Sahife 10 maktel düştüklerini evvelce har ber vermiştik. Hicaz ve Necit hü- kümeti neşrettiği tebliğlerle vak'âr nın tafsilâtını bildirmiştir. Bu taf- silâta göre İbni Rifade son 7w manlarda vaziyetinin. kesbettiğini anlıyarak kaçmak is- temiş, fakat hükümet askerleri bir müddettenberi. her tarafı. iş gal ederek mumaileyhin kaçma- sma imkân vermiyecek bir suret- te hareket ettiğinden iki taraf Rebiülevvel ayının 28 inci günü harbe tutuşmuşlar, öğleden akşa- ma kadar devam eden harp neti- cesinde âsiler kâmilenimbha edil mişlerdi. Maktullerin sayısı (370) kadardır. Adı Hamit olan İbni Ri fadenin kendisi, oğulları Falih ile Humad ta maktuller arasında idi- ler. Vehabilerin Hicaza girmesinden sonra oradan kaçmış ve Mısıra ik tica etmişti. Mısırda senelerce ka» tere hükümeti Melik İbnissuut cağmı vadetmişti. Melik İbnissuut vaziyetten ha- berdar olur olmaz resmi bir tebliğ neşrederek İbni Rifadeyi hareke- te sevkedenlerin kendisince ma» lüm olduğunu işaret, ve bu adamı tedip ve tenkil edeceğini de ilâve etmiş, sonra da tamamile susmuş” tu. Bu süküt devresinde türlü türl'i şayiaların revaç bulmasına sebe biyet verdi. Bilhassa Erden hük'i- metinin merkezi olan (Umman) dan çıktığı zannolunan şayiaları göre İbni Rifadenin hareketi son derece tehlikeli bir mahiyette idi. Güya Melik İbnissuudun vaziyeti mühimdi, âsiler Medinei Münev- vereye girmek üzere idiler, sonra Mekkei Mükerremeyi tehdit ede- ceklerdi. İngiltere hükümetinin Erden ve Filistin hududu üzerinde, Akabe körfezinde mühüm askeri tedbir. ler alması, bu şayiaların ehemmi- yetini kat kat artırıyordu, Ortalıkta bütün bu şayialarm revaç bulduğu sıralarda İbni Ri- fadenin kuvvetleri Hicaz ile Er- 'den hududu üzerinde bulunmakta ve Melik İbnissuudun kuvvetleri de onun ilerlemesini beklemekte ve onun kuvvetlerini bir darbe ile mahvetmeyi istihdaf etmekte idi. İbni Rifadenin bir nebze iler- lemesile felâkete uğraması bir ol- du ve bu suretle herkesi aylarca meşgul eden şayialarm esassızlıZı ortaya çıktı. Anlaşılmıyan bir nokta, İbni Rifadeyi isyana teşvik ederek onu teslih ve teçhiz edenlerin kim ol- duklarıdır. Irakta, Mısırda ve başka yerler- de mevzüü bahsolan bir şayiaya göre İbni Rifade isyanırın mem- bar, Erdendir ve onun emiri, Ab. dullahtır. Hatta bir rivayete göre Irak kıralı, Melik Faysala, bu yüz- . VAKTT Suriyedeki karışıklık atıyor Japonyadan gelecek || | Ağaç, kibrit gibi, bir anda yanımca,Da vuş, çok sevindi. “ Müjde!,, dedi bütün ipekli kumaşlar Yüzde elli nisbetinde gümrük resmine tabi) Ağzından çıkarıp (Muradımız Halep, 19 (Hususi) — Halepte vaziyet bugünlerde son derece hâd bir şekil almıştır. Japon ipelililerinin Bel ve ucuz ,olaark piyasaya dökülmesinden mütazarsır olan bazı kimseler, ön- lerine gelen bazı dükkânları yağ- ma etmişlerdir. Bu münasebetle bütün çarşı ka palı, ahali ise birer köşeye sin- Sokaklar; polis, jandarma ve Fransız askerlerile