —adaki erkeklerin en güzeli o- lan Yusuf, henüz çocuk denile- cak bir çağda idi. On yedinci ba- harının - ciçeklerini toplamağa daha yeni başlamıştı. Onu ba- basından avırmak, bir gülü gon ca halinde iken dalından ko - parmak demekti. Yusufun öl- memesi temin edilmekle beraber verilen kararın. yine cinayetten farkı yoktu. On kardeş, artık kalben, vic- danen müsterih olmuşlardı. Bü- yük ağacın dibinden, büyük gü- nahlarının verdiği büyük bir ne- Be ile ayrıldılar. Giderken, yine müzakere ve münakaşa ediyor- lar; babalarım, Yusufu kendile- rine emanet etmesi için nasıl kandıracaklarını — kararlaştırm- | ğa çalışıyorlardı. Bu, cidden çok müşkül bir is- ti. Çünkü Yakup, Yusufu kendi- lerile gezip menederdi. Sevgili Yusufuna bir fenalık yapacaklarından korkar- dı. Nasil korkmasın ki onların Yusufu kıskandıklarını gayet i- yi biliyordu. Uzun bir münakaşadan sonra bu mesoleyi de hallettiler; Baba larını, yine Yahuda kandıracak; | diğerleri de, babasından izin is- | temesi için Yusufu kışkırtmağa | galışacaklardı. lunacaklardı. On kardeş, kendilerine hiçbir fenalik yapmıyan Yusufa niçin | bu derece düşman kesilmişler - di? Onu, ihtiyar babaları Va- kuptan ebediyen ayırmak için o | müthiş kararı niçin vermişler- | di? Çünkü babaları Yakıip, Yusu- fu kendilerinden daha çok sevi- yordu. Yusuf da bu sevgiye bi- hakkin lâyık olacak kadar gi Ayni za - a iken anasını kaybetmiş, öksüz kal mıştı. Yakup, ona hem babalık, hem de analık yapmağa mec - burdu. Hem de Yusufun anası Rahil, Yakubun en sevgili karı- sıydı. Hazreti Yakup, çıldırası- ya sevdifi Rahil ile evlenebil - mek için dayısının yanında tam on dört sene çobanlık yapmıştı. Sevgili Rahil'inin ilk bergüza- rı olan Yusufu elbette diğer 0- ğullarından daha çok sevmek- te haklı idi. Rahil, Hazreti Yakuba ikinci bergüzar olarak da Bünyamin'i bırakmıştı. Yakup, daha dünya- ya gelir gelmez anadan öksüz kalan Bünyamini de çok sevi - Yor Takat onun Üzerine pek faz- lu düşmüyordu. (Arkası var) tozmaktan — daima | Bu plânlarında | | muvaffak oldukları takdirde ga- yelerini tahakkuk ettirmiş bu—i ; Mnüüân gelecek | eT cm YENİ SABAH SEHİR HABERLER L e eee imar ışlerı | proğramı Tesbit edilen işler muhakkak tamamlanacak İstanbul Belediyesi bu sene belediye bütçesinden — ayrılan tahsisatla yapılacak olan imar işlerini bir programa bağla- mıştır. Belediye bu program dahilinde ve aşağıdaki sira ile gu işleri yapacaktır: F Şiğhanoden itibaren A- zapkapı, — Unkapanı caddesi, Gaziköprüsünden Lâleliye ka- dar ve Lâleliden — Yediküleye kadar olan güzergâhın tanzimi, 2 — Üsküdar — moydanının istimlâk ve tanzimi. 3 — Kadıköy Osmanağa camil önündeki sahanın tanzimi, 4 — Bebek - İstinye yolunun tamamlanması. 5— Maçkadan — Akaretlere inen dar sahanın tevsii, 6 — Rumeli ve Anadoluhisar- ları istimlâk ve tanzimi. Yeni yapılacak yollar — | İstanbul belediyesi heyeti fen niye müdürlüğü bu sene yapıla- | cak oolan bazı yolların keşif ve projelerini hazırlamaktadır. Yapılacak olan bu yollar şun- lardır | “Yedikule Balıklı hastahane- gi iltisakı, - Zey- | rek reföjleri, - Yeşilköy Hava meydanı iltisakı, Yedikule teb | siz istasyona yolu. | Ayrıca geçen sene bulunan Kadıköy ve — Yeşilköy | | makdam — göseleri de bu sene katran kaplanacaktır. Kurnaz bekçi Parayı çaldıktan sonra kendi kolla- rını