Yazân: Jac guess Mortane Makinemden çıkmak için bir gayret yaptım, ayağa kalktım. Fa- kat dizlerimin üzerine yıkılmakta gecikmedim, ve seslendim. Gözlerimi açtığım zaman yanım da ilk gördüğüm kimse tizdlüm | Pelletier Doisy oldu. Pelletier ya- | ralandığımı anlıyarak hemen ya» nıma inmişti, Benim yaralandığımı haber a - lınça, herkes büyük bir telâşa dür müştü. Halbuki ben hayret ediyor dum: Ns diye yaralanmıyacaktım? Ben insan değil miydim? Arkadaslar, beni tayyaremden çıkarıp naklettiler. Chanzy hasta- hanesine kaldırdılar, derhal ame- liyat oldum. Ertesi günü gözlerimi açınca baş | ucumda, Yüzbaşı Saint Samvcuri gördüm, kumandanımın elini min nettarlıkla sıktım. Sonra pansümanlar devresi baş ladr, Birçok acılar çektim.,, Navar'ın yarası iki yerinde idi. Bir kurşun sağ kolunu delmiş, göğ süne girmiş ve çıkmıştı. Doktorla- rın raporu şöyle yazılmıştı: “Bu yaraların neticesinde, yara» lının asabi haller geçirdiği görül - dü. Hasta bakıcılara karşı kaba ha reket eden Navar, arkadaşlarına karşı da sert ve anlaşılmaz sözler söylüyordu. Arkadaşı Guignand: dan, her sabah gelip penceresi ö- nünde uçmasını istiyordu. İstediği | yapılmadığı zaman, huysuz! or | du ve derhal büyük biz hiddet buh ! Tanıma kapılıyor, sonra, kendinden geçiyordu. Halbuki, yaralanmadan evel, herkes Navarın iyi ve temiz kalp- “di olduğunu, arkadaşlarma karşı gayet iyi hareket ettiğini söylemek te ittifak ediyor. Bu suretle, fevkalâde bir faali- yetin verdiği yorgunluğa ilâve o - lan yaralar, Navar'ın şahsiyetinde büyük bir değişiklik yapmıştı. Navar nekahet devresini geçir- mek üzere Parise yollamışlardı. Bu bareket, iyi bir tedbir olmadı. Zira, Parise gelince, Navarın şöh retinden ve onunla beraber bulun © © maktan kendilerine bir şeref hisse si ayırmak istiyen bir takım kim: seler, onu öteye beriye, eğlence yerlerine sürüklediler, ziyafetlere götürdüler, içirdiler, Navar yara - Janmadan evel, içki içebilirdi. Fa kat yaralandıktan sonra bir ka * deh içer içmez derhal kendini kay bediyor, münasebetsiz hareketler yaparak her gittiği yerde olmıya * cak vaziyetler ihdas ediyordu. Bu yüzden Navar, Pariste, bir çok de- dikptulara sebep oldu. Ve bir gün arkadaşları ile, avlanmak yasak o lan bir yerde avlanırken yakalan dı, ve yarası iyi olmadan tekrar cepheye döndü, uçmağa teşebbüs etti, havada iken bayıldı, güçlükle yere indi ve yaraları tekrar açila- rak gene Parise döndü. Navar, 6 aralık, kardeşinin bir uçuş; esnasında, tayyaresinin fena- lığı ve eskiliği yüzünden öldüğünü haber alarak büsbütün çileden çık tı; ve artık bu sefer kendisini ta- mamen içkiye verdi. Bu devirde Navarın yaptığı mü nasebetsiz hallere bir misal olmak üzere, bir macerasını anlatacağız. Navar, bir gün, tayyaresi ile, Parise gelmişti. Bir ye- e — 930 - Nakleden : ia. Fakat o gün yedek parçayı vere - mediler. Bir gün kaldı. Ertesi gün parçayı gene alamadı. Gene kaldı. O akşam bir arkadaşına rast gel di. Gidip bir yerde içtiler. O za » rıanlar, Pariste bütün müesseseler 21,30 da kapanıyordu. Navar, ar. kadaşlarını otomobili