“ . (Baş tarafı 1 inci sayıfamrzda) “edilen kabul resminde bulunmuş- lardır. — Misafirler Yunan konsoloslu- an saat on yedi buçuğa doğru ak otomobillerle Tophane rıh gitmişlerdir. Heyet Türk ve Yunan bayrakları asılmış olan rıhtımda vilâyet ve Yunan konso- Josluğu erkânı tarafından teşyi e- dilmiş, bir bölük asker tarafından selâmlanmıştır. Bu sırada askeri muzika Yunan milli marşını çalmış otur. tımım Misafirler Tophaneden motör- lerle Elli kruvazörüne geçmişler, ör akşam üstü hareket et- miştir. 20 tayyarelik bir filomuz misafirlerin bulunduğu kruvazöre Tekirdağı açıklarına kadar refa - — kat etmiştir. Kruvazör limandan > ayrıldığı sırada toplar atarak şehri selâmlamış, Selimiyeden atılan — toplarla mukabele edilmiştir. M. Çaldaris'in beyanatı İstanbul, 17 (A.A.) — Bazı Bul gazetelerinin İsmet Paşa Haz- inin Sofya seyahatlerinde M. nof ile bu esnada orada bulu- “nacağı söylenilen M. Titüleskodan ) istan ile Romanyanın da v Türk — Yunan misakına iştirak el elerini istiyeceğine dair olan neş- oriyatı hakkında Anadolu ajansı muharrirlerinden birinin sorduğu suale, Yunan başvekili M. Çaldaris bu hususta Türkiye Başvekili ile : hiç bir karar almamış oldukları ce- — vabını vermiş, ve demeştir ki: | “. Eğer başka devletler de ye- ,.Şulariyle olan münasebetleri için «bir örnek olarak almak isterlerse «bu, şarki Avrupa sulhu için bir zı- - man daha olur.,, Türk — Yunan misakının “Bul- — garistan için nazik bir vaziyet ih- ESR iza see AKI 18 Eylül 1933 Yunan nazırları gittiler | # / | ve şükran duygularını M. Çalda- ni Türk — Yunan, misakınr kom-| İtalya gazeteleri ve Türk — das ettiğine,, dair “Le Journal,, de a intişar eden makale hakkında Yu. n başvekili hazretleri demiştir 1 “— Türk — Yunan misakının , kimsenin aleyhine matuf olmadığı- nr tekrar ederim, Bu misak, yak mız aralarında esasen mevcut dos- tane münasebetleri artık tamamen takviye etmeğe müştereken karar » vermiş olan Türkiye ile Yunanista- mı alâkadar eder.,, | İktisat nazırının beyanatı © — Yunan iktrsat nazırı M. Pebmaz oğlu, dün sabah toplanan Balkan tütün konferansma riyaset etmiş, © tülün konferansı azaları şerefine - verilen ziyafette hazır bulunmuş- tur. 5 M. Pezmazoğlu tütün konferan sr hakkında dün bir muharririmi. — ze şunları söylemiştir; “— Evelce Cenevrede kabul e. dilmiş olan esaslar dahilinde bir “şark tütünleri bürosu,, teşkiline karar verildi. Elde edilen tahmin. lerden memnunum. Bu büronun ticari bir mahiyeti olmıyacaktır. - Buitibarla ticaret serbesliğine ma- © ni olacak değildir. Büro merkezi- - nin nerede olacağı henüz taayyün etmemiştir, Merkezin İstanbulda olması teklif edildiği gibi münave- - beile başka başka Balkan şehirle- rinde toplanması da ileri sürülmüş- tir. Maamafih bu, teferrüata müte allik bir şeydir. Bilâhare bu hu- — susta bir karar verilecektir. Konferans şimdiki halde Türki- © ye, Bulgaristan ve Yunanistanın milletler cemiyeti nezdindeki mü- messillerinden, evelce alınmış o- lan kararların tasdiki için, millet. | hususunda M. Mussolini a ler cemiyeti mali komitesi mezdin- de teşebbüslerde bulunmalarını ri- caya karar vermiştir. Şark tütünleri meselesinin halli memnuniyetle karşılanacak bir ha- disedir. Tütünden © sonra diğer mahsulât için de ayni tedbirlerin ittihaz olunmasını temenni ederim. Türkiyede gördüğümüz hüsnü kabule bir kere daha