bağlamış Sultanhamamında —bir mani-! fatura mağazasında bekçilik &-| den Hüseyin kasadaki 660 li- rav çalıp saklamaktan suçlu olarak muhakemesine başlan- | di Hüseyin; bir pazar akşamı fazla miktarda içmiş - ve sonra | kasadaki paraları ahp kardeşi Kamberin çalıştığı bir mağaza- | nın tahtaları arasına sakladık - tan sonra tekrar kendi dükkân - larına gelip kendi kendine ora- ya gelip düşüp sızmıştır. Ertesi sabah gelen dükkün sa- hipleri bekçiyi bağlı görünce | hemen kasaya- koşmuşlar ve | paranın çalındığını derhal po-| lise haber vermişlerdir. — Ufak | | bir sorgu ve soruşturmadan son | | va hâlâ sarhoşluğu geçmemiş o- lan bekçi Hüseyin cürmünü iti- raf etmiş ve söylemiş olduğu yerde bulunan paralar da sahip- lerine iade edilmiştir. Dünkü duruşmada suçlu: “o gece çok Barhoş olduğunu ve ve kendini bilmediğini,, ileri gürerek cürmünü kapamak is- temiş ise de “neden bu kadar içtiği,, sorulunca. — Memlekette karım ölmüş, ve bana beş tane çocuk bırak- | maş, diye haber aldım. Teessü-| rümden içtim. Diye bir de kendine acmdır maya kalkmıştır Mahkeme — şahidlerden — iki komiserin daha celbi için duruş- | mayı başka bir güne bırakmış-| tir | eczayi tıbbiye Harpten evvel ve gonra - Al-| manyaya 1smarlanan 750 — bin| liralık eczayi tıbbiye ve kimye- viyeden bir miktarı gelmişti. riye kalan miktarların da memleketimize celbi için teşeb- büslere geçilmiştir. Dün veri- len malümata göre Almanyaya sipariş edilen eczayi tıbbiye ve kimyeviyenin mütebakisi de bu günlerde yola çıkartlacaktır Dünkü ihracat Dünkü ihracatın yekünu 300 bin liradır. Dün Aimanya) murta, sv-am, İtalya ve reçe Maarif Mü rlüğü bunlara[ ve 'camplara ait hazır- lıkları tamam Maarif Müdürlüğü her seno) olduğu gibi bu senede çocuk kampları açmağa karar vermiş- tir. Bu hususda Maarif Müdürlü- ğü bir program hazırlamıştıı Bu programa nazaran bu sene açılacak çocuk bahçeleri şunlar- dar; Kadirga üçüncü, Beyazıt, be - şinci, Unkapanı elli dördüncü Fatih on üçüncü, Karagümrük, yirmi yedinci, Tapkapı otuz dör- | Güncü, Eyüp otuz altıncı, Kasım | paşa onuncu, Beşiktas on doku - zuncu, Üsküder on uı,ıuızumu.W Kadiköy otuz beşinci, Bakırköy | birinci ilk okul bahçesinde ço- cuk bahçelelri açılacaktır. Bu bahçelerden bir kısmı gşimdiye kadar açılmıştır. Tatil kursları — * 16 Temmuzda faaliyete geçe- cek olan tatil kursları, bilgile - rini oğfaltmak istiyen veya za- lamak üzere yıf bir ders zümresinden nok- Banlarını tamamlamak ihtiya - cında olan çocuklara mahsus - tur. | Talebe tatil kursları her - ço- cuk bahçesinde üç seviye üzeri- ne tertin edilmiştir. Birinci kurs: Birinci sınıf ta- lebesi Türkçe ve artimetik ba- kımından yetiştirecektir. İ İkinci kura, ikinci ve üçüncü W sınıf talebesini Türkçe ve arti - metik bakımından yetiştirecek- tir. Üçüncü kurs, ikinci devre talebesini Türkçe, tabiat / bilgi matematik ve coğrafya ba- kımındm takviye edecektir. Talebe tatil kursları açılan | her ilk okulda bu üç kuru bir | muallim idare edecektir. | Çocuk kampları | Bu sene açılacak çocuk kamp ları faaliyetine de ihararetle de- vam — olunmaktadır. — Kamp- lar 80 haziranda açılmış olacak- tır. Asker ailelerine ya rd ım (Baş Carallı 1 Anci gayf kat'i kararım vermiştir. Muh - telif eğlence yerlerine giden ve vesaiti nakliyeden istifade ede- €k vatandaşlardan kesilecek