Yeni Tefrikamız meme “ Soanalı Münkir,, a Yarından itibaren “VAKİT, i İman yanın en büyük muharrir - inden “Gerhart Hauptmann,,ın Na von Soana,, isimli bir ro- re başl “Soanalı Münkir,, ismi ile ıyacak ve bu eseri for- halinde, gazeteye ilâve ola- yn rr beş on gün gibi kısa bir Amanda tamamlanacak olan bu , okuyucularımız, sene ba- İda tam bir kitap halinde elle - “de bulundurabileceklerdir. Gerhart Hauptmann, 1892 tehesinde, Almanyada Silezya'da m Uzun bir hikâye yazarak na- ari dikkati üzerine celbetti. i sene sonra “Şafaktan ev - vip simli piyesi, Berlinde göste- a, Hayptmann'ın eserleri, çok önliyte,. eserlerdi. Alman em- Peryalizmi bu kuvvetli muharrire Vin bir müşkülât çıkarmakta ge- Kedi fakat mücadele, çok şid- *li olmakla beraber Haupt İin'n galebesile neticelendi ve imani sırasile bir sürü şah Nerler meydana getirdi. Bunlar- dan, Rosa Bernd, bu mevsim ba- İ Nada Darülbedayide “Yedi kö - | Zeynebi,, ismi ile “adapte, / *ilerek oynanmıştır. .».. “Hauptrnann,, hakkında birkaç TE anlatalım: 1894 senesinde, me)entehces Theater; i, muharrir “Tisserands,, isimli | Ptilâlci €terini “repertuar,, ıma Key edince, imparator ikinci Vil- i. m, bu tiyatrodaki abonematı - derhal geri aldırmıştı. Sonra da Almanya'nın en büyük edebi âfatı olan Schiller mükâfatı- | m kendisine verilmesine mâni OMdığı bir mektupta diyor ki: “İş > Hauptmann'ın Almanyanın Mein en büyük şairi olduğunu ki Fakat onun “Les Tis - v eserini yazmasını affe - yorum. 1904 senesinde Hauptmann, renin Oxford Darülfünu - fahri doktor olarak seçili - du. Bu münasebetle “Bernard v hayret bir memleket. Ve milletler gibi, mahviyeti Mani gösteriyor. Hattâ bu hı,viYetini, en büyük adamla - , birisini yabancılar tarafın- takdir edilmesine müsaade ie kadar götürüyor. Nihayoç 1912 senesinde Haupt- Nobel mükâfatını ve bütün ın hayranlığını kazanıyor- a Bu senenin on beş teşrinisani - eyi Hauptmann'ın yetmişinci v senesi tes'it edildi. “aç, KİT, bu büyük muharririn Yucularına sene başı i olarak vermekle bahti- me21 Kânünuevvel 1932 Ve ilk öser olarak 1887| ui. İmparatör ikinci Vilhelm, | VAKIT İngiltere ile İran Arasındaki ihtilâf Cenevrede Milletler cemiyetinde ihtilâfın dostane bir hal ile neti - CENEVRE, 20 (A. A.) — Milletler Cemiyeti konseyi, dün- kü celsesini İranda petrol işletme imtiyazı verilmiş Anglo - Persean Oil Company imtiyazının İran ta- rafından feshi üzerine tahaddüs eden ihtilâfın tetkiki ile meş- gul olmuştur. İngiltere hükümeti, meselenin izah ve teşrihine müteallik ola - rak cemiyete göndermiş olduğu metni neşretmiştir. Bu metinde, #mtiyazın menşei ve kumpanyanın 1920 senesine Kadar İran hükümeti ile lona mü nasebetleri (o hatırlatılmaktadır. Bundan sonra 1920 ağustosundan | 1932 haziranına kadar İran hükü- metine ait olan yüzdeler hesabı - na müteallik müzakereleri mevzu u bahseylemektedir. Metinde İran hükümetinin feshe müteallik notası iktibas e - dilmektedir. o İngiltere hükü- meti yekcihet fesih muamelesini | hukuku düvele mugayir bir mü - sadere addeder, Bu sebepten dolayı İran bü - kümeti, kumpanyanın bu yüzden uğrıyacağı bütün zararlardan mes'ul olacaktır. Bu ihtilâfın İranla dostane | münasebatı ihlâl etmemesi arzu - sunda bulunan İngiltere hüküme- ti