—— 6 — VAKIT 24 MART 1932 Tehlikel Amerikanın ihtişam ve saha olan şehirlerinden b makta olan Kid isminde pek delikanlı, silâh kullanmakta pek ma- kirdi. Kid, Bob isminde birinin evlât- lığı olan ve ekseriya babasına kaçak çılık işlerinde yardım eden Nan is » minde bir kızcağızı sevmektedir. Bir gün bu kaçakçı çetesinin reisi, çete efrağdından birinin metresini elin) den almak için, ortadan kaldırılma.) ğa karar veriyor ve işe de Nan'ın ba balığını memur ediyor. Fakat bu se fer de gene babalığma yardıma giden «Nan babasının cinayeti ika ettiği si- Mihr ortadan kaldırmak üzereyken e- Tinde silâhla yakayı ele veriyor. Baha» lağmın kendisini kabil olduğu kadar çabuk hapisten kurtaracağı vadi gene kızı süküta sevkediyor, ve bu yüzden de iki sene kalmak üzere kadmlar ha-| pishanesinden içeri atılryor. Kizın ha piste bulunduğu esnalarda Bob tara-| fından kaçakçı çetesine sokulan Kid az zaman zarfında kendisini etrafta- kilere tanıtmakta müşkülât çekmiye Sevgilisini ziyaret için hapishaneye gittiği zaman, Kid'in tarzı tele genç kızın mazarından kaçmadığm. dan, bu tehlikeli san'attan vaz geçme- i Yollar sini Kid'den istirham ediyor. Pek ta-! Bu filmir rejisö bii olarak Kid bu istirhama kulak as- muıyor. Bir müddet sonra müddetini dolduran Nan hapisten çıkınca Kid kendisini Bob'la beraber oturmakta oldukları muhteşem konağa yerleş! riyor. Nan'ın hapisten çıkması ve çe! te efradına tanıttırılması için, çete re- isi Balafre tarafından ertesi akşam için en mükellef kulüplerden birinde bir ziyafet tertip ediliyor. Balafre bu sefer de Kid'in sevgilisi hattâ müstak bel karısı Nan'a tutuluyor ve Kid'in| elinden almağa karar veriyor, Fakat| bu sefer araya karışan AN metresi Age Nan'ın Ba'afr gelirken çantasına Mümin olduğu ta- banca ile Balafre'yi öldürerek cina| yeti silâhın sahibi olması sıfatile genç kıza yikletiyor, et karşısında pek t; mın müdafasını ve bir kurnazlıkla çetenin en âzılıla- Tından üç tanesini otomobiline bindi rerek meçhul bir istikamete doğru gö» türüoyr. hee “Tehlikeli Yollar,, haydutluk film. lerinden, Amerikada şimdiye kadar yapılmış olan en muvaffak eserdir. Şehir Işıkları Bu hafta, onuncu defa olarak gi; dip, Chaplin'in, “Şehir Işıkları, nı gördüm, ve onuncu defa olarak, fil. min sonunda, büyük bir © e nef: simi cebretmekliğime rağmen, güzle rimin yaşarmasına mâni olamadım. Bu filmin son sahnesini yördükten sonra, içimden, feryat etrıek, Muhar.| rem ayında, Acemlerin yaptığı gibi! zincirlerle dövünmek, bilap olana ka- dar kosup yere düşmek, nefes alama- mak. erimek ve bilhassa düşünmemek ve duymamak istiyorum. Bu filmin son sahnesini gördükten sonra boğazımdan içeri iri bir kol gi- riyor, sert parmaklar ciğerlerimi. bü- Hün havsalaman taferruatını çekin & Uiyor, ve eminim, kendilerini kaybet- meden can çekişenler, gprı nefeslerini! verirken, benim bu filmin sonüinda) duyduğum merareti duyarlar. Chaplin'in “Şehir Işıkları, san'atların mazide ve hali hazırda ya- rattıkları şaheserlerin