a al ii delimi Lili ki Savıfa 8 Kartal Harbi umumide meşhur Alman tayyarecisi Rihthofen'in Hatıraları Nakleden : fa. Kardeşimin yirmi ikinci zaferi, İngilizlerin en iyi tayyarecilerin - den ve belki de en iyisi olan yüz - başı “Ball, i düşürmek oldu. Bir kaç ay evvel, Ball kadar meşhur olan kumandan Havker'i de ben düşürmüştüm. İngilizlerin bu iki şampiyonunu düşürmek, biz iki kardeşe müyesser olduğu için pek sevinmiştim. Yüzbaşı Ball üç satıhlı bir tay - yare ile dolaşırken kardeşime ras - gelmişti. - İkisi de yalnızdılar ve i - kisi de, ötekinin bir hatâ yapması - nı bekliyorlardı. Fakat hiç birisi bâtâ yapmadı. Birân birbirlerine yaklaştılar. Yalnız hiç birisi di - gerine faik bir vaziyette değildi. Bu kısa yakmlaşmadan istifade için ikisi birden ayni zamanda a - teş ettiler, ve ateş etmekle bera - ber yaklaşmakta da devam ettiler, İkisinin de önlerinde motörleri var dı, binaenaleyh, birbirlerini vur - mak ihtimali pek azdı. Müthi, | bir sür'atle uçuyorlardı. Bir par - ça daha aşağı vaziyette olan kar - deşim, makinesini doğrultmak için fazla bir manevra yapmış, müvazeneyi kaybederek taklak atmişt . Birân, öylece düştü, fa - kat tekrar doğruldu. O zaman, her iki benzin deposunun delinmiş olduğunu gördü, motörü söndür - dü. Şimdi inmek mecburiyetin - de idi. Aksi takdirde yanmak tehlikesi vardı . Bununla beraber, ilk düşüncesi hasmını aramak ol - du. Makinesi şahlanıp da düşe “ ceği şırada,.. Havker'in de şahla - ! narak taklak attığını görmüştü. Bunun için o da kendisinden pek uzakta .lamazdı. Filhakika, İn - giliz, mütemadi taklaklar atarak düşüyor, nihayet yerde parçala - nıyordu. Karşılaştıkları ve bir - birlerine ateş aştıkları esnada, İn- giliz başımdan vurularak ölmüş - tü. Havker'in üzerinde bir çok fotoğrafiler ve gazetelerden kesil - miş parçalar vardı. Kendisinin Havker olduğu, bunlardan anla şılmıştı. Bölkenin zamanında o - tuz altı Alman tayyaresi düşür müş olan Havker nihayet kendisi de ustasını bulmuş ve düşmüştü... Yoksa, tesadüf mü ona böyle şe -! refli bir ölüm saklamıştı? Yüzbaşı Ball muhakkak “Riht « | hofen düşmanları, kumandanı idi. filotillâsının | Kardeşim 5 Mayıs ta yaralan mamiış olsaydı, bendöner dön mez, izinli gönderilecekti, Piyade, topcu ve keşif tayyâreciliği Eğer avcı tayyarecisi olmasa i | dim, piyade tayyerecisi olmağı se verdim. İnsan, gayet raüşkül va - ziyetlerde sert bir döğüşe girişmiş kıtaata yardim etmekle büyük bir memnuniyet hisseder. Bunu bi; piyade tayyarecisi yapabilir. Fay - dalı bir vazifedir. Arras harbin - de, gayet âz bir irtifada uçarak. günüri her saatinde, kıtaat arasın - da muvasalâyi temin eden bu tay - yarecileri sık seyrettim. Hem, düşmanı, piyade kıt'alarımızın ö - nünde ric'at ederken görmek, in - sanı heyecanlandırıyor. OEkseri zamanlar, bir avcı uçuşundan dö - merken, “son fişeklerimi, düşman siperlerinin üzerinde yakardım.. Vâkıa bunun pek ehemmiyeti yok » | det kendisine Tefrika Numarası: 1S tü amma, mânevi tesiri pek bü - yüktü . Ben topçu tayyareciliği de yap - tım. O zamanlar, telsiz telgrafla topçu ateşini idare etmek bir ye - nilikti, Fakat bu iş için hususi bir istidat lâzım. Ben muharebe et - meği tercih ediyorum. Topçu tay - yarecisi olmak için meslekten ol - mak şartlır Rusya'da keşif tayyareciliği de yaptım. Madeni düldülümün ü- zerine binince kendimi