7 Kânunusani 1933 Babrlonya'nın cenubunda bulu - nan Gılgamış menkıbesi tabletleri Türk medeniyetinin eskiliğine ait en yeni ve en öz delillerinden biri dir. Memleketimize gelmiş olan Alman muharrir ve terbiyecilerinden Dr. Stein bu menkıbe haltkındaki bil- gilerini ve menkıbenin bir parça- sıny o yazmıştır . Bunları aşa ğıya olduğu gibi olıyoruz: Gılgamış hikâyesi, cenubi Babı- lonyada Uruhların hükürydarı o - lan Gılgamışın maceralarını anla - tir destani bir şiirdir. Bu hikâye kralı Asurbanipal'ın kütüphanesin İc bulunan mihi yazı ile yazılmış ©n iki tablet üzerinde bulunmuş - tur. Bu tabletler şimdi Londrada British museumdadır. Tabletlerin bazı yerleri bozulmuş olduğu için hikâyenin karanlık ye belirsiz ka- lan yerleri vardır. En eksik olan kısmı, Gulgamışın “menkıbede Sum baba adı verilen: bir dev ile döğüş mesi hikâyesidir. Ba eksik tablet, geçen yaz yapılan hafriyat esna - sında bulunmuş ve şimdi Oxford darülfünununda tecrübesine çalı * sılmakta bulunmuştur. Rudolf Steiner, bu hikâyenin tahlilinden insanların ilk ölçü, sa » i ilik fikirlerini SL ekle iğ e am tur iklerini meydana koymuş Aver, hayvanlar için kurduğu kapanın yanma geldi. Kapan boş- tu ve kasnağı kırılmıştı; kızdı, te - pindi ve döğündü; fakat ertesi gü- nü vaziyet gene ayni idi. Kral “Gil gamaş,, a gitti, şikâyet etti: —- Kral Gılgamış, dedi, kapanı bozmüşlar. Hiç kimsenin karşı du ramadığı yabani, güçlü çoban bu- nu yapmiş olmalıdır. Kral, bize yardıma koş. Kral güldü ve dedi; — Aşk ilâhesi İstanrının. mabedi ne git, İnsana “benlik,, veren ve ya: insanm adını söyliyen, işte bu ilâ ir. Beraberine bir rahibe ve bir “mabet esiri, gl, Rahibe ovada ki çobanı görünce, onu te - vecektir. O vakit, olucaktır. bi yaptı. Rahibayi arkasına taktı, tanımıyan, çöllerde yapışan “ja bani,, bu güzel kıza bâkir. Güzel » | lik opu şarmıştı. Kızı mabede ka * dar takip etti ve böylece ilk defa bir şehre girdi, Artık hiç bir kim * sö, vahşi hayvanı kapandan azal edemedi ve çukurdan kurtarma * dı. Yabani sehirde yerleşti. Kralın huzuruna girdi. Krala baktı ve de di: Kral, senin neyia olmamı istiyor » | k sun? Kral cevap verdi: — Tekrar hayvanlarına dön ve! kendini bul. Yabani gitti. gene sürüye kavuş tu. Fakat sürü, artık onu tanıma - dı. Sürüyü ona bağlıyan tey, yok olmuştu. Askın ona öğrettiği şey, hayvanları tik bundan sonra, onun arkadaşı | di Dünyanın En Eski Medeniyeti reket ettiler ve devleti de ikisi be - taber kürdular, Kendi aralarında | devirdi. Kralın bu savaşta çok de- biribirlerine değil, fakat her ikisi- | fa casareti kırılıyordu. Bu esnada nin halka muhabbeti onları birleş- tirdi. Biri geçmişin derinliğine ba - | dostu korkuya kendini kaptırırdı. kıyor, öbürü şimdinin dileğini bili- | Kral ona cesaret verirdi. Daima yer. Her ikisi devleti kuruyorlar. şin mânası, öleksisi için şimdiki va- im kıaya ileten mahmuz oluyor. Bir 4 uvvetli - millet kalkınıyor, bir millet kendi | cektir. Burada Yabani, tim kendi hususi varlığını yaşıyor ve | istikbale tesir icra ediyor. gelmiş adam, beraber oldukları müddetçe kuvvetlidirler. Kim, on- ları ayırmak isliyecek? çizen ve