en üstünde bu- lunan ve isminin tevazuuna raoğmen bir güneş gibi parlıyan bir eserdir. “Şehir Işıkları, beşeriyeti istiğfara ve huşua daret eden bir nur huzmesi- dir. Insan heyecanlı anlarında Allaha dua ederken, sergilirine yalvarırken,! hâkimin huzurunda yalan söylerken! #ernir, kekeler ve karık cümleler gepar, Ben de, “Şehir Işıkları, ndan bel) güzel| | rin birbirleri sederken öyle oluyorum, bu taşkınlı. örme mazur yörümüz | “Chaplin,, in bu eserini onuncu defa gördüğüm zaman da, onda ilk defaki heyecan ve lezzeti buldum ve öteki defalar da göremediğim yeni bir şey keşfettim. Bu küçük ve ehemiyetsiz görünen keşfimi söyleneden evvel, Chaplin'in filminde yaptığı tenkitleri hulüsa sic. lim, Chaplin, 1 — Bu günün cemiyetini ve rejimi. ni, 2 — Dans iptilâsini, 3 — Zenginleri, yilksek hayatını, 4 — Sporu, “sosyete, 5 — Saratı. Tamamile tehzil ve tenkit etmiştir.) Filmin her bir sahnesi düşünceye bığ!.” bir fikire, bir ti vardır. İşte keşfettiğim Kilgik şey de resimleri; lardan hir Chaplin, çöpçü olduğu zaman, cad- dede giderken bir sürü kalırın geçti ğini görür, Ayni yoldan gidip onların pisliklerini temizlememeğe mecbur ol-i mamak için, döner, başka bir yoln sa. par, fakat bu sefer karşısına koca- #rerine olân ilâhe mar bir fil çıkar, hayret eder, sira, bu! | sefer, filin pisliklerini temizlemeğe ve bütün resimle) iddeti bir münusebe-| mecbur olacaktır, Talih ve kader, 0- İstanbul fudbul heyetinin dün neşrettiği iki tebliğ, aylarca ev- vel bir kaç kulüple mıntaka arasında açılan bir ibtilafın üze- rine parmağını kuvvetle bastır- mış oldu. Malüm olduğu üzere hasılat meselesinde anlaşmamak yüzünden evvela (Fenerbahçe, onu takiben Galatasaray lik maçlarından çekilmişler, Pera ve Italyan kulüplerinin de dahil ol- duğu Olimpiyat likinde çalışmı- ya başlamışlardı. Son O hafta içinde bu ayrılığa Beşiktaşda dahil oldu, iyi bir mukavele yaparak olimpiyat likine iltihak etti, Bu vaziyet lik maçlarının esa- sen parlak olmıyan halini büs- bütün bozmuş, cazibesini tama- men kaybetmiştir. Bu vaziyet GR Görri Kuper rü, Mamulyan ismin- de bir Ermenidir. Mamulyan bu filmi) ile bütün Amerikuda büyük bir şöhre- te sahip olmuştur. Filhakika, film baş tan nihayete kadar irsanı büyük bir) he içinde tutmakla ve vak'ırın içind? bizzar yayısır hissini verm tedir. Buna. f'lmde Kid rolünü oyn: yan Garry Coöperi'n kuvvetli oyunu- nu ilâve edersek eserin ne derecede mühim olduğu meydana çıkar. Bu filmde ilk defa olarak y artistle tanışıyoruz; Silvin S mini taşıyan genç kız, rolünü. base! kavramı ni bir ney İs- tama- konuşulmuş olan bu üölkii r ya adapte edilişi ise, harikulâde * gü- zeldir. O kadar ki, eminim, eğer bura da, istlerin İngilizce konuştukları- nı, fakst sonradan, film bittikten son- ra mükalemelerin Fransızca olarak yapıldığını söylemeseydim, seyreden- ler bunu farkına kabil değil varmaz. lardı, “Tehlikeli Yollar, vak'alarm cere- yanı, artistlerin eyünu, sahneye ko- nuş ve resim alışitibarile kusursuz) bir