Onuncu Sone Sayı 18 Parasız verilir yy Hususi muhabirimizin mektupları : 3 Meşhedi Harbi Kazandı Taş 0) Muharebe nasıl oldu - Tankların ve tayyare- lerin hücumu - Esrar dumanı ve atyonlu gül- leler - İki kümandan arasında bir miişaare Çin ejderi üstünde - Meşhedi Cafer geliyor! şe Martın on üççüncü geccesi, Çin gap'umbagılarından tertip eylediğim yüz milyen tank ve Çin kellebeklerinden ihzar gık dıgım gırh o seççiz milyer tey- yare ilen Cappon cephesine hü- cum iyledim! Eziz dostum ve erkânı herp reisim Torih Necmi be» dada- şım, bu muharebe için iki keşif- te bulundular: Bir danesi afyon- la bumbalar, diğeri esrarlı gaz- lardı.. Bu hucumda, tayyare ve tank- larımız, düşmen cephelerine bu ofyonlu bumbâları attılar ve top- larımız esrar neşreylediler! öskerleri “bu suretle baştan başa serhoş olup hem- misi dalgaya düşmüşlerdi! Jappon baş gumandanı Gaş- ğariko cenapları iyle mestolmuş, iyle mestolmuşti kim, özüm ken- dusunu csir edip belinden gılıncın alanda irticalen şu menzumeyi gıraat eyledi. Eynen tercümesini nakil edirem: Men Ceppun başbuğu gaşgarikoyum' Günneşin içinden gelmiştir soyum' Gökte yıldızlara değiyor boyum! Men Cappun başbuğu gaşgarikoyam! Söylesen özime: Kimsin babalık? Nedir garşımdaki bu kalabalık! Dünya, kan denizi. Ordular alık! Men Cappun başbuğu geşgarlkoyum! Galıcım çekemez kimse belimden! Meşhedi kaçamaz asla elimden! Dünyalar yıhılır menim yelimden! Men Cappon basbuğu gaçgarikoyum! Cappun gumandanı Gaşgariko bezretleri susanda, özüm cevap | Men, Meşhedi Csferem! Bu mininci selerem! Her cenkte muzafferemi Men Meşhedi Caferem! Gilicim sallayanda, Ordu. galmaz bir yanr'a! Oğrensin Cappuryan de Men, Meşhedi Caferem! Herkes vılar özümden, Şimşek çakar gözümden! Ciban titrer sözümden! Men, Meşhedi Caferem! Gökte guşlar teyyarem! Bulutlar onlara yem! Sana doğrusun diyem! Men, Meşhedi Caferem! Tanklarım geplumbağı, Dolaşır dağı, bağı! kimsin balkabağı? len, Meşhedi Cağerem! Ozüm, iş'ar okurken, bir de bakmişem ki, Cappon guman- danı heşmetlü Gaşgarigo hez- retleri bir köşeye yıkılıp sız- mıştı! Bundan sonra, zatımı meşhur âlim olan seççiz min metre tu- lünde, gırh ikki gaffalı, âteş guyruhlu, alev dilli Çin. ejderi- nin üstünde bindirdiler ve ga- zandığım büyük meydan herbi- | nin şerefine saatlerce sokaklar- | da gezdirdiler! Çin maçin baştan başa kâğıt fenerlerle donatmış, ipek bay- rablarla müs'enmişti... Her taraf- ta özümün fotoğrafları asildı! “| Gayrı herp bittiğinden bu ah- şam, Mirza Gasim hezretlerinin özüme günderdiği min ganatlı teyyaresine binerek ( İstanbula müteveccihen hereket edirem. Yolda, bir gaç gün Merrihe, | İ bir gaç gün Hurşide, bir kaç | gön de Gamere ve bir kaç gün İ de Zubale uğrayıp galmah niy- Tahdidi teslihat yy ayl yyl >— > a Ss > << — Binin , Sulh güvercinil Felâket ! Ressam Çallı bir' gün meyhanede bir ahpabına anlatıyordu: — Dün gece çok feci bir rüya gör, düm: — Hayırdır inşallah. Ne gördün? — Bir adadaymışım!.. — Allah allah bunun neresi feci? — Aman birader, daha nasıl fe - caat istersin?, Dört tarafı