teşekkür et- mek isterim. Buradan çok güzel ve kıymetli hatıralarla ayrılıyo- ruz.,, Yunan gazetelerinin neşriyatı Atina, 17 (A.A.) — Gazeteler, Türk — Yunan misakının aktini hararet ve heyecanla methederek misakın iyiliklerini anlata anlata bitirememektedirler. Gazeteler, ayni zamanda M. Çaldaris ile diğer Yunan nazırla - rının İstanbuldaki gördükleri ka - bul tarzı, İstanbul valisini ve Rum patriğini ziyaretleri (hakkında uzun telgraflar neşretmektedirler. Bir çok cemiyetler ve halk sin- dikaları, M. Çaldarisi Ainaya av detinde gayet parlak bir surette karşılamak için lâzm gelen hazır. | lıklara girişmişlerdir. Bundan maksat, M. Çaldaris ta rafından Ankarada başarılan, Yu. nan milletinin her vakitkinden da» ha ziyade kuvvetle bağlı bulundu- ğu Türk — Yunan dostluğunu kuv vetlendiren muvaffakiyetli eser - den dolayı milletin memnuniyet, rise bildirmektir. Yunan misakı Rama, 17 (Anadolu ajansı) — Yunan — Türk” dostluk muahe- desinin imzalanmasından bahse- den (Tribuna), iki memleket ara- sında mukarenet vücuda getirmek tarafın. dan sarfedilmiş olan müessir mesa- iden bahsetmekte ve İtalyanın An- kara sefiri olan M. Aloisinin bilâ hare deniz itilâfına müncer olan şubat 1930 tarihle prensip itilafı- nın esaslı mukaddemesini hazırla mış olduğunu yazmaktadır. Bu gazete, İtalyan — Türk ve İtalyan — Yunan münasebatı fev- kalâde iyi olduğundan dolayı An- kara ve Atina kabinelerinin girişil- miş olan iyi yolda bu esaslar üzeri- ne yürümeğe devam ederek arala. rındaki siyasi anlaşmayı yeni ve| daha geniş bir muahede ile kuvvet | lendirmiş oldukları ilâve ediyor. Hilâliahmerin teşekkürü Ankara, 17 (A.A.) — Hilâliah mer cemiyeti merkezi umumisin* | den: Ankarayı teşrifleri esnasında | sureti mahsusada merkezi umumi- | mizi ziyaret eden Yunan devlet fa- | himesi başvekilinin zevcesi madam İ Çaldaris cenapları tarafından ce-| miyetimize teberru edilen bin lira | buğün veznemize bırakılmıştır. Cemiyetimiz müşarünileyhanın bu insaniyetperverliğine karşı duy- duğu şükran hisleri ini alenen arza müsaraat eder, ovyetler birliği ve Yunanistan Atina, 17 (A.A.) — Yunanistan ile Sovyetler birliği arasında dün bir ticari anlaşma imzalanmıştır, Bu mukavele her iki memleket ara- sında ticaret eşyası mübadelesine müstenit yeni bir rejim tesis etmek tedir. | | irar verdiler. e Me pr A Muğlada Halkevi ve gençler nasıl çalışıyorlar? Muğla, (Hususi) — Mütevazi bütçesine rağmen, Muğla Halkevi iyi bir şekilde çalışmaktadır. Beş şubenin faaliyeti Muğlayı doldur. mağa kâfi gelmektedir. Şubele- rin hepsi de çok esaslı ve munta - zam bir halde çalışıyor. Maama- fih bu faaliyet bütün manasiyle kuvvetli değildir. Çünkü Muğla yayla derdi, hayatın her şubesine ! olduğu gibi, * Halkevi kısmına da| sekte vermektedir. Yalya derdini vaktiyle yazmıştım. Yaz geldi mi Muğlanın hayatı ikiye ayrılır ve işler topallar. Halkın azim bir kısmı, hemen hemen hepsi yayla- ya göçer.. Fakat yayla, Muğlaya yarım saat mesafededir. Ve gidip gelmek te kolay olduğundan gün- düz ikindiye kadar şehirde hayat durmaz. Fakat ikindiden sonra ve gece hayatı sönüktür, ma | O güzelim çamlı parkın fısıltılı gölgeleri altında pek az insan se- | rinler. Ötekiler hep yaylanın koyu i kara ağaç gölgeleri altında yayla | suyunu içmekle meşguldur. Bun- dan ötürü, yazın Halkevinin faa- liyeti de bir dereceye kadar