eserdir. Ve, haftanın, şüphesiz en güzel filmidir. onu “yağmurdan küçarken doluya, tutmuştur. Bu fili hayalinizde hatırlamağe ça- İ bil edildi | vafık olmadığını kaşısında fudbul heyeti ne yapa bilirdi, en basiti İk maçlarına devam etmektirki bunokta tat- ve ediliyor. mıntaka bu cihetten çok makul hareket etmiş ve vazifesini yapmıştır. Dün neşredilen tebliğe gelince heyet bunda ittifaka dahil olmi- yan kuluplerin nazarı dikkatını celbetmekte bunun mızama mu- bu son ihtar- dan sonra tecziye münmelesine giriçileceiğini (nakdi ceza ve muvak kat boykot)ve şehrimizdeki Italyan kulübünün idman ittifakı bari- nu bildirmektedir. Filbakika Italyan kulübü he- büz ruhsat bile almamış buun- maktadır. Mıntaka spor İnaliye- Mine bal dar e salincak vermişti, Bu defa federasyonun ve mer- kalı celbederek nizeamnamenin kat'i surette tatbiki diğini o bildirmesi (o rınlakanın kat'i surette harekete geçmesine ami olmuşlur. Bu tebliğ dün bazı refikleri- miz tarafızdan istibfafla karşı- landı, mıntakanın işgözarlığından kendi kendini garıp mevkie dü- şürdüğünden bahsedildi, Halbuki bizce bu fikirler doğru değildir. Futbol beyeti mevcut nizamna- meyi tatbik ediyorsa bu İşte lışınız. Eğer bu sahneyi hatırlıyorsa- nız, göreceksiniz ki, filmde, fili, arka| . tarafından © görüyerüğ, bu mansara| filin küçücük kuyruğunu biçimsiz bir potur giymiş gibi porsuk ve sarkık ar- kasın gösterir, insana iğrenme, act- ma ve gülme hislerinden karışık izakı) müşkül bir bis verir. Şimdi bu filmin sön sahnesine gele- lim. Şarlo hapisten çıkmıştır. Gözleri açılmış olan kör kızın çiçekçi dükkA. nının önüne gelirken, gazete salan müvezsiler onunla alay ederler, Şarlo'nun yırtık, eski püskü pantolo- ve nunun arka tarafındeki bir delikten sarkan e birbez parçasını çe kerler, İşteŞarlonunbu arkadan vaziyeti ve sarkan bez parçası, tıpkı filin arkadan görünen vaziyeti kuyruğu gibidir, fi sahresindeki rs. görünen ie sim ile bu sahnedeki Şarlonun resmi- nin alâkaları vardır, ve, filin zaval'ı. Miğr, gülünçlüğü, iğrençliği Şarloda da vardır, Şarlonun derileri de bir fil kadar büyüktür, ve koca fili nasl küçücük yedeğinde gölürülüyorsa, Şarloyu da kader ve talih yedeğinde götürmektedir... “Chaplin., in dehası karşısında ezil- memek kabil değildir. bir insan hata mı ediyor?. Beki nizamna- me bugün için ihtiyaca kâfi de- ğildir, Fakat ihtiyaca kâli olma- ması onun iblâl edilmesine asla cevaz vermez. Nizamname tadil edilebilir. Eğer onun ihtiyaca kâfi olmaması tanınmamasına da kâfi gelirse nizamname yapmak külfetine ne lüzum vardır? Dün bu vaziyet üzerinde meş- gul olurken duyduğumuz bazı projeler esrarlı görünen bazı karanlık noktaları tenvir eder gibi oldu. Haber aldığımıza gö- re Feherbabçenin başında | ulun- duğu mukabil grupun tasavvuru şudur: A — Fener, Galatasaray, Be- şiktaş, Pera, Kurluuş İtalyan klüplerinden mürekkep bir bi- tinci küme (A grupu) B — Istanbuispor, Vefa - Kumkapı, Arnavutköyü kulüplerinden ikinci küme Beykoz, Süleymaniye, Moda