Senfonik konser İstanbulun (o yeknesak olduğu kadar boş musiki hayatında mes- ut bir hâdise telâkki edilebilecek ilk senfonik orkestranın konse - ri Glorya sinemasında musiki seven samimi bir halkın huzurun- da kemali muvaffakıyetle verildi.- Bu muvaffakıyetin âmillerinin başmda şehrimiz Musikişinaslar Cemiyetinin azimle ve mutlaka muvaffak olmak emelile o çalışan gayyur heyeti idaresi var. Mülga Mabeyin (omızıkasının İstanbul- dan ayrılmasile beraber orkestra- sız kalan (o Türkiyenin en büyük şehrinde ciddi musiki (dinlemek imkânı kalmamıştı. Mesleklerinin âşıkı müzisiyenler bu büyük boş - luğu doldurarak, açık alımla hal-| ka kendilerini takdim ettiler. Efkârı umumiye hatasız karar- lar verir. Cemal Reşit Bey hakkı olan orkestra şefliğine bu müsiki- şinas kütlesi tarafmdan geçirildi. , Çünkü: Musiki edebiyatına bihak- “İh vakıf, şaheserleri ifade etmek kudretini tam manasile haiz Ce- mal Reşit Bey bu orkestrayi mu- vaffakıyete sevketr. sk için yegâ- ne unsur olabilirdi. Nitekim böy- le oldu. Mozarm inceliklerini, Mendelson'un kibar nağmelerini, Döbüsi'nin girift armonisini, Sen- sans'ın coşkun melodilerini kavra- mak, yeni toplanan ve bu sebeple henüz berabeliği temin edememiş olan bir cskeslraya ifade ettirmek vafa'ın yukatismda bir şefd orkes irazan beklenirdi. Cemal Pegit Bey kendisini yüksek © vasıflarils hem orkestraya kem de halka | işin ehli olarak tanıttırdı. Sen Sans konsertosunu “büyi” bir sanat dirayetile icra eden viy lonist Davit Sirkini. İstanbul: musiki sevenlerin hepsi tanır. Da vit Sirkin yalnız birinci derecede bir viyolonist değil ayni zaman - da birinci derecede bir san'atkâr- dır. Bütün müşkül yerlerini tane ta- © , temiz temiz çıkardığı konser- tonun doğrudan doğruya ruha hitap eden parçalarında bütün ha- Zurunu sarşlı, Programa kendi eserlerinden enstantane na- mını verdiği ve etmişti. Balıkçılar, Boş cami, Eyüp o güğercinleri, (Müstakbel Türk orkestra edebiyatına yol gös- teren birer işarettir, Bestekâr Cemal Reşit Bey or- kestra © anasırmı O kullanırken renkleri Türk güneşinin © altında görmüş ve eserlerine şarkın evsa- | fı mümeyyizesini vermiştir. Gele- cek sene bu orkestraya (| Pariste çaldırdığı ve bizim dinlemediği- miz eserlerini, çaldıracağını ü- mit ederken Türk bestekirlarını gelecek mevsim için faaliyete da- vet ederim, Alelacele tertip edilen heyeti musikiyenin noksan kalan tarafı kemanların azlığındadır. Birinci kemanların hiç olmazsa (sekize iblâğı lâzımdır. Hava sazları da üçlük olarak tertip (edilmelidir ki programlara lâzım gelen vüs'at verilebilsin. Döbüsi'nin iki dansında Ferdi Fön Ştanserin piyanistlik kabi- Diyetleri gizli kaldı. Musiki se- venler bu yüksek san'atkârı arka- Cemal Reşit Bey | üç küçük parça ilâ- | DİE : m ita var, Hâlâ, yirmi yıl geriye bı - ——— daşları olan konservatuvar mual- “İzmirden esen bir sam yeli!,, Hüseyin Rahmi Bey, “Kadınlar Erkekleşince,, isimli Kiş yapılan hücumlara cevap veriyor Hüseyin Rahmi Bey Geçen gün sabahleyin bana gelen gazetelerin kuşaklarını açar» ken bir de baktım ki kıyafetleri İstanbulda basılanlara benzemi - yen iki gazete çıktı. Anadolu ile Yeniasır... Kendi kendime dedim ki: — Ben İstanbuldakileri okumı- ya yelişemiyorum, size ayıracak vaktim yok.. Fakat işte bir fevka- lâdelik olduğunu hissetmemek de mümkün değildi. Sayıfalara göz a tarken iki ok işareti gördüm. Bun- lar bana “Bu sütunları oku!,, di « yorlardı. Okudum. Darülbedayiin İzmirde ilk temsil olarak verdiği (Kadın erkekleşince) piyesi aley- hinde