o- lan paraların ne şekilde alına - cağını yazıyoruz: 1 — İstanbuldi işliyen ve bi Teti yölcü . tağıyan İstanbul tramvuyları, tünel, Üsküdar ve havalisi tramvayları, otobüs - ler, deniz yolları sevahili mü - tecavire vapurları, Haliç vapur ları, Sirkeci - Rülçükçekmece, | Haydarpaşa - Pendik barliyö trenleri, Şirketi Hayriye vapur ları gibi vesaiti naâkliye yolcu - Jarından tremlerde üçüncü mev- kiler diğerlerinde ikinci mev- kiler hariç almak üzere yelcu başına 'beher sefer için birer kuruş, ahbonman karnelerinden 25 ger kuruş alınacaktır. 2 — Bu vesaitte kullanılması müteamil olan biletler üzerinde vesaiti nakliye idarelerince yol- culardan tahsili, 3 — Yolculardan tahsil olu - nan mebaliğin nihayet ertesi a- yın haftasına kadar belediyeye ödenmesi, 4 — Bu mühlet zarfında tah- sil edilen mebaliği belediyeye tediye etmiyen vesaiti nakliye idarelerinin müuhasibi mes'ulle rinden tahsili enval kanununa €göre istifasi, 5 — Hususi öotomobillerden tübi oldukları aylık resmin 4 de biri misbetinde yandım pana- B istifası, Beygir kuv K (1 - 11,5) der- den ayda bir ( - 19,5) bir çuk, (20) ve daha ziyadesi lira) olarak alınacaktır. 6 — Bu mükellefiyetin gaze- telere verilecek ilâm takip eden günden itibaren her vesnitte sureti umumiyede ayni zaman da tatbiki üçin bu vesait idare - lerine tebligat yapılacaktır yi Tesmiye resmi İstisnalar: Elbi: yi haiz subay v. elbiseyi Tâbis memurini (i tiye ve, müfettişleri Vesniti nakliyenin seyrüsefe- rinde teftişe memur edilen ciba yet ve fen memur ve müfettiş leri İkametgâh tezkeresini hâmil ecnebiler, 7 — Gerek bu vesaitte, se temaşa yerlerinde parasının belediyece talimat dairesinde dilip edilmediğinin beledi müfetitş leri ve hesap işleri mürakıpla tarafından teftiş ve mürakabe Bi | 8 — Duhuliye ile müteamil olan tiyatro, sinema ve konserlerde sarfedilecek bi letlerin bilümum ler dahil erler, ve verilen girilmesi koyun derisi, Rumanyaya külçe pik demir — satılmıştır. Dünkü İhracatın hususiyeti, Ruman -| yaya 10 bin liradan fazla pa- muk satışımızdadır. olmak üzere müşteri tarafından ödenen bedelleri üzerinden yüz de 10 nisbetinde keza yardım parası istifası, e | 9 — Bu yardım parasının bi- letlerin üzerine — müesseselerce münasip görülecek şekli suret-| te yapılacak sursaj — dahilinde| istifası, 10 — Her me yeni gekli ci-| bayetle temin edilen — mebaliğ| [ ihtiyacı tamamen karşılamadı ğ takdirde ayda beş yüz lira| dan fazla kazancı olan zengin- | lere doğrudan doğruya merkez-| den ve daimi encümene takdir. usulile tarhiyat yapılır. | Bu yeni şeklin tatbikinden Sonra eski şekil tamamen orta-| dan kaldırilacaktır. Belediyenin yaptığı son he-, süplara nazaran asker nileleri-| e yarâırm için senede bir mil-| yon sekiz yüz 'bin Hira lâzım gel- Mektedir. | LÇOKUYUCU (DİYORKİ: Kibrit fabrika işçilerinin dileği Bir çok imzalarin — aldığı- || mız bir mektupta şöyle den- mektedir Biz Büyükdere Kibrit fab- rikası — işçileriyiz. “Hepimiz 7, 5, 4, 3 senolik amele olup 938 senesinde 140 ders al- | bugüne kadar bu dere bit - memiştir. Gazeteniz vasıta- kamın nazarı dikkatini cel- betmemnizi rica ederiz.., Basma satışları | İSuiistimallere ma- mi olmak için yeni tedbirler alındı Ikusıd Vekl.leu, basma — sa- ü bazı kararlar ıımımr D kanalar. öie d vatandaşların müşteri — sıfatile yerli mallar pazarlarından bas- Mma çekmelerinin önüne geçile cektir. Bilindiği gibi bazı mani-| faturacıların, kendilerine men sup kağınları yerli mallar pa- zarlarına göndererek satın al dırdıkları basmaları bilâhane dükkânlarında yüksek fiyatlar- la sattıkları anlaşılmıştır. Bu gibiler takip edilmektedir. Ta- kip neticesinde Mahmutpaşada Karnik adında birisinin, yerli mallar pazarlarından 31 kuruşa aldığı basmanın metresini —40 kuruşa satarken yakalanıp-ad.»