Bir kaç gün evvel Avusiral- yanın Sidney körfezinde dünya- nın en büyük köprüsü açıldı. 8,136,000 İngiliz lirasına mal olan bu köprü fennin bu günkü harikalarından biri sayılabilir. Bu muazzam köprünün inşası, altındaki limanın hareket ve faa- liyeti üzerinde zerre kadar tesir etmiyecektir. Amerikada Kil Van Kul üzerinde lmakta o'an köprü, Sidney öprüsünden da- “a uzun olmakla beraber bu İ 1650 kadem Amerika köprüsü- nün uzunluğuysa 1675 kademdir. Köprünün sıkleti 50,300 ton çeliktir, Köprünün kemerini inşa için iki taraftan başlanmış ve 1930 senesinin ağustosunda bun- lar bitmişti. İki tarafın tas ta- mam yetişmesi fen namına bir muvaffakıyetti, i Hadise Etrafında İ Dün, baytar mektebinde bir kaç asistanla müdürlük arasında çıkan “bir hadise yüzünden bir » kaç asistanın başka yere vwakil ve tayin edildiklerini, fakat mek- tep müdürü Sabri beyin böyle bir hadise olmadığımı söylediğini yazmıştık. Dün akşam çıkan refiklerimiz den biri bu hadise üzerinde israr ve mektebin müderris vekili ıs- mail Hakkı beye atfen bülâsaten şunları yazmaktadır: Ötedenberi müderrisler ve munllimler araşında derin bir ihtilâf mevcuttur. bu ihulâftan üç sene evvel mektebin Ania- raya nakli mevzunbahş olduğu zamanda. ha ziyade artmıştır. İstanbuldan her han- gi bir suretle ayrılmak istemiven arka daşların derslere karşı gösterdikleri lâxay- dinin artağım bisseden vekdlet bir çok defalar müfettiş göndenli e Mektebin ida- Tesinde bir keşmekeş olduğu mubukkaku Nihayet baytar mektebine ilâveten shhiye mektebi açıldı. Ve mosllimler arasında dertal bir faaliyet görüldü: Kendi ihüsas'ariyle alâ- kadar olmadığı halde bir çok arkadaşlar bir çok dersler aldılır. Çünkü ders ba Mpa 5 Jira veriliyordu. Nibavet iş An | karaya aksetri. Ankaradan çatııdılar. İcap makamlara veğireti anlatım bir Fennin bir harikası Dünyanın en büyük koprüsu göğüse ögle Sidney köprüsünün uzunluğu | | telakki ediyorlardı. Bu kurkunç Baytar Mektebindeki (Şeker işinde Köne kudar yeni bir müfetiş gelme | l — — — | Ticaret odası tiyatları tesbite | İ i | şinden aalıyam tacirler Köprünün genişliği 154 ka- ndir, Üzerinde iki demiryolu haltı, iki yaya yolu, yan yana allı arabanın geçmesine müsait iki yol vardır. Gerek orta kısmı denizden 437 metre yüksekliğin- dedir. En büyük gemi buradan kolaylıkla geçebilecek ve limana girecektir, Köprünün inşaatı esnasında Avusturalya halki arasında bir 'er intişar etmişti. İn- mülemadiyen kuvvetli görültü. leri köprü o perisnin feryatları seslerin nereden çıkdığı tetkik edilmiş ve bunların 6öprü çelik- lerinin genişleme ve buzulma- sından ileri geldiği anlaşılmıştır bu tabii. hadise yüzünden bazı zamanlarda köprünün üstü bir | ses mahşeri oluyurdu. muktedir mi, değil mi ? Ticaret borsasında 1931 senesinin bilânçosu ve hesap müfettişliğinin ra- poriyle odanm 1932 şubat ayı mizanı ve müfettişlik raporu okunarak kabul) edilmiştir. Tieret odası konğresinde, mensu -| cat sanayiinin hali hazıra ve İnkişa- fiyle ihracat emtiamızın maliyet fi - atlerinin ve (racat masrafları hak - kmda kabul edilen raporlar okuna - Tak mündericatlarının mâğarı dikka «' te alınmasiyle vekâlete gönderilmesi kararlaştırılmıştır. Bundan sonra Sovyet Sosyalist cümhuriyetleri ittihadı Türkiye tica »| ret mümessilliğinin odalar kanunu mücibince mecburiyeti kaydiye mu3“ melesi ifa etmediğinden 1931 senesi için bin Ilra kayit ücretine iki misli ceza ilâvesine ve bu paraların icra va»! sttasiyle tahsiline karar verilmiştir. Dünkü ietimada müzükere