şaşkınca, ama çok şaşkınca Tedikodular. Piyesi kötülemek için “ınmışlar, sıkınmışlar, zihinlere anaat verecek bir söz bulamamış- Tı Ben methedildiği zaman sevi - sen, yerilince üzülen (o kimseler - den değilim. Yalnız hakikati ört- mek için kara ellerle ona srvanan çamurlara tahammülüm yoktur. Ben yazı havasında sabit bir ba - lon gibi yerimi tutmuşumdur. Se- nanızla yükselmem. Çekiştirmele- rinizle alçalmam. Bugüne kadar bana edilen bütün hücumlar cıvık | sokaklarda kaloşlarıma < bulaşan camurdan fazla bir tesir yapama- dı. Yalnız dikkate değer bir nok- rakmış olduğumuz (Şakaveti ede- biye) devrinde yaşadığımıza şaşı- yorum. Şehabettin Süleyman öl - düyse mesleğini © unutturmıyacak halefleri türemiyor değil. Daha dün ben İzmir ediplerinin memduhu idim. Elimde davamı is- pat edecek vesikalar var. Bugün neden iğbirarlarına uğruyorum?. Böyle meselelerde deterministe o- | lurum; sebep ararım. Çünkü kim- se kimseyi allah rızası için met - hetmez ve gene sebepsiz yermez. Bu dünyada en fazla methedilen- lerin sonradan ayni şiddetle zem- medildiklerini çok gördüm. Bu hal, zamana, havaya, menfaate, zarara taallük eden büsbütün iza- fi bir şeydir. İnsan denilen bu mü- televvin mahlükun cilvelerine alış- maktan başak çare yoktur. limler birliğinde pazar günkü, Brams konserinde alkışlıyacaklar- dır. Eğer İzmir ediplerinin verdik- leri vesilelerden istifade ederek, onlarla yarenleşeydim, O piyesim o sahnede pöh pöhlerle alkışlana - caktı. Mektupları geldiği ozaman dim. Şimdi benden bu sükütumun öcünü çıkarıyorlar. Okuyucuları - ma anlatmak istediğim şey met - hin, zemmin iddiayı teşkil eden maddenin hakiki mahiyetini tağ - yirde hiç tesirleri olmadığıdır. Bu ancak aldananların gafletlerin- den istifade edilen bir oyundur. Aleyhimdeki bu menfi hareket daha ziyade hoşuma gitti. Çünkü onlar bu iğbirarlarile ruhlarmın lâliyetini o çırılçıplak Oönüme koymuş oldular. Şimdi tahlile geçiyorum: Piyes İstanbuldaki ilk temsilin- de çok alkşılandı. Belediye heyeti tarafından muharrir tebrik edil - di. Yeni bir eserin hazılanması temennisinde bulunuldu. Darülbe- dayi bu takdirden heveslenerek turnesinde eseri diğer vilâyetlere götürdü. Hiçbir memleket halkı - nın san'at zevkini incitmiyen bu oyun acaba neden İzmirde iki mu» harririn bu kadar şiddetle sinirle- rine dokundu?. Dikkat buyurunuz yalnız, iki muharrir diyorum. Şu- urlu İzmir gençliğini bu çirkin te- cavüzden tenzih ediyorum. Hakikatin her hangi bir gara - za kurban edilmesi ahlâkın en kö- tü taraflarından biridir. Bazıları benimle “mektuplaşan Istanbul, Ankara, Konya ve diğer vilâyetlerdeki nezih gençlik, eğer hakikate, hakka, adalete tapını- yorsanız bunların düşmanları çok- tur. Bu perestişkârlığınız hasebile bu tecavüzlerin yarınki hedefleri siz olacaksınız. Ben Şekspirin hailelerinden bi- rinin altına imzamı koymuş olsay- dım, bu efendiler gene ayni teca-|. vüzle eseri düşürmiye uğraşacak » lardı. Anadolu gazetesi muharriri ; kadın erkekleşince piyesinin ne di- ye sahneye konulduğuna pek tutu- luyor. Rejisörün takdirine bu fu - zuli müdahale o gülünçtür. Piyes tenkidinde niçin sahneye konuldu- ğu bahisten büsbütün hariç bir meseledir. Fena bir eser sahneye konulunca halkın kayıtsızlığı ile karşılaşır, adiliği gider. Niçin konulduğuna siz ne - den böyle didinip, çırpmıp hırçın- lanıyorsunuz?.. Çünkü muharrir | | bu eserile onu dibomiyonleriğ ka: | falarına bir yumruk daha indir « miştir. Sözüm ona Yeniasır münekkidi de şu cevheri yumurtluyor: “Bu üç perdelik, üç