GETLER E nlı dil, dilde n hakimiyeti rl demektir Ğİ tetkik cemiyeti umumi Necmi Bey kurultay salli bahsederken dilin alacağı is- k Tria bahsetti. Dedi ki: ir di *a6 ıstılahleriyle ilk ve orta bul es etılahları ayrı ayrı mü - , lıdır. Beynelmilel bilgile- ie'ayi tekniğinin tamumileştir. | leri kurmak gibi bir dava - * Bir milletin lügatinde bu- ; “Belerin hepsinin havatta ya- *tmez ve yaşatmağa çalış- bir iddiadır. Necmi Beyin bu sözlerin- Mlihin yarını hakkında şöpbe Yerilmiş bir cevap görüyo- karşılığı yalnız kıymetli bir Yİ *erafından ileri sürülmesin- pe işleri üzerinde salâhiyetle Muş bir cemiyetin dilinden Menasından dolayı ehemmiyet- Gİ cap iş ke $ ta k di * Necmi Beyin ihtisas işleri, | 5 © beynelmilel: bilgilere | SE “erin dilimizdeki mevkileri WE Mutaleaları bir dilin yapı- ey "| işafı hakkındaki düşün- erdi ate en uyğun olanlarını »”.. bir kıymettir. Kelimeler yal müesseseler gibi bir Yaşarlar. Sonra Fosil hali- j aş yavaş manalarını de- i ihayet bir müddet sonra dan çekilip giderler. Bü - ri ölmüş ve halk arasından İn dille ölü diller arasına 1 diller hayatta değil, ancak larında yaşarlar. Ni dili” dediğimiz dil de yal- İzlemi yaşainş hir mil İS diki olamamıştır. ; İN Mketi bu ölü kitap dilinden ME İğiline geçmek için yapı ani Glü lügat kelimeleri | iy “ta yaşayan, halkta kökü o: Ülinde yeri bulunan kelime- ih, vk dil ülküsüdür. İh, aslen Bir tabirle ifade etmek ç » diyebiliriz ki, Türk dili in- ti hukuk, iktisat inkılâp. raf Parçası ve onları bütünleş- Yen bir şuurun ifadesidir. may ka siyaset nasıl yaşa- y , *tin arzularını ifade edi - | ik Yaşayan halk kelimeleri b alk tabakasının dildeki hâ- | ki Pramlıyacalıtir. inkılâp kendi zıddına mü- Nk inkişaf edemezse, bir di- Vasfı da ölü dile müsaade | Yı Mvarak ileri hamleler vücuda ij e nit vezirleriyle Cümhuri- p. bağ, mozse, ölü “Osmanlı di- a tabakasının hâkimi - em bu hâkimiyetin fikir- m b imkânsızdır. Şimdi biz Ni, & imkânszlıktan, halk küt- İn, “Teceği imkânlara doğru ge” İaylaitedir Bir realitenin bün- N Ya” uydurma tabirlerden | Yan dilden alırız, yahut 2 üre kültüründe ol tan uzak kalan mü - Zz na girmiyen, halktan u- İk ünevverin inkâr ettiği, Bu sabah dokuzda Bük- reşe hareket ediyorlar Şehrimizde bulunan Yunan tayyarecileri, dün Kolordu ku - mandanlığını ve vilâyeti etmişlerdir. Müzeleri ve bir gün evvel gez- meğe fırsat bulamadıkları camile- ri, abideleri gezmişler ve öğleyin| yemeğe Perapalas oteline gelmiş- lerdir. | Otelin salonu, büyük kıtada Türk ve Yunan bayraklariyle tez| yin edilmistir. | Taysreciler, dün öğle yemeğini müteakip, gene hafif bir pin - nik! İ levazımını yanlarına alarak, Bo - İ ğaz ve Marmaraya motörle bir| gezintiye çıkmışlardır. Akşam üzeri Büyük adaya git -! mişler, akşam yemeğini orada ye- dikten sonra tekrar otele dön - müşlerdir. Tayyarecileri, Tayyare Cemi - yetimiz erkânı izaz etmekte ve mibhmandarlıklarını yapmakta - dır. Yunan tayyarecileri, memleke- timizde kaldıkları günler zarfın - da gördükleri alâkadan çok mem- nun olduklarını söylemişlerdir. Bu sabah saat dokuzda Yeşil - köyden kalkarak, Bükreşe gitme- leri mukarrerdir. Tayyare zabitleriyle birlikte gelen Yunan gazetecileri Atina - ya döneceklerdir. may me Hangi vilâyete Belediye reis muavini Hâmit Beyin, simdi de Giresun valiliğine tayini söylenmektedir. dim Fırka umumi bürosu şehrimizde Cumhuhiyet Halk Fırkası umur! “ İ * mi merkez bürosu dün Ankara - Merkez bürosu e Dol dan gelmiştir. Recep Beyin de| bu hafta zarfında gelmesi muhte-| mel görülmektedir. e mi Başıboş köpekler gene çoğaldı | Erenköyde kuduz bir köpek ikil çocuğun bacağını ısırmıştır. Bele-| diye sokaklarda dolaşan başı boş! köpeklerin hemen öldürülmesini şübelere tekrar tamim etmiştir. tanımadığı kaynaklardan bulup çıkarı- | vız. Bu suretle canlılığını kaybetmiyen | yaşayan dile lâyik olduğu yeri veririz. Dil inklâbı böyle canlı bir harekettir, Canlı bir millet davasının tahakkuku bayal ile olamaz! Sadri Etem Sergiyi gezenlerin sayısı Dün, talebel bu rakamı buldu ziyaret| gğ Sergide tuvalet tazeleyenler., Yerli mallar sergisine olan rağ- bet elân hararetini muhafaza et- mektedir. Sergiyi, açıldığı gündenberi ge- zenlerin sayısı 200 bine yaklaş - maktadır. Büyük kapıdan giren halk, gü - nün muayyen ve tehacüm itiba - riyle en hususiyeti haiz saatlerin- de, bir müddet sayılmakta ve bik ahare bunların vasatisi alınmak suretiyle ziyaretçi sayisı tesbit €- dilmektedir. Hafta içinde, pazardan maada, günün en kalabalık saatleri dört- ten sonradır. | Serginin eğlence ve kahvekıs - | mı, tamamen âyfı ve âdeta bir) lünapark ve müstakil gazino ha- linde ve günün her hangi saatin- de meşgul bulunmaktadır. Türk dili Tetkik cemiyetinde mabahçede toplanıyor Dolmabahçe sarayındaki husü- si dairelerinde çalışmakta olan Türk Dili Tetkik Cemiyeti mer - kez bürosu, yarm ikinci resmi toplantısını yapacaktır. Şimdiki halde, gelen elli kadar tez tetkik edilmektedir. Bir kısım tezler hakkındaki fi - kirler, yarın, toplantıda söylene- cektir. Kâzım Paşa Hz. Yalo- vadan döndü Evvelki gün Yalovaya gitmiş olan Büyük Millet Meclisi Reisi ! Kâzım Paşa Hazretleri, şehrimize! dönmüşlerdir. işi?/Sanayi mektebinde İ telif tesviye âletleri bulunmakta - vaya gitmiştir. | erin eserlerin- den,güzel bir sergi açıldı İstanbul sanayi mektebi 3 ağus- tos cuma akşamına kadar devam etmek üzere kendi binasında çok zengin bir sergi vücude getirmiş- tir. Dün açılan bu sergi üç pav- yondan mürekkeptir. Birinci pav- yonda ihzari birinci sınıfın, ikin- ci ve üçüncü pavyonlarda ise tek- nik sınıfların yaptığı işler bulun - maktadır. | Sergide bilhassa nazarı dikkati! celbeden eşya arasında mektebin demircilik, modelcilik ve elektrik şubeleri talebeleri tarafından ya- pılan redresörler, motörler, mask- aplar ve radyolar; marangoz $u besi tarafından yapılan çocuk ©- dası, mutbak, yemek, yatak, | misafir odaları takımları; . tesvi -, ye şubesi tarafından yapılan muh dır. Bütün bu eşya mektebin labora tuvarlarında talebeler tarafından yapılmıştır ve maliyet fiatına sa- tılmaktadır. Dün sergiyi gezenler arasında bulunan vali ve belediye reisi Muhittin Beyle vali muavini Ali Rıza Bey, takdirlerini sergi hatıra defterine kaydetmişlerdir. Sanayi mektebinde 285 talebe! vardır ve bu sene 35 talebe me- zun olacaktır. Veremle Mücadele cemi- yetinin gezintisi İstanbul veremle mücadele ce - miyetinin Eyüpte yaptıracağı ve - rem dispanseri masarifine karşı - lık olmak üzere tertip ettiği meh- tap gezintisi yarın akşam Şirketi | Hayriyenin 71 numaralı vapurile| yapılacaktır. İ Vapurda bir caz ve alaturka musiki heyetinin bulunması, bil - hassa büfenin zengin ve çok ucuz! olması itibariyle gezintinin bu Yıl yapilan tenezzühlerin en güzelle- rinden biri olacağı muhakkak gö- rülmektedir. il a e Hamdullah Suphi Bey Evvelki gün Ankaradan şehri - mize gelmiş olan