OSMANLI DEVLET" ÖLÜRKEN... Muharriri : Celâl Nuri “ iktibas, nakli, tercüme hakları mahfuzdur 0 Aile nereye doğru gidiyor ? Geçen devre ait bir müşahede .. Beyefendi bazretlerinin yaşı el- liyi biraz geçmiş.. Kendisi büyük ricalden.. Oğulları, kızları, damat- ları, gelinleri, torunları var. Ba - bası da sağ.. Her cuma, yetmiş beşlik olan babasına gider, elini öper; hayır ve duasını alır. Ihti - yara ben de ara sıra giderdim .. Ve, mahtum beyefendiye (orada tesadüf ederdim. Bir hale dikkat ettim: mahtum bey beş dakikada bir dışarı çıkıp az bir müddet kal- dıktan sonra gene geliyor. İhtiyar zata sordum: — Mahtum beyefendinin bir rahatsızlığı mı var ki.. —Yok, yok, oğlum, bizimkinin hiç bir şeyi yok.. Yalnız fazla tir - yakidir. Onun için sık sık dışarıya çıkıyor.. Bir kaç nefes çektikten sonra şimdi gelir... Torun sahibi biri, babasının hu- zurunda cıgara içemiyor.. Kızım sana söylüyorum, gelinim sen din- le!.. Hatırlıyorum: Bu torun sahibi oğul, babasının yanında sütü de - virmiş kedi gibi duruyordu. Kor- ku içinde.. Haşyet içinde. Baba de kendisiyle lâübali değil. Lâkin | iki tecrübe löztm ki bir kadın son| şu ciheti unutmayınız ki oğul bü - yük bir mevki sahibidir.. Baba o- dedir.. # # * Acaba bugün nasıl?, Bu vaziyet (büsbütün ortadan kalkmıştır.. Ana, baba, oğul, kız, torun arasında teklifsizlik, hatta lâübalilik ziyadedir.. Buna bir di- diyecek yok.. Eski âlem çok sıkıydı.. Bir bü - yük zat bilirim.. Çocukları, koca adam oldukları halde, babalarına söz söylemeğe cesaret edemezler ve lâlalar babayla oğul arasında tercümanlık ederlerdi.. Bu dere - cesi aile rabıtasmı, samimiyetini bozar.. Fakat, şu bulunduğumuz devir- de maatteessüf, aile ve evlât rabı- tası gevşiyor.. Yalnız bizde değil, bütün: Avrupada da öyle... Baba- lar eski zaman adamları diye tav- sif olunuyorlar; (o tavsif kelimesi ni yerinde kullanmadım: itham diyeceğim. Babalar eğlenceden anlamıyor- lar.. Babalar spordan anlamıyor- lar.. Babalar modern değil.. Hatı- rınıza geliyor mu?. Biraz evvel kızları, oğlanları, babaları, anala- rı evlendirirlerdi. Hattâ kızla - rın müstakbel kocalarından oğlan Tarm müstakbel karılarmdan ha- berleri olmazdı.. Bey, hanımı ip- tida koltuk merasiminde görür - dü; o zamana kadarsa evliliğin bütün Kanuni, şer'i merasimi ifa edilmiş bulunurdu?.. Küçük bey serbest, büsbütün serbest... Küçük hanım hür, havada uçan bir kuş gibi hür... Evlilik?. Evet, bu müessese ba- ki, mevcut.. Lâkin onun civarmda ona benzer diğer müesseseler de kaynaşıyor.. Zannetmeyiniz ki yüksekçe ta- bakalardan bahsediyorum.. Göz » lerimle gördüğüm bir manzara - dır: Civarda, ortadan biraz aşağı bir tabakadan bir hane: (Büyük hanım, mahtum, onun metresi, torun, onuri da metresi birlikte ya- şıyorlar. Babasının evine gelin getirir gi- bi metres getireni gördüm. Esaslı nokta şu: Büyüklere e - hemmiyet veriliyor.. Bazan evlât babayla anayı bir veznedar adde- diyorlar.. OEğer bu yaşlı zatlar veznadarlık vazifesini hakkiyle göremezlerse kendilerinin sebebi vücudü kalmaz.. İzdivaç haricinde karı, erkek münasebetlerinin mazbar olması aile usulünü içten içe değiştirmektedir. Eskiden boşamak yalnız erke - ğin elindeydi.. Kadın kocasını bo- şayamazdı.. Yeni usul kadma bu hakkı temin etti.. Talâk