âdetâ sü - vari zannederdim. Holk ile bera - ber Rus cephesinde uçtuğum za « manlar, hayatımda tatlı bir hatıra olarak kalacaktır. Lâkinbu ha - rekât harbinin modası geçti zan - nediyorum, bir daha yapılmak ih - timali yok . Garp cephesinde, keşif tayya - recisi, alelâde bir süvarinin gör - düğü şeylerden büsbütün başka şeyler görür. Şehirler, köyler, tren hatları ve yollar âdetâ metrik gibidir. Seyrüsefer, tayyarecile - rin gözlerinden o kadar ustalıkla saklanmıştır ki, tasavvur edile - mez. Bunları, yükseklerden gör - mek için çok iyi gören ve alışık bir göz ister. Benim gözlerim iyi gö - rür, fakat beş bin metreden, aşağı - da olan biten şeyleri göreceğini id- dia eden adama hayret oederim.. (Devamı var) VAXTT Ticaret Odasının büyük bir toplantısı Ticaret Odaları kanunu mucibin ce bu ay içinde büyük bir toplantı yapacak olan İstanbul Ticaret ve | Sanayi Odası toplantıdaki faaliyet esaslarını hazırlamıştır. Buna göre Wicari mevzulardan başka bir de sanayi mevzuu var * dır. Bu mevzu “sanayi sistemimi - zin yeni istikametidir.,, Ticaret Odası bilhassa sanayi mevzuuna fazla ehemmiyet verdi » ği için bu hususta büyük bir rapor bazırlamağa başlamıştır. Bu raporda bütün sanayi erba - bma ait fikirlerin tespit edilmesi için Ticaret Odası bu işle alâka - dar zevatm fikirlerini sormakta - dır. Toplanılacak cevaplar raporda gösterilecek ve toplantıda okunu- lacaktır. Bu esaslar üzerinde ya- pılacak münkaşalardan sonra ve « rilecek kararlar İktisat Vekâleti » ne İstanbul sanayicilerinin fikirle- ri olarak gönrerilnreltir, Beykozda bir yangın Beykozda Şaban onbaşının e - vinden yangın çıkmış ve yetişen itfaiye vesaitinin yardimiyle sön- dürülmüştür. Ev kısmen yanmış * tur. Ekmek narbi fatanbul Helediye Riyasetinden: Künüms. annisin on sekislâci Çarşsmba gününden itibaren ekmek sekiz kuruş ou para f:ranca 14 on öç kuruştur. rörrENEEAEEEEAARAEEANREEASASERENALEAESANASERAEYEAUAAALNE ASA EEEENADEBESANANAAAREA . Yunanistanda buhrana neler sebep olmuştu? Çaldaris ordunun başındaki Veni. zeloscu erkân'nıatmak niyetindeydi ATİNA, (Hususi) — Çaldaris ancak iki ay kadar iktidar mevki- inde kaldıktân sonra, daha proğ - rm yerine daha bitaraf erkânı ge- tirmeğe kalkışmaları bütçede ta - sarruf teminetmek için harbiye ramını ve bilhassa malt ve iktısa - | nazırınm dört kolordudan ikisini, di programımı tatbike, yeni bütçe- ' bahriye nazırının da hava nezare- yi meclise vermeğe muvaffak ola- I madan aleyhine müttehit bir cep - he teşkil eden Ahrar, Terakkiper- ver Ahrar, Amele ve Çiftçi fırka- ların müşterek reyile iskat edil - di. Daha bundan beş gün evvel M. Venizelosun, Terakkiperver Ahrar fırkası reisi M. Kafandarisle yap- tığı müzakerede M. Çaldaris ka- binesinin efal va icraatını tasvip etmemekle boraber, daha bir müd- üsamahakâr day- ranmağa kazar verdiği ilân edil - mişken, beş gün sonra kabinenin iskatına acaba sebep nedir?. dadır ki M. Çaldaris ye- ği zaman or» İ du ve donanma üzerinde oldukça büyük bir nüfuz ve tesir sahibi o- Kordilile Haçı Kirya- esine alraıştı, Kondiliş, ötedenberi cümhuriyetçilikle maruf olduğu! cihetle, kendisinin kıraliyet taraf- tarı olmasından asla şüphe edile- mezdi.. Ceneral Kondilişin, Çaldarisle teşriki mesai etmesi, Venizelosa karşı bir darbe teşkil ediyor, Ve - nizslis fırkanın ötelenkeri orda üzerinde