konseyin sarfedeceği mesainin celenmesini ümit ve temenni e - der. Diğer taraftan İran hükümeti de cemiyete bir telgraf çekmiş - tir. İran hali hazırda müzakeratta bir vaziyet alamıyacağını bildir - mektedir. İran hükümeti İngiltere hükü- metinin İrana karşı tehdit değil - se bile tahviften ibaret bir hattı hareket ittihazmı muvafık gör - müş olduğunu bildirmektedir. | - ran ihtilâfını konseye sevkine iti» raz etmemektedir. Konsey, İranm imtiyazı feshet miye hakkı olup olmadığını bil - mek istiyorsa bunun için İran mü mezssilini beklemesi icap eder. İran konseyin meselede vazi - yet almak için İranın izahatını beklemesi fikrindedir. Meselenin müzakeresi İran mü messilinin ve Tahrandan gönde - rilecek vesaikin gelmesine bağlı olduğundan konseyin pek yakın - da meselenin müzakeresine giriş- mesi muhtemel değildir. Esasen İran hükümeti tarafın- dan evvelce bildirildiği veçhile bükümet, bir ihtilâf husulüne in- tizaren kumpanyaya karşı tedbir- ler almamış ve alamıyacaktır. Binaenaleyh meseleyi müsta - cel telâkki etmiye mahal yoktur. Yeni bir takas mukavelesi Polonya'ya ihraç edilecek Türk malları hakkında. iktisat Vekâletinden: 15 Teştinisani 932 den itibaren üç ay müddetle muteber olmak üzere memleketimizle Lehistan arasında aktedilen takas mukavelesinin tatbiki takarrür eylemiştir. Bu mukaveleye naza- ran memleketimizden Lehistan'a “128” bin Zloty kıymetinde “73" bin Zloty iç ceviz, “21” bin Zioty fıstık, “31” bin Zloty incir, “84” bin Zloty kuru üzüm, “21,, Zioty taze meyva ihracına mukabil: Lehistmı'dan; “20” bin Zloty yün iplik, “20” bin Zloty am- balâj kâğıdı, “30” bin Zloty hurdavat eşyası, “150” bin Zloty yünle karışık pamuklu mensucat, “70” bin Zloty parke ve kontr plak, “235” bin Zloty pirinç, “60” bin Zloty Jütten mamül am- lâmba şişesi ithal edilecektir. Her iki memleket menşe şehadetnamelerile tevsik edilecek olan bu eşya serbestçe her iki memlekete ithal edilecek ve bu mütekabil ithalât eşyası dövizleri de kezalik serbesiçe ita olu- nacaktır. Keyfiyet ehemmiyetle Türk ibracat tacirlerine tebliğ olunur. 16628) Kadıktiy Sulh ierasmdan: Şeker tüccarı Samoilidi Bfendiye olan borcundan dolayı Kadıköyünde Osman ağn mahallesinde sk salkım ve cedit Yoğurtbane sokağında es- ki mükerrer 20 ve yeni 51 Nilu ve 20 met- re murabba: sahın Üzerine Inşa edilmiş 26 - mini kâgir diğer katları ahşap olmak Üzere ve zemin katında bir dükkün ve birinci katta bir oda bir halâ ve bir sofs ve ikinci kalta bir oda ve bir muthak ve bir sofa ve üçüncü katta Koza bir oda ve bir sofa ve bir taraça ve terkös ve elektrik tesizatı- nı havi ve müşterek duvarı müştemil bir bap hane ve dükkâünm 14-17-9027 tarihinde Kadıköy sulh iora dairesince. birinci açık artırma İle yapılan satışı neticesinde mez- l kür emlâke talip zuhur etmemiş olduğun - dan bu kerre ikinci açık arttırma ila 11-1- 933 tarihine tesadüf eden Çarşamba günü saat 14 ten 16 ya kadar oalılmasma karar | verilmiş olduğundan dellaliye ve ihale pul- ları ve resimleri müşterisine sil olmak üze İ re kıymeti muhamminesi olan (1600) Mira « İ nın yüzde yedi buçuğu nisbetinde pey akçe İerile beraber taliplerin Kadıköy sulh mah- kemesi icra dairesinin 9827-41 N. ir dosyası. na müracaat eylemeleri ve mezkör