İ Dün yapılan milli futbol maçında Bulgar takımına ikiye karşı üç sayı ile gene yenildik Yarın ikinci bir Maç daha var illi takımile dün yap- maçı maalesef gene kay- i sayıya karşı üçle ve kalarda., diyoruz, çünkü bizim min vasat oynamasına Bulgar takımıda bir hak edecek derecede € Oynamamışlı. Dünkü A işaret ettiğimiz gibi, sahamızda, kendi balkı- iel ünde bulunmamız, Bulgar iin bize faik olduğu kı- t& karşı gelmiş, iki takım mahsus bir müvazene etmişti. Bu itibarla dün- açı kaybettiğimiz gibi ka- ik te, İ Kazanamamız, “on Efe 4 Hİ Mili N her şeyden elimize, mevsimin en iyi Sahada merasim Bulgar milli takımı saat üçü geçe sahaya çıktı, halkı ve alkışlandı. Arkasın- Bizim takım çıktı. Şehir mu- Bü evvelâ Bulgar, sonra Türk ei çaldı. Futbol fe- baş teisi Hamdi Emin B. | Bigi hitabe ile Balkan şam- Bulgar milli takımını ara- görmekle bahtiyar oldu: söyledi. Misafirlere bir hediye etti. Hamdi Bey- #onra Bulgar kafile reisi bu © mukabele etti. İki ta- | yg atalarla birbirilerini selâm- | Maçı idare için Yugoslavya- ey etirilem M. Vasilyoviç uzun e ein dolaşıyordu. ie milli takımı, muhtelif ii plerinden aldığı ©- l a şu şekilde sıralanmıştı: :Golçef, Miştalam-Rer- » Gabrovski, Baykuşef, ? İ, Angelof, Lozanof, Peş- ançef, Istaykof. mili takımına da şu ter- : bie Hüsamettin, Lütfi İN Hüsnü, Fikret, Nihat, İstanbulspor) Eşref, Sa- Vehap (Izmir), Muzaffer, 1, an en zayıf görünen kı- dal #ağ açıkta oynıyan Nec- lecrübesizliği dolayısile) “*di. Vehabın da merkez iy Oynaması şayanı dikkat teş “i. Hakkında yapılan in tak riyatla son günlerde kayi kendisinden bahsedi- ın Ankarada Ruslara Ka dee aynı mevkide oy- iş * bariz bir muvaffakı- k mediğinden bahsedil- hiç Bamasına rağmen mil- taa, in, >Açta merkez mubacım gti getirilmesi hayli cesu- Bayi İt. Bununla beraber | hattının nlığile | My ardan İnline ina edildiği de görü- Bunu, düşünme çalışma | noktasından takdirle karşılamak lâzımdır. Maçın ilk beş dakikası iki ta- rafın arzulu oyunile geçti ve sekizinci dakikada Fikretin iyi tip edilen bir takım için tabii- dir. Bulgarlara gelince, arasıra hâkimleşir gibi bir vaziyet gös- termelerine rağmen oyunlarını se ."... 2.t0e öneli 4 Türk ve Bulgar Milli takımları sahada bir ceza vuruşu Eşrefin ayağile Türk takımına bir sayı kazandı- rıyordu. Iki tarafın bütün gayretlerine rağmen sonuna kadar başka sa- yı vermeden geçen bu devrede görülenler şunlardı : Muvaffak” olamıyan Necdet Leblebi Mehmetle değiştirilmiş- ti. Nihatla Hüsnü vazifesini mü- kemmelen o yapıyorlardu. Haf »attında aksayan noktamız sağ kabul ettiremediler. Merkez muavinlerile sol açık- ları daha çok tebarüz (Oedi- yordu, Anlaşmaları ve hızları bizden fazla, fakat ferdi oyun kıymetleri bizden aşağıydı ve maç esnasında birbirlerile çok hızlı konuşuyorlardı | Ikinci devre Ikinci devre, sıfıra karşı bir sayı ile işe başlamasına rağmen Maçtan bir görünüş taraftı. Muzaffer en fena günle- rinden birisnideydi. Geri oyna- masına rağmen ne geride, ne de ileride bulunanlara