15 Ağustos 1935 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 5

15 Ağustos 1935 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“ZİYA — Evet, Hâkan.. Ta, kendis Diye homurdandı. Ve sonra eli bir- denbire havalandı. Havada, hançerin demiri parladı. Şaman birdenbire silkindi. Bo-si-ta nın önüne gerildi. Kendisine, ruhlara ve viçdanlara hâkim olan bir ilâh tavrı verdi. - Tıpkı, karargâhta Hâkanın on- ları bastığı gece ı gibi- birden- bire Hâkanın karşısında başını yük- seltti. Dik bir bakışla gözlerini Hâkan- ın gözlerine dikerek : Avaroğlul.. Eğer bu kadına parmağının ucile dokunursan, o anda mahvolacaksın, Dedi. Ulu bir mabedin derinliklerinden uhrevi bir inilti gibi gelen bu tehdit- kâr ses, -yine tıpkı karargâhta olduğu gibi - Hâkanı titretti, Kalbinin en de- rin ve en hassas yerinde, sanki şu sör- ler aksetti; — Sen, mahivolursan, ordun da, hü- kümetin de mahvolacak. Bir kadın yü- zünden bir ordu, bir hükümet Hâkan, artık bu sesi dinlemek iste- medi. Kolunu bir daha sarstı. Elindeki a iri attı. anda Salur, pusuda duran bir kpa: gibi sıçradı. Bir yumrukta Şamanı yere yuvarladı. Bo-si-tanın saç- larını sol eline doladı. Ayağına bir çelme taktı. Bir ipek külçesi gibi yere yığılan bu nefis kadının göğsüne aya- gile bastı. Sağ elindeki hançeri onun mermer gibi beyaz boynuna çaldı. Sol elinde, saçlarından asılı kalan bu dil- ber kadin başını salladı, salladı.. Yo- YAZAN: ŞAKIR lun a tarafındaki kayalıklara doğru fırlat Ve sonra, bir hamlede Şamanın göğsünü: yardı. Bo-si-ta nın kanlarile kızaran elini, Şamanın sıcak kanlarına . Salur acı bir isbelsünle bu kalbe baktı. Ve sonra onu, Hâkanın ayakları altına attı. Hâkanın onuda bj ağır bir yük, gözlerinin önünden, siyah bir perde mıştı. kalkm Bizans li an karar- gâhına döndüğü zaman: tımı iy Diye bağırmıştı. Onun doru beyaz dokuz deri muharebe atını, renkli çadırının o önüne koşturmuşlardı. Şimdi genç bir kumandan ateş ve örme, atını sürmeye başlamış .. Ordugâhı baştan başa dolaşmıştı. Bizans surlarını, Marmaradan Halice kadar sımsıkı kuşatan ordu; onun ilk verdiği emir mucibince, tunç kütleleri gibi uzun bir hat üzerinde duruyordu. Koçbaşılar, mancınıklar, derhal hare- kete gelmek için emir bekliyordu. Et- raflarına madeni levhalar kaplanmış, üzerlerine yaş manda derileri sarılmış on iki seyyar kule, surların karşısında tehditkâr bir şahlanışla yükseliyordu. Hâkan, Bayrampaşa deresi üstünde yükselen tepeden o etrafı dikka gözden geçirdikten sonra, atını tej Kenarları altın sırma işlemeli | harmanisinin etekleri, kanlı kar | kanatları gibi süzüle süzüle at | uçurarak, Bizanslıların (Ayakiryal dedikleri kapının karşısına gel Burası, en müsait bir hücum sah; idi. Başını çevirdi. Bir adım gerisin tunç bir heykel gibi duran ve atır burnundan soluk fışkıran Salura ; — Yarın, bu kapıyı zorlıyacaksi Dedi. lr” Gece, Marmaranın durgun ve lâ vert sularına kızıl alevler aksetmi Yine Çamlıcanın sırtında o ateşti bir müselles (yükselmişti. Bun (Kazlıçeşme) nin hafif bayırı üstü ce — Müselles şeklindeki Bizans al sine, her taraftan hücum edelim. Demekti İranlılarla Ayarların bu ateşle mi haberesi, Bizanslılara büsbütün b korku ve heyecan vermişti. Kilisele iğne atılsa yere düşmiyecek hale gi mişti. O gece, Şarki Roma imparator! unun dessas patriği Serkiyus ile E zans ordularının cesur bikmanlğ Bonos, (Velekerna) sarayında, impar tor Irakilyusun karşısında başbaşa vel mişler; (o hararetli bir müzakerey girişmişlerdi. # LA (26 senesi temmuzunun 4 üncü &a günü, Bizanslıları günlerdenberi titri ten felâket, nihayet başgöstermişti. Koçbaşılar, kale kapılarına dayri mışlar; ağır darbelerle bu demir kaj ları zorlamaya başlamışlardı... Hav birdenbire vızıltılarla dolmuş; manc nıklardan yağdırılan kaya parçalarili surların üzerindeki Bizans askerler taş yağmuruna tutulm Salur, a İM başına gej etmek için kal Hvarlarında bir gedik açılmasını, v yahut kapılardan birinin kırılması! bekliyordu. Burçların üzerindeki Bizans miş.. işeler, erimiş kızgın katran tulumlar fırlatıyorlard (Arkasi var) ESED AŞK > TA R ii SENER BERİ)

Bu sayıdan diğer sayfalar: