Ma e ep np 2 Lİ a. “ VAKITın Edebi Tefrikası: W lâ e a e a Bir Yastıkta Kocayın.. Ne yalan söyliyeyim, için için korkuyordum.. Ama, otomobili i - yi kullanamıyacağından değil, ha- yır, kendisinden korkuyorum, fa- kat > hissetmemeliydi. Biraz gülümsiyerek, sızlanan Lâmiznım yüzüne bakmadan ce : vap verdim; — Olur efendim.. Sahiden Fer ra. bunu gezintisini çok severim. Bir gün gel'n'z de görüşür, güni tayin ederiz. Şupkasırı çıkardı, otomobi yol çaldı. Ben biraz sonra arkama tım. Nazif Bey, Miryam Vlaskezle konuşuyordu. DİM Artık burası bana karanlık gö rünüyor. Maneviyatım sarsıldı. kaçtı. Kendimi zorluyorum. Eğlenmi- ye çalışıyorum. Kendi o kendime diyorum ki: “Ayol, Ferrat burnu seyran: « na gidemedin diye bu kadar üzü- lecek ne var.. Çocukluk etme", Evet bu çocukluk.. z Fakat, Nazif Boy ds garip a - dam. Beş gündür meydanda yok. Ezeye gezmeğe gitmiştim. Bir hayli dolaştım. Kendi kendime gezdim. Akşam eve dönünce şu mektubu buldum: “Hanmefendi, © *Otomobille gezmeğe gideceği: mizi unuttum zannetmeyiniz. Yal bak- Keyfim © miz manlesef biraz uzadı. Ant bir sebepten dolayı biraz Montekar - lodan uzaklaştım. Bugün geldim ve size derhal şu satırları yazıyo - rum.. “Yarın sabah, meselâ on buçuk- ta gelip sizi alabilir miyim? Fer - rat burnuna gideriz. Eğer kabul e- diyorsanız, muvafıksa hiç cevar yazmayımız, yarın sabah on bu - çukta kapınızdayım. “Saygılarımı sunarım hanrme - fendi.,, Acaba iyi mi yaptım, fena mı?. Mektuba cevan vazmadım. Eğ Nihayet Nazif Beyle birlikte, kaç gündür için için istediğim o « tomobil seyranını yaptım.. Ferrat burnuna kadar gittik. Fakat o gün karşıma bam baş - ka bir Nazif Bey çıktı. Yarabbi, bu adam ne kadar çok değişiyor! Otomobildeki adam, her za manki küstah ve müstehzi adam değildi. Beni ziyaret eden hassas, nazik erkek de değildi. Başka tür- lü bir insandı. Beni şöyle karşıladı: — Sahi mi?. Ay gözlerime ina- namıyacağım geliyor.. Demek kim- seye ehemmiyet vermiyen, herke- se lâkayt duran böyle bir hanımla baş başa gezeceğim. Sizi şurada görmeden evvel inanamıyordum . Bir şey olacak, bir aksilik çıkacak, gelemiyeceksiniz sanıyordum. Keyifli, neş'eli, mes'ut konuşu - Yordu. Dizlerimin üstüne bir demet Menekşe yaydı. Ve uçar gibi gitmeğe başladık . Nazif Beyin, Lâmiaya söz ha y nie kkı yok. o Öyle Yazan : Mediha Münir Çabucak geldik... Yolun uzamasını istediğim için çocuk gibi, ağzımdan kaçırdım: — A... Geldik mi?. — Müteessir misiniz? — Yo... Hayır... — İsterseniz biraz daha ötelere gidelim.. Gidelim mi?. Mantona| Birinci celsede Vali ve kadar, Vintimile kadar uzanalım —Çocuk musunuz?. — Neden çocuk olayım?. Ben o- İraları gayet iyi bilirim.. Mükem - mel bir rehberim, siz de mükem - mel bir yol arkadaşısımız.. Her $e yi bilmek, görmek istiyorsunuz . sa, öğrenmek, görmek, bilmek ar- zusundasımız., İdeal bir kadınsı - NIZ... Güldüm: : e Bey... Benim yüzümden içim anla- şılmaz.. Beni bilemezsiniz. miştik... a i e | Vali Müllddin Beyin beyalmlı 3 eymen . Terkos-şirketi kaç lira istiyordu, kaça ve nasıl satın alındı? Istanbul şehir Meelisindeki müzakereler — Terkos bedava alınamaz mıydı ? — Adaların su meselesi ne olacak — Evkaf para vermiyor : İstanbul Umumi Meclisi dün 1 - | ması hakkındaki teklifimizi kabul kinci Reis vekili Necip Beyin reis- | ettirdik. liği altında iki celse aktetmiştir. Belediye Reisi Muhiddin Bey sular mesele- mu?. İsterseniz İtalyaya geçelim.. | si hakkında mecilsçe kendisinden istenilen izahatı vermiştir. Muhid- din Bey şunları söylemiştir: Şirket ne istiyordu? — Terkosun mukavelesi muci- . «> İlişikler “Terkos üzerinde eşhası salise- nin hiçbir hukuku mevzuubahis ol mamak lâzımdı. Şirketin Evkafla ihtilâfı vardı: şirket denizle gölün arasında bir takım bentler yapmış Evkafa ait arazinin su altında kal- dığı iddia edilmiş. Bu pürüzü de bince satmalınması keyfiyetinde| ortadan kaldırmağa uğraştık. Haklâ can sıkılacak bir şey bile ol-| iki noktayı nazarı dikkate almak | lâzımdı. Birincisi şirketin senelik bilânçolarımda göslerilen safi hâ- sılat esas sayılarak (tazminat ve mübayaa bedeli vermek, ikincisi — Ne deseniz nafiledir o Nazif| de ambar mevcutlarınm tamamını bugünkü fiat üzerinden (defaten tesvive etmek. Buna göre yapılan Nazif Bey otomobili yavaşlattı.! hesapta şirekte senevi 300.000 li- Burunun ciyarmdaki ormana gel *| yalık taksit vermek icap ediyordu. Şirket hesabını buna göre oyap: Nazif Bey bana yardıma gele -| mıştı. Nafia Vekâleti müzakerede cek vakit bulamadan otomobilden | bulunacak, Terkosu satın alacak atladım. ve aynı şartlarla İstanbul Beledi- Nazif Bey arabayı bir köşeye yesine satacaktı. Nafia Vekâleti yerleştirirken, ben çamlı yolda do- İaşmağa başladım... Bu yol, karşıda, pırıl pırıl yanan denize doğru iniyordu... Kuru çam iğneleri, ayakları - min altında kıtırdıyordu. Çam sa - kızı, döniz, yosun kokan ılık rüz - gârı ciğerlerime sindirerek yürü - yorum... Deniz ve çam havasile sarhoş gibiyim... isi ça ' Biraz da şaşalamış bir vaziyet - teyim.. Nazif Beyle yapyalnız, bu 19sı2 yerde bulunmak, düşündük - çe garibime gidiyor. Burada onunla beraber değil, kendi kendimle başbaşa, benli - ğimle yapyalnız olmak istedim. Birden hatırıma “kurtla kuzu,, masalı geldi... Ve kurt, kuzuyu yemiş.. Bereket, bu ormanda kurt yok- tu.. Dağ başında değildik... Acaba?... “Kurt,, un olmadığıma emin miy- dim?. Benim etrafımda dönenen bir kurt yok muydu?, İnsan gibi dile gelen ve müşfik, rakik bir sesle: — Hanımefendi, memnun mu- sunuz?, Deyen kurt değil miydi?. (Devamı var) Mısırda Yunan sergisi Yunan hükümeti Mısırda daimi "bir sergi açmıya karar vermiştir. Bu karar üzerine Mısıra giden ti- caret heyeti Kahirede daimi ser - gi olmıya müsait bina aramağa başlamıştır. İstanbul Ticaret Odası bu ha- ber üzerine, memleketimizin pek çok ticari muamelede bulunan Mı sırda Yunanistanın ne suretle da- imi sergi kuracağı hakkında tah- kikata başlamıştır. Öğrendiğimize göre Yunan hü kümetinin Mısırda açacağı sergi « nin en mühim maddesi tütün ola: caktır. bizden de müzakereye iştirak için bir mümessil istedi. e Vekil Beye- fendiye yazdığım bir arizada me- selenin Belediyemizi pek yakından alâkadar etmesi itibarile müzake- renin Ankarada değil, Istanbulda yapılmasını ve hükümetin tarafım dan temsil olunmasını rica ettim. Bu talebim kabul olundu ve | İs- tanbulda teşkil edilen komisyona 'Nafia Vekâleti namına bendeniz ve komiser Arif Hikmet Bey, Ma- liye Vekâletinden Tahir Kevkep Bey, Belediyeden de Fen işleri mü dürü Ziya Bey memur