—10 — VAKITİS 2.nci teşrin 193: 4ŞERLOK e .İ İARSEN VAKIT tefrikası — Hayır, dedi. Aldanıyorlar; o yanmamış, kendi kendisini yakmış tür, Ve bu sözleri söyliyerek yürü « yüp gitmek istedi, sonra gene dö - nerek Holmese sordu: — Siz bu söylediklerimizden e - min misiniz? Bu köşkte Şadan B. den başka bir de Abdülbaki Bey o taruyor mu idi? — Gayet iyi biliyorum.. Zaten Şadan Bey yoktu, o çoktan ölmüş- tü Köşkün erkeği Abdülbaki Bey idi. Ben burada çoktan beri satıcı- İk ettiğim için hepsini iyice tanı - rım, Rum başını iki tarafa sallıyarak hem gitmek, hem de izahat almak istiyordu; İkisinin arasında müte - reddit iken Helmes onu açmaya çalıştı: — Siz Abdülbaki Beyi tanırmı idiniz? — Hayır, hiç görmemiştim. — Ah, bilmezsiniz, bu zdam. Ne ismini, ne de kendisini biç bilme - diğim bu adam bir mektupla beni mahvetti, Holmes bu garip adamla konu - şurken onu yavaş yavaş yangın ye- rinden uzaklaştırarak Suadiye is - tikametine yürütmeğe başlamıştı. Bu suretle boyasız evden görünmi- yeceklerdi. — O halde, dedi. O sizi tanıyor. Rum sesini çıkarmadı. Başını sallamakla iktifa etti ve: — Demek ki, dedi. Bütün yaz “ dıkları doğru imiş. Ben onun öle - ceğine hiç ihtimal vermemiştim. Mektulsu bir blöf sanıyordum. De- mek dedikleri doğru imiş. Şerlek Holmes bu adam dili- nin altında bir çok vak'alar gizli olduğunu seziyor, fakat onu söylet meğe imkân bulamıyordu. Bir sa- tıcı Yahudiye esrarmı tevdi etme - mekte haklı idi. Hattâ bu kadar a- çılmış olmayı bile fazla bularak meyus adam ayrılmak isteyince Şerlok Holmes: — Kim olduğunuzu öğrenirsem size faydalı olabileceğimi ümit e - derim. Sizin aradığınız adamı ben de günlerden beri arıyordum. Rum hayretle Holmesin yüzüne baktı. Sonra hüviyetini söylemek - te mahzur görmedi: Bahçekapıda büyük bir manifa- © tura mağazası sahibi Yani Milti - yadi. O zaman Miltiyadi esratımı öğrenebilmek için Şerlok Holmes te cebinden pasaportunu gıkazdı. Bu pasaport (İngiliz ko - misyoncu tüccarı Con Kitley) na - ma alınmıştı. — Ben Türkiyeli değilim. İngili zim, buraya size mektup yazan a - damı takip için gelmiştim. İsmini işitmediğiniz, yüzünü görmediği « niz bu adam meşhur bir hırsız ve hayduttur. Türkiyece d. dünya ca meşhur bir hırşız.. İsmi Abdül - baki Bey filân değil, Arsen Lü- pendir. Efendinin Miltiyadi Efendi hayretten do > HOLMES e| LÜPEN! İ den para istemiyor. Hemde Arsen Lüpen gibi adamlar intihar etmez- ler. — Peki intihar ettiğini size kim | söyledi? | Milöyadi Efendi emin bir tavır- Ta başını salladı: İ — Ben biliyorum. Mektuptan bi | Wyorum; şimdi de yandığını haber verdiler. Bana kendisi dün haber vermişti. Şerlok Holmes güldü; — Dostum, ben bu adamın on defa öldüğünü, öldürüldüğünü gör düm. Bu on birincisidir. Size ye - min ederim ki Arsen Lüpen haki - katen ölünciye kadar daha beş de- fa ölüp dirilecektir. Suadiye istasyonuna gelmişler - di. Trene bininciye kadar Miltiya- di Efendi ağzını açmadı. Zihni çok meşguldü, Derin bir istırap içinde olduğu ve büyük bir muammayı balle çalıştığı halinden belli idi. Vagonda karşı karşıya