—— 4 — VAKIT 17 MART ez Meraklı bir macera Rüstemiye vapurunun kaptanı mürteci, sahibi kaçakçı mı? Usttarafı 1 inci sayfada ye başladığımız zaman © Ramazanm &on günleriydi. Bir gün ben, çarkçı başı Etem, ikinci kaptan Mahir ve &- Çüncü kaptan Avni Berlerle otu ken Sabri kaplan elinde tesbih geld! ve: — Yahu siz hiç utanmaz mısınız? Gemide benden başka (o oruç tutan yok! Diye bağırdı. Kendisine bu gibi di- #i işlerin herkesin şahsma ait old Bunu başkasının karışnmıryacağını | “ Kabahat sizde değil, sizin ve Kasusundaki bu serbest ve lâkayt hı: peketlerinize müsande edenlerde!,, l Dedi ve hiddetle çıkıp gitti, İ Biz bu hadiseyi kendisinin farla ve mânasız taassubuna hamlederek »! mutmak üzereyken kaptanın gemide! dini propağanda yaptığımı görerek) hareketlerini dikkatle takibe başin- dık. Ve kendisine, fikirlerine iştirak; ediyormuşuz zennmi verdik. İ Bu hareketimize aldanarak kendi. ginin bir buçuk sene evvel Halepte! toplanan bir islâm kongresine iştitak #ttiğini söyledi, Seyh Esat ve oğldms ait bir çok fotoğraflar ve mektüplsr' gösterdi.Deha garibi Sayh Esad ken; disinde atlâs bir torba İçinde sakalı vardı, bize bunu da göstererek Sehi Esadım ruhunun katiyen ölmediğini! ve ha"ikf müslümanlar daima nigeh-i ban, olduğunu, kendisi de hakiki! müsimüanlardanolduğu için din uğ | Tüna canını fedaya hazır bulunduğu. nu anlatir ve: “— Gecen sene Yemen katliamı (!) zamanımda erini fki defa aradılar, TâAkin Allah hükümet polis. lerinin gözlerini gör ediverdiği için bu evrakı bir türlü bulamadılar... Di- ye söylendi. Batuma vardığımız zaman da kapj tanı şüpheli bazı Ermeni ve Acarlar. Ja gizlice görüşürken görmüştük. Ru kâdar fana fikirler besliyen bir ada. pun filt hareketlerde da | bulunması ihtimalini nazari itibare alarak mem- Teketimize döner dönmez zsbitaya ha- ber vermiye karar verdik. Ve hakika- fen İstanbula geldiğimiz zamandı Sabri kaptan vapurda bize gösterdi- fi evrakı ve #nireyi dışarıya çıkarma dan beşinci şube memürlarma haberi yerdik. Evrak ve resimleri memurlar aj dılar, Hepimizin ifadesini aldılsr. Kaptan tabit bize müthiş krrmrptı. hakkımızda iftira ederek gemide ka- çak havyar bulunduğunu söyledi. Halbuki bü tamamiyle yalandır. Bu-! na imkân yoktur. Zaten gümrük ms murları dün aksam gemiyi iyice ara drkları halde bir şey bulamamışlar. dır. Kaptanı bize iftira ettiği için ay- icn dava edeceyiz. İşin garip olan ciheti, kaçakçılık yaptığımızı iddia eden kaptanın üz ri arandığı vakit, 550 çakmak taşi, çakmak, yarım okkakaçak tütün ve ayrıca cigara çikmistir... Ikinci kaplan ne diyor ? Rüstemive vapurunun ikinci kaptı nı Mahir Bey de muharririmize, va- per Hacer Ali Beyin yukarıyı kaydet. tiğimiz sözlerini teyit etmiş ve şun. İarı sövlemistir: — Sabri kaptan herkesten haber six olarak oğlu Reşad pasaportet: gemiye almış ve kamarasma Kilit! “miştir. Tetanbuldan haveket ettikten sonra Karadeniz boğurmdan kirk mil açıldığımız zaman vapırdı pastpori- 'gwz yolcu bulunduğunu gördük. Ka tan, ba gencin kendi oğlu olduğunu söyledi, Vapurda pasapertsüz yolcu bul! ması bizim Batumda büyük müşkül. lerle karşılanmamıza sebep oldu. Sab! ri kaptan daima elinde tesbih dolaşt- yor, tayfa üzerinde vapur sahibi 3-! Jeyhine bir nüfer tesisine çalışvyan.. 'du. Bir aralik bina muvaffak olar Yibi oldu, tahvikâtına aldanan tayfa. nm bir kısmı hir gün verilen yemele lerin fenalığmı bahane ederek isyana teşebbils ettiler, o Tarfiemm Mir kreme! #ksi kanaatte oldu#u için kanh bir kilde netfeelenmesi ihtimali olan bu laik İ gaz almrya gitmiştik, ben gemi sahip- Söylendiğine göre Sabri kaptanm bu hareketleri üzerine kendisinin se- fer esnasmda vazifesinden uzaklaştı. rılması düşünülmüş, fakat vapur İs- tanbula geldiği vakit polise heber ve- rilmesi vakia münasip görüldüğünder vas geçilmiştir. Sabri Efendi ne diyor ? Vapur sahibi tarafımdan hakkında! ittihamlarda bulunan kaptan Sabri! Efendi de muharririmize şunları söy Temiştir: — Yirmi altı gün evvel Batuma lerinin vapııra bir çok kaçak eşya vik; Tediklerini haber aldım, Bu karake. İlin yapan zeminin sahibinin oğlu A-| li Beydi. İkinci kaptan Mahir, üçüncü kap- tan Avni ve çarkçr Btem Efendiler de onunla mtiştereken hareket ediyor lardı. Gemi Batumdan hareket ettiği zaman ben kendilerine doğru yapmı" dıklarını ve zaten hilrümetçe geminin! kaçakçılık yaptığından şüphe edildi. ğini söyledim. | Hattâ: “Bu şekilde hareket etmek| hepimiz için tehlikelidir. dedim, Re! nim bu #örlerime kızmışlar, “Sen bizi| yelken ihbar mı edeceksin, diye bana entirler. Bir müddet sonra vapur İstanhı İn yaklaşmış bulunuyordu. Korkulu fı artmış olacak 'ki Sile civarmda va pur sahibisin oğlu ve vaputun kâtibi Ali Bey ben vazife başında vardiya. da bulunurken yanıma geldi. Arkasın dan da çarkçı başı Kihem Efendinin elinde bir tabanca olduğu halde kap- tan köprüsüne çıktığını gördüm. Ben, bunların bana çatmak ve mut Mika hir fenalık yapmak istediklerini: derhal anindım, AlİBey bana wluor- ta küfür etmiye, beni tahkir etmiye| başladı. Cevap versem earker elinde tabanca bekliyor. Soğuk kanlılığı, hiç sen çikarmımıya terelh ettim. Fakat geminin seyr ural» der hal istifamı yardım. Bü hareketin &- zerine onlar bir kat daha işkillendi- ler. Vaptrın ikinei kaptanı varken vapıru kitin AHM Bey kendisi idare etti ve İstanbula geldik. Boinra geldiğimiz zaman gemide garip bir hareket sezdim. Büyük de- reğe İarantine muamelesi imal olu- nur olunmaz rüsomat Otarafmdan kentrel yapilmak lâzımdır. Bu mus mele yapılmadan geminin limana gir mes doğu değildir. Halbuki birim e fendiler rüsümst memurlarını hekle- meden Kabataş önüne çektiler ve e rada demirlediler. Ben derhal müda- tale ettim: “Kabataş önüne demirlemek yasak fr. Gaz vapurlarımm Haydarpasa a- cwma demirlemesi lâzrmdır.. dedim. “Sana ne?,, dediler. Bilâhare kontrol heyeti geldi. To-| bil aradılar ve 200 teneke havyar bul; dular. Bu kaçak eşyanm O hulunmasının benim ihbarrm üzerine olduğunu zan-| neden Al; Bey ve diğer kaptanlar be- mi de siyast marnun mevkiine düşür- mek için şu fonalığı yapmışlardır. Kamarımda yokken, kamarıma, girmişler, kitaplarımın arasma Esa- dın muhtelif pozlarda hir takım re- simlerisi koymuslar ve ben