Rum mürekkep o bir (B gurubu) teş- ve kil etmek ve bugün lik maçla- | nna dahil bulunan Anadolu, Eyüp, Kasımpaşa, Topkapı, Bey- lerbeyi, Altınordu, Hilâl kulüp- lerini hariçte bırakmak. Bu proje hasılât cihetinden “dört Rum ve bir İtalyan kulü- cinde kalan bir teşekkül olduğu | keziumuminin bu kususta dik- | lâzım gel- | “Spor işleri çıkmaza mı girdi .. Fenerbahçeyle Galatasa- ray neler yapmak istiyor? Rumların veitalyanların dahil olacakla altışar kulüplük iki ayrı kime bünün alınması münasebetiyle,, kuvvetli görülmekte spor cihe- tipden de, çalışmıya müşevvik addedilmektedir. Fakat hariçte kalacak 7 Türk kulübü hakkım da esaslı birşey söylememekte ve nihayet onların ayrı bir sa- hada çalışabileceklerini ileriye sürmektedir. Bu proje bakkında birçok münakaşalar yapılabilir. Belki küçük kulüplerin böyük kulüp- lere iltihakını mucip olacak bu tasavvur bir cihetten de faydalı olabilir de. Biz bunun münaka- şasını ayrı bir yazıya bırakarak bugün mevcut vaziyeti anlatmak istiyoruz. Bu projeye evvel emirde nis zamname, sonra futbül heyeti müsaade etmemektedir. 1 — Nizamnameye göre lik maçlarına müttefik kulüpler gire- bilirler. Halbuki Pera, Kurtuluş Arnavutköyü ve Moda kulüpleri müsaadeli teşekküllerdendir. Lik İ maçlarında müsaadeyle yer alabi- i lirler fakat derece alamazlar. Italyan kulübü ise müsaadeli bi- le değildir. 2— Mıntakaya, göreyse Rum ve İtalyan kulüplerinin lik maçla- rına alınması bir kaç cihetten doğru degildir. Bu mesele üze- rinde itilâf edilse bile hariçte kalacak küçük Türk kulüplerinin istikbalini düşünmek behemehâl lâzımdır. laraftan federasyonunda yükâriki projeye kısmen taraftar olduğu ve müsaadeli bazı kulüp- ler müttefik addetmeyi muvafık buldu”u söylenmektedir. Işte bn günllük mevcut vaz yet bu şekildedir. Ibtilâflar na- gil balledilecek tek bu nokta öze“ rinde iki tarafta bir çok müş- küller görmektedir. Çünkü noktai nazarlar arasın- da mühim farklar vardır. Yalnız iki tarafında düşündüğü bütün bu tasavvurların umumi bir içtima» da halledilmesi lüzumudur. Yal- nız mıntakanın içtima çağrılma- sınn bu işi bal etmiyeceğinde de herkes müttefiktir. Beşiktaş - İtalyanlar Yarın olempiyat likinde Be- şiktaşın ilk maçını İtalyanlara yapması kararlaştırılmıştı. Son tebliğ üzerine Beşiktaş Italyan- larla oynarsa cezalandırılacaktır. Yarınki maçlar Yarım Taksim stadında lik maçlarına devam edilecek, Eyüp- Hilâl, Söleymaniye- Anadolu, Is- tanbulspor-Beykoz takımları Ka- diköyünde de Altınordu Topkapı takımları karşılaşacaklardır. On dakika geç kalan takimlar mağ- lüp addedileceklerdir. Maç saat- leri yukarıki sıraya (o göre 10, 11,40, 13,15 İl dir. Voleybol maçları da yarın E- yüp - Kasımpaşa, Beşiktaş-Süley- maniye, Topkapı - Vefa takımları kaşılaşacaklardır. Beşiktaşın mukavelesi Beşiktaş kulübünün Olimpiyat likine iltihak © ederken yaptığı mukaveleye de, Beşiktaşın ecnebi takımlarıyle maç yapılırken ta- kıma iştirak ettirilmesi ciheti de bulunduğu söylenmektedir.