isünmdlee ? T DELEAELİRRMARAZLA T GA Bir kere İtalya, âkde- deniztie empenyaltöm aley- hinde bir. müdadele açma- mıştır. Bilâkis eski Roma anfryıhzıııııe veraset id- diasiyle ortaya çıkarak ra- kiblerini izale etmek çare- lerini aramağa kalkmış , hattâ onlara rahmet okut- muştur. HİAŞ Yazani ea L ELEK' Si rıyede © talyan radyosu Arapça nes- riyatında faşizmin Akde- niz siyageti Bükkında iza- hat veriyor. Bu izahattan anla- | dığımıza göre: Faşizmin umdelerinden biri |- İngiltere gibi fuzuli gasıpları | Akdenizden koymaktır. ve bu| denizi asıl sahiplerinin elinde bulundurmaktır. Bunamış Yahudi İngiliz em- peryalizmi ve tahakkümü ile İngiliz tazyiki Şamın di';;;ıek üzere olduğu anlaşılıyor genç milletlerin şuurlu ve âdil prensipleri arasında çetin bir boğuşma vukua gelmektedir. Bu mücadelede İtalya üzerine pek ağır bir hisse almıştır. Ve İn-| giltereyi Akdenizden kovmak- 'tan ibaret olan vazifeyi ordusu- nun ve milletinin kahramanlığı | ve fedakârlığı sayesinde başa çı- karmıştır. * İtalvanın bu necip cayesini ibtida araplar anlamış, ondan sonra da İspanya ve Fransa anlamışlar, Türkiye de yeni anlamağa başlamış. İtalvadan Faşizmin Akdeniz | siyaseti hakkında gelen bu taf- silât münasebetiyle düşündük- lerimizi biz de söyleyelim: İngiltere gibi fuzuli gasıpları Akdenizden kovmak çok haklı bir hareket teşkil edeceği şüp- hesizdir. — Biz. emperyalizmin dünva için, hattâ bizzai em “Yazist nremileketler için ” bir e- İâket olduğuna iman etmiş -bu- lunuyoruz. Eğer emperyalizm ortadan — kalkacak da yerine milletler arası hak ve müsavat -rensipleri üzerine müesses bir işbirliği nizamı teessüs edecek ise hep birleşelim. Emperyalist devletler aleyhinde bayrak aça- hm. Fakat bir emperyalistten şikâyet ederken ondan bin kere | daha menfur ve zalim diğer bir | emperyalizmin tesisine hizmet edecek isek bu igi yapmakla bir cinayet işlemiş oluruz. Akdeniz- e “fuzuli gasıp,, yalnız İngil- tereden ibaret değildir. Akdeniz- de fuzuli gasıp olarak bir İtal- ya vardır; bir Fransa vardır. Onları ne yapacağız? İngilizleri Akdenizden kovarak kendimizi | İtalyanların eline mi teslim ede- | ceğiz? İngilizlerin Mısırda ve Filistinde bir hakları yoksa İ- talyanların Trablusgarpta — ve Oniki Adada ne işleri ve ne hak- ları vardır? İtalyanlar Arna- vutluğa neden taarruz etmişler- dir? Fransızlar ne hakla Tunu- sa, Cezaire, Fasa ve Suriyeye gelmişlerdir? İspanyollar hangi hakla Fas topraklarına geçmiş- | lerdir? Akdenizde yalnız milli hudutları dahilinde yaşamak ve başka milletlere tecavüz etme- mek politikasını besleyen dev- letlerin emperyalizm aleyhinde ağız açmağa — hakları vardır. Akdeniz kıyılarındaki milletler icin bir belâ olmakta İngiltere, lya hep müşterektir- İtalya ağzından işidilecek z aleyhtarlığı ancak hırs ve tamah, hased ve rekabet mahsulü olabilir. Binaenaleyh Akdenizde hiç bir millet İtal- yanın yanı sıra yürüyemez. Ve İtalyanın kuvvet kesbetmesine maz, Bu noktayı bu suretle tenvir bit ettikten sonra İtalya- nin Akdenizde deruhte etmiş Yusuf ıle E Züleyha YAZAN M. Z. Korgunal| Bu güzel tarihi tef- rikamızı bugün 2 inci sahifemizde okuyunuz Kahire, 15 (a.a.) — Salâhi- yettar