“Ze VAKIT Z4 YRINCIKANUN, 1838. w KUYRUKLU YILDIZI YALAN- CI ÇIKARMAMAK İÇİN Kuyruklu yıldızın şark seferini icabettirdiğini artik duymıyan kel tı. Herkes memnundu. Alla- hun, milletine gösterdiği yol, elbet- te ki halâsa giderdi. Harbin aley- hinde olanlar bile, umumi sevinç karşısında yapayalnız kaldıklarını görüyor, kütleye iltihak etmekten başka çare bulamıyorlardı. ” an valisi Hüsrev Paşadan Bi- bihümayuna gelen arizalarda i. ranm karışıklığı bildiriliyordu. * , (Zaten kuyruklu yıldızım görün © mesini tefsir edenler de böyle söy © Jememiş mi idiler? Bu harbin dini Ben Kalyondan daha ö ya gelip yer hazırlıy” tafa Paşanın itimadını Gürcistan içlerine gitsek? Oradaki adamlarımız lerdir, (1) Sokullu, harbin 4 işin şunları söylemişti? “Mevacip arlar, tebe& sarifi seferiyeye varidat diyarı Acem meftuh olsa İsi tahtı itentte tutulan Süleyman İran safe ç çekmiş, sulhün inikadmâ KIZLARI Iu kavuklar giymişlerdi. Ellerinde gümüş âsalar taşıyorlardı. Tam iki bin beş yüz kişi idiler. m çok tanıdıkları, akrabaları var. Ba şılaşmak, bazı padişahları kuşku- zı istiyecekleri olursa... alndırmıştı da. Mustafa Paşa Raziye Kalfaya (Han, bir senc evvel İstanbulda O zamâna kadar İstanbulda bu şekilde ihtiram, hiç bir Asya hü- kümdarına gösterilmemişti. Hiç- bir borç olduğu hakkında fetvalar cümlesini tamamlatmadı: gözleri kamaştıran bir haşmetle (Kaptan Paşa da otuz kadırga bir Avrupa sefiri de bu derece şa- kadar üzülmüşlür. İran i da verilmişti, — Emredersiniz Sultanım.. karşılanmıştı. İran elçisine, Os- ile istikbale çıkmıştı, En büyük tafat görmemişti. ilga edenler attan ayrılıp ha Fakat Sokullu(1), her şeye rağ O Kara Halil, görmüş geçirmiş es- manlı sarayının başmet ve debde- kadırgada sefir ile maiyeti için bü O Karada yürümeğe başlayan ala- binmiyenlerdir. © men bu mukaddes teşebbüsü doğ- ki bir kurttu. Paşa ile nasıl konuş- besi gösterilmek için ne mümkün. yük bir sofra hazırlanmıştı. Ve. yin önünde kıymetli gaşiyeler vu © Eu bulmryordu: mak Jüzım geldiğinide bilirdi. se yapılmıştı. mek masaları da altın işlemeli ör. rulmuş dokuz at, yedekte götürü” İ 2 Mustafa Paşa, beylerbeyleri, ve (o Tokmak Han, iki yüz elli kişi tülerle süslenmişti. Tüyordu. Ortalarmda aslan, kaplan * i — İtan cengi felâket getirir. geğirme hakkındaki konuş- ile beş yüz deveden mürekkep bir o Tokmak Han; ağzına ilk lokma. ve at resimleri çizilmiş elbiselerle V AKI i Diyordu. malarını bitirdikten sonra Kara maiyet ile İstanbula gelmişti, Er yı koyarken bütün kadırgalar top- yirmi dört zenci bunları takip edir a ki Sarayın içi, başta esir ticareti- Halil, Şeyh Şucca ile beraber ken: tesi gün Rumeli Beylerbeyi ile larını ateşlediler. Kızkulesindeki yor. Ayrıca elli piyade hizmetkâr. ABONE TARİF in getireceği gör kamaştırıcı ser disini #iYaret etti. Tanıttı ve gt Çavuşbaşı çoğu altın eğerli atlara top