Yahudiler Metin —— tn havalisindeki Yahudi iyor, Y gün geçtikçe kuvvet- Mavera âhüdiler, yavaş yavaş dama araziyi Ara i Satın alarak Oburayı time ilhak etmek istiyorlar. kii, bu Eazetesinde Yahudi- Ne bey fikrini açıkça anlatan ti Rat çıkmıştır, Bu beya- ilerin maruf şahsiyet» Yoktor Vizmene aittir. izmen diyorki: M ârizisi, mevcut ve yeke nüfusuna nispeten ng lktr On iki milyon kğ, fazla değildir. Bu , Mah; arazi daha şimdiden bu- | dp |, “AP ve Yahudi kitlesine iyor, Halbuki dünyanın | iy Zeli Ka getainda bulunan Yabudile- Valanlarına dönmek iste Müye Mazarı dikkata alınırsa iy dir kat daha müşkül bir ike. ay aleyh bu “ Ana vatana da disesi ancak Mavera. çi IN yani OoŞarkulerdenin ilhakı ile tahakkuk ede e Yahudiler on iki sene- KO Filistinin imarma çalı- My bütün araziyi araplardan .Mışlardır, Filistin bugün- İe mükemmel bir Yahudi olmuştur. Fakat hariçten Yahudileri istiap edemi- in ana vatana dönmek Yı 9da olan dünyadaki bütün Yi, rin behemehal Şarkul- topraklarma © yerleşmesi *diyor, iç rkulerdenin Filistine il- P Elini ELİN EEE İİ 'n elimizden geldiği kadar AĞIZ eki, Mi Yahudi şurdu olabilir ta, ehal bu olacaktır da,,» hh çi karşı Hizbulistiklâl ela i ” va son günlerde Kudüs- eyâhname dağıtmıştır. İyanmamede ezeümle deni- a kiş Pili; &, pen Suriyenin bir cüzü- Beğ e İki memleketin birleş- ti intihap rejiminin değiş- Pi, lâzımdır, N e dahil olduğu halde w > serbest bir inti- Arap meelisi meb- A, *S0kül edilmetidir ,, a Jenmamelerden Avrupa j da, <,ve Cemiyeti Ak- il gönderilmiştir. > başını gevi gevirerek onun tarafa baktı ve mırıldan- EV bi ” Sanma, bu da kim olur Arap in hi abedin köşesinden bi, * Polis hafiyesine nn genc tutuyordu. iy AN, Yo kadar müsterih w Mönyğ iöre, bu kolun sahi: iy anl, denilen adam a gecikmedi. k wi Klaranın burada Jen Raygridafan etmekte Okey de mevcudiye- Böermeda Mi? Esasen Dale ki arp tabancust tamamla Ra» SİS İL, A Y Ş v © Sığınıyorlar ! ki gülüşlü kadın! Arsen Lüpenin yeni bir maceı — ? 'Tefrikâ No “23 Sıcaklar i Londrada dehşet! ez iŞehrimizde de iki gündür gene (hatırı sayılırdereceyi bulmuştur Havalar şehrimizde bir ay kadar oldukça serin geçtikten sonra iki gündür tekrar şiddetli yaz İ sıcakları başlamıştır. Sıcak bil hassa dün fazlalaşmış, gölgede 28 satigrada kadar çıkarak İs» tanbulluları bunaltmıştır. Kuvvetli bir rüzgâr da estiği için toz, top* rak içerisinde bulunan sokaklarda yürümek bir azap haline gelmiş- tir, Hava çok sıcak olduğu ve ta- til gününe tesadüf ettiği için plâjlar dün çok kalabalık olmuş Adalara ve boğaz içine gezme- ğe gidenler çoğalmıştır. Diger taraftan dün gelen şu telgraf, Londrada sıcağın fevkal- ade arttığını bildiriyor: Londra, 19 (A.A) — Londra bugün adeta bir cehenhem gi- bidir. oOÖğleden bitâz evvel ! Greenvieh rasatanesinin kaydet miş olduğu hararet derecesinin miktarı Farhenhayt 95,5 idi. Bu bararet İ9İİ senesinden beri kaydolünan en yüksek hararet derecesidir. 1911 Ağustosunda (hararet derecesi yüze çıkmıştı. Haydutlar Eski bir iran şehrine girdiler, hükümet asker gönderdi Bender - Buşir, 19 (A.A) Haydutlar, eski bir Iran şebri olan Djask şehrini zaptederek altmiş beş neferi ufak bir kule- ye ilticaya mecbur etmişlerdir. Kalede içecek süyün tükenmiş olduğu söylenmektedir. Hetüz tüfek ateşi teati edilmektedir. Bender Abbağstan takviye kitaatı gönderilmiştir. Djask'da İngiliz tebcasından bir kaç kişi ikamet etmektedir. o ———— Londra, 19 (A.A) — Resmi mahafilden haber alındığına gös re Brezilya hükümeti bütün cc- nebi gemilerini Morbla adasında tevkif ederek ecnebi yolcuları ve barı istisnai ahvalde Brezilyahi yolculâri Karaya çikarmak ve gemiye almak mezuniyetini vers diştir. mamleaket Brezilya ve ecnebiler ulün müstehzi tâvrı değil miydi? Jorjöre cesurdu. Bütün bunları düşünmekle befaber, avının da elinden kaçacağını hesaplamışt: Ve filhakika Antonin derhal fır İayıp kaçmıştı. Binaenaleyh, bir dakika daha kaybetmek olamaz- dı. Polis hafiyesi tabancanın teh- didine rağmen derhal atıldı, ve; — Bana bak delikanlı, diye haykırdı, beni korkutamazsın! E| derhal çekilmişti. Ve Jorjö- re köşeye geldiği zaman, sadece bir sarmaşık perdesi ile karşılaş* mıştı, Fakat oradan ayni kol, bu sefer silâhsız olarak çıkmış ve baş müfettişin çenesinin ucunâ şiddetli bir yumtuk indirmişti. Bu yumruktan beklenilir netice kendini gösterdi, yâni, Jorjöre, mma aaa maa aI e — —— Yİ, apılan mektep Eşmeden yazılıyor : Elvanlarda yaptınlan büyük mektebin inşa- atı temamen bitmiştir. Bu mektebin sekiz büyük ders- hanesi, ayrıca dört odası ve iki büyük koridoru vardır. Eylölda resmi küşadı yapılacaktır. Bu ba» valide eylülde bir kısmi tamamen TAYO hitam bulmuş, bir kısmı da hi- tam bulmak üzere olan on köy mektebinin daha resmi küşadı yapılacaktır. Vilâyetten verilen direktif da- hilinde (kaza kaymakamımızın himmet ve delâletile daha bir çok köylerimizde mektep inşaa- tına faaliyetle devam olunmakta ve birçok köylerden de mektep yapmak için müracaatlar vuku bulmaktadır. Bu faaliyet kazamız- da derin bir metinuniyet uyan- dırıyor. 10 senede 19 kişi kudurdu ! 95 kadın, 922 de 594 erkek 305 kadın, 923 te 698 erkek 337 ka- dım, 924 te 862 erkek 367 kadın, 935 te 822 örkek 407 kadın, 926 da 786 etkek 384 kadın, 927 de 837 erkek 381 kadın, 928 de 757 erkek 451 kadın 929 da 608 ör. kek 339 kadın, 930 da 647 erkek 335 kadındır. On sene zarfında 14 ü erkek $i kadın olmak üzere 19 kişi kudüs rarak ölmüştür. En fazla ölüm vak'asi evvelki sene kaydedilmiş. tir. Bu sene de ölenler 5 erkek 2 kadındir. müvazenesini kaybederek nakavt olmuş bir halde yete yığıldı, ha- reketsiz, baygın bir halde kâldı. Antonin nefes nefese, şatonun yanına gelmişti, Kalbi o kadar çarpıyordu ki, bir an durdu, pen: cereden, şatonun salonuna, müzas yedeye iştirak edenlerin birer bis rör oturmakta olduklari görülü: yordu. Genç kızın kendisini mü dafaa eden bu meçhül şahsa o ka» dar büyük bir emniyeti vardı ki derhal kendini topladı, ve hatta gülmeğe başladı, Yalnız onu dü: şündüreh bir mesele varsâ, Raw lün.en tehlikeli zamanlarda ha- zit bulunuşu idi. Bu nasıl oluyor- du. Antohin geldiği tarafa doğru dönüp baktı. Görünürde hiç bir şey yoktu. Şatodan içeri girdi. Fakat her ihtimale karşı, pölis müfettişinin yeni bir tâarruzu kar» sısımda kolayöa kaçabilecek bir tarâfa oturdu. Bununla beraber, müzayede kendisini o kadar alâ- Kuduz tedavihanesinin son on senelik faaliyetini gösteren bir is- tatistik hazırlanmıştır. Bu istatistiğe göre, müessesede tedavi edilenler 921 de 242 erkek | Sovyet Rusya aleyhinde Saihfe 5 Vesikalar hazırlıyorlarmış | —— — —— Berlinde mühim birhadise mahkemede Maznunlar şahit sıfatile beş sefirin dinlenilmesini istiyorlar Berlin (Vakıt) — Berlinde dik- kat uyandıran bir davabın rüye- i yetine başlanılmıştır. Bu davada maznunlar İran tebasından Ap- tülhan Apşara ile beyaz Rus mültecilerinden Elagin isimlerinde iki kişidir ve Sovyet Rusya aley- hinde sahte vesikalar hazırlamak cörmile mahkemeye sevk edilmiş- lerdir. Mahkemenin ilk celsesinde