| ilyeye verildiğimi de yazmıştık. İşte yerli mallar pazarları, badema 'bu gibi hareketlerin ö- müne gelmek için yüzü iyice görülmiyen ve hüviyetinden şüphe edilen bayanlara basma verilmemesine karar vermiştir. Bundan başka büfün yerli mal- lar pazarlarında ve bu arada İs-. tanbul ve Kadiköy subelerinde basma satışları her gün saat 9) dan 12 ye kadar yapılacaktır. — Aşk yi Tophanede Karabaş mahal- lesinde Yenihanda oturan Ka- sımı bıçakla öldürmekle suçlu Ahmet Hacınm birinci ağır ce- zadaki muhakemesine dün de vam olundu. BEvvelce delilik arazı göster- mekte asrar eden suçlunun mu- uyenesi yaptırılmış ve cezaf eh- liyetinin tam olduğu hakkında rapor alınmıştı. Dünkü duruşmağı rak dinlenilen 19 “Saray Esmer,, adında güzel- ce bir kız bu vak'ayı ve sebe- bini şu suretle anlatıyordu “— Kasım; benim mişanlım- dı. Hemen mikâhımız da yapil- nııh üzere idi. Daha o hid ola - larında ve üm nü- muamelesini r i günü de r kâh muamelesine başlayaca tık. | bu sevinçle nüf nden gelirken — hanın nde Ahmet Hacı ibeni çe- rdi ve Kız diye sen — evleniyor ti mu lumu * Evlensem de evlenmesem una ne ki.. Fakat daüha ev- Ne olacak Cevabını vendim we yürümek istedim.. Gene Ben gözlerinden ar rum. Sen muhakkak evlenmek üezeresin.. — Fal böyle bir gey yapayam deme sakın!. di ye göz dağı vermeğe kalktı. O- sırada karşıdan Kasım da gelip hana girmişti. Ben onu rünce hemen yoluma devam et- tim. Fakat Ahmet Hacı daha de s lenmedim. yolumu kesti evvel davrandı. Hlızla ileri ge- üzünden! Katil hacı şimdi mahke- mede hesap veriyor gerek handan içeri girdi. Ka- sım merdivenlerden çıkıyordu. Daha yedinci basamağa gel- mişti ki Ahmet Hacı arkasın- dan yetişti ve yirmi santim u- zunluğunda bir bıç belkemi- bu diye mihayetine kadar uhLu we Kasım oraya devrildi. Kamasını çekip yüzüne dönen Hacı bıçakla beni de tehdit ederek korkuttu ve açı- ters lan yoldan kaçıp gitti ve-an beş gün sonra yakalandı., Sara Bsmer bu ifadeyi verdikten sonra aklı! gelmiş gibi gene irkilere ruldu ve Reis bey, dedi! Gaze im bu hacıdan — 260 aldığımı ) zmışlar, doğru rdu şahidi derhal su: ve suçluya dön Ne dersin? Bu şahadete . Ahmet Hacı bu sözleri ka- bul etmedi ve O, dedi, tiyatroda perdecilik ediyordu. Senelerce benimle beraber düştü, kalk- ti e 2601 ra | Ta baş duydum artistlik 'ara aldı. lene dar kasiyle ini ve parayı istedim. Beni “bi zâm hana vel de sana bir ta- mam paramı vereyim, — diye kendisi çağırdı. Ben de gittim. Sonra ne oldu, bilmiyorum. Diyordu. Mahkeme bu aşk yüzünden işlenen cinayat da- vasında bazı şahitllerin daha cellbine lüzum gördü ve duruş- mayı talike kanar verdi. | eşya | mutlak surette anlaşıtmıştır Kına Vazan: ULUNAY Bnu. Sabiha Sertel tölüş içim Şimdi btr yürüdü. kavuklu — Aman! diyor. eski iptilâsidir —aldı, ürbelere, — sebillere mezar taşlarına, namazgühlara, beşiğe, sedefli takunyeye der viş