da yüz defa endaht yapmakla ile kuşakların çıngaraklar asılmış Memleket veti düşünenlerin teşviki ile bu gir kıp gitti... vi ; binerek Tokmak hanı kabul etti bu şenliğe iştirak etti. üç süvari sefirin önünde yürüyor. içinde i bi itirazları, fena niyetlere hamle Kara Hali, büyük bir hürmet ler. Remeli Beylerbeyinin maiye- Elçi Istanbula çıktığı vakit ken du. | Aylık » eri. ve tazim ile Paşanın önünde yer- tindeki adamlar başlarına sorguç- disini Yeniçeri Ağası karşıladı. Tokmak Han, eğerindeki altm-'ğ 5 2yx o Padişah emri verdi; lere eğildi. R e lar pırıl pırıl yanan cins bir ata'İ 4 yılık 900 © Şarkı seferi olacak. Hazılk ( Baslumandan sordu binmişti, Kadifeden kaftanının €- Tarifeden alkan : SEM... — Sen Şark diyarın: iyi bilir : : teklerinde işlemeli sırma bayrak- |İ için ayda otuz kuruş a Sefere kim başkumandan tayin mişsin.. Tarihten bir yaprak z lar göze çarpıyordu, Kıymetli taş-|İ Posta birliğine girme: © ediletekti?.. — Çok uzun seneler kaldım Pa- A ZEN aş Jar ile süslü kavuğu (o parıltılarla)İ ayda yelmiş beşer kü medilir, Abone kaydımı Lilgit& tup ve lelgraf ücretine : m posta veyâ My Bu mesele paytahtta uzun dedi- şam. Gi Ri husumetlere sebep ol- o — Seferimiz inşallah muvaffak olacak!.. gözleri kamaştırıyordu. Arkasında bulunan üç seyisten biri kılıcını, ikincisi yayını, üçüncüsü altın ok “Komisyon ye e Venediklilerin galibi o — Elbette Paşam.. Hele Gürcü Hükümetin komisyonculuğu kaldırması, bana, Mithat Pa- ralıfını taşıyordu. YON Deretini idare # Mustafa Paşa başkumandanlığı al Kralları bize yardım ederlerse. | İ şanın teşekhüt miktarı sadrazamlığındaki bir hâdiseyi hatırlattı. | ,>(yx6 İran elsisinin mümkün || zerine elir Ray dı. Emri altında beş bin Yeniçeri, o Mustafa Paşa düşündü; Mahmut Neğim Paşa tanzim etmiş olduğu bütçede iç ml. | 0SUğ# Kadar gözünü kamaştır |) Türkiyenin her pori Sipahi bölükleri, Sancak beyleri o — Gürcü Kralları mu dediniz?.| İl yon lira fazla varidat göstermişti Diğer tusem içek ini | e etiyle Sl İŞE VAKIT e obone yes iliş © ve Sipabilerle birlikte Diyarbekir o — Evet. Gürcü Kralları. On-| Ü Agop adında bir sarraf vasıtasiyle on milyon liralık bir — “İİ | çıktığı avdan gösteriş olsun diye Aren değiştirme “UR © valisi Derviş, Erzurum valisi Beh lar ordunuza en çok yardım ede-| İÜ yaparak saraya para yetiştiriyordu. TAZİ | geç dönmüş ve kendisine elçiye İ 25 kuruşlur. İni ram, Zivalkuriye valisi Ahmet, Ha bilir. Tarih bunu şu satırlarla kaydeder; bu suretle göstermişti. İLAN ÜCRET mi İep valisi Mehmet, Karaman vali — Kimlere güvenebiliriz? “Müvazenö açığının mi : ç la Tokmak Han, İstanbula gelişi- Ticaret ilânlarının Si i © si Güzelce Mahmut Paşalar, eski o — Şervan, Dağıstan, Çerkezis-| Ü müşarinüleyhin Zal emi esim yi | min dokuzuncu günü huzura kabul e papi Nb © Diyarbekir beylerbeyi o Özde * tan ve Gürcü Kral ve