mühim görülen vermişler, bunun üzerine mah- keme şahit sifatile Romanya, Is- panya, Yugoslavya ve Finlandiya hükümetlerinin Berlin sefirlerile Ispanya Matbuat mümessilinin Japon sefareti müsteşarının şa- bit sıfatile çağırılmalarına karar vermiştir. Meznunların avukatı mahikeme- de İspanyamn Berlin sefirinin mazmun iranlı Apşaraya : “ Siz bize Ispanyada komü- nist tabrikatı hakkinda bakiki erhomese erse raamaseN Ingiltere kıralı beşinci Jorj dünyatin en mütenöv- vi elbise giyen va 3 israk gösterilebilir. bu zat resmi vazifesi ik- tizasınca beş yüz türlü kostüm giymeğe mecbür- dur, Bütün bu elbise ta- kımlarını mühafaza etmek, tasnif etmek, icap ettikçe bunları Şkırala giydirmek işi ile başlı başına mühim bir memur vardır. Bu vazifenin (sahibi (o bügün (M. Howleti) dir ki kralm hizmetçi başısı denilir, Kralın giyimine müteallik her türlü intizamsızlıklar- dan mes'ul olan adambu- dur, Kezalik mubtelif mas - en küçük bir karışıklık kadar etmişti ki, tehlikeyi filân unutmakta gecikmemişti. Bir masanm etrafma müzaye- Noter Odija, masanın üzerine küs çük bir mum dikmişti. Tam saat dörtte müzayede bitecek, masa: daki üş muh â:ra ile yakılacak, bittikten sonra kimin üzerinde kaldı ise, şato oha ihale edilecek- ti, Noter bunları izah ettiği zaman şatonun saati dördü vurmuştu. Mösyö OÖdija derhal kalktı. Mühim bir iş yapıyormuş gibi, cebinden itina ile bir kibrit kutu- su çtkardi. Sönra, bir gihirbaz ha“ reketile kibriti çaktı, ilk mumu yaktı. Birinci #um söndü. Herkes s#üşmüştü. Bilhassa ka- dınlar, bü merasimden heyetân- lanıyordu. — Hanımlar, efendiler, ikinci mumu yakıyorum. Artıran şek mu? maznunlar isticvapları esnasında | bazı malümat | bir çok d bu memuriyet İngilterede en müşkül vazifelerden sayılır. döye iştirak edecekler oturmuştu. | veya sahte vesikalar geliriniz. İstediğiniz parayı vereceğiz. ,, Dediğini iddia etmiş, bu nok- tadan İspanya sefirinin ifadesine müracaat lüzumu üzerinde bil- bassa ısrar etmişlir. Diğer sefir- lerin de aynı surette sabta vesi- ka s'parişi verdikleri iddia olun- muşlur, Maznun Apşaro İspanya sefa- retine istenilen şekilde vesi- kalar (o verdiğini itiraf etmiş, bunların ber biri için 40 ilâ 100 mark ücret aldığını söylemiştir. Bu vesikalar ve ev» rak, Sovyet Rusyanın askeri ha- zırlıkları, propaganda, casusluk, G. P.U. teşkilâtı hakkında ma- lümatı ibtiva etmekteymiş, Mahkeme, maznunların iddia- larının doğru o'up olmadığının anlaşılması için isimleri geçen ecnebi diplomatları şahit sıfatile dinledikten sonra, kararını vere- cektir. Maamafi sefirler mahke- menin davetine icabet edip et- memekte serbest bulunmakta” dırlar. 500 türlü kıyafeti olan İngiliz kralı Kralın 500 kıyafetinden üçü - dalyelerin ve nişaların ne vakıt ve nasil kralın öniformalarına ta- kılacağı meselesi de bu adamın vazifesi cümlesindendir. Bu işlerde edikoduları mucip olduğundan İkinci mum da yanıp söndü. — Son mumu yakıyorum. Sön İ sürülen pey 800,000 franktır. İ Üçüncü mum yandığı zaman, | bir ses mırıldandı: , — 825,000! z Bir başka ses cevap verdi: — 850,000! Noter Odija müşterilerinden İ bir hattım namına arttırdı: ” — 875,000! . 900,000! Sonra bir süküt! Noter, son dakikadaki bü artır. malardan hayret ediyordu: — Doküz yüz bin frank! De kuz yüz bin frank... Başka arttı- ran yok mu? Hanımlar, efendiler, biraz gayret... Koskoca şato bu | kadar ucüz olur mu? Sös yok. İ Söh mum yanıp bitmek üzere idi. Müzayede bitiyordu. Artık mum bitmiş, en son alev- leri parlıyordu. ; , (Devam edecek)