edildik. “Şirketin bilânçolarındaki safi hâsılat esası üzerinden senevi üç yüz bin liralık bir taksit verilmesi İâzımgeldiğini arzetmiştim. Am- bar mevcudu besap edilince ayrıca 750.000 lira ile bir milyon lira a- rasında bir rakam daha Omevzuu bahisti. Zira şirketin 20,000 saati vardır, bunlara 20 şerlira (bedel konulsa, sade 400.000 lira saat be- deli tutuyor. Şirketin deposunda 5.000 ton kömürü vardır. Bunun da beher tonu on beş on altı liradan şu kadar yekün tutar, Şirketin 40 kilometreden fazla mefruş borusu vardır. Mukavelenamede bunun bedelinin ödeneceğine dair mad - de olmamakla beraber müzeyyel nizamnamede her nasılsa (böyle bir kayıt sıkıştırılmış. Bu da bizi korkutuyordu. : Kaça alındı? “Müzakere çok çetin oldu. Şir- ketin Paristeki merkezile telgraf « la müzakereye lüzum hâsıl oldu. Şirketin istediği sermaye amortis- manını reddettik. Tamirat, sigor- ta, sermaye için koydukları mik- tarı da tanımadık. Yalnız koyduk ları sermayenin yüzde altı faizini kabul ettik. Neticeden beş sene i- gin senevi 100.000 liralık (o taksit Ticaret Odası da tütün komis « dal. ipin içimde çıkdı, Sb iii ilk içti da bu meşe. | ket vaktile 12 milyon franklrk bir leyi müzakere edecektir. istikraz yapmış, bir kısmını öde- Maamafih Ticaret Odası tetki- | Diş, bir kısım borcu var. Bunun da kata henüz başladığı için bu hu, | taksitlerini ödemek için senevi 8 mümkün olamamıştır. gidiyoruz ki.. Yol kısa sür -| susta tam bir malümat elde etmek | bin lira kabul ettik; ambar mev- cudunun da bize parasız bırakıl Şirketin hükümetle de bir ihti- lâfı vardı. Şirket hükümetten de- kovil almış, bedelini (overmemiş; hükümet bunu istiyor. (o Şirkette hükümetten harp (o senelerindeki işgal tazminatı olarak üç milyon lira istiyor. Tavassutumuz üzerine tarafeyn biribirini ibra etti. Ter- kosun üzerinde başkasma taallük eder hiç bir hak kalmamıştır. Mu- kavele parafe edilmiştir. Hükümet ve evkafa taallük eden hukuk mev zuubahis (olduğundan hükümet hakkından feragat için meseleyi meclise götürecektir. Meclisten çı- kınca kat'i imza yapılacaktır. Kanun çıkmcıya kadar Bu muallâk devre esnasında biz suya vazıyet etmek istedik. Şirket kabul etmek (o istemedi. Riyaset mesuliyeti üzerine alarak şirkete vazıyet edildi. Şimdilik şirket ken- di namına, fakat tamamen beledi- ye hesabına çalışmaktadır. “Şirketin bu sene bütçesinde şe- bekenin tamiri için 67.500 lira gibi mühim bir para vardı, onunda belediyeye devrini temin ettik. “Senelerdenberi şehre (ıstırap veren bu iş mütemadi müzahere- tinizle zannederim ki şehrin men- featine bir hal şekli bulmuş © olu- yor. Bu iş için verdiğiniz 800.000 lirayı harcamadığımız gibi üzeri- ne de 67.590 lira ilâve ettik, Mü- zaheretinizden dolayı keyetinize teşekkür ederim. Böyle zamanlar- da istediğimiz tahsisatm mutlaka harcanmak için olmadığını da bu vesile ile hatırlatırım. Hizmeti geçenler “« “Heyeti Fenniye (o Müdürümüz Ziya, Maliye mümessili Tahir Kev- kep, Nafı komiseri (o Arif Hikmet Beyler bu işte bize çok yardım et- tiler. Gerek bu zevata, (o gerekse mukaveleyi hukuk lisanile kombi- ne için mesaisini dirig (etmeyen Haci Adil Beyefendiye huzurunuz da teşekkürü bir vazife sayarım. “Terkos için ecnebi mütehassıs- ların kullanılmasına hükümetten müsaade