zerre kadar fayda temin edemiyordu. Bunun içindir ki sağ tarafımız, muavinden başlıyarak derin bir anlaşamamazlık içinde yüzüyor- du. Sol hücum tarafımız iyiydi. Nihat Fikretle, Eşrefle, Salâhat- tinler anlaşmıya muvsffak olmuş- tu. Vababa gelince kırk beş dakika içinde yarım kalan iki güzel sürüşten başka bir işe yaramadı. Ne etraftakilerle an- laşabildi, ne verdiği pasları tut- turabildi ne de şüt atabildi. Takım birbirine bağlı olmıyan | küçük anlaşmalar içinde yüzü- yordu. Buna rağmen yürüyebi- liyorduk. Çünkü hatlarımız taze kuvvetlerle dolu idi. Yegâne kusurumuz daima olduğu gibi umumi anlaşmanın yokluğuydu. Bu da ancak maç günleri ter- Türk takımının daha çok a- leyhine geçti. Hemen O baş- langıçla şüpheli bir sayı daha yaptık. Hakem, ofsayt addede- rek kabul etmedi. Bundan son- ra Bulgarlar uzun paslarla açıl mıya ve daha huzlanmıya koyul- dular. Bir aralık bir Bulgar mu- bacimile karşı karşıya kalan Hüsamettin kales'ni bırakarak Bulgar mubacimine doğru koştu ayaklarına atıldı ve topu yaka- Jadı. Fakat birkaç saniye sonra Bulgar sol içinin güzel bir pası, Bulgar sağ açığının güzel bir yan şütile top kalemize girdi. Vazi- yet müsavileşmişti. Birinci dev- re için saydığımız kusurlar dere- ce derece daha vazib bir teşek- kül alıyordu. Bununla beraber Salâhattinin otuz metreden sal- ladığı fevkalâde bir şüt aynı sa- niyede Bulgar kalesine girdi. Bir az gayret etseydik bu vaziyeti muhafaza edebilirdik. Fakat tali Bulgarlara bir sayı Balkan güreş birinciliği bu akşam neticeleniyor Milli takımımızın ihtimalleri çok Evvelki gece sabaha karşı bitmesi dolayısile maalesef bü- tün teferrüatile yazamadığımız Balkan güreş birincilikleri müsa- bakalarınabu akşam saat sekizde Maksim salonunda devam edi- lecek ve Balkan şampiyonları tesbit edilmiş olacaktır. Dün ge- ce bütün tahminlerimizin hilâfına Çoban Mustafanın lüzumsuz ve zamansız yenilmesinden başka bir mağlübiyet kaydetmiyen ve tamamen muzaffer olan Türk yavrularının bu akşam ayni mu- vaffakiyeti göstererek son neti- celeri kazanacaklarına çok kuv- vetli itimadımız vardır. Dün işa- j ret ettiğimiz gibi evvelki akşam yapılan müsabakaların sayısına göre Türk takımının 8 galibiyet bir mağlübiyeti vardır. Türk ta- kımına en kuvvetli rakip Romen- lerdir. 7 galibiyetleri 3 mağlübi- yetleri vardır. En tehlikeli raki- bimiz olacağı tahmin edilen Yu- goslavlar hemen hemen evvelki akşam en geride kalmışlardır. 1 galibiyet 7 mağlübiyetleri var- dır... Yvnanlılar ise 2. galibiyete mukabil 7 mağlübiyet almışlar- dır. Bs akşam filiz sıkletten baş- lanarak yarı orta, orta, yarı ağır ve ağır sıkletlerin ikinci devre güreşleri bitirilecek, bundan son- İ sa son devre güreşleri yapıla” caktır. Evvelki gecenin hususiyetleri Güreşlerin tertibi, salonun va- vaziyeti oOve güreşler akşam halk üzerinde çok güzel intibalar bıraktığı için bu ak- şamki müsabakaların daha ziya- de hararetle karşılanacağı mu- hakkaktır. “Levski, bu Bulgaristanın en kuvvetli ku- lüplerinden Levski