doludur. Vaziyeti i URL Giren Halep müsteşarı Mösyö Savaster ne yolda hareket'etmesi için der- hal telefonla âli komiserliğinden talimat istemeğe mecbur kalmış- tır. Ayni zamanda, vaziyete bir ça- re düşünmek maksadile Halep va lisi, ticaret odası erkünr ile Ha lep eşrafını toplıyarak fevkalâde bir komisyon teşkil etmiş ve men- sucat fe'rikaları mümessilleri" de iştirakile yapılan içtimada bu feci vaziyete bir gare bulunması hakkında müzakereler yapılmış- ter. Müzakere neticesinde; Japon ipek mensucatına karşı sıkı bir himaye usulünün tatbiki ve güm- rük resminin arttırılması takar- rür etmiş ve bu temenni telefonla Beyruttaki fevkalâde Kömisere arzedilmiştir . Mösyö Ponso bu teklifi haklı bularak, hariçten gelecek ipekli mensucâta yüzde elli nisbetinde gümrük resmi konmasını emrey- lemiştir. Ancak bu sümmettedarik ted- bir, mevcut derde çare olamadığı için galeyan gittikçe şiddetini ar- tırmağa başlamıştır. Alınan bütün ihtiyat ve inzı- dir eden bir mektup göndermiş, şayia o kadar kuvvet kesbetmiştir ki Erden hükümeti bum tek3ibe mecbur olmuştur. Bağdat gazete- leri de ayni şekilde neşriyatta bu- marak böyle bir şeyin vuku bul- madığımnı tekit etmektedirler, Bu hadiseye ismi karışan diğer bir şahsiyet te sabık Mısır hidivi Abbas Hilmi Paşadır. Bazr Arap gazeteleri onun İbni Rifade kıya- mında methaldar olduğunu söyle- mişler, o da Pariste beyanatta bu- lunarak bu gibi işlerle hiç bir alâ- kası olmadığını, Şark hükümdar- larmm hepsine hürmetkâr oldu- ğunu, bunları biribiri aleyhine ha- reket ettirecek mahiyette hiç bir harekete girişmediğini, Şark mem leketlerinde vuku bulan seyahat- lerinin ancak tenezzüh maksadile vuku bulduğunu, matbuatın Arap memleketlerinde vuku bulan hadi- selere kendini soktuğundan mü- teessif olduğunu söylemiştir. Bu suretle hadisenin hakiki müşevviki şimdilik meçhul kalı yor. Hicaz ve Necit hükümeti bu gaileyi bu kadar süra't ve kat'iy- yetle bertaraf ederek, bütün dün- yaya kuvvet ve rasanetini göster» miş ve tebrike değer bir muvaffa- kiyet kazanmış oluyor. bat tedbirlerine rağmen vaziyet tehlike ve vehametini muhafaza etmektedir. Halebe takviye kıtaatı İsten- miştir, ... Beyruttaki fev'alâde komiser- Tik buğday ve gaz gibi havayici Zaruriyenin gümrüklerini de iki misline iblâğ eden yeni bir karar- name neşretti. Fakat bilhassa şu müzayaka zamanında halkın gıda ve ışik ih- tiyacına temas etmesi dolayısile bu kararın mahalsiz olduğu hak- kında gazeteler neşriyat yapmak- ta ve hükümeti protesto etmekte- dir. Şama giden heyetler Halep, 19 (Hususi) — Halep, Humus ve Dirzolyap (heyetleri döndüler. Bunlar Şama gitmişler önce Reisicümhuru ziyaret etmiş- lerdir. Aldiğrm malümata göre bu he- yetin mütalebatından şimdilik şu maddeler kabul ve karar altı- na alınmıştır: 1—Suriyenin her tarafında der dest bulunan evkafı İslâmiye in- tihabatınm işa'rr ahire kadar te- hiri, 2 — Muhtarlar nizamnamesi- nin tatbikinin tecili. 