aldık. Viyananın su işi ni halletmiş meshur bir mütehassıs olan Profesör Fenner namında bir zatı da angaje ettik, parasmı da gönderdik, gelecek, sularımızı tet- kik edecek ve şehrin su işinin e- saslı surette halli çarelerini göste- recek. Ada suyu da bu tetkikat es- nasında halledilecektir, Sular ida- resi sermayeli bir şirket olacaktır. Bedava alınamaz mıydı? Muhiddin Beyin izahatı bittik- ten sonra azadan İsmail Sıtkı Bey sözaldı, bu mühim işin bu suretle başarılmış olmasından dolayı Be- lediye Reisine ve arkadaşlarına te- şekkür etti, halk mümessillerinin yedi senedenberi devam eden Ter- kos mücadelesinin muvaffakıyetle 2 bitmiş olmasından dolayı halkm da memnun olduğunu (söyledi, “şerait ne kadar muvafık olursa olsun Terkos bilâbedel almabilir- di, mukavelesi mucibince tesisatı” nı şehrin ihtiyacına göre tevsi et- A mesi kendisine ihtar edilir, dinle- mezse altı ay sonra vazıyet edilir- di. Bu mümkündü, evelce de söys lemiştim.” dedi, müstakbel idare şekli hakkında ne düşünüldüğünü sordu. ç Adalarm su meselesi “iğ. Azadan Emin Âli Bey, Adalarm su ihtiyacının tatmininin o evelce mecliste ittifakla kararlaştırıldığı- nı, belediyece de arteziyen (o âlâtr ve saire alındığını, fakat şimdi işin hallinin gelecek su mütehassısına bırakıldığını söyledi, “Adayı elek- triğe kavuşturan kuvvet Adayı su- ya kavuşturmağa da muktedirdir, bu işi gelecek mütehassısa © talil buyurmasmlar!” dedi. Muhiddin Bey alman para ile icap eden âlâ tın temin edildiği, bu âletleri kul lanmak için para kalmadığı cevas bını verdi. Muhiddin Bey İsmail Sıtkı Beyin sualine cevaben de sus lar idaresi için hükümetçe hük- mi şahsiyeti haiz mütedavil ç mayeli bir idarei mahsusa yapıl- İ ması düşünüldüğünü, Büyük Mil let Meclisine verilmek © üzere bir kanun lâyihası hazırlandığını söy» ledi. i Evkaftan devredilen sular İ Mehmet Ali Bey (Beyoğlu), be” lediyeye evkaftan devredilmiş o- lan sularm varidatı hakkında ne yapıldığını sordu. Vali ve Beledi- ye Reisi Muhiddin Bey cevap diz K | — Vakıfnamelerde (sular için ayrı varidat bulamadık, evkaf ida- resi de yoktur diyor. Evkaftan bu sular için maktuan bir para verme" sini istedik, onu da (vermediler, Biz de ısrar edecek vaziyette deği- liz. Bu işten ümidimiz yoktur. Bu- nu bitmiş sayalım. ii Muhiddin Beyin izahatı üzerine müzakere kâfi görüldü. deliği İkinci celsede ”./A İkinci celsede muhtelif evrak a“ it oldukları encümenlere havale € dildi. Konservatuvara almacağe li meccani talebe miktarı nispeti mevcudun yüzde onu yerine yü on beşine çıkarılması hakkınd makam teklifi kabul edildi. 1931 senesi hesap kesimine tetkiki hesap encümeni orul varidat kısmı müzakere edilerek ! bitirildi. Azadan rahatsız olan Ab- dülkadir Ziya ve Galip Hakkı lerin mezuniyeti kabul edildi. Meclis, cumartesi günü saat dörtte toplanacaktır. . Maliye teşkilâtmda “, değişiklik a Önümüzdeki hazirandan itiba 2 ren İstanbul Maliye teşkilâtmda esaslı değişiklikler yapılması bek lenilmektedir. Mali idare cihetin- den İstanbulun diğer vilâ erle nispet edilemiyeceği ve hudutla « rı çok geniş olan İstanbulun mal müdürlükleri vasıtasile idaresin « de büyük müşkülât çekildiği an - laşılmıştır. Bu müşkülât bilhassa mürakabe noktasından doğmak “l tadır. e Kk i ii . a 48