gemider. Ten polise beni ihbar ederek o “Şeyh #aidin propağandacısıdır!. demişler. Benim En gibi seylerle alâkam Yok tor. Bu iddia hir iftiradır. Dün evimde taharriyat yapan po- Nisler bir bulamamıslardır. Bu da bu sö doğru olduğuna de Tildir, Sabri kaptan son olarak şu sözle ri ilâve etmiştir; — Rüstemive vapıru (o kâçakerlik yapan bir gemidir. Bilhamea Yunanis- tandan ve Rüsyadan kaçak esya ge tren bir gemidir. Meselâ 30 kuruşu aldıkları çakmakları burada yüz elli Kuruşa, inmesini on paraya aldikları çakmak taşlarmı da elli paraya satr- yerlardı. Peüneli kaptan ne diyor ? Geminin üçüncü kaptanı Avni Ber İse kaptanm vapuna pasaportsuz yeleu aldığını, bu yüzden Ratumda İ- ki gün karaya giramadıklarmı, Sa pe pm e, em Takvim VW Perşömbe Cuma BD 4 '7mart 18 mart A 9Zilkade 10Zilkade Gün doğuşu 69 67 « ban (o 1818 1819 Sabah pamazı S15 515 Öğle , 103 1222 Mind 1545 1546 ” 1817 18,20 . 19,48 19,49 49 428 Yilin geçen günleri 78 79 talan (o 285 286 Hava — Dön sıcaklık ezemi 9 asgart 1 dereccydi Poyün bava hafif bulutlü olacak. rüzgir mutsvassıt şiddet te poyrardan esecektir Radyo Istanbul — 6 den 7e kadar gramafon 780 dan 8,80 a kadir Srüdyo heyeti ve Hayriye hanimin iştirâkleriyle saz B30 dan 9 3 kadar Selim Sırı bey tarafımdan konferans, 9 dan ID a kadar Nebil ağfü Temsil Heli ve Belis ha swim iştirâklerile saz. 10 dan 10902 kadar orkestra Viyana — 1200 Kanser — 1440 Otm Klemperin kenteri — 15 Pk — 1530 Çocuk #sin — 1735 Pk — 19405 öpera parçals'ı Hellebetg — 7,30 jmnastir ve musikt “ 990 — jimnastik — 1010 Brerlavdan nakil — 13 konser — 1480 Dinzig'dön nakil — 1740 kenssr — 2020 Org kosseri — 2130 Seokholm" dan nakil — 2245 Şuman'dan parçalar, Bük: — 18 ve 14 plik - 18 musiki — 19.10 haf musiki — 20 Şar- VE Ve müsiki — 21 tsgennt — 21.90 senfonik konser — 2215 konser Roma — 13 pik — 1830 ses ve örkeğtri konseri — 90 dini parçalar — 2145 senfonik konser, Praga — 12 Bründen miki — 1740 Prarisleva'dan meki) - J84S ço. cük musikişinaslar konseri — 2090 Ös- ksn musj işi — 21.30 Stekhelmden na- kil — 2245 pirsno keonceri — 2385 plâk. Büdapeşta - 1015 kanser - 1808 Telgan müsikisi ale So al & kadar nesriyar Varşovay— 1335 mektep ben | seri — 1343 plik — İZA masikisi — | 18,10 Lemberg'den nasil — 1825 selo | İ konser — 9045 raden gizetesi — 21.15 | Stokholmden — 24 dans | Stokholm — 2130 Avrupadı İs. | veç musikisi; konse'rarnsr erkestrasiyle | 1797 tarihinden bu güne kadar muhfelif | İsveç parçaları Yarın 18 mart | Viyana — 1230 kanser 340 Reret Anday'in konseri — 15 plak — | 1636 çeerkler için — İ6SS genyler için - 17590 kadinlar için — T& esi | muslki — 2025 könser “ 9215 Sırmus den parçalar — 29,45 Bulonje orkestrası 28.30 Lenser ve Tsiyan muş'kişi Mellsbeörg — 73 cimessök ve musiki — 930 eimnsek — 13 Perlin den nakil — 2230 Berlinden nakil — 2345 haberler. Gükreş — 20 rsdvo neştiyan — 2020 oneradan nakil, Roma — !3 plık — 1345 ses ve musiki konseri — 21.45 operet par çalar, tislavadam nakil — (7,10 cözbant ken- | seri — 18 komser ve ods musikisi — 3205 Smetana salonundan nakil - 23,20 plak, Budapeşte 