oturdukla- rı zaman: — Peki, fakat tanımadığı bir a- damın hayatını zehirlemekte (Be menfaati olabilir. Bahusus benden para istiyecek yerde bana para gönderiyor. O zaman Şerlok Holmes, Arsen Lüpenin yaman bir tertibi, yeni bir düzeni karşısında olduğunu anla - dı ve Yani Milüyadi o Efendiden esrarını öğreninciye kadar dehşet- li müşkülâta maruz kaldı. Miltiya- di Efendi kendisine gönderilen ve | haysiyetine, aile namusuna taallük eden mektubu ancak bir İngiliz ol- duğunu, muvakkat bir zaman için ve Abdülbaki Beyi takip maksadi- le İstanbula geldiğini söyliyen bu yabancıya yeminler ettirerek gös - termişti. İki gün evvelki tarihi ve Eren - köy poslanesinin damgasını taşı - yan bu mektup şundan ibaretti: “Azizim Yani Efendi! Beni tanımazsınız ve asla tanı - uz. da, Çünkü bu mu nız zaman ben yö yahut ölmek üzere bulun cağım. Size belki de hayatımızı 2e- | hirliyecek olan bu mektubu yazıp | | yazmamakta çok tereddüt ettim, Fakat bana ait olan hir çocuğun sizin TAMMUZA yaşamasına vicda- rım kai! olamıyor, Evet, küçük Evantiya sizin de - gil, benim çocuğumdur. Karnızla bir çayda tanıştık, seviş Muka. vemeti kabil oluuyan bir nöbet cs- nasında size ihanet etti, Sarı saç - ları, mavi gözlerile size hiç benze- miyen Avanliya benim aynimdir, Karımız, benim çaresi karşısın | da evlenmek üzere olduğumu du -| yunca benimle alâkasını kesti, 7 ten Mısırdan beklediğini . para da gelmiyor, Hayatıma nihayet vere - <eğim, Yalnız çocuğumun Evanti- ya ismi altında yasamasına ta mül edemiyeceğim, Onun ismin annemin isnii olan Ayşe Sadıka İs- | mine çeviriniz. Namımıza posta ile | gelecek olan yüz lira ile omü bir! pandantif alınız ve “gönderdiğim resmi bu pandantife takmız. İnsan | Deniz Yolları İşletmesi ACENTALARI: Karaköy Köprübaşı Tel, 42367 Sirkeci 22:40 Mühürdar zade arı, Telefon Badema : Mudanya peslaları cuma, pnzar, Salı günleri ya puacaklır. Badema: Bandırma postaları cumartesi, parartes, Perşembe günleri yepılzcaktır. Bu hafta “Adnan,, vapuru tabss edir miştir. Bademna: Bartın postaları pazar, perşembe günleri yapı iaceklir. Pazattesi postaları gidiş ve dönüşle Akçaşehire uğtyacaklır. Karabiza posla- sına ker çarşamba “Bandırma,, vapuru kalkar. (6283) Karadeniz Sürat Postası Ege vapuru 16 ikinci teşrin perşembe tam saat (8 de Ga'ata rıhlımından kalkar gi- i dişte İnebo'u, Samsun, Ordu, Gireson, Trabzon, Rize ve ilopa'ya. Dönüşte bunlara ilâ- veten Pazaz ve «Po'afaneye uğrar. (6284) Mersin Sürat Postası Anafarta vapuru 17 ikinci leşrin cuma saat 10 da Sir keci rıhtımından kalkar gidiş- te İzmir, Antalya, Mersin, Payas'a Dönşte bunlara ilâve- ten Alanya ve Küllüğe uğrar. (6282) Ayvalık Aralık Postası Antalya vapuru 15 ikinci teşrin çarşamba saat 17 de idare rhtımından kalkar. Perşembe postaları kaldırılmıştır. (6285) Bir gaip aranıyor Edirnenin' Havza nahiyesinin Acıhisar mahallesinden Zilli Yu- suf oğlu Nazmi henüz dört ya- şında iken Hayrebolu sulh hâkimi tarafından bundan 10 sene ev- vel evlâtlığa alımıştır. Bu çocu- ğun nerede bulunduğunu bilen- ler varsa