askeri mahfillere göre fasılalı bir mukavemetle ve yol- lardaki tahribatın teşkil ettiği mânialarla karşılaşan mütte - fik kuvvetleri, Suriyede yavaş | yavaş ileri hareketine devam | etmektedir. ve hâlen Sayda'nın hemen yakınında bulunmakta -| dir. | Amerika Hariciye nazırının nutku fena karşılandı Nevyork, 15 (a.a.) — Vichy- | nin Suriye meselesindeki vazi - | yeti hakkındaki Hull tarafın dan yapılan beyanattan bahse- | den Fransanın Vaşington bü-| yü kelçisi Henri Haye Suri - ede- hiç bir Mihver kuvveti MK TAĞEne terarlaE Hull'ün yeni tefsirlerini hayret ve hayal inkisariyle karşılandı - ğını bildirmiştir. (Sonu sayfa 5 sütun 6 da) Yeni Sabah GÜNLÜK SİYASİ HALK GAZETESİ İngılfere uzerın—ı 'de düşürülen Al- man tayyareleri Bir haftada 17 1 tay yare düşür”'dü İngilterenin bazı mok- talarına bombalar atıldı! Londra, 15 (a.a.) — Bugün | şafakla biten hafta içinde Ingıı. terenin üzerinde ve civarında | 7 si evvelisi akşam olmak üze- | re 14 düşman tayyaresi düşü - | rülmüştür, Ayni müddet zarfın | da İngiltere üzerinde yalmız bir İngiliz tayyaresi * kaybolmş - tur, İngiltere üzerine atılan bombalar Londra, 15 (aa.) — Dahili | -| emniyet şamki tebliği: Bundan evvelki tebliğin neş nerzaretinin dün ak | cumartesi akşami, lng'ltennııı' cenubugarbisinde bir noktaya bombalar atılmıştır. Bu bomba- (Senu sayfa 5 sütün © Bir hezimetin tarihçesi Fransa hükümeti Almanlar- dan mütareke istiyor 16 Haziran Haziranın 16 ıncı günü, düş- man bütün gayretini (Saöne) ile (Loire) arasında, ikinci| Fransız ordular grupunun ge - rilerini tehlikede bırakan bir | istikamete tevcih etmiş bulu- nuyordu. | olduğunu iddi; ve bundaki derecesine de bir ettiği vazifeye| muvaffakıyetinin bakalım Bir kere İtalya, Akdenizde emperyalizm aleyhinde bir mü- cadele açmamıştır. Bilâkis eski Roma emperyalizmine veraset iddiasiyle ortaya çıkarak ra- kiblerini izale etmek aramağa kalkmış, hattâ onlara rahmet okutmuştur. Pransızla- rı Tunustan atmak ve yerlerini almak istiyen İtalya değil midir? İtalyan davası Fransanın Akde- nizden uzaklaştırdığı Tunuslu- lara hürriyetlerini iade etmek midir? Kendisi Trablusgarplı- lara neden hürriyetlerini geri vermiyor? Sonra İtalyanın Akdenizde güya emperyalizm aleyhindeki mücadelede ne muvaffakıyetler W kazandığını ve ne kahramanlık- r gösterdiğini doğrusu — hiç farketmiş değiliz. İtalya âdeta Akdenizden İngiltereyi kovm: a muvaffak olmuş gibi bir ta- vır takınıyor. Fakat bir aralık yani Alman yardımları imdada yetişmediği Zzamanlarda — hiç sesi çıkmaz olmuştu. Şimali Af- rikada Alman kuvvetleri im- dada yetişmemiş olsaydı acaba anın hali ne olur.*. Habı başına gelenlerden İ- Falyanın; hip baberi ni yoktur? | | i | | | | | | Öyle zamanlar oldu ki İtalyan donanması Adriyatik denizin- de bile Yunan muhriplerine bir şey yapamadı, İtalyanın Akde-| 16 Haziran sabahı Alman kuvvetlerinin sağ kanadı hâlâ (Clamecy) ve (Avallon) önün- de bulunuyordu. — (Avallon)u Fransızlar şiddetle müdafaa et- mekte idiler, Almanların gol ka- nadı da henüz (Saöne) nehrini geçmemişti. Bu mıntakada da Fransızlar (Gray) tepelerinde şiddetli bir müdafaada — bulu- (Sonu sayfa 4 sütun 4 de) nizdeki bütün — muvaffakıyeti Yunanlıların küçük Helli kruva- | zörünü sulh zamanında kolayca | torpillemeğe inhisar etmiş gibi- | dir. Eğer Yunanistan aleyhinde - ki harbi İngiliz emperyalizmini Akdenizden kovmak mânasında | alabilirsek bunda da İtalya pe- rişanlıktan başka bir şey elde e- dememiştir. — Alman yardımı imdada yetişmeseydi, — İtalyan kuvvetleri şimdi Arnavutlukta | denize dökülmüş bulunacaktı. | Vâkıâ İtalyan ordusunun Ati- na Üüzerine yürüdüğüne dair son günlerde bir haber çıktı. Fakat bunun İtalya hesabına | bir kahramanlık ve muvaffakı- yet sayılabilmesi için harp es- nasında ve harp neticesi olarak | vukua gelmesi icap ederdi. Al- manlar Yunanlıların ellerinden | silâhlarını aldıktan Sonra dir ki karagömlekliler Ati zerine de yürürler, hattâ Şi mal Kutbuna kadar gidebilirle Akdenizdeki ve Afrikadaki son mücadelelerin Akdeniz milletle- | ri bakımından bir faydaları : ol- | muşsa o da İtalyanın presti. W ni sıfıra indirmesi ve Akdeniz- de İtalyan hırsıcahına — kat'i bir sed çekmesidir. Akdeniz milletleri ancak beynelmilel sulh ve adalete müstenit bir nizam tee ettiği zaman kürtul, lardır değil Hüseyin Cahid YALÇIN İtalyanın galebesile |B , Muvaffak bir ordunun bü- Nuruosmaniye, No, 84 İstanbul “Ugraf: VENİ SABAH İstanbul TELEFON: 20795 Her yerde 5 Kuruş ıngıııı (lı*ııvı uıııı(.unl.ınn(l:uı MALAYA hattı harp gemisi Akdenizde batırı!an gemiler İngi iz denizaltı- larınin büyük muvaffakiyetleri Londra, 15 (a.a.) — Bahriye | nezareti tarafından — neşredilen bir tebliğde deniliyor ki: Akdenizde düşman deniz mü- nakalâtile mücadele eden deniz altılarımız, mesud neticeler ve- ren yeni hücumlarda bulun - duklarını bildirmişlerdir. Açik | denizlerde yaptıkları hücum - lardan başka, demululanmız, | düşmanı kendi limanlarında bile | bularak imha etmişlerdir. Silâhl bir balıkçı gemisinin refakatinde iki vapurdan mürek kep bir kafile görülmüş ve her üç gemi de top ateşiyle batırıl- U mıştır; Diğer bir denizaltı 8000 tonilâtoluk bir petrol gemisini | torpillemiştir. Bu geminin bat- tığı muhakkaktır. Başka bir denizaltımız. tarafından torpil- | denesi 5000 tanilâtoluk Strombo ismindeki - İtalyan sarmıç gemi - ginin büyük hasara Uuğrayarak İstanbula gittiği anlaşılmıştır. Bir denizaltımız merkezi Akde- nizde İtalyanlara ait Lampedu- sa adasında ayni ismi taşıyan limanda tam yüklü bir iaşe va- puruna hücum , etmiş ve 1000 tonilâtoluk bu-vapur - bir torpil isabeti ile batmıştır. Başka bir (Sonu sayfa 5 sütun - « RESMİ | —HARP— TEBLİĞLERİ| İngiliz Hava Tebliği Kahire, 15 (a.a.) — İngiliz hava kuvvetleri Ortaşark umu- mi karargâhının tebliği: Libyada 12/13 Haziran gece- si İngiliz hava kuvvetlerine mensup tayyareler, şiddetli bir taarruz yapmışlar- dır. Katedral mendireği boyun- ca demirli üç bin tonilâtoluk i- ki gemiye tam isabetler veya- hut pek yakınına isabet kay - dolunmuştur. Büyük siıklette başka bombalar da dış ve kez mendirekleri arasına di (Sonu sayfa 6 sütun 7 de) HARP. VAZiYETİ Giria müdafaa edilebilirmiydi ? YAZAN: Emekli General Kemal Koçer | yük bir yığınak ve bir çok ha- va üsleri tesis ettiği karalara yakın hududu Girid, şiddetli t del bir ada, rruzlara he- Bir