güyri menkul Üzerinde haklarını ve husunile faiz ve masrafa dair olan iddialarmı evrak: | ilân olunur. bime eli di vii e İİ İN ii İyi si halı, “252” bin Zloty iç fındık, balâja mahsus mensucat, “25” bin Zloty kıymetinde şişe ve S. Ahmet Hinci $. Hukuk mahke- mesinden : Müddei hazine vekili Tahsin Yesari Beyin Müddel aleyhima beyler beşinde yalı boyunda 81 « 82 numaralı hancde wöüsteciren sakin, Dürdane ve Seyide ve Mevliye hanımlar zimmetinde ec misil olarak şlacağı olan 100 liranın *aksili hakkında davanın cari muhakeme- sinde müddeaaleşhima pamlarma tasdir ve İsal kı'ınan celbname zahrine ma- halle heyeti ibtiyariyesinin tasdikini havi mubaşiri tarafından verilen meşruhattan mumaileybimin semti meçbule gittikleri bildirilmesi hasebiyle ilânen tebligat ic- rasına karar verilmiş olduğundan muma- ileyhimin yevmü muhakeme olan I8-I- 933 tarihine müsadif çarşamba günü $a- at on buçukta mahkemeye gelmedikleri takdirde muhakemecin gıyaben icra ki» hnaçağı tebligat makamına kaim olmak üzen olunur. m m ——— müsiitelerile beraber yirmi gün zarfında daireye bildirmeleri ahsi takdirde satış be- delinin paylaşılmasından bariç kalacakları (5060) Sayıfa 9 i Kimlerdir, ne Fenerbehçe mi kazanırlar ? kazanacak, (Baş tarafı 1 inci sayıfada) Beşiktaş mı ? konuşsam (ya baba yahut dede cihetinden musikile alâkadar çı- | kıyorlar ; Kemençeci Anastas Efendi de böyle: Babası da kemençe çalar- mış. Şöyle anlatıyor: — Babam da kemençe çalar - dı. Fakat ben küçükken ken - dimde fevkalâde bir heves duy muş değildim. On üç, ondört ya- şımda iken bir gün babam du - varda asılı kemençesini göste - rerek: — Yahu, şunu al da çalış, ba- kalım neler yapabileceksin? de - di. Ben de aldım, çalışmaya baş- ladım. Kücük küçük bazı hava - İlar çıkarmaya muvaffak olunca hevesim birdenbire arttı. Ve on dört yaşımdan itibaren de ha - yatımı bununla kazandım. — E.. memnunmusunuz, sanatınızdan? — Tabit.. On tane çocuk yap- tık. Yedi tane torun sahibi olduk. Bunların bir kısmını yetiştirdik, adam ettik. Kolay mı bunlar?.. İşte bunlarınbütün masraflarını benim parmaklarım çıkarıyo:?'u. Anastas Efendinin anlattığına göre kemençe bu silenin belli başlı bir istinat duvarıdır. Kemehçeci Aleko'nun babası - nın kayın biraderi olan o Anastas Efendi oğullarından — ikisini de kemençeci olarak yetiştirmiştir. hem o kadar iyi yetiştirmiştir ki bir aralık Yunanistana giden bir oğlu kemençesinin gördüğü rağ- bet yüzünden orada kalmaya mecbur olmuştur. Fakat Anastas Efendinin asıl küçük oğlunda bü- yük ümitleri vardır, Diyor ki: — Bizim küçüğü görmeyin. Müthiş bir istidadı var. Ben bile şimdiden hayrette bırakıyor... — Hayatınızda hiç endişeli günler geçirdiniz mi? — Mütareke esnasında bir hay h endişeli günler geçirdik. O za- manın hâdiseleri malüm tabii. Şehre birçok ecnebiler dolmuşlar- dı. Kemençe nerde, bunlar ner - de... Onların kulakları alaturka musiki gibi kemençeden de bir şeyler anlamıyordu. Fakat Alla- bu ha bin şükür, bizi bu heriflerin | elinde bırakmadı. Def olup git- meye mecbur oldular, biz de ra- hat bir nefes aldık. Birçok erkek çalgıcılar da sez- diğim kadın meslektaş düşmanlı * ğı, Anastas Efendi de daha bariz görünüyor. Bugünkü musiki âle- mini nasıl buluyorsunuz? Suali - İ me şu cevabı veriyor: — İyi bir halde.. Amma kadın- lar meselesi işi berbat ediyor! — Ne gibi? — Çoğunda musiki malümatı yok, Usulsüz bir iki şarkı okuyup alkış topliyorlar. Nerde o eski kemençeli, utlu, tanburlu, besteli fasılların güzelliği. O başka bir âlemdi. Ruh vardı, çalışma vardı, derin bir musiki muhabbeti vardı. Hepsi kayboldu, gitti. Simdi bir hanım kantoya çıkıyor, hafif bir sarkı söyliyor, alkış alkış üstüne toplıyor. — Eskiden kadınlar söylemez- ler miydi? — Söylerlerdi amma az.. Hem o vakit söyliyen kadınlar, erkek gibi okuyan, fasıllar bilen, musi- (Baş tarafı spor sayıl amızda) * sa maçı yüzde yetmiş Beşiktaşın İ kazanması lâzımdır. Çünkü Fener» mühacimlerini tutacak olan Beşik- taş müdafaası her şeyden evvel kendi mühacimlerinin işini kolay- laştırmış olacaktır ki bu takdirde Beşiktaş mühacimlerinin sayı çı- karamamalarına imkân yoktur. Galatasaray — Vefa Bu haftanın diğer birinci ta « kımlar maçı da şampiyonluk nok- | tasından olmasa bile bir çok nok- talardan alâka ile görülmiye değer mahiyettedir. Galatasarayla Vefa- yı karşılaştıracak olan : bu maç Kadıköyünde yapılacak Beşiktaş- la Süleymaniyeye üst üste yenilen Galatasaraylılar üçüncü bir imti- handan daha geçeceklerdir. i | Galatasaraylıların vaziyetlerini kurtarmak için azami dikkat ve itina ile oynıyocaklarını kabul et- sek bile Vefayı yenip yenemiye- ceklerini gene şüpheli görürüz. Çünkü Vefalılar da bu sene çok taze bir kuvvet halindedirler. Bakalım, Fenerbahçe stadı Ga- latasarylılarım talisizliğini silebi- lecek mi?. Maçlar ve saatleri Bu cuma iki sahada yapılacak maçlar, saatleri ve hâkemlerin i- simleri şunlardır: Takismide: Fener B. — Beşik- taş B. takımları 11,30 da hâkemi Adnan Bey. Anadolu — Altınor- du. 13 de hâkemi Arif Bey. Beşik- taş — Fenerbahçe birinci takımla» rr, 15 te, hâkemi Adil Giray Bey. Kadıköyünde: Vefa — Kumka- pı B. — Galtasaray B. takımları 11,30 da, hâkemi Emin Bey. Bey- lerbeyi — Hilâl, 13 te, hâkemi 5S. Turgut Bey. Vefa - Kumkapı — Galatasary birinci takımları 15 te i hâkemi Emin Bey. Gençler : Fenerbahçe — Sü- leymaniye 9 da, hâkemi Nuri Böy. ! Kasımpaşa —Beşiktaş, 10 da hâ- kemi Hamdi Emin Bey. Astanbul altıncı İcra dairesinden: Biz de yinden dolayı mahcuz ve parayı çevrilmesi he karar verilen 56 çuval arpa üsküdarda Atlama taşında 14 Nlu uncu ve Kepekçi TA zeri Efendinin dükkünmda 25-17-0832 tari - hina müsâdif pazar günü saat dokuzdan | an bire kadar füruht edileceği ilân olunur, (8961) ———————————— —— —— I kiye vakıf kadınlardı. — Alaturkayı mı, alafrangayı mı daha çok seversiniz? — Tabii alaturkayı daha çok severim ve hakiki alaturkanın, es ki alaturkanm da alafrangalaşa « mıyacağına kaniim. Anastas Efendi, göstermiyor, fakat hemen hemen en kıdemli çalgıcılar arasında (sayılabilecek derecede yaşlıdır. Bir çok taban - calı, kamalı musiki âlemleri ge - çirmiş. Fakat hayatında en yer eden hâdiselerden birisi istibdat devrinde başına gelmiş. Devrin maruf paşalarından birisinin oğ « lu kendisine musallat olmuş. Ken disini sürdürmeye kalkmış ve ha- ber yollamış: — Yer beğensin! Anastas Efendi, bunları anlatır «" ken: “ bi — Allah büyüktür, diyor, beni | sürdürmeye kalkan bu adamın bir hafta geçmeden kendisi sürül- dü... » v ge.