Prensleri! Sie teşkil etmiş olduğu meclise yaptırıp mabeyine takdim e, ba edildi ve hediyelerini takdim etti. | e dördüncü s83İ N ür Osman Paşa onun maiyeti idi. birer namenizi almalıdır, Ordunu-| İl zi takdirde varidat ve masarifat kararlaşurılm reiki Bunların aras'nda kıymeti tahmin (| ikinci ve ücüncüde 3: 4 Harbin, çok kanlı, çok korkunç zun haşmetinden titrerler başka varidatın beş yüz bu kadar bin lira dahi ziyadesi clduğu| | edicemiyecek bir Kuran, bir Şah: || & başlık yanı kesm kı e in O Başkumandan, böyle İlk anda| İl gösterilerek, işbu fazladan yüz bin lirası sarayi hümayünun tah. | | 7279©: İran şairleri divanlarından yi cok devamluiİLİ kendisine mühim bir noktay: ha-| Ü siati seniye haricinde masarifatına sarfolunmak üzere alelhe- meş cile; GELSE” aştım vee renkli ilân verenlere #ğİ Kara Halli memnun edecek vazi- tır Si Kara Halili iyice süzdü.| İl sap mabeyni hüayuna takdim olunmuş... tini ve elmşaş kakmalı bir direk *a-İğ indirmeler yapılır. Rest yette değildi. wenİlir bir adam olduğunu an-| Halk, bu rezaletleri görüyor ve»biliyordu. Onun için Mithat | 9729 çadir. kırk halı, elmas, züm- İğ rın santim » satırır00” İran seferi gerçi Gürcistan ka- rıştırırdı, Fakat bu kâfi değildi. Ordunun orâya da girmesi lâzım Jamıştı, MüverMh Aliyi çağırttı ve bü * tün Kafkas ülkesindeki kral ve rüt, lâl, firüze, inci ile dolu kırk Paşa sadaret malktamına geçince üç gün içinde iki binden fazla z R çekmece, Horasan kılıç ve demirle | TİCARİ MAPİYETTE © memnuniyet bildiren telgraf kılınmıştı. KÜÇÜK İLAN ör, ki istenen kızlar kolayca elde edilebilsin. Başkumandan, kararlarını ver- diği gün, Raziye Kalfa ona kendi- sini görmek istediğini bildirdi. Kurnaz kadm, Başkumandanı tebrik ettikten sonta: — Paşa, deği, Senin maiyetine bir adamımı versem gerek... Ora- ları iyi bilir, Yardımı olur bir kah Taman... Şevketlüye de arzettim.. — Emriniz başüstüne Sulta nim, — Hayır Madam, Dr bendi bile istese bunu size gösteremem, Yarın gelirim görüşürüz. Şimdilik Allaha: marladık. Aliyoşa, bu cevabı vererek acele çık- t. —Z. SMERDİYAKOV VE KİTARASI Delikanlının kaybedecek (ozamanı yoktu, Lizden ayrılırken aklına bir şey gelmişti. Kendisinden kaçan Dimitriyi bemen görebilmek için ne yapmalı idi? Saat üç olmuştu. Aliyoşa, manastırda son demlerini yaşıyan büyük adamın yanına gitmeğe can atıyordu. Fakat, karışık ve karanlık işler yapmak üzere elan Dimitriyi bulmak fikri de #ihnini gittikçe kaplamıştı. Ama görürse, onane diyecekti?. Kendisinin bile henüz belli başlı bir fikri yoktu, “Stareçi kurtarmak elim de değil, bari ağabeyime karşı bütün vazifelerimi yapmaktan geri durmıya- yım, diyordu. Çünkü ömrüm oldukça sönra kendimi affetmiyeceğim!,, prenslere mektuplar yazdırdı. Kara Halil, Başkumandanın ya nından ayrılırken şöyle düşünü- yordu: — Gürcü Kralları bu yardımı elbette kabul etmiyecekler.. Böy- le