Salihe, gözlerini önüne eğerek | mırıldandı: — Hanrmefendi müsaade eder- se, bu hafta sonunda sizden ayrı - | lacağım. Nevzat Hanım, tuvalet aynasın- | dan yüzünü çevirerek hayretle | sordu: İ — Bizi bırakacak mısın Sali - he? Niçin? | Salihe susuyordu. o Hanımının sözlerine ve istifhamla bakan göz- lerine sükütla mukabele etti, Altı aydır. bu evde hizmet ediyordu. evzat Hanım, ona karşı bir hiz- metçi gibi değil, bir arkadaş gibi muamele ediyordu. Onun için, Sa- lihenin sükütundan münfail oldu ve: — Sen bilirsin, dedi, bana göre hava hoş... Başını çevirdi ve aynadan ilâ * Ve etti; AE Seni daha ciddi bir kız zan - ği 27 ni Böyle sık sık yer de- Va irmek doğru değildir. Hem dü- > bir de Çocuğun var. Marsi gözlerinden oderbal v r boşandı, Artık kendisini tu- amıyordu; — Zaten, dedi ya Onun Sir edi, hep onun için... — Onun fazl için mi? Yoksa daha a aylık mı buldun? — Hayır efendim. Hayır... söy Hanım sustu. Dudakları. Ya sürdükten sonra sordu: — Babası mı geldi? ği Ne diyorsunuz Hanımefendi. : nereden gelecek? er Zavallı Salihe onu ço- görmemiş ŞER gündenberi emişti. Erkekler için vaitler - de bu : lunmak, yeminler etmek güç Bil ki... — İkbal kararını veriyor, ve: rad, i alin Yüzünden, diyor, bu an gidiyorum, ) bal mi2 Kim bu ebat? katta Oturan hanımın evz; N Yalnız <t Hanım hatırlamıyor. için biliyormuş gibi yapı - bam (VA Hatırladım, isi “e bu kızm yüzünden., Ken Gülden 2 e kimse ile görüşmez. Bü bile gören yok. Sıska, em Eksik olmayınız, tığı yı ım daktilo olarak çalış - dan san üneden çıkardıkları - ri a alınca, öncele- Ye Silik yapamıyacağım di « İ çocuğuma öteberi | kulağıma eğildi: olsun, Bi Fakat Allah razı 20 na burada bir hizmetçi Selânik Tesis tarihi: 1888 Sermayesi : 30. 000. 000 Frank > ISTANBUL İdare merkezi Türkiyedeki Istanbul ( Galata ve Istanbul ) Izmir Çocuğumuz lan) muamelesi etmediniz. Kendimi hiç yadırgamadım. İş azdı, ve işi- mi bitirince hemen yukarı apartı- manm üst katmdaki odama çıkar, öredim. Bir gün, daha doğrusu bir akşam, ka - pr aralık kalmıştı. İkbal, aralık - tan, geçerken, benim küçük Or - hana bir gömlek odiktiğimi gör - müş, İçeri girdi. Hiç gülmiyen yü- zünde hafif bir tebessüm oldu. Keşke olmasaydı. Bir iskelet gü - ler gibi bir şey.. Sonra, sordu: — Çocuğun için mi? — Evet, Dedim. Bir an durdu, Yanıma yaklaştı. Gizli bir şey söyler gibi — Benim de, dedi, bir kr var. Hem dokuz yaşında! Şaşırmış kalmıştım. Onun | tiraflarından sıkılıyordum. Fe o aldırış etmeden anlattı. On sene. dir yanında çalıştığı hanım pek| sofu imiş. Onu da tıpkı benim gi. bi bir erkek aldatmış, çocuğu ola- cağı anlayınca bırakıp kaçmış Bunun karnı şişmiye başlamış.Lâ- kin o aralık tesadüfen hanımı Bursaya gitmiş, işin farkına var. mamış. O da doğurmuş ve çocu - ğunu Eyüpte, bir fakir kadma gö- türmüş, Fakat hanım duyarsa be- ni kovar diye korktuğu için, altı ayda bir gidip kendisini görebi » İ lirmiş. Kızı da, anne olarak on - dan ziyade, yanında büyüdüğü ka dna alışmış, bana: — Görüyor musun, dedi; benim de kızım var, O söyledikçe benim içim sızlı- yordu. Kendisini mümkün merte- be teselli ettim. Amma, artık her akşam odama geliyor, çocuğun - dan bahsediyor. Onun yüzünden bu hale geldiğini söylüyordu. Bir defa eski resimlerinden birisini gösterdi, Güzel bir tazeymiş.. Bel- li.. Yavaş yavaş İkbalin sözleri be- ni zehirlemeğe başlamıştı, Düşünüyordum ki bir gün ben de onun gibi olacağım.. Ben de o- mı ; İ ibi remiyede - meselenin ne olduğunu an: | PUR gibi çocuğumu göremiyece ğim ve o bir başkasına anne diyecek.. Biliyorsunuz ki kimsem yok, benim de çocuğum süt nine - nin yanında.. Buna tahammül e- demiyorum.. Tahammül edemiyo- rum... Tahammül edemiyorum.. Zavalı Saliha dayanamadı.. Ol- duğu yere yıkılıverdi.. Kendinden geçmiş miydi?. Belki.. Belki de - ğil muhakkak,, çünkü Nevzat Ha- nrmın ağladığını da farkedemi - yordu.. Yalnız şu sözleri duyunca ayıldı: — Salihe, benim de çocuğum yok... .Orhanı getir.. Çocuğumuz olur. m Bankası Şubeleri: Samsun. Mersin. Adana Yunanistandaki Şubeleri : Selânik. Kavala. Atina. Pire Bilâmam Banka muameleleri. lan küşadı. Kredi mektup'arı. Cari besap- Esham ve Tahvilât. Kasalar icarı, <A ŞA se semp amme sana Memleket a Bursa civarındaki okutma işlerinin, senem s0 taa08 seren EBE 098 vee eau Apa ane Manen Bere Hab erleri o | Bir memu okuyucuların gözden geçirilmesi İDelirerekiemiii GEMLİK, Nisan (Hususi) — okutma kolarını görmek için gez - mekte olan Bursa Maarif müdürü Fakir Bey son günlerde buraya da gelerek okuma evlerile okutucu ve okuyucuları birer birer görmüş, 0- kuyuculra öğrendikleri bilgiler i - İçinden sorgularda bulunmuştur. Fakir Bey okuyucular arasında ge- zerken pencereler içinde duran A- dapazarı bankası kumbaralarını görmüş; kumbara ve biriktirme iş- leri için de çocukları ayrıca sor - guya çekmiştir. Küçük okuyucu - Kardeşini evel burada feci bir cinayet oldu. dürdü.. Vaka' şöyle olmuştur : Abuş isminde herkesin tanıdığı bir berber vardır. Bu berber sene- lerdenberi esrar çekmektedir. A- buş son zamanlarda işi azıtmış, gündüz bile kafası dumanlı gez * miye başlamıştır, Abuş üç gün evvel bir hayli es- sar çektikten sonra eve gitmiştir » Abuşun gözleri dönmüş, saçları karmakarışık bir haldedir . Eve girince kardeşi Hulüsi ken i disini karşılamış ve yemeğe ça - ğırmıştır. Abuş, yemeğe gitme miş, odasma çekilerek gene esrar çekmiye dalmıştır. Hulüsi, İzze - tiye mektebinin dördüncü sınıf ta- ! lebesindendir. — 12 yaşımda olan Hulüsi sınıfının birincisidir. Hu - lâsi yemek yedikten sonra dersi- görerek ÇİNE, 5 (Hususi) — Yörükler köyünde evelki gün bir sile facia- st olmuştur. Bu facia şöyle geçmiş- tir: Yörükler köyünde Martin Meh- İİ met isminde bir sürü sahibiyle ka- $| vısı Hafize ve 10 yaşındaki çocuk- *İ ları oturmaktadır. Mehmet evvel- | ki gece sürüsünü otlatmak için da- ğa çıkmış, çocuğunu da yanına al- | mıştır. Sabaha kadar sürüsüyle do > laşan Martin Mehmet bir aralık hastalanır gibi olmuş, sürüyü ço - cuğuna bırakarak evine dönmüş - tür. Mehmet, kapıya gelince oda - sında limba yandığını görmüş İ şüphelenmiş, bir müddet ses çı - i karmadan hafiften işitilen sesleri | dinlemiştir. İx işaretli Bursa Maarif müdürü Gemlik hocaları arasında | ların bu sorgulara karşı verdikle - Bursa kazalarındaki okuma ve | esrarkeş berber: Abuş Malâtya, 6 (Hususi) — Üç gün Bir esrarkeş kardeşini boğarak öl- -İ zavallı çocuk boğularak ölmüştür, Karısını bir'yabancı ile fena vaziyette ri güzel karşılıklardan Fakir Bey i gönül hoşluğu duygularile okuma İ evlerinden ayrılmıştır. Fakir Bey sade yanlarında bulunan mimar Nedim Beyle beraber okutma ev - lerinin yapı ve sağlık işlerini de yakından görmüştür. * Orhangazi kaza beyliğin, Umur Bey, Karsak, Suloz köylerindeki | İ okuma işlerini de gidip görmüştür. | Okutucu arkadaşlar bir akşam ye- İmeği yedirerek Fakir Beyi can - | dan ağırlamışlardır. | Kiraz All oğlu boğan bir ne çalışmıya ( başlamıştır. Bir müddet sonra