tabloluk komedi, Darülbedayiin güzel şöh - retine adeta bir nakise teşkil edi - yor.,, Bu bozuk cümleyle yapılan ten- kitteki mübalâgaya bakınız.. Böy- le iftiralı kalem oyunlarını tamam kıvamında becerebilmek için de çok fazla zekâ lâzımdır. Eğer pi - yes Darülbedayiin şöhretine naki - se getirseydi bu kış onu İstanbulda birbiri arkasına oynadıktan sonra temsilini diğer vilâyetlere götür » çok ağır hastaydım; cevap vereme- mezlerdi. Bu nakisayı siz kendi! insaf ve idrakinizde arayınız. Şaşılacak şey; bu gazetelerin akıllı uslu sahipleri yok mu aca - ba? Nasıl oluyor da sütunlarını böyle mantıksız, muwazenesiz, şı » marık kalemlerin garezkârlıkları - na açık bırakıyorlar. İsnattaki bu gülünç mübalâgalarınız Darülbe - dayiin şöhretini bozamaz ama İz - mir gazeteciliğinin ciddiyetini sar- sabilir. Çünkü yapılan şey sırf if- tira, kolpasını bulamamış yaraşık - sızlayan dolandan ibarettir. Cid - di bir gazetenin halka karşı vazi- fesi bu değildir. Ben eserimin fevkalâdeliğini id dia etmiyorum. İzmir seyircileri - nin keyflerine pek uygun gelme « miş olabilir. Fakat oynıyanların şöhretini, umum halkın san'at zev- rada ileri yarılması garazkârların mübalâgalarını berrak bir ayna gi- bi gösteriyor. Temsili seyreden ko- ca İzmir şehrinin vicdanlı halkı içinde bu pek açık tecavüze karşı sesini yükseltecek bir fikir sahibi, bir hakikat müdafii yok mudur?. Çünkü aldatılan ben değilim. On- lardır. Hakikat lehine bu şehadeti ben kendim için istemiyorum. Bu- na ihtiyacım yoktur. İzmir irfan muhitinin dimağını bu mübalâga- anlaşılır, söner | ! farzeden muharrirlerin ohataları- nı yüzlerine çarpmak için istiyo - rum. Hüseyin Rahmi — Tiyatro Tarihimiz Robertkolec san atkârlârınm reyüsü halka gösterilecek Robertkolec son sınıf talebesi- nin geçenlerde mekteplerinde ilk devirlerinden zamanımıza kadar| but olmak üzere tiyatro tarihimizi yedi (o kısımda gösteren bir revü (oynadıklarını kini bozacağını isnada kadar ifti- | ları seçemiyecek kadar buğulu! ( Sonu yarın) #4 İriste böyle bir sergi açılmas! | teşebbüste bulunmuş, bu mü İ bu suretle serginin açılması Çin san'atı Fransada Çin san'atını tani mak için büyük bir sergi teri İlanmuştur. Sergi 12 mayıstâ riste jödöpom müzesinde 4$ tır. Wi Şanghay beynelmilel güzel ş atlar ve fen enstitüsü, Narikin a kez milli darülfünunu, Re?” milli akademisi Fransız Çin pi rülfünunu, Şanghay güzel san” lar akademisi, Suçco gözel saf” lar mektebi ve Fransadaki Fi sız Çin darülfünun (o misyon sergiyi himaye etmektedir. Genç Çinli artist M. Jüken, P* iğ selerin yardımını temin etmis kün olmuştur, Sergide Çinin ceki ve yeni çok san'at eserleri teşhir ber tedir. Eski eserler arasında bilhat” Oliyanse'nin kabartmaları, Haf lar devrine ait Jâhitler, table vardır. Zamanımız Çin rossamlMffi dan yetmiş'altı. artistin vüz getirmiş oldukları tablolar d# sergide teşhir edilmişiir, Eserleri teşhir edilen Çinli samlar arasında beş Çinli ye ressam da vardır. Fransız san'at gazeteleri Pi, te âçılan Çin'san'at © ser; Garp halkına göstermekte oldi” orijinal san'at ve teşhir olun serlerin çokluğu noktasından kate lâyik olduğunu Yazmak yazmıştık.- Gençler büyük se vaffakıyet kazanan bu 2 yü önümüzdeki hafta yetse” tavassutu ile Tepebaşı ti ri da halka tekrar edecekl€ ei Koyduğumuz resiml lerde” orta de Robertkolec talebesi de Ni nu oynarken, ötekisinde ini 1” Kemal Beyin Vatan piyes sil ederken gösteriyor” - t Azerbaycan € edebi ö 3oviyet Rusya Maverayi Kafkasya 99 bir edebiyat derneği 1€8i* tir,