istatistik- leri neşrolunuyor.. Fakat talâk arttı mı, eksildi mi?. Bu istatistik- ler eskiye şamil olmadığından doğru bir rakam söylemek müm- kün değildir.. Fakat zannederim 'ki talâk eskisine nispetle daha ko- ilaylaştı.. Her halde kadınlar bu - ndan gayet memnun olsalar ge - rektir. Bazılarma göre birinci, ikinci kocaların ekemmiyeti yoktur.. Bir ve kat'i nikâhı aktetmeden piş sin.... vw 4 Aile müessesesi nereye doğru gidiyor?. Soviet diyarındeki ealelâcayip İtecrübelerden bahsedecek deği « İlim. Fakat, biz, Avrupa ahen - İ gine uymuşuz.. Doğrusunu söyle - mek lâzımsa diyeyim ki bir isti - hale geçiriyoruz.. o Bugünkü aile ,lanzimat, hattâ Sultan Hamit de- wirlerinkine pek benzemiyor. Ev - ilât, ebeveyne karşı biraz odaba | serbest, fazla lâkayit.. Ebeveyn , evlâda karşı gerçekten yorgun, bi- tap, mağlüp.. Para varsa evlit âile dahilinde komünist; yoksa ferdiyetçi . El öpmek modası ya mülgadır, ya - hut alafrangalaşmıştır. Hele etek öpmek modası çoktan tarihe ka - rışmıştır. Çocuk, ebeveynin hayatta kla - vuzluğuna ihtiyaç görmiyor.. Ebeveyn, bir müddet klâvuz - lukta sebat etmek muhalefet çok galip: Sonunda a - İna, baba ihtiyarlıyor; memuriyet- lerine devam edemiyorlar. « Bizim Türkiyede, hususile İs - "tanbuldaki müşahedelerimiz, ga - rip değil mi? Başka yerlerde de aynen kaydedilmektedir. Fransız edebiyatını okuyunuz. Hep ayni şikâyetler, ayni hâdiseler. Meşhur O İtalyan omüverrihi, Gulielmo Ferrero beş sene <vvel ayni teraneyi tulturmuştu. İ Bazı irkdâplar âni oluyor: Bir saltanatın ilgası, bir “ümhuriye - tin ilânı gibi. Bazıları da beş on sene zarfında tebarüz ediyor. Bahsettiğimiz bu aile istibalesi gibi, Bu; bir tekâmül değildir, ha- kikaten bir inkılâptır; lâkin ya - vaş inkılâp, İstikbalde ne olacak? Herhalde torunlar dedelere miyecek. Kaç, göç; görücü; yen - ge; kılavuz; bülleci bunlar uçtu. Bu şekil de iyi mi idi? Bu fikirde değilim. Fakat çocukların fazla ferdi - gi, “müsaafe,, ye! istiyorsa da| benze -| iz FAA EE .... : Döğülen bekçi Kadın berberi, bir kadınla i dükkânda rakı içerken.. | İ Üsküdarda Emin Paşa caddesin. İde kadın berberi Sadi dün akşam dükânda, Mukaddes ismined bir kadının saçını kesmiş, sonra ya - rrm okkalık bir rakı ve bir hayli meze getirterek güzel bir rakı sof- rası kurmuştur. Sadi, Mukaddesi de karşısına almış, kafayı tütsü - lemeğe başlamıştır. Mahalle bek- gisi Muhsin, dolaşırken berberin bir kadınla karşı karşıya rakı iç - tiğini görmüş ve hemen içeri gi - rerek Sadiye: — Haydi kalk bakalım. Dükkân da kadınla beraber rakı içmek ya- i saktır. demiştir. Kafası iyice dumanlı bulunan berber, bekçinin bu ihtarma fena- halde kızmış; — Haydi, çekil yoluna git. Bu - rası benim dükkânımdır. cevabını vermiştir. Bekçi Muhsin biraz da - ha ısrar edince berber yerinden fır lamış, eline geçirdiği bir bastonla bekçiyi dövmüştür. Bekçinin şikâyeti üzerine berber Sadi ile Mukaddes ismindeki ka - dın yakalanmıslardır. Kadınlar kongresinden dönüş On beş gün evel Marsilyadaki beynelmilel kadınlar kongresine giden Türk kadınlar birliği aza - sından Seniha Rauf Hanımla Lâ - mia Refik Hanım şehrimize dön - müşlerdir. yetçi olmaları? Şu seneler bora, fırtma seneleridir. Irmaklar bula- nik akıyor. Sular Oberraklaşınca