“Dar sokak güneş (o görmüyor-| du. Dükkân, gün görmez bir kö-| Sustu, ihtiyara gözleriyle yal-|| yılın geçen giloleri| | Sor 208 Yılın kalan eönleri iss LU şedeydi. Toz tapraktan şeffaf- | le anlatmıştı. Facia meydandaydı. > Halalşnn Yazan: Selâmi İzzet vardı. Bütün macerasını tatlı dil- İığını kaybeden bir câmekânda,| Madalyonu alamamasına imkân bozuk bir yazı ile: Ahmet Talip Antikacı Yazılıydı. Halbuki “Tefeci,, ya» zılması daha doğru olurdu. Saime tereddüt etmedi. Kapr- yı itip girdi. Etrafına bakındı ve birdenbire titredi. Raf gibi bir sedirin şiltesi üze- rine bağdaş kurmuş olan Talip e- fendi, kedi gibi sıçramış ve ayak sesi çikarmadan karsısına dikil- işti, Talip efendiya yaş biçmek im- kânsızdı. Dişleri dökülmüş, yü- zünde kırışiksız hiğ bir yer kalma- mış, bası cascavlak açılmıştı. Tam tefeciydi. Yüzde yüz -€- min olmadıkça kimseye metelik vermez. Yüzde elli kazanmıya- cağını kestirmediği işlere el uzat-| mazdı. Kendisinden para istendiği za- man, muhakkak (parasızlıktan bahseder, fakat rehin (diye kıy- metli bir şey ogösterilince, para bulurdu. Genç kadın biraz o yutkundu, söyliyecek söz bulamadı. Nihayet kekeledi: — Madalyon için geldim. — Ne madalyonu? — Altı ay evel size rehin ola- rak bir altın madalya bırakmıştım ya.. O madalyon lâzm. Kocam gelecek.. Bilmesin... — Ha anladm.. değil mi? Biraz yürüdü, duvara dayalı yeşil demir bir çekmece açtı, ka- rıştırdı. Bir kutu çıkardı. — On beş lira, dedi. — On beş lira oldu mu? — Verilmiyen aylar ve faizle on beş lira odu. — Ne yapayım, hesabı siz ben- den iyi bilirsiniz. Ama şey... bu- günlük param yok. Bana bir bafta için madalyonu emniyet et- menizi ricaya geldim. Bir hafta sonra getirir veririm. — Böyle şey olmaz... Olamaz. Madalyonu aldığı yere bırak! mak üzere geri döndü, Saima ko- lundan tuttu: — Kuzum beni dinleyin. İyi Saime harm yoktu, Bu teklifini reddetmezdi. Reddedilecek bir şey değildi ki.. Talip efendi dikkatle dinlemiş- ti. Nihayet gene: — Olamaz, dedi. Olacak şey değil bu... Ne alâ şey.. Paralâ- zım olsun, madolyonu rebin bıra» kıp parayı al. Sonra madalyon lâzım olsun, gelip geri iste... Ne âla.. Olamaz böyle şey.. Ver on beş lirayı; al madalyonu... — On beş para verecek - halde değilim. Biraz para buldum, onu da Ali geldiği zaman, onun yeme- sine içmesine sarfedeceğim... Ko- cacığım nihayet bir hafta burada kalacak, Onu harap edemem.. Ya- ralandığı zaman gittim de, hemen niye taksaadığımı sordu.. Yalva- rırım size madalyonu veriniz.. — Ver on beş lirayı, overeyim madalyonu.. On beşlira nedir, ki insan icabına bakar.. İcabına nasıl bakardı?, o Bunu söylemiyor, Saime de sormuyordu. Yalvarıyor, ağlıyor, hıçkırıyordu. Talip efendi, şakaklarmı o kaşıya- rak düşünüyordu. Nihayet bir masaya gitti, bir ka- lem kâğıt aldı: — Ağlama, dedi. Gözlerin bo- zulur.. Sana emniyet (edeceğim. Yalnız şu kâğıda, benden, bir haf- ta için bir altın madalyon aldığını, hafta sonunda iade edeceğini yaz, eğer bir hafta sonra © madalyonu geri getirmezsen polise müracaat ederim. Hırsızlık, dolandırıcılık etmiş olursun. Saimenin umurunda (değildi. Yazdı, imzaladı. Memnundu. Gü- lerek çıktı. Kocası geldiği