edilen; mezelelerden biri de şuydu: Bir ihra- cat tacirinin bundan 2 ay evvel ihraç edeceği fındıklar için odadan istedi- ği ihraç tezkeresi, fındıkların içinde yüzde beş nisbetinde sivri mal olma- sından kaydedilmemiş, ve tacirin yap tırdığı temizleme âmeliye&sinden son-| ra da gene yüzde dört nisbetinde sir) ri mel bulunduğu görüldüğünden me sele meclise sevkedilmişti, o Neticede rümüne meclise getirilerek, fındık i- tarafından: tetkik edildi ve sivri malın yüzde dört! nisbetinde bulunduğu anlaşıldığından ihraç vesikası verilmemiş ve bâdema! m——— ——— ğa a bu gibi ihtilâfların halli için birincil Talisiz bir deha! Gündüzleri Posta Müvezzli, Geceleri Ressam Geçenlerde Londrada telgraf müvezz yapan yirmi yaşında bir genen san'at dehası o'duğu anlaşılmış ve yaptığı resimler - şaş eserlein teş- hir edildiği yer- de gösterilmiş- tir. Viktor | Riç namindaki bu genç bütün gün telgraf müvez- ziliğiyle meşgul olduğundan ge- celeri çalışır ve (Viktor Riç pek kıymetli eserler yaratırdı. Fakat genç Viktorun sıhhati muhtel olduğundan geçenlerde, eserlerinin kıymetli hakkında bir fikir bile edinmeden vefat et- miştir. Vefatından sonra ansızın şöh- ret kazanan gerc'n eserleri der- hal san'at galerisine götürülmüş ve İngilterenin son devirlerde yetiştird ği en büyük ressam olan Sir “Vilyam Orken,, e ait yerde teşhir edilmiştir. Bu eserleri “tetkik eden Vik- torya ve Albert müzeleri müdür- leri onun hakkında şu sözleri söylemişrir : “Bu genç yaşamış olsaydı pek büyün bir ressam olacaktı. Eser- lerinde muhâyyelesinin kuvveti anlaşılıyor. Hayatında dehasına karşı vazifemizi ifa edemeyişi- miz bizi son derece mütsessir ediyor.,, ii — şe —— Iki kişinin, ölümüne, sebep Evvelki sabah Haliçte 401 nu- maralı sandala çarparak İsa ve Karanfil adlı iki kişinin ölümü- ne sebep olan motörün Çubuklu iskelesine kayıtlı Ömer kapta- nın idaresindeki motör olduğu anlaşılmış motörü idare edenler dün yakalanarak muddeiumu- miliğe teslim edilmiştir. Kaza net cesinde boğulanlâr- dan İsanın cesedi bulunamamış- tır, ve ikinci reisle idare heyeti reisinden! memurlar derhcl mutamelelerini de mürekkep bir heyetin teşkili kararlaş- tırıldı. Azadan Refik Bey bir takrirle AL pullu şeker fabrikası müdürü Hayri Beyin mahkemede (ticaret odasının şeker flatlerini tesbit edecek iktidar da olmadığına dair (o söylediği sözler hakkımda izahat verilmesini istedi. Bu İ nun üzerine umumi kâtip Vehbi Bey izahat vererek bu İddianm varit ol - madığını ve odanın dahili piyasayı ol duğu gibi hariç piyasaları da takip vesaitine malik olduğunu ve bunu muntazaman yaplıÇını vesikayla İs - bat edeceğini söyledi. Meclisçe izahat kâfi görüldü. Bir tavzih Dünkü şeker muhakemesi esnasır. da vaziyeti izah sadedinde dünya şe - ker piyasasının bizim ticaret odamız. ça sureti umumiyede bilinmesine im- kân olmadığını, İstanbulda şeker hor! sası bulunmadığını şeker şirketinin hariç şeker fiatlerini her hafta mür- fazaman ateşe komersiyallerimizden aldığı telgraflarla takip etmekte ol- duğunu söylemiştim. Fakat bu izahatimin gazetelere il- tisar edilirken buradaki ticaret odas mızın bunu yapacak iktidara malik olmadığı suretinde geçmiş olması fev kalâde teessürümü mucip olduğun - dan keyfiyetin muhterem gaze le tavzihini rica ederim efendim. İstanbul ve Trakya şeker fabrika. ları T. A. şirketi meclisi idare rcia vekili ve murahhas özası Hayri, İ hedef olan yalnız Ermeniler değildi. ri — VAKIT 24 MART 1932 —. Hakikat bütün parlak- lığıyle yükseliyor ! (Üst taralı 1 inci sayfadei