meme mm e emek e mm RR Almanlar | Gandiye Tutgun Harikulâde Aşk ve Macera Romanı No.32 ——— ME sen e Sabahleyin, saât ona doğru, Matmazel Lüiz elinde küçük bir bavulla mektepten çikti. Ferdi Surpagop cihetinden onu gözetliyordü. Başmdâ bir kasket! olan Ferdinin üzerinde geniş bir pardesü vardı. Acaba iki gün i - çinde Ada havası Ferdiye yara - iiiş mıydı? Çünkü biraz şişman - İaamış görünüyordu. Matmazel Luiz elinde küçük bavulile bir Harbiye « Fatih tram » vayma bindi. Ferdi de, tramvaym arka tara - fına yapışmıştı. Sigara içmek ba - hâftiesile arka sahanlıkta kaldı. Makââdı, içeri girip te, müzake - reci kiza lüzumsuz yere (o gözük - wemekti. Bununla beraber, bi - letçi gelince, bazı taharri memur - larının yaptıkları gibi “Memur, yahut paso mukabilinde kullanan bir renk ismini söylemedi, çı- kardı, her yolcu gibi — yüksek te olsa -- parastnı verdi. Sirkeciye geldiler. o Matmazel Luiz elinde bavulu indi. İstanyo - na yürüdü. Orada, bavulunu ba - ga) dairesine götürdü, bıraktı. Fetdi, genç kıza fazla okula - mryordu. Uzaktan durup hiç yok -| tan kendini göstermek istemiyor - du. Müzakereci kız bavulunu bırak- tıkta sonra tekrar © istasyondan çikti ve Eminönüne doğru yürü « müye başladı. Ferdi için onu bu kalabalık içinde takip etmek işten bile değildi. Böylece Köprü başına geldiler. Matmazel Luiz orada bir dakikâ 'durdu, saate baktı, ve Yemiş kayık iskelesine giden yo - lun köşesindeki mahallebici dük - kâmna girerek oturdu. Ferdi, yan camekânın ön ta - rafina arkası dönük oturmuş olan kızın bu vaziyetindan istifade e - derek, kayrıklarm karşısındaki kahveciden — onu tantyordu — küçük bir sandalye alarak kızı gö-| rebilecek bir surette divar dibine | oturdu. Ferdi, eline bir de gazete almıştr Gazeteyi okur gibi ya- pıyor, üzerinden, dükkânın i-| çini tetkik ediyordu. Matmazel! Luizin başmda yana atılmış olan bere saçlarmı tamamile kapata - mıyordu. Ferdi, bu sari saçların güzelliğine şaşıyordu. Bu &arı saçların, boyanmış olmak ihti - mili var mıydı? Kabil değil bu genç kız, Sel -| manm hizmetçisi Mari olamazdı. | Mari siyah saçlıydı, bu kadmsa sart... Vakia Lütfi koltuğunun al « tmdaki tüylerin siyah görmüştü amma, bunun bir gölge oyunu olmak ihtimali vardı. Diş meselesine gelince, koskoca tanbulda takma dişli yoktu?, Fakat Ferdinin birdenbire ak - lma bir şey gelmiştir. Yerinden kalktı. Genç kız, bir sütlâç 1s - marlamış, Oo yemeğe başlamıştı. Ferdi, kadınım hiç olmazsa beş da- kika daha orada kalabileceğini düşünerek öteki köşedeki &czaha- neye koştu ve telefonla Lütfiyi a-| radı: | — Allo.. Benim... Derhal Sirke- ci istasyonuna git.... Oraya Mat - mazel Luiz, bagaja küçük, üze - rinde sadece bir “L,, markası ta - şıyan bir bavul bıraktı, araştır ba - kalım, içinde ne var? Bırakmaz - Yar mı diyorsun? Söyle müdüri - İs - kadın mı| kadar | olduğunu | lalsınlar.... o Mesele gayet mühim. | Bunu derhal yapmalısınız. Zira vaktimiz yok,. Neredeyse gelip a - labilir. Takma dişlerini ogördün mü diyorsun? Daha henüz göre * medim... Koltuk altlarmdaki tüy * leri mi?.... Çıldırdın mı oğlum, s0 - kak ortasında kadıncağızı soya - | cak değilim ya... Fakat her halde, Selmarım kapıcısnı buraya çağır - tacağım ye kizi (göstereceğim... Ben sana gehe telefon ederim. Ferdi