Emmi Alexandrç D re Dumas fils Bir dil, nasıl i iyi öğrenilmek şar- iü uşulursa, bence uzun müd- Vakıt'ın edebi #e (rika sı, samim Hr MMA AL az gm NUMI HARP ik m Kamelyalı Kadın . Teş * Teşkilâtı Mahsusa ) Terceme eden yar A a yy; İzzet Ne yazık, ki bütün esrar, ilâhe ile beraber ölmüştü ve bütün arzu insanları tetkik O ötmeden de! larına rağmen, hanımlar ancak ö- iYetler yaratılamaz. lümdenberi satılığa çıkarılan şey - enüz uyduracak cağa gelmedi. | leri görmek fırsatını buldular fa - en, anlatmakla iktifa ediy kat kiracının, hayatında sattığı me kay ikiyenin doğru olduğunu o- ! al 9 a temin ederim, çünkü anından maada, bütün e$ - hasr henüz sağdır, a n Pariste; benim sözüm kâ ymezse; buraya topladığım lardan bir çoğunun doğrulu - dir. sehadet edecek şahitler var - Hususi bazı ahval dolayısile, ları Yalnız ben yazabilirdim, | ME ben teferruatın şahidi yal - oldum; onlarsız da, tam ve | İlerd, bir hikâye anlatmak im- ay bütün bu teferruatı nasıl “Ma iğime gelelim — 1847 sene- da, e 12 sinde, Lafit sokağın *» , sarı bir afiş okudum; m, alar ve kıymetli, nadir bulu ufak tefek satılıyordu. Esyala- iç, ahibi ölmüştü. İlinda ölenin 9 Yoktu, Satış Anten sokağında, İağearada, aym 16 ıcı günü, öğ- beşe kadardı. ylnda bundan başka, ayın 13 ve ©, apartımanın gezilebilece Sİ diy ayalarn görülebileceği de * e nadir bulunur u - a meraklıyım. Bu fırsatı any ia karar. verdim....Bir “iyacak bile olsam, herhal - görecektim. b i günü Anten sokağına, 9 i Mmaraya gittim. Hemi Biraz ç ii Simeği # Erkenai, buna rağmen apartı - kadın ve erkek ziyaretçile». kadınlar kadifeler giymiş - » Sallara bürünmüşlerdi. Kapı- v Vardı; ledi, > lüksü hayretle ve hayran seyrediyorlardı. ole sonra, eşyaları gözden ge- başlayınca, bu hayretin ve ğın sebebini öğrendim; ö aa ve beri am düşüp kalkmış o - mi inin apartımanında ol - anladım. en kadınlarının görmek da ük kike; bir şey vardır —ve ora- ke adla ibar aile hanımları çoktu— ımlarm; her gün arabaları a zifoslıyan, onlar gibi ve iz Yanı başında, Operada, | - e locaları olan ve bütün güzelliklerinin küstah hari elmaslarını, rezaletle | a Yayan bu kadınların evlerini m €vin sahibi ölmüş- Sizi için en namuslu kadın - öl m aa kadar girebilirlerdi. yam tathir etmişti ve esasen, Bil üre, mazeret te bula - ye geldiklerini bil - ilan la gelmişlerdi. Satış Van okumuşlardı, ılânda yazı- Mek is: , evvelden beğen'- Yar ye ardı, gayet basitti, Fa- Yin bütün bu harikulâde şeyle- rasında, herhalde garip mace irin lemiş oldukları kibar Yatın izlerini aramaları api sade altın ve gü- | Mükelleğ kupa arabaları bekli- Ps gözlerinin önüne seri» | muh hteşem murdar yerin | tam ne olduğunu sezemediler, Esasen alış verişe yarayacak pek çok şey vardı. Döşemeler enfes - ti, Bua dö rozdan, : Boul :markalı | eşyalar, Sevr ve Çin vazeları, kü - | çük Saks heykeller, satenler; kadi- fe ve danteller, hiç bir şey . eksik değildi. Apartımanda dolaşıyor, müte - cessis asil hanımların peşi sıra gi » diyordum. Acem kumaşlarile kap- ! lanmış bir odaya girdiler. Ben