alyasct ve diplomasi usul ve adabtna, Ermeni murahhasasına verilen mülâ kat vadinin gayri muayyen bir müd- detle tehirini icap ettireceği de tabü- dir. . Bahusus bu tehir keyfiyetinin haki-i katen böyle bir saiki de varsa, Ame rika efkâri umumiyesinin Türkler le hine sarahaten yol aldığı şu sıralarda; tatbik: ayni zamanda bir zarurettir. İşte biz, bu hakikati daha evvel tak- dir ile, Ermeniler aleyhindeki “e koğuları tekzip ve Amerika efkârt u- mümiyesini tenvir suretiyle cemaati miz hakkımda eski tevecühkârane his- siyatı mümkün mertebe iadeye çalışa- cak hususi bir heyet teşkili lüzumunu defaatle kayıt ve Işaret etmiştik, Mus rahhasamızın Reisicümhur tarafından kabul edilmemesi hususundaki ihti- mallerde biz de (Hayrenik) le hemef- kârız. Ancak bu gazetenin mütaleatı me yanında şu iki noktayı şayanı kabul göremiyoruz. Hayernik, bu hâdisenin bundan bir; kaç sene evel vukuu halinde o zaman, hali faaliyette bulunan Ermeni — A-| merikan mafbuat bürosunun gayret ve Amerikalı zinüfuz dostlarımızın gene bu büro vasıtasiyle yaapcakları tesif ve mauvönetle Türklerin bu en trika ve tecarüzlerine karsı mücadele edilebileceğini kaydediyor. Halbuki Hayernik Başmuharriri, Vaşingtona kadar gidip de, Amerika Hariciye Ne' zaretinin Şarkı karip şubesini ziyaret edebilseydi, bahsettiği Pres — büre-! nun ve onun müdürü olan adamın ne, şayanı ârzu olmıyan işler yapmış ok duğunu gözleriyle görür ve kulakla” riyle işitirdi. Hariciye Nezareti dairesine gidere lerin beynelmilel cari usul icabı ole rak fevkalâde nezaket ve hüsnü kabul görmelerine rağmen, ziyarciçinin &r- meni olduğunu anladıkları takdirde i Karşı aldıkları vaziyetten bahisle hayret ve hiddetlerini alenen izhar ediyorlardı. Ermenilerin Amerika hükümetine) muarız ve aleyhtar olmadıklarını bis lâkis Amerikalılara ve Amerika hü, kümetine karşı medyunu şükran bı» lunduklarını, bütün bu münasebetsiz- likleri Ermenilik namma yapan şeh sın da Ermeni milletinin mümessili addedilemiyeceğini bunlara anlatmak müşküldü. Ve (O halde.. niçin Erme- nilerden bir heyet veya bir fert sıkıp, o adamm hezeyanlarına nihayet ver medi ve onu tekzip etmedi?) sualine de verilecek cevap yoktu. | Işte, Amerika efkârı 'umumiyesini! Ermen!lik lehine imale ve Ermeni me| nafiini himaye edecek olan bu büro, matlüp propaganda işini böylece zi- rüzeber etmişti. Milli davamızı hodbinane bir ısrar. la yalnız başma görmek daiyesine dü- şen ve mevhum bir komitenin reisi ©» lan Mister Cerardın müsamaha ve müsaadatından cür'et alan büro mü- dürü, herkese meydan okumuş ve et: rafı kmıp geçirmişti. Bu adamın tenkit ve taarruzlarına Vilson'u; Ermenistanı yıkmakla, Hon ri Mongıntanı; Ermeni istikldlinin düşmanı olmakla, Çarlıs Hiyüz'u; Er- meniler aleyhindeki fesat enirikeları- na itşirakle, (Kılivlende Doç) u; Er. menistan madenlerine göz dikmiş ol- makla, ittiham ediyordu. İşte bütün bu şuursuz ve hezeyami- miz sözler, zinüfuz Amerikalı dosti. rumızın komileden nefret ve islikrah- la çekilmelerini ve halk üzerindeki; nüfuz ve şöhretlerinin suiistimal edil. emmesiçin, bürodaki kayıtlarının (er- —— kin edilmesini kemali hakaretle talep eylemelerini intaç elti. Şimdi, bü büronun bu meş'um ser güzeştine ait hikâyeyi bu kadarla ke- serek; Ermenilik aleyhindeki neşriys- la cevap verecek ve Ermeni davasının mahiyet ve esasalı hakkında efkârı tenvir edecek bir heyet teşkili bahsine ireat kelim edelim: | Kırk senelik tecriibeden aldığımız acı dersler bizi artık olgun ve mutejil bir hale getirmiş