haiz olduğu nüfuzu sar - sacak bir mahiyette bulunuyordu. Ceneral Kondilisin ve Amiral Kiryakosun mevkilerinde yerleş tikten sonra, ordunun başında bu- lunan Venizelist erkânı askeriye ve bahriyeyi uzaklaştırarak onla tini lâğve teşebbüs etmeleri, tabi- | atile M. Venizelosun ve fırkası er- kânmın şiddetli itirazlarını ve protestolarını davet etti. Kabine - ye öteden beriden tehditler sav ruldu. Fakat Çaldaris kabinesi, progrâmuını tatbik hususunda zerre kadar tereddüt etmedi. İşte, M. Çaldarisi mecliste eka liyette bırakan ve düşmesini intaç eden başlıca: rebep, (o harbiye ve babriye nazırlarınm ordu ve do- nanmada yapmağa kalkıştıkları ve bahriyenin tepdili keyfiyetidir. M. Venizelos bu icraat ve tebeddü- lâan kendi. fırkasının Onüfuz ve kuvvetini baltalıyacağından şüp keleadiği cihetle, M. Kafandaris ve Mİ. Papanastasyo ile birleşerek ilk fırsatta kabineyi düşürmüştür. İ Yunanistandaki son kabine buhra- nmm sebibi budur. M. Çaldaris kabinesini Oordu kadrosunda tenkihat icrasma kal- kışmağa sevkeden başlıca setep mevkiini tarsin ve takviyeden baş ka, memleketin pek vahim olan, vaziyeti iktısadiye ve maliyesidir. Bu seneki Yunan bütçesi 700 mil yon küsur drahmilik bir açıkla ka: dır. tenkihat Venizelis erkânı askeriye ! © Evlenmek istiyen Erkekler © Yazan: Matmazel Kler klavnat İ —17- | 77 Künunusuni 1973... N On yedi yaşına girmiştim, bir akşam halam odama gelerek... | İ Artık konuşmamız (bitmişti. Ahmedin banımmı birkaç sözle teskin ederek Ahmetle evlenmiye ceğimi anlattım. Omuzlarından a ğir bir yük kalkmış bir kimse tav rile yanımdan uzaklaştı. Maama fih bu mesele bence esrarlı kal dı. Acaba karşımda sinir hastalı - ğına müptelâ olan ve elinden zev - ci alımacak korkusuna düşen biri mi vardı? Yoksa Büenos Ayrests | yapıldığı gibi Berberistanda da ka | dın ticareti mi yapılıyordu. Bu işi, tetkik için kadınım anlattıklarınm doğru olup olmadığını bilmek lâ- | zimdı. Bunun için sarfedecek za - manım olmadığından fazla malü- mat toplıyamadım. Ve yerini öğ - renemedim. YY Yirmi yaşmda, evet henüz yir- mi yaşında bir çocuk! İri kara gözleri, siyah saçları, zarif bir el- bisesi, gayet nazik ve güzel elleri İ var.. Bana Bulonya ormanının bir yolu üzerinde randevu (o vermisti. | Kendisini hayretle gördüm. Ve bir an süzdükten sonra gayri ihityari | dedim ki: — Ben sizi henüz evlenecek yaşla görmüyorum. Yirmi yaşını aşmamış olacaksınız. Böyle genç bir yaşta evlenmiye kalkışmanız - daki sebebi bir türlü anlıyama - dım. — Müsaadenizle size sergüzeş- timi anlatayım, O vakit evlenmek için bu kadar telâş etmekliğimdes ki sebebi de anlarsmız. İsterseniz hem yürüyelim, hem anlatayım.. Ben Petersburgda doğdum. Ba bam bir prensti. Rusya çarımın İ yaverlerinden o olduğu için mev kii pek mühimdi, Çocukluğum ayı | kürkü ve acem halısı ile her tarafı | döşenmiş odalarda geçti. Halâ ha: | tirlryorum, evimizin te'emil salon larımda ve duvarlarda uzun boru İlu tüfekler vardr. Bu tüfeklerin va zifeleri elmas işlemeli ve gümüş | kakmalı idi. Hizmetçiler benden tirtir €trerlerdi. Bana “Karin, derler. o Her sabah belip önümde diz çökerek ellerimi öperlerdi. Ba- wi koca sarayı içinde dediğim nun benden başka çocuğu yoktu, İhtilal koptuğu zaman henüz sekiz yaşmdaydım. İbülâlciler - sarayı astılar, Hös şeyi yağma etti: ler, babamı anamı ve teyzelerimi