3 — Halep su şirketi ile yeni baştan müzakerata girişilerek a- halinin muhtaç olduğu su mikta- | rının temini ve su ücretlerinin in» dirilmesi. 4 — Âşar vergisinin bütçe me- saisi nisbetinde umumi bir #w relte tenzili, 5 — Çiftçilerin Ziraat Banka- sına olan borçlarının tecili, Para ile asker Paraguay hükümetinin adamları her memlekette asker toplıyor Deyli Ekspres gazetesi, Para- | guay ile harbettiği takdirde Lon dradaki Bolivya maslahatgüzar- lığına bin kadar Ingiliz faşistinin hükümete arzettiklerini yazmak- tadırlar, Bolivya hükümeti, harp olduğu takdirde İngiltereden 10,000 kadar gönüllü toplıyabi- leceğini ümit etmektedir. Zira, işsizlik ve verilen Bol para bu miktar İngilizin harp için gele- ceklerini ümit ettirmektedir. er taraftan Para hü- ie gizli ami İn- gilterede dolaşarak, ordularını tensik için zabit vekilleri ara- maktadırlar. Paraguay, şimdilik her gönül- lüye defaten 30 İngiliz firası ve haftada 90 Şilin yani 45 lira kadar bir para vermekte ve A- merikaya birinci mevki seyahat temin etmektedir. Bolivya ise aym haftalık ve aynı seyahati verip temin ettikten başka prim olarak 50 Togiliz lirası vermek- tedir. Fakat İngilterede “Foreign Enlistment Act, isimli bir ka- nun vardır ki, bu kral tebeasmnı ecnebi bir orduya hizmetten meneder. Maamafih gizli gizli di gönüllü yazılmak pek kabilmiş. tutulacak. Buna rağmen vaziyet, düzelmedi) '*”! oldu) diye Dahavuşa müj- eledi. Dahavuş denizden çıktı. O balığın karnımı yardı. İçinden bir kıl çıkardı. Üstüne düğümler düğümlenmişti. Dahavuş (işte bi- çare Toygar bu kıl ile bağlıdır. Yaratılanlardan hiç birisi bunu e le geçiremezdi. Hele Tanrı onar- dı da ele geçirebildik) diyerek kılı Atize verdi. Canı gibi #akla- masını tenbih. etti. (Bunu zavallı Toygarın. önünde tütüzdürürsün — yakarsın. İş te hasıl olur) dedi. Gene (eğer insanlar mel'un Se- vincin şerinden kurtulsun, dersen seyret ben ne yapacağım diyip Atizi aldı, dağ eteğinde gayet büyük bir ağaç gösterdi. (Bu ağa- cı dibinden kes, yak. Çertici Se- vinç te her nerede ise orada he- men yanıp kül olacaktır) dedi. Atiz belini bağlayıp balta ile ağa- cı kesmeğe başladığı esnada Da- havuşun anası geldi. Hemen bir efsun okudu. Ağaç yıkıldı, derhal olduğu yere yığıldı. Bir anda ateş- leyince ağaç kibrit gibi hemen baştan başa yandı. latan o biçare Toygarın zevcesi bu esnada dedi ki: Ey Tekince, Tanrı. . tanıktır. — şahittir. ki biz bir gün Çerçi Sevinç ile geniş bir taht — divan üstünde oturup oynaşiyor, safa sürüyorduk. Bir halde ki kendimizden geç- mişlik, O anda Sevinçle bir titre“ me hâsıl'oldu, yıkıldı (beni gafil avladılar. Gittim, bittim. Aman şu benim sihir torbamı bana ye- tiştir) dedi. Ben elimi uzatıp tor- bayı alıp eline verinciye kadar baktım ki yanmış, kömür gibi ol- muştu. Şimdi gene hikâyemize devam edelim: O ağaç kibrit gibi bir an- da yanınca Dahavuş çok. sevindi. Kahkaha ile gülüp (müjde Atiz, mel'un