ile “hal,le *| , re götürdü. Biraz sonra dönmiye karar verdi, Şimdi sözü ona bire- kalım, ve başdan geçenleri anlat sın: — Başımdan geçecek” macera hakkında hiç bir fikrim yoktu. O- tömobille hareket edeceğim esna da, ayağını sürüyörek gelen bir as! ker ile bir sivil sokuldular ve Ope ra cihetine gidip gilmiyeceğimi sordular. Müspet cevabım üzerine, sivil, askerin yaralı olduğunu, oto mobile alarak oraya kadar gölür » memi rica etti.Bir yaralı benimiçin mukaddes bir şeydir. Derhal ken dilerini bindirdim, arka tarafa o- turttum. Yolda, birdenbire, aklıma bir fikir geldi. Kaldırıma çıktp ora - dan gitmek. Derhal bu fikrimi tat bik ettim. Fakat bu hareketim polislerin hoşuna gitmemişti. Derhal önüme çıkarak aşağı inmemi söylediler, Hakları vardı. Durdum. Fakat po lisler tehdide de başladılar. O za- manlar asabi olduğum için tehdit sinirlerimi bozdu, dinlemedim, tek rar yoluma devama başladım. Polisler, tabancaları ile, arka te kerleklerimi patlatmak” istediler. Yanımda oturan: arkadaşım de Fonihicu fazla ısrar etmemekliği - mi söyledi. Bunun üzerine tekrar caddeye indim, yoluma devam et- tim. Maksadım polislerin yanımı- za gelip benden vesika sormama- larmı temin etmekti, Zira, yanım- da izinli vesikası yoktu. (Devamı var) izmir verem müca- dele cemiyeti avar Arnayutloğun ingil j çağırıldı | Döyli Heran güze i malümata göre Arnav ii | müzdeki mart ayında Dalmaçya IZMIR, 19 (A.A.) — Şehrimiz! verem mücadele cemiyetinin sene lik kongresi yapılmıştır. Mürakip ve idare heyeti raporları okunmuş idare heyetinin bir sene zarfında Yyaplığı işler takdirle karşılanmış- tır, Bu raporda cemiyetin verem - le mücadele işlerinde mühtelif sax halarda he suretle çalıştığı izah e dilmiştir, ——— ispanyada kış MADRİT, 19 (A. A.) — Mebzul | surette yağan karlar, Avila yaki - nindeki bir çok kasabaların etraf ile alâkasinı kesmiştir. Bilbao mın takasında münakalât durmuştur. pie Lehistanda zelzele KATTOVİCE, 19 (A.A.) — Kat tovice civarında evelki gece emsa- İi görülmemiş derecede şiddetli bir zelzele olmuştur. Zelzele, 3 sani - ye devam etmistir. Zelzelenin se - bebi, kışrı takallüsattır. Korku için de kalan ahali, evlerini terketmiş- lerdir. —— m — Hava seyahatleri ORAN, 19 (A.A.) — Tayyareci Marchesseau, Descombes ve Thu- illiez, saat 6,52 de Roggana git - mek üzere Lasenia tayyare karar- Bir cinayet yüzünden tere elçisi geri in verdiği giltere elçisi (Cemil Dino) wndradan bareket lat etmiştir. Kend len affı tak Bu k i, Lom - drada meçhul askerin mezarı çi » nüs bu - ve Lora Hanım hâ -| varında zehi disesi, çok esraröngiz bir mahi - yette idi. Syfirin talebi ürerine tah kikkat gizli aksetmemesi için tedbirler almmış yanılmış ve gazetelere hâ en bahset muşlardır. Ze; Londrada mahfuzdur. Hâdi bütün mahiyeti bir kaç gün | anlaşılacaktır. | Cemil Dino Bey Pariste kalarak | sihbatinin bozuk olmaz mebni | orada kendisini te istifasını oradan resmi bir gönderecektir, Yugoslavyada Silâh ve mühimmat kaçakcılığı BELGRAT, 19 (A.A.) — Me : buslardan M..Metikoch, halk kli: bünün Hirvatların