olunca Mustafa Paşayı Gürcis tan seferine teşvik en Allah vere de Krallar, yardımdan şekinseler... Iran ordusunun Başkumandanı | Tokmak Handı. İstanbulun çok i- — Adı Kara Halildir. Orada bir > mi Tokmak Han ile kar- Karamazof Kardeşler Yazan: Dostoyevski Çerirem Hakkı Süha Gezgin ww 77 kolay İş. »* İ Kurduğu plân şu idi: Bu sabahki duvardan atlayarak ma- but bahçeye geçecek ve o kulübeye yi rip oturacaktı. Ne “Foma,, ya ne de ev sahiplerine baber vermeden lizim- gelirse geceye kadar orada bekliyece- ğim. Dimitri, “Groşinika,, yı gözetle- mek için nasıl olsa kulübeye uğraya- caktı, Bir kere kafasına bunu koyunca, Aliyoşa, icabederse bütün gece bile manastıra girmemeği göze aldırmıştı. Her şey istediği gibi oldu. Tam sa- bakki yerden çiti atladı ve gizlice ku- Tübepe doğru düzüldü. Kimse tarafın- dan görülmek istemiyordu. Çünkü şa“ yet emirber “Foma,, onun geldiğini #ezerse, ya girmesine mani olacak, ya- hut da vaktinde Diritriye haber vere- cekti. Yine ayni tahta sıraya oturarak beklemeğe başladı. Dışarda hava güzel ve aydmnlıktı. Ama kulübe delikanlıya sabahkindet daha harap ve perişan görünüyordu. Yeşil masanın üstünde, konyak kadi: hünin bıraktığı yuvarlak iz hâlâ duru- ye: Tw, Zihninde kararsız düşünceler i Mithat Paşa yaptığı tetkiklerle bütçede varidat fazlası şöy- Je dursun, umum masarifin açığı üç milyondan fazla idi. “Ol va kit zikrolunan fazlayı tasdik etmiş denilen komisyon &zası celp ve cem İle İsticvap olundukta yapmış oldukları hesabın bazine kuyudu. Üzerine olmayıp Mahmut Nedim Paşanın tarif ve ifadesi üzere yapıldığı verdikleri cevaptan nisyan olmuş olmakla işin tenk ve hakikati anlaşılmıştır.,, Mithat Paşa, on milyon liralık istikrazdan mukrizlere yüz bin lira komisyon verilmiş olmasından dolayı Mahmut Nedim Paşa yı istintaka çekmişti. Fakat komisyonun aslan payım: padişah almış olduğu için “Mahmut Nedim Paşayı cezayı tazminden af- feyledi. Badehu Kastatconu valiliğile memnun etti.,, , uçuyor, içini garip bir sıkıntı kaplıyor” du. Geleli bir çeyrek saat olunca, yirmi adım kadar uzaktan akort edilen bir ki taranın sesleri duyuldu, Düzgün bir o- kuyuşun nağmeleri de ona yoldaşlık ediyordu. “Sarsılmaz bir kuvvet, “Beni sevgilime bağlıyor;,, “Tanrım merhâmet et, “Hem ona, hem bana, “Hem bana, hem ona,, Şarkı bitince, ses durdu. Ahenkli, okşayıcı bir kadın sedası işitildi: — Ne kadar seyrek görünüyorsunuz Pavel Fiyodoroviş? Niçin bizi böyle ih mal ediyorsunuz? “Temkinli olduğu kadar zarif bir er- kek sesi cevap verdi; — Yok canım, size öyle gelmiş ola- cak! Bu mubaverede erkeğin hâkimiyeti ve kadının yaltaklanışı o seziliyordu. Sesi dinleyip seçen Aliyoşa: Galiba Smer diyakov olacak!,, diye düşündü, Kız 'ria mutlaka ev sahibinin, Moskovadan g€ len ve Martadan çorba, entari alan kı” gidi Yine o dişi ses: — Ben âhenkli şiirlere bayılırım, devam