hakeme yürütmek ihtiyatsızlıklır. Dans, tango, caz, bar... Bunla- ra karşı isyan ve tugyan eden yak nız bizim dedeler ve nineler değil. Manevi şevketi pek fazla, lâkin arazisi 400 dönümden ibaret bir muazzam devlet var. Bu devlet, gece gündüz bunlara karşı harp ediyor. Evet, Papa Hazretleri, hiç bir fırsatı kaybetmeden 500 mil - yon tebaasına hitaplarda bulunu- yor, Katolik olmıyan bütün insan- cak kucak nasihatler veriyor, fa- kat, efsus! Bizzat Haşmetlü Pa- pa Hazretleri bile bu mücadelede püskürtülmüştür. Radio sesleri Papanın kıymetli sözlerini boğu - yor. Kisa etek, fazla allık, açık göğüs, çok sefahet, boşanmak, saç Tarı kısaltmak, gece gündüz zip zıp.dansetmek, tecrübe izdivaçla- rı, ana baba sözü dinlememek... Vatican. tepesinden bunlar aley - hinde lânetler yağdıran Allah ! vekili, evet, yorgun bir vaziyette- dir. Hele cihan harbinden sonra eğ- lence çok terakki etti. Yirmi beş sene evvelki Beyoğlu caddesini, bir de bugünkünü mukayese edi- yorum, Fark büyük. Bu cereyan böyle dört nala devam edermi, durur mu? Tarih kumaşı ameller» den, aksülâmellerden dokunmuş - tur, Herhalde cereyan ayni kuv - vetle gidemez. Fakat akıbet ne olacak? Aile esası bakı kalacak mı, yoksa. cinsi münasebetler baş- ! ka bir kalıba mı girecek? Bilmi - i yorum. Ve, bence, bu cihet peko kadar mühim değildir. Asıl ehem- miyetli olan çocuklar işidir. | İnkılâp, şimdilik, bütün cihana i şamil olmak üzere, baş döndürü- cü bir hızla gidiyor. Celâl Nuri vaziyet anlaşılır, Bugünden mu -! ları da dost bilerek onlara da ku-! Son Sisam Beyinin karısı Viyanalı bir kadındır. Son arzusu, Beyoğlu tarafında gömülmektir Geçenlerde Viyanada ölen son Sisam Beyinin karısı Helene Kopaslan Avrupa gazeteleri uzun uzadıya bahsediyorlar. Helene Kopas, yetmiş sekiz ya- şında ölmüştür. Kocasının ölü - münden sonra Viyanada çok sade bir hayat geçirmiştir. Kendisi, evvelce Istanbulda A - vusturalya konsolosu olarak bu - lunan Albert Şiyarisin kızıdır.. Viyanada büyüyen kız, bilhas - sa piyano çalmaktaki maharetile, genç yaşında dikkat uyandırmış - tır. Kendisi meşhur Vilmersin ta - lebelerindendir. Hocası, onun is - tidat ve kabiliyetini (fevkalâde takdir ederdi. Kız, musikiye karşı o kadar kuvvetli bir temayül (Oduymuştur ki, baska şeyle meşgul olmak is - tememiş, fakat, anası, babası, o - nun tamamile musiki (omuhitine bağlanmasına razı olmamışlardır. Ailesile birlikte Viyanadan İs- tanbula gelmiş, Beyoğlu muhitir» de büyük alâka ile (karşılanmış, burada bir çok Türk © ailesile de tanışmıştır. Sonradan Sisam Bey - liğine tayin edilen Giritli Kopasla bu sırada görüşmüş, genç Kopas, kızı şiddetle sevmiş, kız da ona karşı sevgi duymuş, nihayet ev - lenmişlerdir. Nikâhları, hem Or - todoks, mezhebi üzere kıyılmıştır. Sultan Abdülhamit tarafından Si- sam Beyliğine tayin edilince, ka» rı, koca bu adaya gitmişlerdir. Helene Kopas, vasiyetnamesin- de cesedinin İstanbula götürülme- sini, Beyoğlu tarafında gömülme- sini son orzusu olarak kaydetmiş- tir. Vasiyetnamesindeki bu arzu- num yerine getirilmesine teşebbüs edilip edilemiyeceği (o hakkında, henüz bir haber yoktur. Bakırköy icra memurluğundan *. Mah- cuz Ve parsva çevilmesi mukarrer bü- lanan Yeşilköyde istasyon ciddesinde 84 No, lu dükkünda kasap