1305 Balalayka konseri — 19 konser piyano ve keman. İa — 3030 mperadan pa'ci sonra Tsigan müsiiisi, Moskova — 20den 93 e kadar ngriyse Varşova — 13,10 plak — 18.35 Lembergden akil S5. senfonik kensar — 2840 rada gıt tesi İcra ve itlâs Kanun 'âyıbasının encümende ki tadilden sönra aldığı şeklin heşrine yarımki sayımızda devam edeceğir. sağıma ella MRe ELİ görüştüğünü söylemiş ve havyar ka- çakçılığı iddiasınm doğru olmadığını söyliyerek: — Yolda yemek için bir kaç kilo havyar almıştık, Onu da yolda yedik, bitti. demiştir. İkj tarafın birbirlerini ittiham © den sözlerini bir hadiseye tesbit mak- sadiyle neklettik. Adliye memurları! vaziyet etmiş olduğu için hakikat ya- .—3. meme müm me — Yarabbim, benki hayatım” da hiç bir fenalık yapmadım, ne deye böyle feci vaziyete dü- şürüyorsun! Elena tatlı bir sesle onu teselli etti: 1 — Merak etmeyiniz. Dünyada bir çok kimseler, karılariyle ayrıl-; mayı büyük bir fenalık olarak te- lâkisi etmiyorlar.. Amerikalıları görmüyor musunuz. . Bir insan en aşağı üç defa evlenip boşanıyor. | — Size yemin ederim ki bu iz-| divacı feshettireceğim. Yalnız, ka rımın nerede olduğunu biliyor mu sunuz? — Evet. — Kendini gördünüz mü? — Gayet iyi arkadaşımdır. | — Tanımadığım bir dinin nikâh bağlariyle bağlandığımıza dair © linde vesaik var mı? i — Tanımadığım bir din diyor: #unuz? Fakat kadını arzuladığı- nız zaman tanımıştınız.. Ah er- kekler.. Hem yalan söylerler, hem de inanmaklığımızı isterler. — Elena.. O zamanlar deli gi- biydim.. Anlatayım... Vatanım- dan uzak. . Her an ölüm tehlikesi- ne maruzdum,. Emin olunuz ki, kurtulasağımı hiç ümit etmiyor- dum.. Onun için düşünmemiştim bile... — İtiraf edeyim ki bunlar lehi- nize birer esbabı muhaffefe teşkil eder. Yalnız azizim, şunu iyi din- leyiniz. Ben, katolikim. Boşanmış bir adamla kat'iyyen evlenemem. Sonra da, ilk izdivacını. bir kok-i kabaz gibi el cabukluğu ile feshet- tirmiş olan bir erkekle evlene- mem, — Ne yapayım? Sizi istiyorum. Sizi karım olarak görmek istiyo- rum, Yalnız siz beni mes'ut ede- bilirsiniz. Söyleyiniz, ne isterseniz ze salik için hiç bir şeyden çekinmiyecerİ gim, Her seye razıyım? i Elena, Kontun gözlerinin ta içi-| ne baktı: | — Her şeve mi? diye sordu. İ — Emrediniz, derhal müracaat edip feshettireyim. — Hayır. — O Halde ns yapayım? Allah aşkına benimle eğlenmeyiniz. . — Benim için, bu kadından kat iyen ayrılahilmeniz için ancak bir; tek enre yardır. — Nedir? Çabuk söyleyiniz? | — Ölüm. İ Kont Kastelmeyran yerinden fırladı, odadan ve evden koşa ko-! şa kastı, | Yürürken, sendeliyordu. ACIK KALPLE Elena avnaya baktı, saçlarını düzeltti, Mişel'i çağırdı, onu, diz- lerine oturtarak: Dariilbedayi son temsilleri Praga — 13 plık — 1309 Pre (Bugün akşam 2190 du MAN Kafatası 15 tablo k i Yazan: Nazım 1) İ Hikmet 10) İ Yakında: Saatçi ikinci musikili komedi. Stella 22 mar: salı günü tenin yüzüncü senesi müaasebetile bü“ yük ihtfal Ste'la mütereimi Semiha Bed ti hanım tarafından yarım sasdık bir könfe'4ns verilecektir. Temsile sat 91 de başlansektir. Perşembe akşamı Raşif Riza sat 2130 da o TİYATROSU Ladam o Kameiya Aleksandr Düms- fisin lâyermuz eseri piyes 5 perde Gişe şimdiden a- çıktır. Telefon Tt iğ. e L | smı açık görmüş, i ği kimseler nezdinde — Uslu oturdun mu yavrum? dedi. — Evet, amma, sıkıldım. ' — Uslu olduğun zamanlar sıkr- iyor musun? —Evet, Mösyö Lartig'e söyle de gelip eskisi gibi bana hikâyeler anlatsın. —- Söylerim, Dersini ezberledin mi? & — O burada olsaydı daha çok öğrenirdim. — Sana hocalık yapmasını da söyliyemem ya.. — Nicin? Elena cevap vermedi. nu öperek, kardeşi Sonya'nm oda sına gitti. Sonya mektup yazıyor” du, iri, tatlı gözlerini kaldırarak sordu: a Ona karısından mı bahset tin! — Evet. Elena vahşi bir kahkaha attı. İnci gibi dişlerini pöstererek: — Hetırlamıyordu bile. , Dedi. Sonya'nın odası birinci kattaydı. Yanı başmda salon var- dı. Pencereden bahçedeki gül a- ğaçları gözüküyordu. Sonya, dişa- rı bakarak sordu: — Ve, dedi, onu öldürmesini söyledin değil mi? — Evet, bu adamm ihtirasmm nereye kadar varacağını görmek istiyorum. — Fakat karısını nerede bula- cak. Sen söyliyecek misin? — Arasm.. Zavallı âşıkın işi ne.. Bir an sustu. Sonra: — Gelip bana “göster... Nerde olduğunu söyle öldüreyim,, deme sini istiyorum. Bu aralık salondan bir üiksürük sesi geldi. Elena, hiç bir endişe stermeden: — Kim 0, Diye emele ve huyıyı Guti , dedi, Lartig. , Buyurunuz, Mişel de hep sizi arıyordu. BİR BASKA RUN Lartig sapsariydi. Her şeyi işitmiş ti, Şüphesiz oraya, onları dinlemek is | çin gelmemişti. O da alışık ve yaban. cı olmadığı için girmiş, salonun kapı- orada hizmetçiyi bulacağını zannetmis, halılarda ayak seslerini duyurmamıştı. Sonra, bitişik odadan sesleri duymuştu. Esasen, pos Vislere teslim etmek üzere takip etti- değil miydi? Belki de aradığı şeyi bulabilecek bir yeş duyardı. Fakat işittikleri, tahmi- ninden fazlaydı. Elena, kendisini de İ lice seven kontu bir cinayete sevkedi- yordu. Elbette kont bu kadmı, hati- rTasından nefretle silecekti. (Fakat Lartig, aşkın kudretini bizzat kendi nefsinde duyduğu için bu hususta mü teredditti, Kendi kendine: — Şimdi, dedi, ne mal olduklarını artık katiyen anladım. Fraoy'ada söylerim, Acaba mavzun bahsolan Okadın kimdi? Lavtig, kontun bekâr olduğu» nu biliyordu. İşittiği sözlerden bü hü susta bir şey anlamamıştı. Sade, Sonyanm sakin bir sesle, kardeşinden, meçhul kadınm ölümü isteyip istemediğini sormuştu. Sonya, Kastelmevranı seviyor muy du? Acaba içinden kız kardeşinin düş manı mıydı? Yahut ta herkesi aldat- mak için mi böyle görünüyordu. Lar. tig işte tam bu esnada öksürdü. Iki kız kardeş gayet sakin bir ta vurla odaya girdiler. Çünkü hayanm güzelliğinden bahsediyorlarmış gibi tabit idiler. Ne soğük kanlılık! Elena elini uzatarak: — Fena dost, dedi, artık biz; tama” men unuttunuz. Fakat doğrusunu söy liyeyim mi, Lartiz, böyle mütemadi- yen sürat asıp duracak iseniz, bizi ter ketmeniz dath münasip ölur. Zira, b** kışlarınızda öyle bir şüphe bir hüzün var Kİ, insanm sinirlerini o bozuyo Bakmız (peneereyi göstererek) o bü manzara karşısmda ve tatil zamani” rında mahzun olmak (doğrusu ein ttir. w Teteyer Yy ya Tg eg a