mütalebatı Ts -| hindeki beyanatını protesto etmiş | tir, Mumaileyh, mebusan meclisin- de memlekette kanunu esasinin ta» dili için faaliyet sarfedilmekte ol » ! duğunu ve Yugoszlavyada karğaşa | Irklar çıkarmak maksadile gecele sl ri Dalmaçyada ve adalarda silâh ve mühimmat kaçakçılığı yapıl «| makta bulunduğunu söylemiştir. Mumaileyh, Hırvatların zerdet * mekte oldukları mutalebatın önü - sahillerinden ve şimal ve şark hu- dutlarından o Yugoslavyaya karşi bir taarruz yapılacağı suretindeki şayiaların tesirlerini izah etmekte olduğunu beyan etmiştir. Bu beyanat, meclis üzerinde bü - yük bir tesir yapmıştır. Amerikada Reisicümhura suikast MİAMİ, 19 (A.A.) — Tıbbı ad- li komisyonu azası Zingaranm mu ayene edilebilmesi için malıkeme - nin buna lüzum görmesi lâzım gel d söylemişlerdir. Mütehassısların bu mütaleaları- nı öğrenen Zingara, şu sözleri söy lemiştir: “Ben kaçık değilim.,, Tahkikata devam eden zabıta, Zingaranın 1931 senesinde Los An gelosta Era Nueva isminde bir â - narşist gazetesi neşretmiş olduğu- nu meydana çıkarmıştır. M. Cermakın sıhhi vaziyetinde tevakkuf vardır. Kongre madalyaşının şecaat ve ferasetine mükâfaten M. Ruzveltin ; üzerine ateş edeceği sırada Zinga rayı kolundan yakalamış olan Ma dam Crossa verilmesi tasavvur o tedir, /len İ ya dimağ faaliyetinin sihhat üze- dg a im ” KYA ” Ni 20. Şubat 1933. afalara yüklenen yü ç bizi delimi ediyor? Bir sürü malâmatı bir bavul içine eşyâ r sox2r'g haber, U - harp sahne baş'cer * | n İngiltere « | törlerin. | Kanadada ç ra İsra) "nin arının çoğal -| I olarak ileriye Mazhar OsmanB. ne diyor? | Dün bu mevzu üzerinde Mazhar an Beyle Könütarak bu iddia ndüğürü sor «“— Doktorun sözlerinde bir ye- rülik ve fevkalâdelik yoktur. Ge - çen sene $4 yaşımda vefat eden İsviçrenin meşhur emrazı asabiye muallimi OForel bundan otuz, 6- tuz baş sene evvel yazdığı “Rub| ve cümelei âsabiye,, unvanlı ese - rinde en bedbabt uzvyumuz olan dimağa lüzumündan fazla yük liğimizi, ansiklopedilerde sak lı kalması icabeden malümatı bir bavul içine eşya sokar gibi dima - ğımıza tıka basa yerleştirdiğimizi dimağın buna tahammül edemiye- rek (mide ve bağırsaklar fazla bir şey yüklenince nasıl sui hazim o - liyorsa) isyan edeceğini göylemiş, mektep programlarına, etüt usul » lerine itiraz etmişti. O zaman mektep programlarında şakirda » na lise tahsillerinde lüzumsuz bir çok şeyler öğretldiğini, halbuki kız mekteplerinde daha ziyade pratik çocuk yetiştirilerek hayatta okumuş bir hafız olmaktan ziyade düşünebilen bir teknisyen yapmak daha doğru olacağını yazmıştı. Keza Grase, “istikbal dimağen yorulanlarındır fakat çalıştığı hal de yorulmıyanların olması şayanı temehnidir,, mezlinde uzun uzadı rinde tesirlerinden bahsetmişti Binaenaleyh dimağın da diğer u- zuvlar gibi midemizi, karaciğeri - | mizi, böbreğimizi nasıl lüzumsuz seylerle yormıyorsak (bu suretle yorulmamasını ve salim bir hıf - zıssıhha takip edilmesini tavsiye etmişti. Dimağı yoran ookumaktan ve çalışmaktan ziyade üzüntüler, gerginlikler, hırs, kazanamamak - tan son derece