ANIL tas ML S. Tİ ONÜLULÜLERİ BÜYUK V&:72 DUYGU * icağımı düşünmeye bile lüzum gör: n söze başladım ümde kirk şıb— Hicran, dedim, biz seninle her çileden çıkarden evvel, ve herşeyden sonra iki İra, ve yanısin dostuz. Bu itibarla ben, eğer şu nmış yüreklela kafamı dolduran düşünceleri sen» koparabileci gizlersem, bu dostluğa ihanet et- nin azabını duyacağım. Fâkat söze başlamadan evvel, senden tek isteğim var. Evvelâ bütün söy- eceklerimi, dostluk bağımızın dışına dirili ol REM Dİ arak, dinliyeceksin| ve bileceksin ki cat ben, yi hizli sia fi bilâistisna herşyin nerdeyse du uu üyorum. in ragmen, ME ela) ağabeyin, sana bu gece, bir baş- a) ir iskele ai bahsedecek. iü n, bu yabancı Celâli kendine çok çan kaş bulabilirsin. nak istiyoru Fakat b en istiyorum ki, bu uzaklık, ekle, vakti velal ağabeyinle arandaki yakınlığı yas çabalayan İş karış dabi gideremesin | Ve sen, bu yabancı Celâl hakkın: Earsakları ki hakiki hükmünü, asıl hissini, öz zviyetin boğan Celâl ağabeyine olanca açık- dökülmüş yle bi ildir. a muhakkak Mâna veremediği sözler, Hicranın n bazen tamirin özlerinde, ummadıkları, bekle- e, bam zemgdikleri bilmedikleri şeyler dinlemeğe o zamanında igirlanan insanların endişeli merakını £ VAP: dekorun ii sarı İmiş m dışına çıkmanı istediğim kuv- üstünde olanca e elimle, önümde duran boş ka. ik ağır Sesim im kadar yorgundu: en, seni çok küçükken tanıdım. hak verebiliy,, ne tatlı, ne şirin, ne yumuşak bir hten sonra, fcuktun Hicran bilsen, irünmez. bir gESli günleri atelier mısın? Senin dbinligini sek telli saçlarını okşadığım zaman nla dolan #5 bana öyle ia öyle içten sevgi inen “İlan gözlerle bakardın ki... Aradan yıllar. yıllar geçti.. Senin de asdiniai bakışlarını andığım günler, içim bir ai şarb et acısile sızlardı. Suden i Sen beni unuttun mu bilmem? Sana sem 1 İ vi da hakkım değil... İnsan» : ocukluk hatıraları, genizde yer İlani muhabbetli çeviriyordum. ağilbi r mezhep ic YERLİ » TAHLİL # etmiş manasız kokulara, hafızanın kuy tu köşelerine sinmiş renksiz şekillere benzer. İnsan çok defa, unutmak iste- mediklerini unutur, ve unutmak iste diklerini de unutmaz... Söyledikçe, içimin yası, sesime de çöküyordu : — Ben seni hiç unutmadım. Neden? Uzun yıllar, bu duygumu tablil ede- medim. Sana tekrar kavuştuğum zaman, gözlerim gönlüm kamaştı... Hicranın gözbebeklerinde, gizli bir ateş yanmıştı; dudaklarının ucu bükül. dü. Gülüyor gibiydi. ordum : — Gözlerim, gönlüm kamaştı deyi şime mi gülüyorsun Hicran başını se ve saçlarını arkaya iterek, rüya uyanan bir sesle : — Hayır, gülmüyorum! dedi. Bunu öyle tatlı ve uyanık uyanık söylemişti ki, kalbim gıcıklana gıcıklana yandı. İnsanların bazan ne garip dinleyiş tarzları var. Evet bana gülmüyor. Bu onun alışkanlığı. İçim, li bile içine alacak ka» dar genişlem — Evet, ia ve gönlüm kâs maştı... Sen artık, ipek telli saçlarını okşadığım çocuk değildin. Fakat inanır mısın, ben karşımdaki açılmış, serpilmiş genç kızda, yıllarca evvel saçlarını ok şadığım çocuğun çizgilerini görüyordum. Muhakkak ki çok değişmişdin; yalnız yine çocuksu halin, çocuksu tatlılığın vardı... Madem ki sana açıkça konuşacağımı söyledim, devam edeyim : Ben, yıllardan kavuştuğum genç kıza, o eski çocuktan daha başka gözle bakıyordum. Nasıl bir gözle? reddüt ediyordum, parmaklarımın arasında çevirdiğim boş kadehi doldur- dum, bir nefeste çektim. Kafamı saran buğu, tutuklaşan dilimi çözecekti : #onra SEVDA e ROMANI » — Nasıl bir gözle? Bunuda ilk önce tahlil edememiştim. Lâkin günler geçiyor, ve bir çatı altında yaşadıkça, görüşlerimi, duyuşlarımı daha iyi sezi- yordum. en bu tereddüt günlerini, bu e gecelerini bilmezsin Hic- in yanında iken, senden AE bu günleri, bu ran. geceleri amam sani.. Hicran, gözbebekleri gizli bir ateşle yanarak, dudaklarının ucu gülüyor gibi bükülmüş, beni dinliyordu. Onun susması bile bana bir musiki gibi geliyordu; onun havasını içe içe anl en senin dostun, arkadaşın ve Sitesinde Buna başka bir bis, başka bir düşünce karıştıramazdım. Buna hakkım yoktu. Aramızdaki dostluğa, yakınlığa ihanet etmek affo- lunmaz bir günab, belki bir cinayet olacaktı. Yumruklarımı kapamıştımı tali düşünerek gp lar... Öyle ki ruhuna, kalbine, sinirlerine sıkmış, gözlerimi duygular var ki insa bir bi gibi giriyor. Ve bu hırsızca girişi hiçbir kilit önleyemiyor. Şunu iyice bil ki kalbimizin kilidine hiçbir zaman sahip değiliz. İnsanlar, bu insanlar; dünya, bu dünya oldukça, buna hiçbir zaman sahip amli da... Hicranın dalgın bakışları, uyanıyordu. Kirpiklerini hafif hafif oynatışından, düşüncelere daldığı anlaşılıyordu. u güzel, sevimli baş neler düşü: nüyordu? Aklından neler geçiriyordu? Beni dinliyordu; buna emin e bu emniyet bana kâfiydi. söz Se erkeği dinleyen fena ve acı şeyler düşünmez... fena ve acı şeyler düşünse, düşünmek istese, gözlerine muhataplarını dinle» miyen kimselerin karanlık dalgınlığı dalar. ağır ağır CI Köliünde kadın, ünkü (Arkası var) 17