olmalıdır. Mütear -| ! rız ve cenkçuyane hareketlere artık devam etmemeliyiz. Hayrenik Başmuharririnin, diğer Taşnak mensubu meslekdaşlar &ra- sında günün icabatım en epvel takdir elmiş ve Sovyel iltihadına karşı mi- cadelenin bisut veya ameli bir netice vermekten uzak olduğunu kabul ve iti raf elmek suretiyle mantıki bir hare kette bulunmuş olması ümitbalkş ve ayni zamanda takdire şayandır. Esa- sen mensup olduğu fırka, bu mücade- lede yalnız kalmağa mahikümdur. An- cak iş bu kadarla bitmiyor. Bizim fik- rimizce Türkler aleyhinde propagun- da suretiyle sarfedilecek mesai de, bi. sut ve ameli netice vermekten uzak olan keyfiyetlerdenu biridir. Bu tarzı hareketin, evvelâ Türkiyedeki rkdaş larımızın şikâyet ve muahezelerini mucip olacaktır. Şu halde biz propa- yandalarımızın gayesini başka milict- ler aleyhine değil, münhasıran kendi lehimize tevcih etmeli ve Fransızlar, Almanlar; İtalyanlar gibi yalnız ken- di milletimizin mezayasını herkese anlatmakla iktifa eylemeliyiz. Zaten bizim Türkler aleyhindeki feryadımızı şimdi kim dinler? Türk kim? Biz kim?.. Böyle beyhude mesai be propagundalarla kendimizi niçin gülünç vaziyete sokalım?.. Niçin te zallümkâr ve'hakir görünelim? Hayernik Beşmuharriri siyaset ve diplomasi sakesindeki faaliyetleri mü tekebil ziyaretleri, elen? muahede ve itilâfler, gizli anlaşma ve ittifakları görmüyor mu? Hiç olmazsa Venize To*'lan'da mı ibret almıyacağız?. Ermeniler aleyhindeki ocereyanın, Şükrü Beyin Amerikayı ziyaretiyle a- lâkadar olduğuna, neden mutlak su- rette hükmeilip de, bunu akim bırak- mak İçin fevkalâde mesai sarfına te sebbüs ediyoruz? Ve Amerikan — Ers meni malbuat bürosunu bu maksa'la ihyaya, neden dolayı murahhaslık ma kamını mecbur veya mukfedir görü- yoruz. Muralhasanın başla iş ve bas- ka meşgalesi yok mü?, Beki bildiklerimizi unutmuş olalım veya olnuyalım.. Fakat her halde bu gün öğrenmekliğimiz lâzım gelen çök şey var., Bu günkü Türk, 15 — 20 se- ne evelki Türk olmediğı gibi bu gün- kü Ermeninin de 49 sene evvelki Er- meni olmadığını bilmeliyiz, | San'at aleminde Konservâtuvarın konserleri Istanbul Konservatüyarı talebesinin bir senelik mesaisini göstermek. icin belediye tarafından Tepebaşı tyatro- sunda tertip edilen konserlerin birin- cisi pazartesi akşamı verilmiş ve bü- yük bir muvaffakiyet (kazanmıştır. İkinci konser önümüzdeki pazar gil « nü saat 1S de gene Tepebaşmda veri» lecektir. Bu konserde muzllim Sey « fettin Asıf Beyin idaresindeki orkest- ra tarafımdan verilecektir, Bu konser de şehrimizde bulunan ecnebiler, hü- kümet erkânı, Darülfünün ve yüksek mektepler talehesi davet edilmiştir. Konservâtüvarın muvnffakiyetini ve günden güne tekemmül ettiğini güs- teren bu güzel konserlerin bir mak - sadı da şehrimizin sam'at hayatımı bir müddet hareketli bir halde bulundun mak ve müsikf zevkini tamimetmektir. Onun için geçen sene olduğu gibi ba sene de konservatüvar nisandan itiba ren Tepebaşı tiyatrosunda (o sırasiyle piyano, şan, keman, ve birlikte mlsi- ki konserlerine devam edecektir. Parasız verilecek olan bu konser - lere muhtelif teşekkli! - ve sınıflara mensup halk zümreleri davet oluna - caktır. | ÖLÜN | Şair Rıfat bey arkadaşımızın baldız, Bevant beşinci mektep ımwallimlerinden Zuhal hanım dün akşım vefat etmiştir. Zuhal hanım henüz yirmi üç yaşın- daydı. Genç, zeki ve çok çalışkan bir tnuallimemizin bu ant ölümünden düyu- lan teessür büyüktür. Ailesine ve onu çok seven arkadaş- ii samim? tazivetlerimizi atzelerir. Alinh samet ey'esin