de tam arkalarından gireceğim sira - da, onlar, sanki bu yenptecessüsle- rinden utanmışlar gibi, gülümsiye- rek derhal çıktılar. O odaya gir - mek arzusu bende bütün bütün art tı, Ölen kadınm yaşayış tarzını, en ince teferruatına kadar meydana koyan tuvalet odasıydı. Dıvara dayalı geniş masanm üs- tünde servet değen eşyalar. parlı - yordu. Bu harikulâde bir kolleksi i yondu. Evinde bulunduğumuz ka- İdının sürdüğü hayatı süren bir ka- dına, süslenmesi için lâzım olan bu müştü, Ama, bu kolleksiyon, an - İ cak birer ikişer, parça parça alına- rak meydana getirilmişti ve ayni aşkın mahsulü de değildi. (Devamı var) AAA ARNA Başını salladı: — Ha, sahi, okudunuz.. Artık doktor değılsmız.. Benden nef « ret ediyorsunuz değil mı?. — Artık bundan bahsetmiye - lim. Bırakınız da tedavime devam edeyim... Madem ki bu cinayeti iş- ” | leyip göldürdünüz.. — Hayır öldürmedim, öldür » seydim buraya gelmezdim. ey — Kan onu canlandırdı... bir tedaviden sonra kefeni yırtlı, ama sakat kaldı. Uzun uzun yüzüme baktı: — Felç geldi.. Artık oraya gittikçe, Behireyi meflücun yanın - ida buluyordum... Tamamiyle bu - i dala olmamıştı ama, beyni tamami le de işlemiyordu... Bazan beni gö İrünce, kalkmak isterdi, Koluna gi i rip kaldırırlardı. Sağ bacağmı sür- terek, sol kolu sarkarak kalkardı.. Söylediklerini anlamama imkân yoktu. Behire tercüme ederdi. “Can kurtaranım geldi, diyor. “Sen olmasaydın ölmüştüm,, diyor. Ben, bu sözleri duydukça harap oluyordum. Artık Behire ile çok seyrek buluşuyorduk.. Koltuğuna mıhlanmış olan © adam, bizi eski- sinden fazla ayırıyordu... Oraya gitmez oldum ve Behi - reye bana gelmemesi için ısrar et- tim. Reddetti, nihayet geldi.. O za man da ben dona kaldım.. Behire- ye yaklaşınca Ferdinin hayali gö « zümün önüne geliyordu... Can çe - * Hkişen Ferdının kalkık dudaklarını, dj V Akdiken şi Uzun | ; İninal 4 5 — VAKTT 15 Z.nci teşrin 1Y3Temmm e e | VAKIT'ın yeni Tefrikası : Yazan; A. MiL Rus hafiyeleri müthiş bir faaliyet göstermiye başlamışlardı Rus köyleri tamamiyle boşal - mıştı. Erkeklerin hepsi askerde idi. Ruslar davullar çıkartarak 18 ya - şındaki gençleri ve hatta iki hafta için de silâh altına davet etmişler» di. Bütün Kafkas bankalarının pa- raları asker vasıtasıyle alınıp (Ba lacar) mevkiinde gene asker vası- tasıyle muhafaza altına alınmıştı. İ Bakünun yukarı taraflarında bulu- nan bu mevkide mühim miktarda ! Rus cephanesi de mevcuttu. Rus hafiyeleri müthiş bir faa - yet göstermeye — başlamışlardı. Türkiye ahvali hakkında doğru, yanlış her kim havadis getirecek olursa parayla taltif ediliyordu. Hududa yakın olan köylüler, Osmanlılar hücum edecek diye | korkularından muhacerete hazır - lanmışlardı. Eşyalarıyle köyleri terketmek (o üzereydiler. Türkiyenin her gün ilânı harp et - mesine intizar olunuyordu. Bütün telgraf hatları ve köprü- iler Rus kazakları tarafından mu - hafaza ediliyordu. Ekserisi Rum ve ermeni olmak üzere Rusların (Gümrü) de çok miktarda piyade ve topçu kıtaatı bulunuyordu. Ruslar Sarıkamışta- ki kuvvetlerini. daima (Kara ur- gan) a kadar getirip götürerek bi- saree senses eeSERAE RENEE ERENER EEEERAEAEE ENNE NEN EEE BUNAMA ENE EeNE VAKTın Edebi Tefrikası : 32 YANAN) KISKANÇ Nakleden : Selâmi Izzet fersiz gözlerimi görüyordum... Behireye yaklaşamıyordum... Nihayet Bebire gelmez oldu. Ben her şeyi, doktorluğu, tıbbı, fenni, dostlarıma bırakmıştm, Bir Behire vardı... Halbuki o da bana rağmen, kendine rağmen benden ayrılıyordu.. Bunun üzerine İstanbuldan kaç- tum. “a Gözleri kanlandı, yüzü kızardı! harareti artıyordu. Bana gramofon çalar mısınız? Senfoni fantastiki aldım. Oda - nın içi rüzgâr ıslıkları, gök gürle - meleri, şimşeklerle doldu. Hasta, gözlerini yummuş dinliyordu. Bel « ki'de İstanbulda geçirdiği fırtınalı günü düşünüyordu. ' — Başka bir şey çalayım mı?. — Hayır, bu çok güzel... Bir daha çalmız... Çaldım. .»... Biraz sonra sordu: — Doğru söyleyin, beni seviyor mudur?, — Şimdi böyle şeylerle zihni - nızı yormayınız. — Rica ederim söyleymız. — Her halde seviyordu.. Evet, bence muhakkak seviyordu. İçini çekti. — Belki, dedi. Sabaha karşı can çekişmeye başladı, öğleden evvel öldü. BİTT beraber ! zi şaşırtmıya çalışıyorlardı. Bun - dan başka Selim köyünde bir alay kazak ve (Kağızman) da da bir alay süvari kuvvet vardı. Bir taraftan istihbarat (işleri bu suretle ilerlerken diğer taraf - | tan “milis teşkilâtı,, namı verilen ! çalışılıyordu. Çete efradı toplamak için bu maksatla civar mahallere lâzım gelen talimat gönderilmişti. Meselâ Erzincan mutasarrıflığı ile kamlıklarma çekilen telgrafname- | lerde deniliyordu ki: “Üçüncü ordu kumandanı paşa- nın tasvibile doktor Bahaettin Şa- kir beyın riyasetinde esnana dahil olmıyan. gençlerle esnanı müleca - viz, fakat zinde olan ihtiyarlardan bir islâm milis fırkası teşkil edılı - yor. Teşkilâta memur olan zevat | Erzincan meb'usu Hâlet beyle jan- | darma tabur kumandanı Mehmet efendi ve Tercandan Çadırcızade Ali bey, Bayburttan tüccar Meh - met efendi, Kiğıdan Mithat efendi ile Karakiliseden Şamil efendi ve doktor Fuat beydır. Muavenet ey- liyecek olanalra dahi Velizade Dur sun ve sabık belediye reisi Şükrü j efendi ile Hamdi ve Reşit beyler, Hacı Mustafa ve İbrahim efendi - çete teşkilâtının da ilerletilmesine ; Bayburt, Tercan ve Kiği kayma -| lerdir. Teşkilâtın nizamnamesi memurlarındadır. Ona göre gizli - ce ve dağdağasız bir surette işe mübaşeret ve peyderpey neticeyi iş'ar ediniz, Esliha mılıs fırkası tarafından gönderilecektir. Bu husus hakkım - da ahzı asker riyasetine de sureti mahremanede malümat veriniz.,, Bu ve buna benzer tebligatla öteden beriden külli miktarda ef - rat dercine başlanmıştı. Gelen kuv- vetler Erzurumda tecemmiü ettiri - lerek oradan muayyen mahallere sevkolunacaklardı. Muhtelif çete - leri sevk ve idare edecek olan re- isler de daha evvel seçilmiş bulu - nuyordu. Bu işlerle yakından alâkadar ol. mak üzere Hilmi Bey tekrar İ gitmişti. Hilmi Bey oradaelde mevcut silâhları tevzi ederek işe başlamıştı. İlk defa on altı nefer - lik bir grupu Rusya içerisine sok - kiben ikinci