dur- maktadır. Maamafih asıl meşgu- liyet kışa munhasır kalmakla be- raber çalışmalar durmuş değildir. İçtimai yardım komitesi vazifesini yapmakta, bilhassa spor sahasında çok canlı çalışmalar olmaktadır. Ara sıra civar kazalardan klüpler davet edilmekte ve maçlar yapıl maktadır, Geçenlerde (o Milâsın kuvvetli klübü Muğlaya gelmiş ve Halke - vi sporu ile bir maç yapmıştır. Mi- lâslılar çok kuvvetli idiler ve Muğ la Halkevi spor kalesine iki gol a- tarak galip geldiler. Bu goller Muğla gençleri için yeni bir kuvvet kamçısı oldu. Yese düşmediler.. Teşkilâtlarını kuvvetlendirdiler ve şimdi bütün kuvvetleri ile Milâslı sporcu kardeşlerinin bu gollerini çıkarmak için çalışıyorlar. Köycülük şubesi, meşkür ve kıy metli faaliyetlerine devam ediyor, Üç defa civar köylere giderek köy lülerin hayatları ile yakından alâ- | kadar oldular, Ve iki köye asri ve yeni iki mektep yaptırmıya ka- Köylülerin merkez- de olan davaları, işleri ile de alâ- kadar olunmaktadır. Müşkülâta maruz kalınan işlere derhal Halk evi karışmakta ve kanun dahilinde iyi olmasına çalışmaktadır l Bazı gazetelerde Muğla gençle- rinin çalışmadığından bahsedildi - ğini gördük. Bu varit değildir. Bu- nu yazanlar, Muğlayı üstün körü görenler ve Muğlaya nüfuz ede - miyenlerdir. Tabii bunların yazı: ları da işte o kadardır. Muğlanın en kiymetli ihracat maddesi olan tütünler idrak edil- mektedir. Hamt olsun tütünlerde hiç bir hastalık yoktur. Tütünle- rin yazma işi bitirilmiş, kırma a- meliyatı da sonuna ulaşmış gibidir. Kumpanyalar mütemadiyen gelip leke t Haberleri o İİ 3 Zonguldakta maarif işle- mektepten de Yeni ders senesi başlangıcı mü- nasebetiyle şehrimizdeki ilk mek- teplere her seneden fazla tehacüm vardır. Tahsilin kıymt ve ebemmi yetini çok iyi anlıyan, bilgiye su- samış şuurlu halkımız çocuklarını mektebe kaydettire bilmek için günlerce uğraşıp mektepler önün: de bekleştikten sonra yüzlerce ço- cuk mektebe kaydolunmadan ge - ri evine dönmek betbahtlığında kalmışlardır. Zonguldak şehri; Ankara, İstan bul, İzmir gibi bazı büyük şehir - lerimiz müstesna olmak üzere, en işlek ve kalabalık bir memleket - tir. Buradaki nüfus kesafeti de fazladır. Burası iş ve servet ülke- sidir. Burası, Türkiyenin yegâne zengin kömür havzasıdır. Zonguldağın nüfusu mütemadi- yen artmaktadır. Kalabalık Zon- guldakta bugünkü üç ilk mektep, ihtiyacın ancak dörtte birini karşı liyabiliyor. Halk mektepsizlikten şikâyet etmektedir. Cümhuriyet hükümetimizin en büyük alâkaşını maarife verdiğini ve her ne paha- sına olursa olsun milleti okutmak istediğini bildiğimiz içn buradaki kaynağa şalı i vaziyeti göz önüne Se. yoruz. Büyük the an “vade Mit. hatpaşa mektebine olmuş. Bu mek tebe, kadrosundan fazla alınan 160 kadar talebe, sehrin en uzak mektebine ancak Soğuksu mahal. naklediliyormuş. Halbuki Gazi mektebine ancak Suguk su mahal- lesiyle etrafının çocukları kabu! e- sa mahallelerinin çocuklarını, ken- dilerine üç kilometrelik yere nak- letmek demek, çocuklarınızı mek- tebe göndermeyiniz demek değil midir?. Mektebe yeni başlıyan al- i« yedi yaşındaki yavru, adeta şe- hir haricinde olan üç kilomettelik uzak kir tepeye kışın karlı ve fır- tınalı günlerde nasıl gidebilir?. Zonguldağın daha bir çok ilk mektep ve muallime şiddetle ihti- yacı vardır. Bununla beraber ar- zu ederlerse Zonguldak şehri ile diğer maden