zaman, madalyo- İ nu karışınm boynunda buldu.. Son günü ayrılırken, Saime ağ- lıyarak eşyaları düzeltirken Ali: — Saimeciğim, dedi, senden bir şey istiyeceğim.. Madalyonu bana ver, Senden bir şey taşıyormuşum gibi olacağım.. İçine seni koyaca- ğrm ve beraber alıp gideceğim. Tereddüt bile etmedi: — Al Aliciğim. Ali madalyona Saimenin küçü- cük bir resmini koydu.. Ali gitti. Saime yalnız kalınca Talip efendiyi düşündü ve korku- dinleyin.. Madalyon bana lâ - dan tüyleri diken Ne oldu. zım, elzem. Anlatayım... Bu — Sonu yarınki sayımızda — madalyonu bana kocam verdi. O.) — NN nun anasından © yadikârmış... Bu raadalyonun onun (gözünde kıy- meti çok büyüktür. Yaralandı. Onu gidip görmek için bana para lâzımdı.. Meteliğim yoktu. Has talanmış, çalışamamıştım. Hatr rma madalyon o geldi.. Ama ko- cam hastalandığımı bilmiyor.. Bir de üstelik bunu haber O veremez dim.. Muharebeden altı ay evel evlendik. Ben onaltı yaşındaydım. Teyzemle oturuyordum. O $ldü. Ak bunun üzerine beni aldı.. O. Bun da kimsesi yoktur. Muharebe- ye gözü arkada gitti. Eğer ma- Âalyonu görmezse şüphelenir, s0- rar. Yalan söyliyemaz.. Ne olur. kuzum smadalyonu veriniz. Bir hafta sonra getiririm. İstanbul altıncı icra memurlü- ğundan: Beyoğlunda İstiklâl eaddesin - de 441 numaralı sapkacı mağa - zasmda mukim iken ikametgâhı meçhul olan Yuvan Voyvodof E- fendiye: Hamdi Mehmet Beye olan 500 “lira borcunuzdan ve dükkânınızda emanet olarak bu - lunan Unikum markali sapta ütü. leme makinesi hakkında Asliye Ikinci Ticaret mahkemesinin 8 — 7 — 934 tarih ve 934 — 93 numa- ralı ihtiyati haciznamesiyle ma - ğazanızda eşya ve mezkür maki - ne haciz edildiği ihtiyari haciz ka- rarmın tebliği makamına kaim ol- mak üzere ilânen tebliğ olunur. (1664) Parşemte CUMA 9 Ağastosls Ağusas 20R. Abar | 20 R.Ahar » Gün doğuşu 447 4.8 Gün batımı 05 19.14 Sabah samanı 4ni 4m Öğle namazi tâ 1820 İkindi naman (615 1615 A'işam damsz 1 19,2 Yatsı samezı 11.16 21.14 İmsak 216 257 İ Rapyo | Bugün ISTANBUL: 1530 — Plâk neşriyatı. 19.20 — A- jans haberleri. 19.30 — Türk musiki neşriyatı (Kemal Niyazi, Azmi beyler .— AVRUPADA Harp Olacak Mı?, Amerikalı muhabir Knickerbocker'in ihtisasl -— NV Saraybosna Harp nasıl başlar?. Onlar het halde bir plân dahilinde (zuhur! elmez. “Harp olacak mı?,, suali-| ne büyük devlet (adamlarmdar| birisi: “En çok korktuğum şey bir Saray. Bosnadır!,, . cevabını ver- mişli, O devlet adamı “Saray Bosna, demekle neyi murat etmişti? Bur! gün Saray - Bosnanın Voyvoda -| Stepe » Obala sokağında tozlu; bir aktar camekânının üzerine a ve Mayriye, Müzeyyen © hanımlar). 21 — Selim Sırrı bey tarafından kon- ferans. 21.30 — Narullah Şevket beyin iştirakile orkestramız tarafından muh- telif eserler. 223, Khz. VARŞOVA 1315 m. 20,15 Hafit orkestra musikisi, 20,50: Spor haberleri, 21: Muhtelif, 21.12: Hafif musi- ki, 3150: Haberler. 