ve üçüncü gruplar da birer, ikişer gün fasılalarla hudu - du aşarak Kafkaşyaya girmişlerdi. Fakat elde fazla silâh mevcut ol mdaığı için o havalide kuvvet top- fık görülmüyordu. İlk çetelerin hududunu aştıkları tarih 1914 se - nesi Ağustos nihayetlerine tesadüf kında Hilmi Bey 3 Eylül tarihli mektubunda doktor Bahaettin Şa- kir Beye diyordu ki: ve tüfek veremiyeceğiz. Trabzona gönderilen Alman tüfeklerinden beş altı yüz tanesi bir milyon ka - dar cephanesi ile serian gönderilir / tin olur. mağa muvaffak olmuştu, Bunu ta- ||, lanmasına devam edilmesi muva- || ediyordu. O esnadaki vaziyet hak- İİ “Kuvvete ihtiyaç yok değilse de | bu halde kuvvet toplamak ta mu - | vafık değildir. Çünkü hiç cephane ||, se teşkilât daha emin ve daha me- || | Erzurumdan çıktıklarını şifre i « | bildirdiğiniz eşhas için tertibatı lâzıme alınmıştır, Herçibâdâbat on ları elde edebilmek için icap eden leretalimat verdim. Yalnız yol şa- şırtmak olmazsa. Bu husus hakkın da bir iki güne kadar haber vere- ceğimi ümit ediyorum. Kumandanlık teşkilâtımızın ser- bestii harekâtı hakkında icap eden lere talimatı lâzıme vermelidir. Dışarıda takip edilecek maksat kadar içeride de imha edilecek eş- has vardır. Biz bu noktai nazarı ta kip ediyoruz. Haber aldığımıza göre kuman - danlardan bazıları, bilhassa üçün- cü mıntaka kumandanı, memleket dahilinde bazı müsellâh eşhasın dolaştığından bahisle, devriye ade dini çoğaltıyorlar. Öyle nazik da - kikalar olur ki devriyelerle çarpış- mak içtinabı gayri mümkün olur. Asayişi memleket namına kendi zu umlarınca yaptıkları bu hareket a- leyhimize çıkar. Çünkü asıl asayiş meselesi bizim mukadderatımızda olacaktır. Rusya dahilinde yapılan çete teş kilâtında Ermenilerin bu tarafa geçmeleri ihtimali her dakika ar - tıyor. Biz buna karşı kâfi derecede müteyakkız bulunuyoruz. (Narman) da iki kazak vurduk larını haber aldım. Fakat bu iş hu- dut üzerinde olmuştur, Bizim mem leket dahilinde tertip edilen bir pu su ile Rusya devriyelerinin vurul « j ması şimdilik muvafık olmasa ge- rek, ö (Devamı var) BORSA (Hizalarında yıldız işarşri olanlar Üzer- lerinde 14 Tl ci teşrin muzmele olanlar. dır.) Rakamlar pi fiyatlarını gösterir * Losdra « Nevrork # Paris * Milâno # Brüksel | 4 Atina 94, 50) 1 * Cenevre 524, # Solya vi, * Amsterdam 54 — tü | 51, — 2 a0, — # Berlin * Varşova * Budapeşte * Bükreş 21,0 * Belgrat “, - * Yokohama 44, — # Alün a » Mecidiye 34 $0 * Banknot 230, — | H8, — Stokholm Viyana > K s Madrit ir K 5) $ Berlin 680, 0.1660 | « Londra | * Neryork | * Paris » Miliso * Triise Atink 81,759 | # Geneve 24410 Sotya 644447 | e Amsterdam | "ray “6 Iş Bankası Anadolu » Reh | Şir. füayriye Tramvay U. Sigoren Belgrat S47— « Yokohama — .4025 Moskova © 109850 3x 24.80 9,6150 5 48,50 11.00 "Terkos 2,15 » Çimento a. 1LO5 Ünyon Dey. #000 Şark Değ 180 Balya 20 Şark m ecza 23$ Telefon t— © tahviller Elektrik Tramvay » Ergasi Ribüm 235)x Anadold! *00jx Anadola N 0, İy A Mümessii 1933 da ietikrazdda, « Serk Diyol » D. Muvah. Gümrükler 1955 MA. A Bağdar,