meyus olmak, ka * zanmak için azami sinirlerini yor* mak gibi daha ziyade aklâki ve| manevi sebeplerdir. . Binaenaleyb Harbı umumi ve avakibi gibi si - nirlerin fevkalâde gergin olmasını intaç eden avamili hariciye di - mağımızın zaafını ve bundan da - ha mühimmi böyle yorgun kafa ve" sinirden yetişecek neslin daha zi-| yade hastalığa müsteit olmasını intaç edeceği tabiidir. Bütün düyada Harbi umumi -| deberi delilerin adedi gittikçe art- maktadır. Her yerde timarbaneler hiç olmazsa bir misli büyümüştür. iü si di i, gibi kafamıza sokuyoruz Hele sin'r hastalıkları gripten d#* ha müstevli, her evin içerisi bir kaç müsabı mevcut hastalık * lardandır. Cinnet arttığı gibi cin nesli daha fazla arlan psikops' dodiğimiz yarım akıllılardır. Ka * rorsızlar, sebatsızlar, çabuk hid” | detlerenler, cemiyet aleyhinde ©“ Kalar, disiplin sevmiyenler, ari * visler yani çabuk şöhret ve servel yapmak istiyenler, kuruntulular» meraklılar stbi psikopatlar gün” den güne çoğalmaktadır. Bunlardan © bir kısını zekâları i Is temayüz etmirtir. Fakat seciye çarpıklık marazi bir $e olduğu için bunların atel rmdan, cesaretlerinden, kayitsiz Lıklarından ve hattâ küstahlıkların dan, mokuilerin pek çoğu yılm ta ve çoğu da hayatta hâkim gö rünmektedir, Tabii bunların hükümleri bir 60 man alevi kadar krsa sürer. İşte bütün dünya hekimleri: çoğaldığında şikâyet ettikleri sınıftır. Peder ve valdenin kanları, frengi veya gizli bir ve remle kirli ve yahut alkol, morfü ve kokainle zehirli diğer taraftı yoksulluk, üzüntü, ati kaygısı ile daima helecanla geçen bir ömür. Bu suretle bir fena muhitte yeti şen çocuk lâzım gelen ill: terbiyej "Küsurlu alırsa cemiyetin BAYYİI n acubeler yetiseceği de beyands azadedir.. — Memleketimizde de hasta ları artış nispeti ayni şekilde mi dir?. : — Muntazam istetisti yok.. Fakat şunu işaret edeyim Bizim memleketimizde de her yet de olduğu gibi hükümet her ha tahanede bir sinir dispanseri yap tırmıya mecbur olmuş, nasıl tra hom, frengi ve veremle mücad. ediyor:a sinirlilikle de mücadeli ye başlanmıştır. e Sinirliler tedavi edilmekte ayni zamanda sinirsi nesil yetiştirmek için icabeden W suller öğretilmekte, ve çocuklâf küçük yaştan itibaren muntazaf bir mütehassıs nezareti altında y€ tiştirilmektedir. Avrupada pekçok muvaffakıyet veren bu wsullerif bizde de hüsnü tesir göstereceği den eminiz.. Nitekim üç sene e” vel otomobil | kazaları bizde n* kadar çoktu. Halbuki şimdi vat manlar, şoförler muayene edil * mekte ve ufak bir kaza vukuu bu muayene © tekrarlan hskegi bunlara san'atlarını icra si verilmemektedir. “Yani şah menfaat değil, umumi menfi gözelilmektedir. Sonra dispanserlere gidecek ç cukların da zekâları ölçülerek i# tidatları tayin edilmektedir. EEE SESSİ Aa Selânikte zelzele SELANIK, 19 (A.A.) — D iki zelzele hiseedilmiştir. Hiç hasâr yoktur. Şema Mısırda bir yangın KAHİRE, 19 (A.A.) — Mütb? bir yangın, Sirizcos kasaba 103 evi trip etmiştir. Altı ka: alevler içinde tolef olmuştur. Bir çok erkek, kadın ve rar amy gar FE SESSPESEIS # şi .., pm 'E e FP FE ENE AŞ