Dimitroya ait hane esyasile könterve ve mumsiley. hin vine Yeşilköyde plak” fabrikası ci- varındaki; ahırda mahevx ot inek, bu- zağı, koyun ve keçilerin 1140935 tari. hine' roüsadif: sali: günü saat ondan on ikiye kadar. mahallerinde açık artırma suretile: satılacağı ilân. olanar... (1702) memurluğundan : Bir deyimlen'dolaı Fincancılar voku- şunda Nasuhiye sokağında di - 33 - 35 numrolu Fanila imalârhsnesinde tat Bneze #linan dört adet Singer dikiş ma | kKinssiyle 4 adet Otlof dikiş makihasının ve Nişantaşında Harbiye caddesinde Ati- dulâelimi zade Vehap bey apartmanının. 2 nümrolü daitesinde büfe yemek ma sas koltuk Karyola vesaire eşyamn' fu- ruhtu takarrür eden 10 nisen 933“ tari. bine: müsadif pâzertesi günü sar 12 den bire kadir fabrikada ve Tdin? ye Kadar gösterilen ikametgâhta açık art- urma suretiyle füruht edilâceğinden mu- ayyen sastlerde setış' mahallinde mema- runa müiacenı edilmesi ilân olunur. 42 hem Roma — Katolik 1908 senesinin başında, kocası, | Istanbul Altıncı icra TAKVİ Pan Pazar 9 Nisan 10 14 Zilhicce (15 Zil Gün doğuşu Sa Gün bap Ge Sabah namazı Sas Öğle namarı 16 İkisdi Bemin 15.56 Akşam namazı o 1843 Yatı saman 9016 İrssak öle Yıla geçen günleri HAYA — Yeyliköy Askeri sinden verilen malömsta göre buf” kismen bulutlu ve mütehavil den rüzgarlı olacaktır. Dünkü sıcaklık en fazla 13, rece, hava tazyikli 798 milimetre ANKARA (1555 m) 12,30 - 3,8) Ankarapalan © 18 - 1845 Alaturka sun — Gramofon — 19,20 - 20,10 Alat 20,10 Ajans haberleri ve Hava VİYANA (Siğim) 8,40 Konmar — 10,40 Öpers parçaları — 1135 Şarkı — 1285 konser «- 13,45 Konser — 17 B 19,15 Kitar, oda musikisi — 220 Konser . LEİPZİG (4896m) 7,15 Jimnastik — 745 Konsefi Org — 13 Könser — 18 Konser —| ser, ğ ROMA (Miğm) 20,30 Haber — 7145 Öperet. BUDAPEŞTE ©85 12 Musiki — 19,15 Konser — lo... Tokio 1033 (plâk) — 2330 VARŞOVA (üm) 13415 Senfonik konser — 16,05 17:25 Piâk — 18 Piyano konser — yan musikisi orkestra xonseri — 25 sel — 24 Koman, Yarın 1220 18 - 1840 Muallim. Zeki Boy-dd M. Mekteht koralr — 1840 » 19,10 Ö — 10,10 - 109,40 Gitar Solo (Sa rüfindas) — 1840-2040 Ko 20,10 Ajans haberleri ve Hava sapi VİYANA (5181 m) 179 Pllik — 15 Konser — 1410 Pihk — 18 Konser — 21,20' 7210 Musiki — 2815 Konser, LRİPZİG WW4m) BÜKREŞ (AKI m) 12 Pik — 13,15 Plâk — 17 18,15 Örkesire — 20 Oda Konseri Kanser — 71,15 Müsiküi — 22 ROMA Mizmi 20 Pik — 21,15 Musti — 22 23,15 Konser — 23,51 Ener; BUDAPEŞTE ©05 10/15 Piyano ve taganni — 15: — 1530 Macar musikisi — YA Pik, VARŞOVA Osm): | 18,10 Plâie — 18,50 Plak — Tİ 10,20 Bdüsiki — 24.20 Korser — İİ | ser. grneremterı urarremure erene anşanaptas) |8 Yeni Neşriyat RE N Mülkiye mecmuf Mülkiye mecmuası sayısr çıkmıştır. Bu ni ! kinci senesini ikmal ye mecmuasr okuyuculi i şısma dolgun bir m İ çıkmıştır. Yazıları 3 met Hâşım Beyin güzel içtimaiyat kısmında | Beyin “Plânı iktisat, , Şükrü: Beyin Le “play ! Doktor Kilisli Rifat Bin * zarar veren meskenler i mesken işi,, , hukuk Naci. Beyin “Belediye “ve esasları,, , Hayri O “Yapı yollar Kanunu, Hamdi Beyin “İdarenin i yeti, , iktisat ve maliye Suphi Nüri Beyin “Karl' sermaye,, , Muhlis Eti “Hususi iktisat ve devi önal önleri vergileri, , Politika Menemenli zade Etem B8' vardır. Okuyucularımız#”