bir kralın muhakemesini İişliyen kuvvetten ziyade ne bağlı» len büyük kültür inkişaf etti; bü - tün dünyaya yayıldı; muzafferce bütün dünyayı dolaştı. Artık kül - ıf kuvvetli | tür yaşıyan ve? lacaktır ” diği gi oluştadır. ilk defa olarak şimdi Avcı gitti ve kralm dediği £ çıkıştadır. Rahibe güzelliğini gösterdi: Şehri İz kuyvetlidirler. Onları kim yenebi - lir? Onlar, beraber olarak sağlam dırlar. Onları kim sarsabilir? Bu| iki kuvvet, her ikisi beraber ol -| duklarına tek bir kuvvettirler. On ları kim tekvar ikiye bölebilir? On ların ne yaptıklarını öğrenmek is- ter misin? — Kral; beni ne için çağırttın? | efsane 8 ikaten bilecektir. O halde ezeli olan ha - kikati dinle: kü o, çok iyi idi. Hakikatte o çok şey istediği için, Onun o kadar çok artık | kes gayretle ondan kaçırdı. Ar- | sel i: Yıl Evelki Tür Hükümdarının Hikâyesi LR m RR En eski Efsane şiiri, Uruh'ların Hükümdarı Gı' gamış'ın Hikâyesidir - —ş— ve gür sakallı vahşi adam derin | Gılgamış, bize yeniden huzur ver, bir acı duydu; krala lânet okudu. | bizi rahat bırak, diye. Derhal şehre koştu ve onu savaşa | Kral gürledi: dayet etti, Kılıç kılıca karşı şakla:| — Ebediyen uyumak mı istiyor- dı, Kılıçlar koıldı. Vücut vüçude | sunuz? Artık hiç mi uyanmak iste: geldiler. Biribirlerile boğuştular. miyorsunuz? . Yabani gökten düşmüş bir taş gibi Bunun üzerine halk sükünele idi. Yüzü bir ilâh yüzü gibi parlı - | geldi, anladı ve dedi: yarak, kralın üstüne yürüdü ve o:| — Gördünüz ya, o ne yaparsa, nu kendisine doğru çekerek şıktı, | ne dilerse bizim içindir. Biz onun Gılgamış güldü ve dedi: tarafını tukmalıyız. Ondan daha — Adam, zahmetin boşunadır, Vücydüm ise daha kuvvetlidir. Gılgamışın annesi onları barış » tırdı. O, âkil bir kadındı; rüyaları da yormayı bilirdi. Oğlu rüya yor: | ak mış engelleri ye - masını ondan öğrenmişti. Anne: | —— ge tn an “ — Bu adam, dedi, Bir rüyadır, vene pet ip eca O, geceden geldi. Onu yanma a! bei lee İbi Bunun üzerine kral, onu kendi * | pin ve bütün rahi; iplerin heykelleri- sine doğru çekti, Yabani rüya sür ni gaspediyorlar. Gılgamış onlara dü, kral o rüyanın tabirini söyledi. karşı cidali, halkın şuurlanması ci Bunu ona annesi öğretti. Bu suret” | dalidir. erp geliyor.(1) le kral ve dostu, ikisi beraber ha *| ..Sedr erin di Şumbabayı Gılgamış yendi. yere tür. Zahmetli gelen onun haklı tek: lifleri değil, bizim gevşekliğimiz * ir. Ve kral Gılgamış engelleri ye - dostu ona gayret verirdi. Bazan , biri diğerinden daha kuvvetlidir. Her biri ötekişi için cesaret verici salidir. ölüm karşısında işi dost Yabani ölüyor. Gılgamış, buna inanmıyor. Dünya, onu “öldü,, di - ye ilân ediyor. Gılgamış, hiddetle- niyor. O, ölmez bir varlıktır. Kim “halk öldü,., diye iddia edebilir? Yabani ölmez. Yabani yaşıyor. Siz buna “ölüm,, adımı veriyorsunuz, ben buna koşmak isterim. Gılga - mış, gece ve ölüm arasında geçi - yor: — Yolu biliyor musunuz? Be - nimle geliyor musunuz? Dönmek mi istiyorsunuz? Yüreğiniz mi tit- riyor?. Kim Gılgamışın arkadaşı olmak istiyorsa sendelememelidir, felce tutulmamalıdır, sayıklamamalıdır. Onun yolu, gayeye gider. Güneşin