öldürdüler. Ben bir halarıla kaş mıya muvaffak oldum. Beraberce bir köseye sindik. Sonra Rusvanm —ş—2 nan (smaklığımı, dedik, kırdığım kırdıktr. Çünkü o « İ harici borçlarını tesviye hususun * da takyit eliyorlar,. Müstafi ka » binenin barici borç taksitlerinin ancak üçte birini tediye hususun - da ecnebi dainlerle aktetmek iste diği itilâf, neticelendirilmemiş ol- makla beraber, memleketi kam biyo noktai nazarından iflâsa sü - rükliyeceği ileri sürülerek dahilde de şiddetli itirazları davet eyle :| miştir. Bu buhranın, cümhuriyetçi fır. | kalarım temerküz kabinesi teşkil pandığı gibi, 1933 bütçesindeki a- | etmek suretile neticeleneceği tah | belki günün birinde benin sığın da 1,200,000 drahminden a-| min edilmektedir. Her halde Yu- ğını süthaneden de brkar şağı olmayacağı temin edilmekte - | nanistanm bilhaşsa iktisadi nokta- | hatrrrma gelmemek mürekün i nazardan vaziyeti hiç de. iyi de Ecnebi dainler de Yunanistanı| ğildir. içinde sefilâne bir hayat sürerek | yol almıya başladık. Aylar böyle * ce geçti. Gidiyor, gidiyorduk. Ni“ hayet Sibiryayı baştan başa kat" ettik. Halamın ismi Sonyadır w€ gayet iyi kalpli, fakat çok çirkin bir kadındır. Benim için her tür” lü fedakârlığı yapıyor. Donma * açlıktan ölmemekli * ğimi temin ediyordu. Günün bi * rinde Vilâdivostoka vardık. Ora* dan bir vapura binerek Şanghâ * | ya geçtik. Şanghayda bir müddet kaldıktan sonra vesilesini bula Paris yolunu tuttuk. Parise geldi * ğimiz #aman halamın yanını İ yalnız birkaç mücevher kalma! Bu mücevherleri bir mücevher ciye sattı, Kırk bin frank al Halam Sonya da aslen yüksek aileye mensuptur. Kendisi de prensesti. Fakat hiçbir şey düşü | müyor. Yalnız benim mes'ut #mamı istiyordu. O sıralarda yâşmdaydım. Halam eline geç para ile bir süthane açtı. kendisine yaver oldu. £ Süthai kâr getiriyordu. Halam beni Ji: ye gönderdi. Zengin bir aile ço cuğu gibi yaşatmıya muvaffak du. Onun sayesinde bir asilza kaldım, Kaba işlerle meşgul olâ rak vücudumu yıpratmadım. yadaki hayatın değişmesi beni üzerimde hiçbir tesir göstermi Maamafih matmazel, facia noktada başlıyor, On yedi yaşi ma girmiştim. Biz-akşam a elli. z yaşında olan halam odama gir | Minimini Aleksandrım çok üi düm, müsaade et de biraz ısınâ? yım,, diyerek yatağıma yattı. vallı Sonya halacığım! Hem i "yar, hem de doğma çirkin bir dındır. Bundan başka (sabahi akşama kadar süthanede bana ra kazanmak için pis pis süt kuyor. Nasıl olmuş, bilmem adeta taaşşuk etmiş. Bunun bini bilmem. bulabilir misi matmazel... Ve'hasrl uzatımı, hat bırakmamıya başladı; Üç nedir bu hayatı sürüyorum. rusu kendisine minnettarım, kat ne derlerse desinler, babi akrabasından olmamış olsa diye kadar çoktan selâömi kı dim. Son zamanlarda artık bammülüm kalmadı. Her İ yakayı sıyırmaklığım «icap yor, Bunun için arâya âray3 tek çar» buldum. a — Fakat... Başınıza gelmit lan bu hâdisede benim si2€ , gibi bir yardımım dokunal d Sizin hususi hayatınızın ceref* © # nmı değiştirebilir miyim? — Evet metmazel nasıl seri atiniz mi dokunur. Sizin ya ” ki bin frank trahomanız vef* 5 nunla yeni hem de halamı den büyük bir süthane Böylece ben de halamın © , ne ihtiyaç göstermekten sart rum, Sizin bana yapacağ" büyük iyilik de budur. Çi gli tk canıma tak dedi. Ni ai rus prensinin maksadı n3 Pi ğunu zaten anlamıştım. göl vi a ildi, :ğ ği v par)