32.10: Popüler senfonik musiki, 23: Konferans, 23.15: Dans mosi - Kisi, 813 Khz, BÜKREŞ, 341 m. 15 « 15 Gündüz konsef ve haberleri, 19: Masathans haberleri, 10.05: Milli popüler mu #ikili 20.15: Konferans, 20.50: o Konferans, 20.43: Plâk ile Püccinin üç perdelik (Tos ca) operası, yano ile İtalyan musikisi, 22,35: Senfonik plâklar, 2320: Plük. Kiz. PRAG, 470 m. 18,56: Plâk. 19: Amele neşriyatı, — Al- mânea, 10,55: Haberler ve saire, 0.10: Brü- no, 20,35: Aktünlite, 20.30: Tagsnslli kon ser. 21,10: Brüne, 2140: Kuartet Oo konseri, 2205: Şiir 22,85: Piyana konseri, 28: Ha - berler, 23.15: Tagunnili dans msikisi, (45 Khz, BUDAPEŞTE, 550 m. 20,35: Friedlin idaresinde opera orkes - tras. 21,10: Laknton siğan talirmı, 281 Hu. berler. SA30: Odeon, Harlofon plâkları, #85) Yayit Trio takımımın konseri, 191 Khr. Deytachlandsönder 1571 m, 31,15: Norveç oda rmuikisi, 31,45: Ham - senn 75 nel doğum yılı münasebetiyle © « serlerinden tiyatro sahteleri, 23.50: Kadın cvunları, 2845: Haberler. 24: Dans müsiki- .. 592 Khz. VİYANA 507 m. 21 Piyano konseri. 21,40: Aktüalite, 21,65 Kuartet ve radyo orköstrası, 23,40 Haber - ler, 28,00: Konferans, 2i aberler, 1 Gece) konseri (pihk). Askerlik ve Spor ( Baş tarafı 9 uncu sayıfada ) Bir mesele daha var: Bir mil letin aşkerliğe elverişli olmasiyle spor arasında bir münasebet var mıdır?. İngiliz müstemleke as » kerlezinin spor tipiyle mektep sr- rasından alınarak hemen cephe - ye sevkedilen Alman askeri Flan- dre muharebelerinde karşılaşmış» lardı, Sporteman. olan İngiliz as- kerler, bu muharebelerde daha 2” yade yararlık göstermişler, daha | mekten ve asker değilken meygu' iyi asker olduklarını mt isbat et- mişlerdi?. Bunun böyle olduğu kabul edilemez. Sporun, bir mil letin harp kabiliyetiyle bir alâka ama hiç bir alâkası yoktur. Çok şükür ki yoktur, çünkü ol sa idi Almanyanın askeri ümitleri parlak olamzdı. Öyle olsa idi A: merikalıların dünyanın birinci as- kerini yetiştirmeleri lâzım gelir - di. Çünkü spor müsabakalarında daima birinci gelen Amerikahlar- dır. Acaba senelerdenberi futbo' maçlarında cihan şampiyonluğunu kazenan Uruevaylılar Alman as- kerinden daha mı muktedirdirler? Biz askerler bu gibi mukayese- ler yapamayız. Tarih en iyi as- kerlerin hangi milletlerde olduğu" nu keydetmiştir. Bir milletin as keri kabiliyetini ölçmek için yap- tığı sporun derecesine değil, tari“ he müracat etmeğe mecburuz. Bir milletin spor yapıp yapmamesile askeri kabiliyetleri arasında hiç “| sordum: sılı duran bir bronz levha üze rinde şunlar yazılıdır: 5 “Bu mahalde 28 haziran 1914 tarihinde Gavril Prinçip harbi i lân etmiştir!,, Evet, orada bundan tam yirm sene evvel Avusturya (o veliaht Prinçip tarafından katledilmiş ve bu katil hâdisesi umumi harbe se- bep olmuştu. Ben Saray Bosnay? gittiğim zaman Prinçipin arka - daslarından Yovan Suşici ziyare'| ettim. Kendisini gördüğüm za- man ona lüzumsuz olan şu suali “Arşidük Fransua Ferdinandı öldüren genç adamı tanımış mıydı- nız?,, Şuşiç gülümsedi. Ellerini arka- sma bağlamştı. Bütün memurlar gibi siyah elbise giymişti. Gömle- ği ve yakası kolalıydı. Belediye dairesindeki odasında yazı masa- sının önünde bir aşağı bir yukarı yürüyordu. Masanm üzeri evrak TEAM ile dedi ki: , “- Evet, Princip'i tanırım. Hi: tanımaz olur muyum ?, Principin Sarây Bosnaya geldiği 1914 sene- si mayıs nihayetinden 28 haziran gecesi sabahının birine kadar her beraberdik. o Kendisinden ayrıl İ dıktan sonra Princip Avusturya veliahtmı öldürdü. Bu odayı görüyor musunuz? Katil hadisesinden üc gün sonre | beni bu odaya getirdiler. Kaça | mazdım. Burası polis dairesiydi Burada, tam sizin durduğunu: yerde, bana işkence yaptılar. A: renas bir münasebet yoktur. Fakat bunun böyle olduğunu tesbit etmemiz sporu hizmet pror ramımızdan silmeği haklı göste - rebilir mi7. Orduda spor, efrad» mıza istirahat ve keyif temin et oldukları bir şeye askerlikte de devam eylemekten başka bir fay da vermese bile, sporun hizmet İ yorduk. programından çizilmesini bir he ta addederim. Spor 10 seneden beri Almanyada muzafferane iler lemektedir. Bu hakikati neder inkâr edelim?, Askerlerimiz spr ve jimnastik cemiyetlerinden ge lip orduya giriyorlar. Onlar spo ve harp'oyunları yapmak isterler Bunanişin mani olalım?. Sporur askeri talim veterbiyeyi bozduğu nu, birisi “isbat ederse, 'o zmar spor ordudan kaldırılsm. Yalnız sporun * ifrat derezede yapılmasının orduda yeri yoktur Zaten orduda hiç bir şey ifrat de- recede tatbik edilmemelidir. Bir asker bölün hizmet şubelerinde ayni derecede talim ve terbiy” görmelidir. Askerin harbe yeti tirilmesine yarıyan miihim vası » talar arasında spor da bulundu - ğunu düşünmeliyiz.,. | mudu frkarimin üç hali dılar, İşte burada, tam yaptılar. Simdi ben gene P yım. Fakat burası benim nemdir. İtiraf edecek olurü hem benim için hem de b kaları için muhakkak bir ö! mek olacağını biliyorum. ta bulunmıyacak olursam # lünceye kadar işkence ihtimali vardı. İkinci şıktağ malden dolayı ağzımı hiçbir şey söylemedim. İşkence dört gün Beni falakaya yatırdılar, k den geçinceye kadar Çıplak olarak sivri taşlar diz çöktürdüler, bayıldı iki büklüm yapıp bağladı ka kemiklerim kırılmcay8 ileri geri yere yuvarladıl#” yildrm, fakat ağzımı Diğerlerinin cürümlerini 1 tiklerini söylediler. cevap verdim: Beni onl Kel laştırınız!,, Bunu yapmak diklerinden yalan; söyle anladım. Ondan sonraki dört pishanede geçirdim. Hepiff ni akıbete maruz kaldık. * de. Bugün ise işte burad. Saray Bosna hâdisesi zaman hepimiz Hiçbir kimse kaçamıyo dutlar kapalıydı. Ben ki teşebbüs etmedim. Çünkü | bilifi imkânsız olduğunu Yalnız içimizden bir tan dağa ilica etti, Bi Avusturyalıların elinde yen bizi kaz gibi boğazlı Bu hal zaten katilden öyleydi. Princip katli hü yaptı.,, “ — Avrupanın şimdiki tine ne dersiniz?, 1914 mahvol# j arasında ne fark var?e Şuşiç alnının terini vap verdi: “.— Biliyor musunuz müşabehetler (gö şevden evvel gençliğin dilmesi ve taassuba sev” Bizim o zamanlarda n& terik olduğumuzu - ta: mezsiniz. Biz yalnız milletimizin hürriyeti İşittiklerim? ran Avrupada (o ili ayni fikirlerle taşan varmış. Biz daha on iki ihülâlci kesilmiştik. lerde okuyan çocukla” raman olmak, vatan" mek istiyorlardı. : / W memleketlerin de npr #şitiyorum. Fakat harbin mu” Kunu reddedecek bei kat vardır. O da, &" bin mevzi kalesıyasfi dir, Peru bire sar mwietir, Öyle değil m Düşününüz ki nız Srhistana kari ri yapacağını ru da diğerlerinin ”” yl madan bitireceği” du. Burada, Sera” di ölen hir katil bâdİ dan İilemetreler€? memleketinizi, i barha görür?” tirebiliy miydiniz2”* ye © " 2 di / TU N