arkasından uzaklara ve batiya gi- der, 0... O, günesin indiği yerde dosiü - | nu tekrar bulacaktır. Gökün togr? ğa değdiği yerde, diri ölüyü bula- caktır. Bütün göklerden, bütün cshennemlerden toprakların ve de Bu iki dost, kral ve halktan Hajkin Kra! birleşince Medeniyet doğuyor Uyanıkken veya uykuda şekiller bilir. Böylece Sümer medeniyeti deni herkes onun oğulları o- O, ilk defa olarak şimdi İki kel onu taşıyor: Bir rehbor e bir halk... Onlar beraber olarak geçti gitti, o... Garpte Utnapistimi buldu, O, bir âkildir. O, büyük tu fandan erta kalmıştır. Duydunuz mu? Yarı arzı basan tufanı biliyor musunuz? Âkil, ölüm ve hayat hak İunda hüküm verebiliyerdu. O, içinde halkların ölmedikleri asır * lara, tufandan önceki şamana ba- yordu. O, olurduğu dağdan Gil gamışa bakir. — Kimsin, ne arıyorsun. — Ben biraderimi arıyorum, O- nun öldüğünü mü söylüyorsunuz. Sö; le: Ölüler yaşar mı, ölüler... - Âkil Utnâpistin ona cevap ver- O halde dinle, Bunu, tarih bilir, üzelleştirir. Fakat kim ha- daha gürel bir sez söyliye Kralın düşmanları vardır. Çun - halk inliyordu. tekliflerini her- başarmağa mecburdu. büyük, ondan daha iyi olmak güç-| Dost, #lü dost ta ona karıştu: nizlerin dev akreplerinin üstünden . yorlar. Arz bu senin kâyedir. Bütün gayretlerin ömrü bir gündür. imis uyanık kaldı. kuvvetini kaybetmemişti. Bir haç ây evvel bulunmuş olup Oxford'da | ziyana sebebiyet vermiştir. - Ölüm demek uyanmak de - | tercüme edilmekte olan “metindan bu beğ. Dek tamamianabilecektir. Bu metig yakm. ahali « me Ezine i BERLİN,6(A.A.) — Alman-| İ yada pancar yetiştiren ziraat er -|Gündengüne ilerliyen babına mensup mahfeller, pancar güzel bir kasabamız istihsalinin tâbi tutulduğu it fee e eri ZE Ülasmt) — Este ! lerin nihayet iki seneye kadar or- tadan kaldırılacağını zannetmek» Türk tarihinin en şanlı devrele » tedir, rini yaşatan Çanakkaleye 50 ki » lometrelik çok güzel ve munta * Bu sene şeker kontenjanı, bi * dayette tesbit edilen kontenjana | zam bir şose ile bağlı ilerlemiş * büyük bir kaza merkezidir. Mazaran tahmin edildiği gibi, yüz- de yetmiş nisbetinde arttırılacak Okumuşlar çerçevesi geniş o * olursa Almanyada pancar yetiş * | lan kasabada hayat günden gü - tirilen sahaların yüzde 10 nisbe - | ne ilerlemektedir. tinde genişleyip büyüyeceği ümit Maarif işleri: Tasarruf haftası olunmaktadır. münasebetile yeni yapılan Bele - —ş——— diye sinemasında çok candan ve Kolumbiyü ü Peru istekli olarak muajlim Nerime ve ibtilâfı Ayşe Hanımların görümleri altın» da çocuklar tarafından yapılan RIO de JANEİRO, 6 (A.A.) — | müsamerede yerli malları için çok Kolumbiya - Peru ihtilâfında Bre- | verimli neticeler almacak olan zilyanın bitaraflığını temin için birinci file Tabâtingâ'ya gitmiş - tir, Bir ticaret gemisi, buraya bir k alk kaç ta tavyare götürecektir, ami aşlandı. | Maarif ve mektep işleri diyin- şabliğini kündi gözlerile görmek | ** hatıra kışın soğuk ve (o yazın . akı, aklarınd. mü di - il , | yakıcı sıcaklarında ütemadi boa e beğ Yan Söhkteyriileri için köy köy Aaa çi gi Kral uya koşan ve Vee kadar bütün pık durdu; fakat altıncıda uyuya- | ?9pun