Çerçi âlemden eksik oldu. Âlem de onun şerinden kurtuldu. Dua edelim ki anam ağacın der- hal yanması için bir tedbir gös- terdi. Eğer bize kalsaydı biz ağa- cı kesip te yakıncıya kadar mel- un Çerçiye meydan vermiş ola- caktık. O'da birkere yakasmı kürtaraydı; bütün bizleri kasar kavururdu. Şimdi muhakkaktır ki şu anda habis Sevinç helâk olmuş- tur. Eğer ölmeseydi behemehal burada mütihş bir badire kopardı. Bir saattir nesne belirmedi — zahir olmadı. Şimdi artık bir an evvel dünya yüzüne gidip e yiğidi kurtarmağa bak) dedi. Atiz he- men baş eğip bağır basarak hür- metle huzurundan çıktı. Dahavu- şun emrile bunu bir kayığa bin- dirdiler. (Filân * yıldızı tütarak hiç korkmadan git) dediler. Tali- mat veçhile az zamanda memle- ketine varıp evine gitti. Karısına (dermanı buldum, git, hemşirene müjdele) diyerek bütün başmdan | geçenleri bir bir. anlattı. Kadın hemen koşarak Toygarın hemşi- resinin yanma gitti. Kadın Çerti- ciyi hâlâ kardaşi bildiğinden kar- daşım vefat elti, diye matem elbi- sesi giymiş, bir köşeye oturmuş idi. Hemşiresini görünce ağladı. (Ah kardaşım'akibet bu günleri de gördüm) dedi. Peri kızı dedi ki: (A biçare ne ağlarsın geberen | diğer vesikalarda aynen ye 2 e e e e ir ana em. m.“ habis Çerticidir. Kardaş”. e derman getirdim. Zeve en korkunç, en tehlikeli YO pi geçip türlü felâketler, Gele Sy dikten ve her an ölümle” pr tıktan sonra bir güzünü de derek senin kardaşınm dey getirmiştir. Kalk gidelim kas? evvel zavallı Toygarı da ş tonundan çıkarıp kendi ade edelim.) Bu “emikteşler — bem Toygarm evine gidip e karga şeklinde duran biçs”” O £ garın yanına gittiler. Kursi ne attr. Hemşiresi zunu silkti, Gözlerini öPtÜ hemşire dahi hemen zev€i getirmeğe gitti. # şımdan geçen helleri nereye gittiğimi de bi şöyle yürüyordum. Baktım cimin hemşiresi kargayı almış, sevip duruyor. ii korku düştü. (Bırak Allah #£ £ $u menhus, kargayı, nun şu mel'anetinden he dedim. Maksadım sırf ys GE .» >» ie s xa geldi. Beni yanlarından lar. Uzakta bir ateş yaktılaf ri Ni kor olduktan sonra Atiz lâm büklüm vii, istilâ edince bakkın bi hemen haykırdı, düştü. na sakladığı kılı çıkardı. Mi tüne koydu. Kıl ateş üstünde “ üstüne tutup. © tülsü burnuna giderek bütün karga bayağı insan oluverdi” g i Hemşiresi kardaşınr oldu. Akh başıma gelince kardaşının boynuna dolay”? diyip onlar çekildiler, Şimdi Toygar bir eri hemşiresile konuşup de sonra benim odama (yüz yırtık, saç kesik, t9* — siyahlar giymiş) (1) Pi” matem tutar bir tarzda halde hiç aldırmadı. geldi. Neş'eli bir tavırla oturdu. Bana (amucam kı” na ne oldu. Bu gece çok “© şum galiba. Çok geç kalktı” parça başım ağrıyor ama de yeti yok, geçer) dedi. Ben* & di ben onu geçiririm, di ruhlar getirmek için esnada hemen beni ko! tup çekti, UL) Matem esnasında (yü saç kesik, ton kara) rin binlerce senedenberi lâ” ettikleri bir haldir, Orhon FSEFSFİS TİYE DES AES SEZE EEE PES İZİ SEZEN İp