keşkülüne, “daha ne kadar eski varsa hepeine hasret çeken ler var. Sam'at ikıymeti olan “eski,, veya “yeni,, Çerçe. vesi içinde konuşulmaz, bunlar birer san'at eseridir. Fakat bun ları bedit mahiyetinden ayırıp bir mazi hasreti şeklinde bugü- | ne aşılamak, bugünü düne ben- zetmek istersek bu, geriye dö- nüş olur.,, ! Şaşı, tek göz, şehlf niçint | Şuna “kör,, diyelim de kurtula. hm. Sabiha Sertel açıkça bu. “eski muhabbeti,, bir “irtica,, addediyor. Muhterem meslektaşımın — te- lâşı beyhude olduğu kadar fikri de baştan aşağı yanlıştır. Eski | eşyaya muhabbet demek mazi- ye avdet demek değildir. Ata: türk inkalâbının biz çok kuv- wetli ve güzel esaslar üzerino kurulmuş olduğunu zannediyo- ruz. Sedefli takunye, yahut der- viş keşkülü ile yıkilacağını zan- metmek çocukça bir fikirdir. İnkılâbın sağlamlığı o k:—ıdakâ bugün bu inkılâbı yapıp devle- tin başına geçen adamlar dahi gösterdikleri büyük (toleranse)f ile bunu isbat ediyorlar. Bir türbe sevilir. Çünkül Mimar Sinanın eseridir. “Bum kağılı dede,, yahud “Tezveren Sultan,, in paçavralar — bağlı mış türbesinin önünden ise gü lünür ve geçilir. Bunu yalmız şimdiki nesil değil, eskiden kalma nesil de böyle yapar. Sebillere gelince bunun bir alâ- kası yalnız eskilikle — değildir. Sebil halka bedava su dağıtılan süslü ve (filantropik) bir eserx dir. Yenilik su ihtiyacından kim seyi vareste kılamaz. Kavuklu mezar taşları da muayyen bir tarihe kadar antika addedildika leri için dikkati celbeder. Beşi sedefli takunyaya dervis keşkü- Tüne hasret çekenler onları, be- şiğe binip sallanmak, vahut keşkülü alıp dilenmek icin iste- miyorlar. Eski besikleri bir çiçeklik yaprp salonlarma koy- mak, keşkülü de içine bir am- pul uydurarak Tâmba gibi kul- lanmak için istiyorlar. Dünyanın her tarafmda bu böyledir. Böyle olmasaydı mü- zelerin kapılarımı kapamak icap ederdi. Mısırda 'Tutarik Amo - nun Mezarından çıkan nefis an tikaları takdir eden- Lord Kor- navan İngiltere kraliyetini Ram ses devrine irca ettirmeği hiç düşünmemiştir. Mısırlılar da öldükleri zaman kendilerini mumyalaftırmıyor lar. Eskiden aralrında çıplak ayaklarına takımyeler giymiş, elleri ayakları kınalı ağzı sakızlı mahalle kızları var dı. Şimdi kibar mahallelerde yi- ne el ve ayak tırnakları kırmis zıya boyanmış çıplak ayakları- na -sedefle kaymetlendirilmiş değil- adi mantar — takunyeler giymiş bir çok kadınlar görüyo- ruz. Burada ağızlarda — “irtica, markasını n sakızın adi- um) denilir ve ba> onu bir Amerikalı çiğner Takki,, eseri addedilir i, ancak bedii bir san'at olmak suretile muhafaza mahalle na (Swing husu eseri edilir ve öyle de yapılıvor Bu memleket bütün dün- ki milletlerden aykı a tahammül edi devir geçmiştir. “Kadı umacı gibi yaşamaları derviş kılığında bitli dilencilerin: “hak dost! Mangir eyvallah!, diya keşkül uzatmaları tamamen ta- rihe karışmıştır. Muhterem bayanın “bu hisle stismarın (gelmekte olan ri yeniyi) itecek yı ne kuvvetlet olacağı,, tebirini anlamadım, akat eski ile ihticaç etmeli gelmek an) yeniye karşi bir fren şeklinde telâkki edili- .yorsa muhterem — meslektaşım da ayni hataya düşmüş oluyor. Çünkü geçen günkü makale - ak olür Ki hayali vihan değor mısramı kullanmaş. Dünkü ya- zısını da Gün doğmadan meşimzi şebder naler doğart! sinde başlık © Geçmiş saman misraile bitirmişti!