A m gg kaldı, Hall onu terketmişti, onun | 9" kazanın değerli ve çok ça - İiepo'da İrretini kaybetmişti. lışkan genç kaymakamı Rauf Ca- Hal lerin öurlari istenmişti, vit Bey göz önüne gelir, O, bu iş- Surl kkelmişti! lerden hiç yorulmaz, bıkmaz. — O gitti, diyorlardı. Artık uy» İşte geçen gün kazada üç mü- taya Sli. mel köy mektebinin açılış Halin bu hali indie bayramına iştirak eden sevimli kesiyor. Halkı ile beraber olmayan valimiz Süreyya Bey de kayma - jef nedit? Bununla beraber ş0f go- kam beyin işlerini beğendi. gö belliki Yüryor. Geçen Hafta üç köyün, Tavak- İl isliimin karin ölü ökmek lı, Kızılköy, Bahçelinin. “bilim yerdi: Yedi: Hayat ekmeği, ye | dünyasma kayuştuğu gündü, Türk hayat süyü.. bayraklarının koyu ve vakur göl- — Bunları al, sana kuvvetini ia- | gesine saklanmış yeni ve temiz dö ödün binalar candan merasimle açıldı, Artık o, denizlerin dibine daldı; | öy * ocalarmın ve çocuklarının hayat ağağının kökünü yakaladı. | söyledikleri çok heyâcanlı sözlere Kök onun elini deşti. Kuvyetini | veli bey cevap verdi. Misafirlere | kaybediyor, halkın öldüğünü zan- | üzüm incir ikram edildi. nediyor,. O gene hayat kökünü/ Kazanım her köyü merkeze te - bırakmadı, onu $öktü, elinde oldu- | lefonla bağlıdır, çalışkan jandar » ğu halde dünya yüzüne çıktı. Hal- | ma kumandanı bu kıymetli fen bağ kının hayatını kurtarmıştı. | larını kıskanç bir ihtimamla mu » Hemen geriye Ufka doğru yol- | hafaza etmeğe çalışmaktadır. A » landı. Güneşle beraber gitmişti. | sayiş çok mükemmeldir. " Güneşle beraber güneşin doğduğu | Belediye sineması ve merhum yerdeki gündüze döndil. Surlarin | sefir Cevat Beyin refikalar 1 tara” yapılmamış, halkının surları bırak | fından şehre hediye edilen saat miş olduğunu gördüğü zaman yü- | etrafa bir like hissi i reği sızladı. Maamafih ©, halkı| Halk Mallı V De me a sı kaza kongresi ya- mecbur etti. Hiç hayat ekmeği! pılmış ve halkın dilekleri tespit hiç hayat suyu yoktu. Bir yılan her | edilmiştir. Bu sene kazada zeytin şeyi çalmıştı. Bununla beraber o, yeğ mahsulü bereketlidir, yalnız j onu icbar etti. Yabaniye kavuştu. fiyatların maliyet fiyatından bile L aşağı olması müstahsilleri müşkül | hale sokmuğtur, « Tüccarların güzel numaralar yapıldı ve bina- | ya sığmıyan halk kütlesi tara « fından talebeler ve hocaları pek Söyle dostüm, ölüler yaşıyor ça i bereketli mahsulü &lmek husus R da Halka ini beliğ — Onlar yaşıyorlar, dedi, fakat | liyoruz. MA A olur da ağla: Arz ölümün kanunu: C.H, —-e.. ispanyadan kaçanlar MADRİT, 6 (A.A.) — Gazete erden birinin verdiği bir habere göre Villa Cisneros'dan kaçan 29 kişiyi hâmil olan vapur, Avrupa * ya doğru yol almaktadır. # Bu vapurun İngiltereye gitmesi akla yakın görülmektedir. v Tesalya'da zelzele ATINA,G(A-A.) —'T. ada 453 Golo4 şehrijide dün iki | - (i) Metnin burasında bir boşluk vardır. | muş, ehemmiyetli maddi zarar ve Gılgamiş haykırdı: — Dost; toprak oluyor, böcek - ler vücudü âdi bir harmaş gibi yi «| i Bu hikâye, tarihin anlattığı hi Böyle olmakla beraber Gılge Dostu Halk uyanık durdukça ; İşitiyor musun, doztum Halk? Büyük bir korku içinde kalan