kulübü ile Fenerbahçe ve Galatasaray ku- lüpleri arasında yapılan muha- bere müspet neticeler vermiştir. evvelki | muzaffer olması kuvvetlenmiştir ! Esasen evvelki akşam salonda i tek boş yer kalmamıştı. Manza- ra da cidden güzel, parlak, his- si sahnelerle doluydu. Meselâ gü- reşçilerimizi yetiştirmek için bir kaç senedir youlmadan ugraşan Macar antrenörü Peter efendinin güreşçilere tahsis edilen yerde güreşleri seyrederken ne kadar büyük ve samimi bir heyecan geçirdiği vazıhan görülüyordu. Elindeki mendili sık sık buru- yor, dişlerine kadar götürüyor, ve yanındaki güreşçilere güreş- lerin tenkitlerini yapıyordu. Türk yavrusu ringde» muzaffereren çekilirken yüzu iftihar ve sevinç çizgilerile doluyordu. Güreşçile- rimiz de, güreşten sonra gidip bocalarının elini sıkıyor ve öpü- yorlardı. Saat on ikide, Bulgar maçında oynayacak futbolculardan salon- da bulunanların gidip uyumaları için federasyon reisi tarafınan Oparlör ile yapılan tavsiye de halkın çok hoşuna gitmiş ve se- yirciler arasında bulunan Nihat Beyin bu tavsiyeye, yanında bu- lunan refıkasının pek haklı ola- rak heyecanlı güreşleri yarıda bırakıp gitmek O istememesine rağmen, itba etmesi alkışlarla karşılanmıştı. Bundan başka, spor sahaları- mızda ilk defa olarak gazeteci- lerin yazmıya muhtaç olduğunun düşünülmüş olması ve bu düşün- ce ile gazetecilere ringin yanın- da hususi bir masa temin edil- mesi güreş federasyonu ile alâ- kadarların ne kadar yerinde bir itina ve hassasiyetle çalıştıklarını anlatıyordu. hafta geliyor Levski takımı çarşamba veya perşembe günü şehrimize gele- cek ve önümüzdeki cuma günü Fenerbahçe ile ilk maçını yâpa- caktır. A 1 A GA Ga e daba hediye edecek kadar lü- zumsuz bir cömertlik gösterdi. Aleyhimize bir kornerden kale- miz önünde dolaşmıya başlıyan top Nihadın ellerine dokunmuş- ta, Vaziyette bir kastolmadığı sarabatle görünüyordu. Bununla beraber hâkem penaltı cezası takdir etti ve Bulgarlar ikinci sayılarını yaptılar. Maçın bitme- sine yirmi dakika kalmıştı. Bir sayı daha yapan kazanacaktı, Ilk on dakikada iki şüt attık. Tuttular. Vehap büsbütün bozul- du. Muzaffer önü boşken şüt çekemiyecek hale geldi fakat Bulgarlar maçın bitmes'ne tam beş dakika kala bir kornerden istifade ederek güzel bir sayı daha yapıverdiler ve ofsayt sa- yılmasaydı son dakikada sayıla- rını dörde çıkarmış olacaklardı. | işte dünkü maçın hülâsası bu. | Maçtan çıkarken en çok dinle- | diğimiz şuydu: — Ah eğer Vebhabın yerinde Zeki olsaydı... Evet Vehabın ye- rine Zeki olsaydı... Bu sefer de muhakkak şunları dinliyecektik; — Ah eğer Zekinin yerine Vehap oynasaydı!,. Hakikati süylemek lâzım ge- lirse Zeki B., sadece yaş itiba- rile, artık ideal bir merkez mü- hacim değildir. Fakat yeni merkez muhacim Vehap hiç değildir. Evvelâ da- ha genç olmasına rağmen lâa- | kal Zeki kadar ağırdır. Sonra Zekinin yarısı kadar sür'ati in tikal gösterememektedir. Bu iti- barla evvel emirde hedefimiz Zeki kadar kıvrak yeni bir mer- (Lütfen sayılayı çeviriniz )