Abuş, kardeşinin o- dasına gelmiş: — Haydi, git bana esrar al, de- miştir. Küçük çocuk esrarın nerede sa- tıldığını bilmediği için derslerine de çalışacağı için sokağa çıkıp es- rar aramayı kabul etmemiştir, A- buş bu hale fena halde #inirlen - miş, kardeşine bir kaç kere daha ibtarda bulunmuş, sonra belinden çıkardığı kayışı çocuğun boynuna takmıştır. Abuş, kardeşini sokağa çıkart » İ mak için bu şekilde sürüklerken Esrarkeş neden sonra işin farkına varmış, kaçmıya teşebbüs etmişse de yakalanmıştır. Zavallı mektepli muallimleriyle talebe arkadaşlarının göz yaşları! | arasında gömülmüştür. | öldürdü Bu seslerden, karısı Hafizeyle bir erkeğin konuştuğunu anlamış- tır. Bu vaziyet karşısında Mehmet pencereden içeri bakmış ve karısı- nın Konyalı sürü sahiplerinden! Abdiyle çirkin bir vaziyette oldu- ğunu görmüştür, Martin Mehmet | kalârını hem ken: ye. dini yaktı ISLAHİYE, (Hususi) — İslâl hiyede çok kanlı ve tüyler ürp ci bir cinayet oldu. Evvelce teda vi altına alman asabi bozuk hırçınlaştı. Amirini kovalarken raya giren diğer bir sihhat murunu tabanca ile öldürdü. sırada odacı ile karşılaştı. Od tabancayı elinden almak isterki biçakla onu da yaraladı, | Bundan sonra hâdiseye yetişel jandarmaya da ateş etti. Faki jandarma bu vaziyet kendisini silâhla öldürmek m riyetinde kaldı. Bu adam sıtma cadele memurlarmdan Aptulla Efendidir. | Maden ocaklarımı! ZONGULDAK, 3 (Hususi) Zonguldak şehrinin bir kilometi şarkında deniz kıyısında Ki nahiye merkezi vardır. Deniz n törleri Zonguldak ile Kilimliyi ribirine yarım saat içinde kav tururlar. Şimdilik karadan oto i mobil işliyecek tarzda mun İ yolu yoktur. Fakat mevcüt yol önümüzdeki yazım düzeltild ten sonra Kilimli ile Zon arasmda bir çeyrek saate in tir, Vilâyetimiz yollarında bu» büyük faaliyetin devam anlaşılıyor. Bilhassa Zonguldi Kilimli yolu maksadı temin ede cek hale getirildikten sonra | limli, Zonguldak şehrinin çok zel bir tenezzüh mahalli olacak tır. Kilimli yol ve temiz bavasil ve geniş plâjile maruf güzel b yerdir. Kilimlinin asil ki ü arttıran çok zengin kömür mad lerinin bugün ölü denecek durgun olduğunu ve oradaki canlı işlerin söndüğünü bir n det evel bildirmiştim, Halen limlide ocak işleten mühendis ci Beyin emrindeki 226 ocakların günden güne büyün yani eskisine nazaran verim ki biliyetini çoğaltması Kilimli hak kındaki ümitleri yükseltmeğe lamıştır. İzmirde elbise yüzün bir genç yaralandı IZMIR, 6 (Hususi) — Eski Bi pazarında feci bir yaralama b$ disesi olmuş ve bir genç al göğsünün altı yerinden ağır te yaralanmıştır, ağ Mecruh, tütüncü Mustafa Oğl Nuri Efendidir. Carih, Şükrü i minde bir seyyar elbisecidir. “ Hâdise şu suretle cereyan miştir; - Nuri Efendi ile Şükrü arasında bir elbise meselesindi gördüğü manzara karşısında ken- disini O tutamıyarak tabancasmı çekmiş, camın arkasından beş el| ederek karısını öldürmüştür. Bu - na âşık ta mukabele etmiştir. İ | Aşıkla koca biribirelrine bir| hayli kurşun attıktan sonra etraf «| tan yetişen köylüler (o tarafından tutulmuşlardır. Biraz sonra da jandarmalar yetişmiş, karısmı öl düran Mehmetle Abdiyi Çineye | getirmişlerdir. kavga çıkıyor. Kavga msn Şükrü, biçağını çekerek Nuri fendinin üzerine atılıyor ve verinden yaralayıp kan'ar yere serdikten sonra kaçmağı i hyor. Caribin kardeşi Cafer kardeşinin arkasından koşuyo kendisini yakalayıp b'çağını | den almıya çalışırken zabıta a murları yetişmiş bulunuyor. Yı hastahaneye kaldırılmış, ca kalanmıştır.