Bükreş elçimiz Hamdullah Suphi Bey dün Yalo- inn sz Yugoslav elçisi Yugoslavya elçisi M, Yankoviç! dün Ankaradan şehrimize gel - 3 — VAKIT 25 TEMMUZ 1934 mmm SOHBETLER Sıca Sıcağın, âsap üstündeki tesiri ma lâm. Sinirler geriliyor ve insan, se » bepli, sebepsiz, sağa #ola çatmak isti- yor. Amma diyeceksiniz, ki: Bu dedi- ğin doğru olsa, hararetin kırktan aşa» ğı düşmediği, elliyi boyladığı şark vi- lâyetlerimizde, kavğanm ardı arkası kesilmemesi lâzım gelirdi. Hayır, öy- le değil, oraları öylesine sıcak ki, in- san kavğaya değil, kımıldamağa mecal bulamıyor. Hem, oralar halkı o hava- ya alışık. Halbuki biz öyle mi ya... Bo- ğazm püfürpüfür esen rüzgürna, Mar- maranın serin meltemine bağır açıp, serinde oturur insanlarız... Derece bir- den bire33, 35, 37 çıktı mıydı, biz de çileden çıkıyoruz. Herkeste: Var mi bana yan bakan! Gibi bir hal var.. ».. Dün akşam arkadaşlar, Modaya gi- diyorlardı. Ben, sıcak olduğu için, Fener sta- dna gitmedim. Beş buçukta, evimde, radyomun başına geçecek ve Fener « Viyana maçın: dinlediğim gibi, Beşik- taş - Viyana maçını da dinliyecek ve seyretmiş kadar olacaktım... Bu zevki, Moda seyranına feda etmedim. “Eve gittim, radyoyu açtım... Gürükü .. Rad yo, Beşiktaş - Viyana maçını verme « di... Haydi bakalım, geliniz de kızmayı- niz.. Bir maçın tafsilâtını dakikası da» kikasına veren radyo, neye öteki ma- çın tafsilâtını da dakikası dakikasma vermez?... Gölğede 35... Yaprak kımıldamı » yor... Radyoda maç yok... Ve arkadaş- lar Modada, deniz banyosunda eğleni- yorlar, kayıkta geziyorlar, buzlu bira içiyorlar... Öfkem ertesi güne kadar sürdü... Ertesi gün hava biraz daha bunal- tıcıydı... » . Sıcak esen rüzgâr, havasızlıktan da fena... Ter, yıvışık bir nesne oluyor. Herkeste bir düşünce var: Ne yap- sak la serinlesek? Nereye gitsek te bir azıcık olsun sıcaktan kurtulsak”... Kuyu suyu ile kezzap revaç dağ mon tozu fiatleri muhakkak yük - selmiştir. Öyle ya, millet durup din - lenmeden limonata, gazoz içiyor... Fr çı fıçı acı kuyu suyu, bir miktar kez » zap, bolca şeker, nedir 0? Gazoz!... Bir miktar boya, bolca limon tozu, nedir 0? Limonatat.. Bomonti fabrikasının mazereti bü- yük: Sütleri sudan kurtaramadınız, biz nasıl su katılmamış bira satarız? Di - yor. Peki, ya içine kattığımız afyona ne dersiniz? Buna diyecek bir şeyleri yok: Allah: Diyorlar... .s.. Görüyorsunuz ya, kızacak sebep, çatacak vesile arıycrum.. Amma ara- mağa da hacet yok... Göz önünde ne- ler var neler... Bunlar yetişmiyormuş gibi, insanım ayağına da yolluyorlar... Bu sıcakta mintan yakası dar, kravat cendere geliyor... Göğüs bağır açık o turuyoruz... Derken bir davetiye: Bu gece, Perapalas salonlarında verilecek ziyafeti huzurunuzla şereflendirme »- niz,. Elbise, frak veya smokin... İnsaf yahu... Ölüyoruz yahu... Ko- ea İstanbulda, canım Marmara kena - larmda ziyafet verecek” yer kalmadı m?... Sahillerde bahçeli otel, gazino Selâmi izzet çeviriniz) (LAfen sayfayı diğeri. sergiye çok güzel ve muvafis- kiyetli eserler teşhir eden Sanayi mek- tebi talebesini gösteriyor. d e ula e Sansyi mektebinde bir sergi açıldı. Sergiye ait intihar tesbit eden iki fo- toğraltan birisi sergiden bir köşeyi, tesbit €diyor. 2 — Yunan tayyare za- | diler. Burada Yunan zabitlerini tay - bitleri şehirdeki ziyaretlerine dün de | yare cemiyeti erkân: arasmda, Cemi. e. devam ettiler. Tayyare cemiyetini gez-| yet binası önünde görüyorsunuz. 3 —