ediniz. Tenor tekrar öttü: Eğer dostum rahatsa,, *“Taclarda gözüm olmaz,, “Tanrım merhamst etl,, “daha çok şeyler öğrenecektim... U kumaşlar vardı. tı. İşte Mustafa N. A. “Hem ona, hem bana!,, “Hem bana, bem ona!,, — Geçen defa bu misraz “Eğer dos- tum rahatsa,, değil, “Eğer sevgilim ra hatsa,, diye okumuştunuz. Daha güzel ve daha # çaktı o şekil... Smer3iyakov bu cilveye karşı; — Şilrlerin hezeyandan kalır yerle- ri yoktur! Gibi kaba bir cevap verdi. — Ooh, böyle söylemeyin, ben şe tere bayılerrm. — Dünyada şiirler kadar maskara bir şey yoktur. Siz kendiniz düşünüp büküm verin. Biz, konuşurken lâfları- mizt kafiyeli olarak mı söyleriz? Bu da gösterir ki, şiir, düzme ve sahte bir şeydir. Mariya Kondratiyevna! Dişi s<3, gittikçe daha sokulgan, da- ha okşayıcı bir âhenğe bürünerek: — Ne zeki adamsınız... Bu kadar malümatı nerede toplad nız? — Eğer talihim aksilik etmeseydi, Hele babasız olduğumu biri söyliyecek © lursa, onu mutlaka düelloda öldürür- düm. Moskovada bu sırrım öğtenil mişti, Grizori yetiştirmiş... Her vakit benim doğarken uğursuzluk ettiğimi söyliyerek: “Sen, zavallı annenin kar- run deştin. Ne biçim bir dünyaya ge” Biştir?.... diye çıkışıtdı. Annemin has- taliki: bir bücür olduğunu da söyledi ler bana... Bütün Rusyadan nefret edi- yorum. Marya. - ri, çaçe yayları, İrak keçeleri, ipek Tokmak Han bir Mayıs günü padişihtan ruhsat alarak ayrıldı- ğı vakıt beş bin duka ile çok ağır! takım vurulmuş iki at ihsan almış- | Paşanm ordusu, jimdi hu Hanla karşlaşacaktı, Mustafa Paşanın kumandatın- daki ordu İstanbuldan çıkacağı zün Kara Halil, saray kapısında Şeyh Şucca ile konuşuyordu: — Sultanıma selâm eyleyin. Bir defa 30, iki deli, defası 65, dört defasi defası 100 kuruşlur. lu” ilân verenlerin bir & vadır, Dört satırı yece$ farla satırları beş kur” sap edilir. Hizmet kuponu küçük ilân tarifesi indirilir. Yakıt hem doğrdat | ya kendi idâre yerini kara caddesind; altında KEN İlân Bürosu olişle eder, (Büronun telef | — Eğer Hosvar alayında 0 böyle demiyecek, Rusya uğ iy ıç çekerek meydana atılacak” — Ben yalnız Hosar oi mekle de kalmam, Dünyada kerliğin yok edilmesini ist —— Ya düşman gelince, rur o vakit? “ — Mülafaa neye yarari”. i Fransız imparatoru Birinci * egg b Rusyayı istilâ etmişti. O ş zeki milletin bizim topraklar" tak hetmiş clmaması acınacak “5 kı Eğer bu fetih yapılmış olsa? na İeketimiz böyle zindan kar” ŞA, de geri kalmıyacaktı. UN Kız, cilseli ve istekli bif likanlıyı süzetek: — Ben, kendi payıma bi keğimizi üç İngiliz gencine * rim, Dedi. — Zevk meselesi) — Siz vurdun asl bir bisiniz. Hiç utanmadan bun diyorum. i uN — Doğrusunu isterseni# “e ! selesinde buradakiler de, © benzerler. Fransızlarla İf. lak çizmele- giyerler, © j faletten canları çıkar. d iş kendi de zırdeli olan Fiy UN var, Şu Rus milletini mak lâzım, iy N hh, (Desa #8 ğ di