suyla çev- rili bir yerde ben ne bulur da. içe «| rimi, Li “içim? İm muharrir arasında: — Bizim piyes oynandığı gece bü- tün seyirciler gişeye hücum ettiler. — Bilet paralarmı geri istemek için mi? ATA AR A 2 AN 4 yetindeyim.. Gecikirsem merak etmeyesiniz gardaşlarım.. Akbaba mnbarriri ve sabık Çin or daları baş kumandanı Meşhedi Cafe konferansında — Silâhlarm büsbütün kaldırılmasına taraftar olanlar ellerini kaldırsınlar!,. — Rue kurikarürğ — — Fransız karikatürü — Değişiklik İki ahbap arasında: — Mektep, bizim oğlanı çok değiş- tirdi., İ — Maşallah. Demek adeta tanıya mıyorsunuz? — Hayır ben onu tanıyorum ama,ijjı © beni tanımıyor! mn. Hücum ? Biribirini hiç çekemiyen iki kadın Kadıköy vapurunda karşılaşıp se - Mimlaştılar. Biri merakla ötekine sor|| du: - — Yedi senedir — görüşmemiştik. ! Beni neremden tanıdmız7 Öbürü istihza ile kadını baştan 2- şağı süzerek cevap verdi: — Elbisenizden! pi Müfret Ahmet bey, arkadaşı Mehmet bey- Je konuşuyordu. Bir aralık: — Yahu, dedi. Biz ne eşek şeyle »| riz.. Mehmet bey itiraz etti* — Rica ederim müfret siagsiyle Konuş.. — Peki o halde sen ne eşek şey - sin! mz Ne için? Ana mektebinde hocayla çoçuk a rasmda: — İnsanın gözleri içindir? — Görmek! | — Ağın? — Yemek! — Kulakları? — İşitmek.. — Burnu? — Karıstırmak!, Di b Çok pahalı ? Mehmet bey, karısı Suzan hanimin aşkıyla cayır cayır yandığı halde ayrılmıya mecbur kalmıştı. Dostlarmdan biri sordu: — Vah kardeşim vah. Kim bilir bu ayrılık sana ne kadar pahalıya mal olmuştur. Mehmet bey cevap verdi: — Ne demezsin azizim. dört yüz liradan fazla Yalmız! terzi borcu| ödedim! Dan, Çıkar ! Muallim — Ahmet efendi birden üç çıkar mı? Talebe — Çıkar efendim.. Muallim — Canım iyi düsün, Birden üç nasıl çıkar? | anlaşmamazlıktır | Dikenler Çiçekler Para, iş hususunda * gaye, aşk hususunda vasıtadır! » Izdivacın o esası e » İ Bedbaht, aklını kaybeden | değil, aklından başka her şe- | yini kaybedendir! | aşkı! * il Bir insanın en çok kıska- nacağı şey kendi kalbidir! * Bir güzel kadın onü kupar- | dı diye bir çiçeğin kukusu İ artmaz! * İ Roman muharrirleri, yazıla- rında daima mantık arasalar hayatı olduğu gibi tasvir ede- mezleri La Namussuz olmak, ekseriya | namuslu olmaktan güçtür! » Kadm saattırki, otuz ya: şından sonra daima geri kalır! | * Dünyanm en güzel kadını herkesin kendi sevgilisidir! : Insanlara en büyük eserleri İ ilham eden kadınlar, o eser- lerin tamam olmasına mani o- lanlar da gene kadınlardır! # amnzlst siz Sakal insâna malümat ver- seydi, butün keçiler âlim olur- | dul a Aşk, vakti geçirtir. Vakitte » Her ağız lokmanın iyisine | düşkündür! - Ibtiyar aşık yaş odun gibi- dir: Tüter, parlamaz! » Beraber ağlamak kadar iki kalbi biribirine bağlıyan şey yoktur! * Aşık, sevilmezse sıkar, sevi- | lirse sıkılır, garip bir mahlük- tur! : * Hicap, aşkın tuzu, biberidir. Hicapsız aşkın tadı olmaz! Piiz — (Japona) istediğin Talebe — Basbayağı çıkar efen -! kadar topla. Ben merdiveni tu- dim. Bizim bir kedi vardı, geçen gün) tuyoruml,, üç yavru çıkardı! — Alman karikatürü — j