i Debi mektebinde ürk çocuğu genç bir arkadaşla konu- » Bu, şehrimiz Fransız en birinin on birinci sı - l 8eçmiş bir Türktü.. Bir a - Tüy, Muşmamız Türk zihniye- Bine zekâsı, Türk çalışması ü- lap yi, Arkadaş coştu; ne - le; İüyordu, neler? Bütün fi Sn çi bir papasın ağzın - in ia arkadaş onları İM m MİR ehimenez al MN ir uri — ip, Socuğa vc Türklerden mad çıkamaz, bir Müse ye- le, e“ hele, mektepler (açılıyor, . pm akın akın müessese- e dırmıya koşuyorsunuz.. Na alvarırım; yavrularınızı teplere terketmeyiniz.. | ve bir Bergson doğamaz.. sade vahşidir.. Onlar kav ».. b » * » alar ve ağabeyler, ta y alarmızın ve kardeşlerini- toprağı hor görmemeleri, riğ zerresini ölürcesine sev- | e in onları Türk mekteple- €riniz,, | m hayatlarını Türklük Ür, FO ilersi için harcıyan iz. alarma onları teslim e - Birr. Wer Türk gensi sizden bunu, Sotcu olarak, diliyor.. İBRAHİM ŞEVKET Öaret rekoru şü 3i iy kitaplar meşreden Rem- Mai Panesi, Muallim Baha Hu ley? Ve Pek “çin yaz MM, amatör ve mektep sah “Bir | | | in | | iş i cesaret » R,.” Simli komedisini neşret- eg rin *şhası tamamen erkek- ME by Tr sahnede oynanabile - Sah, #erin vak'asi pek güzel Üy, da içimizde yaşıyan ve i w kü, ünç tarafları göze çar - fiz bi lerdir, Baha Hulüsi bey iç Mişge Eörüşle her vakit bizi iy, ği k kimseleri çok iyi iğ Ve eserine mevzu Ve Bi Vak'a bir distabibinin Y ii Pap, 5de cereyan etmekte ve iç diye; ye göstermek isli» tib; ia fasının çorap sökü » en Miteği. Sülünç taraflarını göster şerde yanlış ilâçlarla ve «Sete ile müşkül mevkie lerin şaşkınlığını ba « göze çarpıyor. Her : dıkça muhakkak kah & Yet ve, Pilecek olan ve Cüm Yang ler mahfelinin repera Yaziğ, sah, hil bulunan bu eseri Ba, nelere tavsiye ederiz. Bu €sirde gençlik e Balıkesirde lik maç- d a birliği) şampiyon k, bı a İdman yurdu, | ae a l an gücü ve ko- a yi Güzel > dört kulüp var - | la, On eri mevcuttur. 4, , Sdunun kulüp bi - imi Dealdir. Başta (Kimya- İl Sler ,,, “”) olmak üzere bütün iş Kad m bir surette ça- cesaretlerine ve | EN L Ekg Istanbulspordan Genç Futbolcü Hasan Bey Anla Mütemadiyen yukarı çıkıyoruz. Sağ ve solumuzda küçük delik- lerden gelen bir parçacık ışık merdivenleri aydınlatmıya çalı- şıyor. Bereket versin ortadaki merdiyenin mibverine ona tutu- narak çıkabiliyoruz. Güzin, Hik- met, Nino hanımlarla Derviş, Hasan beyler ve en arkada ben sıraya dizilmiş merdivenleri tır- maniyoruz. Arada Nino hanım kesildiğinden şikâyet ederek altı kişilik. manganın temposunu bo zuyor ve duraklıyor. Bunu gören biz de ovun ile beraber duru- yoruz. On beş dakika sonra bü- tün İstanbulu görebiliyoruz. Bir Kdıköy iki taraflarında Marmara ile Boğaziçi uzanıp gidiyor. Bo- ğaziçinin sol tarafında Beyoğlu sivrilmiş bir çok binalarlar tam Avrupa şehrini: andırıyor. Kısa boylu tıknaz adamlara benziyen mütevazı Galatasaray kulesi de o upuzun binaların yanında pek de iyi durmuyor. Beyazıt kule- sinin en üsiündeyiz. Rüzgâr bü- tün şiddetile esiyor. Marmaradan kopan rüzgârlar souğu Beyazıt kulesinin üzerinde alıyor. Güzin hanım arkadaşlara 1s- tanbul hakkında izahat veriyor. Herkes de konferans dinlemiye amına iştahlı... Konferansın mev- zuu İstanbulu çeviren surlar hak- kında, Beyazıt kulesinin özerin- de de tarihi konferans iyi din- lenir, Ne mutlu tarih meraklıla- npa.. Bilhassa Nino hanım ec- nebi olduğundan Güzin hanını can kulağile dinliyor. Hikmet hanım da bütün dikkatini oraya vermiş. Derviş beye