Babaeski kazasının Sinanlı köyünde Manav oğu Abdullaha bildirmeleri insaniyet namına rica o'unmaktadır. Tashih Gazetemizin 14-11 933 taribli nüshasının İl inci sahifesinin 5 inci sütununda İstanbu! ikirci icra memur'uğu ilânında (8000; lira kıymetin 9 bin olarak ya zıldığından tashih olunur. İstanbul 6 ıncı icra memurlu - undan: Bir borçtan dolayı mahçuz ve İ paraya çevrilmesi mukarrer ev eş - İ yasının ikinci açık arttırması 19 — 11 — 933 pazar günü saat 12 den 13 e kadar Topçular lüleci arasta bisar yolu bili numaralı hanede yapılacağından taliplerin mahal - linde memuruna müracaat'arı ilân olunur. 355 Istanbul ikinci ticaret mahke- mesinden: 15 — adet Terkos şirketi hisse senedi, 20 — adel Anadolu hisse a © Apandisit artıyor e vardır. Amerika, cerrahiitibariy le en ileri gitmiş £ ilerden bizi ve belli, de bivincisidz. Ame rıkallar, o meşhuekzantriklik - leriyle» apamdisitin eseri hile; ol - wadan, hiç bir iltihap vuku bul madan gör barsağı kesip alıyorlar. Böyle bir memlekette apandisitlen | vefiyatın yüzde 50 nispetinde i varmıdır? Bu,ak 4 ği biz şey. de; r. Bu #gün. Amerikada kör barsağını hiç | Utihaplanmadan kesip.atan binler yaşıyor. - Orada bunu bir net nazariyesi . yapanlar Bunlar kendilerine mah - etler bile kurmuşlardır: . “Apandisitten ameliyat olmuşlar i cemiyeti! Cemiyet, azası senenin, bip gü ii ünde toplanıyorlar, hirlikte ye - mek yiyorlar, eğleniyorlar, . gülü- | yorlar, biribirlerine ameliyat gü nünün, heyecanın: anlatıyorlar. Ye- i diklevi, yemeklere de gerip garip | şekiller veriyorlar... İşte bulardan ikisi: bıçak: şeklinde gato, kör har sak şeklinde dolma... Kâzım İsmail Bey memleketi- ' mizde apandisit vukuatı bakkında ida dediki: e Bizde apandisit şüphesiyle gelenlerin ancak yüzde 2ö 1 hakiki apandisitlidir. Apandisit ameli i yatından sonra ölenlerse o ancak | yüzde 2 nisbetindedir. Halkın ço- ğu “Hayali apandisit, hastasıdır. Karnında ufak bir sancı : duyan, doktora koşuyor Acaba apandisit wi oldum? diye soruyor, kendini muayene ettiriyor. Bu iyi bir şey - dir. Yalnız, bizim halkın bir tek | vazdır. (Baş tarafı 1 imei sayfamızda) ri düşünmekte ve bir proje hazır - lamaktaydı. Fransa, Almanya, İtalya ve Rus yayla diğer Avrupa devletleri de aynı şekilde hareket etmekte ve birçok tedbirler almış bulunmak - tadırlar. Tayyarelerin tekemmülü, tay - yarenin bir harp silâhı olarak iler- lemesi herhangi mem'eketin ma - sun kalmasına imkân bırakmamak tadır. Onun için her memleket tayyare hücumlarıma mukabele i - çin tedbir aldığı gibi, zehirli gaz tehlikesine de mukavemet için ha- zurlanmaktadır. İngilterede düşünülen tedbir - ler araşında en birincisi, bomba - ların işlemiyeceği, zebirli gazlerin tesir icra edemiyeceği ilticagâhlar- j vücuda getirmektir. İkinci tedbir, lüzum hissolun - duğu anda hemen kullanılahi'ecek gaz maskeleri hazırlamak, bunları derhal dağıtmak ve halkı önceden bunları kullanmıya a'ıştırmaktır. | Bütün bu hususiyetler için be - İlediye teşkilâtında istifade edi! - i mek belediye ve hükümet teşkilâ- tını bu hususta halka