mıntakalarında ma - arife yük olmaksızın, kolaylıkla ihtiyaca kâfi mektepler yaptırıla- bilir. Meselâ Zonguldak kömür havzasında oturanların hemen yüz de doksanı maden ocakları ile bu ocaklara bağlı iş müesseselerinde çalışan işçilerdir. Bu işçilerin a- mele birliğinde biriken ortak pa - raları dört yüz bin küsür lira olup muntazaman, her ay on binlerce amele, bu birliğe, kazandıkların - dan yüzde iki vermekle bu miktar şimdiye kadar nasıl artmış ise şim diden sonra da böylece artmakta- dır. Bu muazzam sermaye, hemen hiç mesabesindeki faizler mukabi- gitmektedir. Aldığım hususi ma- lümata göre, kumpanyalar Muğla tütünleri hakkında çok iyi rapor - lar vermişlerdir. Bundan da anla şıldığına göre bu sene tütünlerimiz iyi bir fiatla satılacaktır. M.C, linde bankalarda yatıyor. Yalnız valimizle bugünkü ame- le birliği heyetinin yüksek karar ve himmetleri birleşmelidir. Fır- ka reisimiz Mitat Akif Beyin de yardımiyle Zonguldağa birkaç ay dilebilir, On temmuz ve Mitkatpa | ri iyi gitmiyor mu ? Ilkmekteplerin sayısı çok azdır, orta şikâyetler var içinde üç beş mektep daha kazan. dırmak pek kolaydır. Amele bir- liğinde mektep için bu suretle ay- rılacak parayı vermeyi her amele seve seve kabul eder. İ o Şehrimizde yenibir muazzam İ orta mektep inşa edilmektedir. İn- şaatın büyük kısmı ikmal edilmiş, yalnız çatı ile sıvası kalmıştır. Mu- | kavele mucibince 10 teşrinievelde i mektebin teslim edilmesi lâzım gel mektedir. Bu modern mektep ile- ride kısmen lise olarak ta kullanı. lacaktır. Mektebin içinde yatı evi de vardır. Orla mektep talebesi şimdiye kadar dar bir evde tedrisat yapıyordu. Yeni mektebe geçtik- ten sonra büyük bir irfan ocağı da- ba kazanılmış olmakla beraber şeh rimizin bu orta mektep binası gibi muhtelif semtlerde büyük büyük / ilk mekteplere hepisinden ziyade İ ihtiyacı bulunduğunu hiç bir za. İ man unutmıyarak, bu sene mek- tep kapılarından dönen küçük yav- ruların göz yaşları biran evel din. dirilmeli ve böyle mektepsiz kalan çocukları sokaklarda başıboş gez- mekten kurtarmalıyız. Beş on gün evvel maarif müfet- #işi umumilerinden Bedri Bey şeh- rimize gelmiş, ve burada günlere? maaru . va. orta mektebi miştir. Müfettiş Bedri Beye, tale- be verilerinden bazıları orta mek- tep hakkında tahriri şikâyetlerde bulunarak şifahen de kendilerini | dinlemelerini rica etmişlerdir. Alaka eee Bir ayı Bir köylüyü diri diri gömdü Muşta Dazikom köyünden Kızıl manastırda ikamet eden Esat kaybolan öküzünü aramak için or» manlığa gitmiş, öküzün öldürül düğünü ve yanıbaşında iri bir ayı» nın yalıp uyuduğunu görmüştür. Esat öküzünün ayı tarafından öl- dürüldüğünü anlayarak yerden bü yükçe bir taş almış, ayıya atmıştır. Ayı karşısında Esadı görünce üze“ rine hücum etmiş ve şiddetli bir mücadele başlamıştır. Ayı Esadı yere yatırmış ve üzerine çıkmıştır. Esat öldürüleceğini anlayınca ken disini yalancıktan ölü vaziydtine sokmuş ve mücadeleden vazgeçmiş tir. Bunun üzerine ayı Esadı bırak mış, yanında durup arasıra yüzüne tükürmiye, göğsünü dinlemiye baş lamıştır. Öldüğüne katiyen kani olduktan sonra pençeleriyle yeri kazmış, toprakları Esadın üzerine çekmiş ve uzaklaşmıştır. Geceye kadar bu halde kalan Esat karan- lıktan bilis*“ade toprak altından çıkarak evine kaçmıştır. Mütead- dit yerinden yaralı bulunan Esat tedavi altına alınmıştır. teftiş ederek git- |