gelince: Güzin hanımın tarihi bir fal- sosunu yakalayım da bozayım diye öyle bir dinleyişi var ki deme gitsin. Nedense bu sporcular, ertist- ler traştan, konferanstan filân boşlanmıyorlar. Baktım bizim Ha- san bey öbür tarafta yalnız ba- şına gözlerini Istanbul Erkek lisesine dikmiş birisini görmiye çalışıyor. Beni sorarsanız. Hasan beyle mülâkat yapmak için firsat kol- hyordum. Tam zamanı idi işte: — Hasan bey görüyourum ki tarihten pek hoşlanmıyorsunuz ? tarafımız Üsküdar, onun yanında | Istanbulspordan Hasan Bey ve arkadaşları ) VAKIT a” Hasan bey birden kendini to- parladı. — Yok hayır, Melih bey, Is- tanbul Erkek lisesinde bizim Emin amcayı görebilirmiyim diye bakıyordum. — Bari görebildiniz mi? — Hayır arıyorum. Peki iz Güzin hanımın izahalını neye dinlemiyorsunuz ? — Gazeteye yazı aramakla meşgu'düm. — Peki ama burada Beyazıt kulesinin töpesinde'gazeteye ya- zı bulabileceğinizi zannediyormu- sunuz ? — Ona şaphe yok hatta şim- di başhyacağım. — Hangi mezuu kuldunuz? — Sizine mülâkat yapmayı düşünüyorum. — Ha genç nesille baş başa sütununa.. — Evet, lülüF edersiniz. — Estafurullab, kurada mü- âkat yapabilirsiniz buyurunuz suallerinizi sorunuz. Tabiatile mümkün, Bilhassa Küzin hanımın İs'anbul sur- ları hakkındasi konferansı işe yaradı. Kaç senedir meşğul oluyorsunuz ? — Sekiz senedir sporla meş- ğulüm. lik ve son kulübüm Istanbul! spordur. Bugünkü gibi batırlıyorum, Istanbul spor kılir bü henüz teşekkül etmişti. mü- essiserden Kemal Halim bey bana futbol oynamamı tavsiye etti ve onun delâletile Istanbul spora aza kayl o'dum. vücudu. mun müsait o masına binaen An- trenorumuz bana fazla alâka gösleriyordu. İşte bu suretla sekiz senedir futbolu fasılasız oynamaktayım. — Beynelmilel hangi maçlara iştirak ettiniz? — lik olarak İstanbula gelen Macar genç milli takımına karşı Türk genç milli takımında haf oynadım ve bunu müteaddit beynelmilel maçlar takip etti. — Türk milli takımını nasıl buluyorsunuz? gayeniz — Halihazır Türk milli takı- mı azaları Haliç şirketinin emek- tar vspurları gibidir, bir kaç senelerden beri milli takımda oynayorlar ve iddia olunduğuna göre yerlerini dolduracak oyun- sporla tıyor . cu bulunmadığından oyniyor- lar, Gazetenizde genç nesille baş başa sütununu takip etmek- teyim. Şimdiye Kadar hayatları neşrolunan amatör artistlerde biz amatör sporcular gibi bir şeyden şikâyetciler, inhisarcılık. evet bu inhisarcılık bizim içimi- ze işlemiş. Genç artistlerin yerden göğe kadar hakları vardır. Kü- lâh meselesi bu. Bizim külâbı başkası kapar diye didinip du- ruyorlar, üte tarafta genç, dinç heveskâr, müstait artistlere ça- lışma sahası vermiyor. işte spor- da aynı böyle, ağabeylerimiz hatta babalarımız balâ gençlik iddiasında, pek alâ öyle olsun beş sene daha sabrederiz. Ne demek istediklerimi O anladınız degil mi? Gayem milli Türk for- masını taşımaktır, — Türk ve dünya gözeli Ke- riman Halis hanım için ne düşü- nüyorsunuz? — Evvelâ Türk güzelini mü- sabakaya girmiye teşvik eden Abidin Daver Beyi, saniyen müsabakayı yapan Gumburiyet bümünesi mücssesini, salisen tam mânasile güzel seçen hakem he- yetini ve nihayet intihap olunan Keriman Halis Hanımı candan tebrik ederim, Bazı kiwseler Türk güzelinin dünya güzeli ol- duğuna hayret ediyorlar. Halbu- ki biç öyle değildir, Bu pek ta- bii birşeydir. o Sporcu olduğum için söylemiyorum. Şu mubak- kaktır ki spor insanı güzelleştirir | gençleştirir, kuvvetlendirir, Bil