müfit ola - cak bir surette hazır amak isteni - İyor. senedi, 300 — adet Şark değirmen | İleri şirketi hisse senedi, 70 — adet aslan eski hisarmütehit çmenlo hisse senedinin 18 T, evvel 933 cumarlesi günü şsaal 10 da esham ve kambiyo borsasında satılması - na kalacaksı, Fakat hayreti pek az |lığınızdan bunları beklerim efen - | na karâr verildiğinden talip olan - devam etti. Sonra gene meyusane başmı salladı: —Yanılıyorsunuz. B İdim. İ lnza; Abdülbaki Höldün,,” (Devamı yar) Jitüm olunur, (317) ların gösterilen gün ve saalte bor - sada hazır bulunmaları lüzumu İngiltere hükümetinin aldığı tedbirlerin en mühimlerinden ara- sında yabancı tayyareleri kontrol etmek, bunların vürudunu peşin - İ den haber vermek, bü suretle bü - tün şehir ışıklarının ansızın söndü- rülmesini temin etmek, gayri mes- kün yerlerde ışık'ar yakarak düş - man tayyarelerini şaşırlmak, tayya re hücumları vukubulduğu zaman, | du) - (“Sicak müdabale,,, isminâ . Zehirli gazlara karşısı | Bi - mü, | pusu vardır: Apandis, | İtme ilk nöbet gelişinde yor. İkinci nöbeti | bekliğ* P şüphesiz ki bir tehlike o İ yor. Apandisit ameliya! ö müdübale — soğuk müd hal ye ikiş ıle, Avrupads pi hili sit nöbetini mü pandi ta imeliyata yaptırım. Buna “iyi lar. İkinci nöbette yaplan a8 | yata soğuk müdahale deniyoi” a İki üç apandisit nöbeti 4 | bastaların apandisit ani “ oluyor. Kâzım İsmail Beye gor — Bizde de kör barel lanmadan kesilmesini | midir? Apandisitten ameliyfi lar cemiyeti kurulmalı mıdi” eydi — Amerikalılar en ufak 9 bile kendilerine alay vesilesi * rani Jardır. Apandisil i liyat olanlar emişi de böyle arzudan doğptuştur. Gi y| Tiyathaneleri, operatörleri olsn hirlerde kör barsağı evelde * ei ğe ne lüzum var? Fakat, S9 yanı ameliyathaneler ve ope git leri bulurmuyan mintakal ha seyahat edecekler, bu sergi ni kör barsakların o kesti | sonra yaparlarsa isabetli etmiş olurlar. ö Ameliyathanesiz, ope! ji bir yerde apandisite tutulmak ti insanın hayatına mal olabilir. — İltihapsız kör barsağı Sf mak kolay mı, yoksa güç MÜ | — Gayet kolaydır. Bu am yi bugün 6—7 dakika içinde mak kabil oluyor... | | telefon gibi bütün muhallara talarını kat'i bir kontrol alt?” mak, zabıta ve itfaiyeyi bomb? g0 larla, zehirli gazlerle mü& için hazırlamak da vardır. li Fakat bu gibi hücumlar ye unda daha büyük bir haiz olan mesele umumi hizme” rin teşevvüş ve inkıtaa uğra sını temindir. Meselâ evlere su ve ışık v vasıtaların bozulmaması mi Onun için de mevcut olan göt ları ikileştirmek, üçleşti! nülmüştür. Bu suretle ayi biri bozulacak olursa, diğer” lardan istifade edilecektir. — ((* Bütün bu noktalar müh makla beraber en mühim icabında halkı bir yerden bir Nk toniği mal e yekünu yedi milyondan Londra, had bir tayyare vaar” na uğradığı takdirde yedi mii nun yüzde kırkını kırk saat dedi” emniyet sahasma nakil ıçı” gi alınmış bulunuyor . tün Londra halkıyse, bir çinde, şehri tahliye edebile$* dir, İngiltere hükümeti zehirli ir tehlikeleriyle mücadele > rini ihzara devam et a yy yy Şerlok Holme: Çıktı? “ r « ayl taaa zat