adanın müdafaasını te- min eden âmiller a) Havaları müemmen kuvetli bir donanma, b) Çıkış ve iniş yerlerini ko- ruyan “ve ateşler fışkıran tahkimat manzumeleri, c) Çıkarma ve indirme ha- (80) sütun 1 de) Bingaziye | AAAAANAADADA | Amerika | harbe bir yaklaştı | |Amerikan gazete-W lerinin Almanyaya l | | | Robin Moor hâdisesi “İkinci Lusitania,, Giye tavsif ediliyor Vaşington, 15 (a.a.) — Ame- rika Hariciye müsteşarı Snner 1 Welles, Robin Moor vapurunun batırılması hâdisesinin bitara- fane bir tahlilini yaparak şun- ları söylemiştir: — Bir Amerikan ticaret ge- voisi harple hiç alâkası olma - dığı halde Atlântik denizinin ortasında batırılmıştır. İçlerin- de kadınlarla beraber çocuk | da bulunan Amerikan vatan - daşları vapurun hukuku düvel | kaidelerine ve beynelmilel ah- lâki ve insani düşüncelere mu gayir bir surette batırılması Ü zerine küçük tahlisiye sandal- | larına iltica etmek mecburiye - | tinde kalmışlardır. | — Amerikanın” alacağı vaziyet hakkında malümat vermesi ri- ca edilince, Sumner Welles, hâ- | -Gise hakkında mufassal malü - mat almadan “nihai,, mahiyette bir beyanatta bulunmaktan istin | kâf mecburiyetinde olduğunu söylemiştir. (Sonu sayfa 5 sütun 2 de) Hırvatistan “Üçlü pakta girdi Alman ve İtalyan Hariciye nazırla- rı bu maksatla buluştular Londra, 15 (a.a.) — İsviçre radyosu tarafından yayılan bir | Budapeşte telgrafına göre Kont | Ciano ile B. Von Ribbentrop a- rasındaki Venedik mülâkatı Hırvatistan — kukla * devetinin üçlü pakta iltihakı müzasebe - tile vukubulmaktadır. İspanyada askeri | Manevralar | — Madrid, 15 (a.a.) — San Pi- edro — talimgâhında — General Franco'nun huzurunda yapıl - makta olan Pnadar tümeninin | ilkbahar manevraları nihayet bulmuştur. Yedi hafta süren | manevralara — General Rada kumanda etmiştir. 12 İspanyol generali, Alman askeri ataşesi | ve Arjantin, Bolivya, Küba, U- | ruguay Mmümessilleri manevra- larda hazır. - bulunmuşlardır. Manevranın nihai muharebe saf- | hası, bir düşman mevziinin iş- | galile neticelenmiştir. * Manev a iki piyade ala- yı, iki zırhlı bölük, ağır ve ha- | fif topçu, mitralyöz müfrezele- | ri, alev saçan âletler, bombar - | dıman ve avcı tayyaceleri işti- | râk etmiştir. Manevraların so - nunda General Franco - kıtaat kumandanlarına memnuniyeti - ni bildirmiştir. Yunan kralının İngi- liz kralına cevabı Londra, 15 (a.a.) — Elenler Kralı Jorj, İngiliz kralının Yu- nanistanda ve Giridde milletinin kahramanlığını öven Mmesajına verdiği cev: cümle “İngiliz ve imparatorluk kıt- alarının muhtı Yunan ota ez - şunları söylemiştir | retini, | (Sonu sayfa 6 sütun 6 Milli Şefin takdir adım daha ettiği büyük eser “ Madam Butterfly , Opera- isının temsili münasebetiyle Hödeli hökümları Kalik Rıfkı Atayın makalesi Ankara, 15 (Hususi) — U- lus gazetesi başmuharriri Falih Rıfkı At: eçen akşam Halk evinde müvaffalayetle temsil ©- dilen ve Cümhurreisimiz İsmet İnönünün “Madam Butterfiy,, operası mü- nasebetiyle yazmış olduğu baş makalede şöyle demektedir: “Bir program — üstünde gu. isim: “Madame Butterfiy, opera 3 perde,, Ve kabın içinde ma- lüm tafsilât: Eseri yazan ve dilimize çeviren, müzik ve sah- ne işlerini idare eden, oymyan ve söyliyen sanatkârların adla- rmi, Bunda Trakya hudutlarının bir karış ötesinden garp âlemi - nin sonuna kadar, yüz milyon- | dJarca insan için hayret edilecek hiç bir şey olmuyabilir. Halbuki Türk milliyetperveri için bu hâdise, bir buçuk asırdanberi devam eden lenin esaslı zaferlerinden birini teşkil eder. Eserin ne güftesi, ne beste- si bizimdir; sahneye — çıkanlar, l temelini henüz beş sene evvel attığımız bir mektebin talebe - leridir. Birinci sınıf rolleri öy-| takdirlerini kazanan | | sahiplerine, büyük — mücade- nıyanlar bile daha iki sene mek tepte kalacaklar, sesleri ve san atları, talim ve terbiye devrini takip eden yıllar içinde olgun luğunu bulacaktır. Hâdise de- diğimiz, Madame Butterfiy ope- rasının Türkçe olarak; bir Türk orkestrası önünde, Türk san- atkârları — tarafından ilk defa oynanması kadar, inkılâbımı - zın bir büyük meselesinin hal- ledilmiş olmasıdır. Belki bazı kimseler kendile- rine şu suali sormuşlardır: Bit zim milli musikimiz bu mu ©- lacaktır? — Belki bazıları, bir buçuk Aasırdanberi, bizi garba doğru götüren her i şısında tekrar edildiğini işitti ğimiz — kaygıya kapılmışlardır; acaba milli musiki an'anesinden uzaklaşarak, milli benliğimizi kaybetmiyor muyuz? İyi niyet bu tereddütlerinin yersiz olduğunu anlatmak - için, bizim garplılaşma hareketimizin tarihini hatırlatmak, hattâ sa- dece edebivat misalimizi zikret- mek kâfi gelir. Fakat bu hareketin baştan beri mânasını anlamıyan — veya (Sonu sayfa 5 sütun 3 de) Von Ribbentropla Kont Ciano bir mülâkat oranamda Dün yapılan maçlar hararetli oldu Beşiktaş Fenerbahçeyi, Ga- latasaray da İ. sporu yendi (Yazısı 4üncü sayfamızda ) İFIKRAa | Ekşi bir bahis Yazan: Aka Gündüz Elli paralık limon elli kuru- şa çıkmış. Çünkü dışarıdan gelmez olmuş. Portakal memle- ketinde limonun dışarıdan gel- mesine şaşkı birliği ile şaşa- hım. Şaşılacak daha başka taraf var: Limon elli kuruşa amma, | şerbetçilerde bir bardak dolusu limonata yine beş kuruşa! Za- hir elli kuruşluk bir limondan iki litre suyu çıkıyor! Benim bildiğim, rimizden görüp öğreadiğim şu- dur ki limon olmayan yerlerde limon yani dedele- limonun yerini tutaa — başka maddeler kullanılır. Bunlardan biri koruktur. Tam da koruk mevsimindeyiz. Büyük anaları- miz korük süyi ruk ince - tülbentten — sü ufak şişelere doldurulur, üzer- lerine de yarım parmak zeytin yağı konulur, kapatı'ırdı. -Ko- ruk suyu ile yapılan salatayı merhum Ahmed, Rasim üstadı- mız ballandıra ballandıra över- di. Tecrübe edildi, doğrudur.. Takat salkım salkım koruğu e- zip, tülbendlerden geçirip, şi - şelere doldurup, ağızlarını ka- Patıp kilere kim koyacak? Ba- kalım kiler de var mı? Portakal — bölgelerimizde li- mon yetiştirilmiyor, fakat o- nun yerini turunç suyu alır. Li- monun verdiğini turunç da ve- rir; ham olmak şartile. Bu da koruk usulüne tâbidir. Turunç suyu ile hazırlanmış — soğanlı domates salatasına doyum ol- maz. Demek oluyor ki - limonun bulunmadığı yerde korukla tu- runç birer kelli felli Abdurrah- man çelebidir. ikisi de limonun yerini tutmaz diyenler bulunursa on- lar da dünya siyasetinden ko- limon ekşiliğine ka- nuşsunlar vuşurlar