telefomu kapadı. Selma - nin apartımanın adresini (o aradi. Bulamadı. Esasen kapıcile nasıl konuşabilirdi Taksim merkezini buldu, kapıcıyı merkeze çağınp | kendisine telefon edene kadar o - rada tutmalarını tenbih ederek ay- rildı, tekrar mahallebici dükkânı - na döndü. Şimdi, içerde Matma - zel Luiz'in yanında bir erkek var - dı. (Devaint Yar) Amerikada merikad Ecnebi devletlerin istikraz tahvilleri nasıl satılabilir? Vaşington, 16 (A. A.) — Tali tahkikat komisyonu, Ayan meclisi kavanin encümenine ecnebi tah - vilât ve eshami işleri hakkında bir idare heyeti teşkiline taraftar ol - duğunu gösteren bir rapor ver - miştir, Bu heyetin hariciye ve ticaret nazırlerile federal veserve büro - su umüm müdüründen mürekkep / olacağı söylenmektedir. Bu heyetin müsaadesi olmaksı - zın hiç bir ecnebi istikrazı tahvil - İleri Amerikan piyasasında satılı » ğa ve tedavüle çıkarılamıyacaktır. Tali komisyonun bu projesine gö * re bir istikraz talebinin nazara a » linması şu iki nokta hakkında ya - pilacak tetkikata tâbi olacaktır. 1 — İstikraz yapacak devletin mali ve ticari vaziyeti, 2 — Siyasi istikrarı.. Ayan meclisindeki cümhuriyet - çi azadan M. Johnson da bu me- sele hakkında bazı tedbirler alın « Avam kamarasındâki müzakereden endişe- leniyorlar BERLİN, 16 (A. A.) — Alman i siyaseti hakkında Avam Kama rasiida yapılan müzakereler Al - manlar'da umumi bir endişe u- yandırrmıştır. Bu endişenin eni 2i « yade milliyetçi gazetelerde âkis * leri görülmektedir. Deutsche Tages Zeitung gaze » tesi Almanya ile İtalya Oarasm - da çalışma birliğinin — Almanya da çalışma birliğinin — Almanya, İngiltere ile hiç değilse tabii mü - nasebetler idame ettiği takdir de — mümkün olabileceğini dü - şüncesindedir. Çifçilerin ve ziraat erbabının fikirlerini yayan bu gazete (yeni Almanya aleyhinde yürütülen it » tihamlar karşısında İngiliz hükü - meti mümesselinin (müdahalede bulunmağı vazife edinmemesi do- layısile teessür ve teessüf izhar etmektedir. Volkishe Zeiung gazetesi de di - yor ki: “İngilterede hükümetin harici siyaseti efkârı umumiyenin o pek ziyade tesiri altında kalır. Bunun içindir ki, Avam kamarasında bu yakınlarda yapılan müzakereler, salâhiyettar Alman mehafilinde çok büyük bir dikkatle nazara a - lınmağa değer... Muhacırları yerleştirmek için Börlin, 16 (A. A.) — Fon Pa - İpen kabinesinde dahiliye nazırlı - ğı etmiş olan Baron Von Gayl, iktisat ve ziraat nazırı M. Hugen - berg tarafından dahilde muhacir yerleştirmesi işleri komiserliğine tayin edilmiştir. Bu vazifesi için hiç bir para almıyacak olan Von Gayl, idare - si başma geçtiği teşkilâtı ten- sik etmeği düşünmektedir. Bu ten- sikattan maksat işlenip sürülmesi mümkün toprakları köylülerin ve ziraat işçilerinin istifadesine 20 sene müddetle tahsis imkânmı te- min etmektir. Hükümet, şarki Prusyada kül - liyetli miktarda bulunan büyük a- razi sahiplerinin menfaatlerine dokunmuş olmamak için tazyika masınt tavsiye etmiştir. M. John * son Amerikaya olan teahhütlerini yerine getirmiye hükümetlerin is « tikrar tahvillerinin Amerikan pi - yasasında satılığa çıkarılmasının yasak edilmesini teklif etmiştir. i Korsanların eline düşen Ingiliz zabitleri Nevyork, 16 (A. A.) — Man - çuri kaynaklarmdan alınan ba - | berlere göre