hassa mekieplerde beden ter- biyesine verilen ehemmiyet şa- yanı takdirdir. Bunun için bu neslin evlâtlanyiz tabiatile spor- cuyuz, Bilhassa kızkardeşlerimiz sporcu olmaları onların. yaradı liştaki güzelliklerine © inzimam ediyor ve Avrupanın. aradaki güzellikleri kendilerine mezcet- miş oluyorlar. İşte kıraliçe olan Keriman Halis H. güzümüzün önünde en güzel bir misaidir. Bunun için bence herkes kud- retinin erişebildiği kadar spor yapmalı. Bilhassa yürümeli, ki bunu ber irsan yapabilir, Ana- larımızın babalarımızın otururlar- ken, kalkarken aman of diye şikâyetlerini her zaman işitiriz. Bizim nes'in ibtiyarlığı zamanın- da böyle şeyler pek işitilemez — Bu seneki maçlarda gene oynıyacak mısınız, — Ona şüphe yok. İşte de- min Emin amcayı onun için arr- yordum. Türkiye birinci müsa- bakaları için daha müntazam çalışabilmek için kulübümüz Bey- kozda bir kamp kurdu. Beş yir- mi beşle Emin amca ile Beyko- za gideceğiz. Bu sene İstanbul şampiyonu olduğumuz gibi bir de Türkiye şampiyonu olursak bizim Baba Tahir birinci takıma Emin Efendide bir öğle yemeği vadetti, Melih Nazmi Savıfa 7 Gençlik ve avcılık Spor klüplerimizde niçin birer avcılık şubesi yok. Sporun hemen her kısmında çalışan kulüplerimizin neye he « men hiç birisinde avcılık şubesi yoktur. Halbuki spor nevileri için- de avcılık kadar tatlısı, meraklı - sr, heyecanlısı yoktur. İşte mevsim geldi demektir, de - mektir değil, geldi bile! İstanbul kırlarında sırtları çan talı, omuzları tüfekli avcılar ko- paylarile birlikte dolaşmiya baş- ladılar. Yarm öbür gün bıldırcınlar küme halinde geçmiye başlarlar, Gönül ne kadar isterdi ki, spor kulüplerimizin birer de avcılık subesi olsun! Avcılık ayni zamanda nişancı- lık, atıcılık olduğundan gençleri » miz buna bütün sporlardan fazla ehemmiyet vermeleri lâzımdır. * Gençlerde bağ Bu sene gençlerimizde bir de hevesi bağ merakı canlandı. Denilebilir ki, bu merak hemen hemen deniz ve plâj merakı kadar bir canlılık göstermektedir, Cuma günleri yüzlerce genç İstanbul ve Beyoğlundan kalka - rak şehir civarındaki yeni tesis edilen üzüm bağlarma gitmekte ve bu bağlarda adeta bir nevi bağ i ve üzüm bayramı yâpmaktadır. Hele cuma günleri gençlerin tehacüm ettikleri sur haricindeki bağlarda yeşillikler arasında ge « çirdikleri temiz ve açık hava âle- mi sıhhatleri üzerinde çok iyi te- sirler yapmaktadır Gençlerimizin bağlara ve ü - zümlere karşı gösterdikleri bu a- lâka çok takdire şayandır. Gün - lerini hâlâ pis havalı kahve gazi- no köşelerinde tavla ve iskambil masaları karşısında geçiren diğer gençlerin de böyle temiz, sıhhi ve faydalı eğlencelerle vakit geçir - miye kendilerini — alıştırmalarını tavsiye ederiz. Amatör sahneler ında Gençler temaşa gurubu Gençler temaşa grubu, bu sere Beşiktaşta ve (Halkevinde) faali yet gösterecektir. Mesai teşrinic- velin birinci gününden başlıya » caktır. Bu sene bilhassa grup temsil heyeti yeni ve eski arkadaş larm iştirakile çok kuvvetlenmiş- tir, Bu sene temsil edilecek eser - ler arasında, üç şarkılı komedi i vardır. İsmail Galip (o beyin naklettiğim “Yaradan Ses ni affettim,, eseri (Kör), (Az tama çok ziyan getirir) (Elveda İstanbul) eserleri temsil edilecek tir. Bundan başka (Bir akıl fa « ciası) (Mukaddes ateş) (Üçüzler) (Aptal) gibi eserler de temsil edi lecektir, Temsil heyeti trajedi ve kome- di olmak #zere iki kısma ayrıl « mıştır. Bu iki şube her hafta temi siller verecektir. # DEKORCU