İngiliz deniz ticareti teşkilâtına mensup bulunan ve 29 Martta korsanlar tarafından ka -| çırılıp kaldırılan 3 İngiliz za-! biti, bir çarpışma esnasında kül «| liyetli miktarda bir eşkiya çetesi eline düşmüştür. e Korsanlardan bir çoğu bu çarpışmada telef ol-| muştur. | belek Fransız başvekili dinleniyor Tulon, 16 (A. A.) — Havas a - jansmdan: Resmi surette oolmıyarak ve kendini bildirmiyerek (seyahate çıkan M. Daladye, Provence sa - hili ile Korsika adası arasında yetten telefon etsinler, müsaade Gamze dibi ği Ya kğ bir kâç günlük bir deniz gezintisi yapmak için gemiye binmiştir. müstenit her türlü tedbirlere mü - müracaattan geri duracaktır. Fon Papen Vatikanda Roma, 16 (A. A.)—M. Fon Papen sabahleyin Vatikana gide - | rek Papalık makamı hariciye na zırı kardinal Pacelli ile görüş müştür. dan ayrılacaktır. Bir konkordato! için yapılan görüşmeler (netice - İendiğinden konkordatonun Ni *İ san sonundan evvel imzalanması i muhtemeldir. M. Dollfuss, ziyaret etmiştir, Fransız elçisini Irlanda'da istiklâlşenlikleri DUBLIN, 16 (A.-A.-) — Irlan- | dada 1916 yılında çıkan İsyanın! yüdönümü münasebetile Cümhu- riyet ordusu İrlanda Vilâyetlerinin hepsinde Paskalyaya müsadif pa- zar günü için gayet büyük tezahür lere hazırlanmaktadır. Mahalli kuvvetler umumiyetle mezarlıklarda intihap edilmiş nok talarda toplanacaklar, buralarda ordu kumandanları, ( İrlandanın serbestisi uğrunda ölenlerin hât- ralarmı anmak üzere nutuklar söy Tiyeceklerdir. ! şek ! kapris olmadığını takdir edeceği - 17. Nisan 3 KADIN Vaziyetin üstatla görüşmesine | müsait olmadığını gören Mis Nila | Gandinin zaviyesini ziyaret ede- rek buraya girmeğe teşebbüs et “ miş, fakat zaviyenin hali onun ho- şuna gitmemişti. Çıplak, karanlık, basık tavanlı, taş zeminli küçük odalar, Mis Ni- İa'yı yıdırmıştı. Fakat... Belki de üstadım şahsi- yeti, bu 14417 yere bir cazibe veri - yordu. Onun için üstadı beklemek gerekti. Mis Nila buna karar verdikten sonra vakit geçirmek için Keşmi- re gitti.. Ve orada dinini değişti « rerek Hinduluğa girdi. Hindule « rin ruhanilerinden biri, onu, yeni dine sokmuş ve ona yeni bir at ta| takmıştı: Mela Nagini Devi.. Ya- ni “Mavi yrlan ilâhesi!,, Mis Nila kendisine bu at takıl dıktan sonra mavi elbiseler giy - meğe başlamıştı. Onun bir Hindu mabedine girerek müteassıpları fışkırtması bu sıraya tesadüf e - der, Fakat bu hâdisede, Nila az - mini kırmaz o da Keşmirden Bombaya inerek oradan (tekrar Gandi'nin zaviyesine gitmeğe, üs- tadı orada beklemeğe karar verdi. Nila'yı bu işten vaz geçirmek isti- | yen bir kadın onu Bombayda gö - l rerek kendisine nasihat eder. O -| na: — Bu işten vazgeç! Sen henüz yirmi iki yaşında bir genç kadın - sın! Bu biçim işlerle meşgul ola - cağma çoluk çocuğuna bak, onla- rı yetiştir! Hindularm seni mülev- ves saymalari, sirlâ”karır Ayak * lanmaları gözünü açmadı mı7. Der, faka Nila şu cevabı verir: — Bana gerçi fena muamele et- tiler.. Fakat mutlaka üstadı göre- ceğim... o Onun beni gördükten sonra hakikatı anlıyacağına; ona karşı olan meftumiyetimin bir ne eminim.. (Ben, hotbinane bir varlıktan ibaret olan bütün dünya hayatını terkettim.. Biricik arzum Gandinin feragat, fedakârlık ve ibadet, ruhbaniyet ve muhabbet yolunu tutmaktır.. Eminim ki bü - yük üstat, muhabbet, tevazu ve doğrulukla bütün dünyaya kurtu- | huş yolunu gösterecektir. — Benim | rehperim, babam, her şeyim odur. | Ben de onun kızı ölacağım!. Genö bu sırada Mis Nila'ya s0- | *j rarlar; i ret duymuyor musun? M. Dollfuss, bu akşam Roma | — Vatanın olan Amerikaya has İ Ve şu çevabı alırlar: — Asla! Amerikalılar i geçici l zevklere boyun eğen insanlardır. Onun için ruhani güzellikleri gör- müyor, daimi saadete eremiyorlar, Amerikanın maddiyatçı âlemine bir daha dönmiyeceğim. Dünyada ne kadar malım, rülküm varsa, hepsini çocuğuma verdim. Haya - tın bütün zevklerinden tecerrüt et. tim, Artık tam bir Brehmenim! İşin asıl en'tubaf noktası, Mis Nila'nın kendini Brehmen olmuş saymasıdır. Çünkü hiç bir kimse Brehmen olamaz. Brehmen olmak için, Brehmen doğmuş olmak icap eder, Fakat Mis Nila buna kat' - iyyen ehernmiyet vermiyor ve Gan dinin onu Brehmen yapacağını id- dia edip duruyor. Çünkü kendisi en ileri gelen Brehmenden daba iyi sanskrit bilirmiş! Onun bu ilmi ni kıskandıkları için Brehmen yap mak istemiyorlarmış, fakat Gandi. | ili, AMİ iğ. nin tavsiye ve iltifatı 87 buna da nail olacakmış!.. Hiç şüphesiz Mis Nila ya' Çünkü Brehmenlerin bir Y' yı aralarma almalarına imki tur, Asırlardan beri | Hind bütün mukadderatına hâkin onların ruhani ve medeni kanunlarmı yapan Breht Kast taassubunun en yamal muneleridir. Brehmen olmal taraf Hindularm itikatlarımı etmek bile bir insanı Hindi maz. Çünkü bir yabancı, | lerin hiç bir kastma, hattâ! nasına bile kabul olunmaz. luğa hâkim olan din fikri irktar, Bir aralık, sabık Hin Nazırı Mister Edvin Mo Hindu olmıya talip olmuş, | sine bir çare aramalarmı fakat şu cevabı almıştı: — Bunun bir çaresi vardi da her gün bin Brehmenin k doyurmak, sonra intihar €t tir. Belki bu sayede öteki $ Hindu olarak gelirsin! Mis Nila'ya bütün bunlar tıldığı halde onu döndürmek kün olmamıştır. Kendisi bunlara şu cevabı veriyor: — Hinduluk kast sistemi | ne kurulmuştur. Kast sistemi mai bir teşeküldür, Fakat bu mi vücude getirenler, Brehm' dir. Bunlar isterlerse, herha8 kimseyi kastın birine ilhak ve Brehmen yaparlar, Ga nüfuzu buna kâfidir. Fakat Mis Nila gene yani Bunu anlamak için Hind! ne olduğunu biraz daha an lâzımdır. Kast sistemi Brehmenl ridir. Bu sayede Brehmenler! çok haklar ve imtiyazlar tef) mişlerdir.MeselâBrehm dikleri her hüküm kat'idir, hangi temyize tâbi değildir. haksızlığa uğrayan bir racaat edeceği hiç bir m tur, Çünkü Hinduların ruha kilâtı yoktur. Çalmacak bir bulunmaz. Gandinin Brehmenler nazarında hiç b | meti haiz değildir. Gandi 9İ Hindu gibi Vedaların en vahi olduğunu kabuleder,B lerin ilâhlar tarafından Hin | ğun nâzimı olmak tüzre tayin) diklerine inanır ve ineklere duların mukaddes anaları, tapmır, Hinduluğun bu üç akidesini kabul etmiyen bir Hindu sayılamaz. (Deve Şehrimize gelen Yu” talebe Şehrimize Atina ve yüksek mekteplerine lebeden seksen kişilik bir # miştir. Misafirlerin Gal lisesinde yatırılmaları temi” Milli Türk Talebe Birliği fından yapılan bir Yunan talebesi şehrimizi # lerdir. Misafirlikleri bir 18” recektir. Maliye müsteşar! On gündenberi şehrini? lunan ve İstanbulda vü rilecek yeni mali teşkilât da tetkikat yapan maliy€ şarı Ali Rıza Bey buradaki ' ni bitirmiştir. Yarın reket edecektir.