iğ a ve "a id a hr si di ir tm sinemaları (circuit) vücüde 4, #5 isini temin etmek, Kİ ki kal “di a a Ek ki rs ik mmm GL a ) — VAKNI 16 Temmuz 1931 -— Avrupa, Amerikada sesli filim g Pİ bir surette sessiz filmin yerini! yaflaldıktarı sonra, film yapan büyük mi İtsseseler mühim bir mesele ile Karşı. e dilaştılar. Bu da filmlerine müşteri bul. imak meselesi idi. AĞ Çünkü, seslitertibatı o ahbilmek, tMsesaizlere nispetiy kiraları artmış olan ed Bsesli filmlerden bir senlik program yal, yeli pabilmek, ve bilhassa sesli filmlerin imi almanca, ingilizce, fransızca, İspanyol arife nüshalarını yaptırabilmek pek bi- ailiyük sermayeler» mütevakkıftır. Bu sebepten, bütün dünyadaki propagandalara rağmen ancak yüzde çaliğirirmisi sesli dertibet: yalabildiler. © Sinema sanayiinin en çok jinkişaf| di etmiş olduğu yer olan Amerikerda, bi em ergeç müh im bir kriee sbep Olacağı anbaşıldı. Her şeyden eve ) eşkilât adamı olan sinemacılar der- i hal buna da çare buldular ve, her fir m 50, 799, 200, 1000 sineme salonla. Tindan mürekkep gruplar teşkil etti. iy ler. Bu gruplara “GCiremit,, tabir olu-| hur, (Cirenit) lerin şu faydası vardır. GN Her sinema nsensup olduğu film vesai ie sesli teşkilâtı yaparak o firmanın vi #llmlerini geçirir, muayyen bir formül aritinda idare olunur. Binnetice de as. #gori mesralla ozami basla yepa büyük. bi sermayeye ve teşkildta seti eşkildta isti nat ottiği için Hiehtemel sararda ton çekinir, Bu usul bizim memleketimizde ne receye kadar tatbik edilebilir? Edil. mez, Fakat bizim sinemacılarımızin Wapabilecekleri başka şeyler var. giydiği vakit muhakkak kürklü 1 — Müdüriyetler değişmemek şar yil tile bir şirket yapmak. i 2 Film olmek hususunda bir a İ Unlaşma yapmak. MW 3— Bütün Balkan saçların sık sık bozuluşu, yapmaktadır. Bu, Lupe Velezin en son oynadığı İbitirdiği ve gösterilen y i dir. “Gül Rengi kaplan, çok güzel bir isim ve Lupe Veleze çok yakışıyor. Bu gül renzi kaplanm tırnaklı bundan sonra Garry Coopere bataeş tır, günkü yeni evlendiler, 3 hükümetleri e getirip MERLİN # yüksek ücretle alınan filmlerin amor. Hüldsa olarak Mi leri ayrı ayrı teşrih etmek burada) 4 Sem okuyucularımız: hem de bizi yo| 4 Var. Yalnız bu hususta her şeyden eb) bel ticaret adamı olan sinemacılarımı.) | Gül Rengi Kaplan filminde Lupe 5 8in asıl ticaretin bir; birini batırmek|Velez Kanadalı bir çiftçinin vahşi kı. 4 değil, zıdır. Bu kıza o civarın bütün avcıları, Müşterek menfaatlerin birleştiği doktoru, polis komiseri talip olmuşlar moktalarda toplanmakta olduğunu an-|takat hepsi reddedilmişlerdir. lamalar: kâfidir. Bir gün, maceraperest bir takım Acaba, sade mahdut bir sınıfı adamlar geçerler. Kız bunlardan biri. lâkadar eder gibi görünen bu yazıyı)! sever, buluşmak üzere vd Kişi nazarı dikkate olacak? Hiç! bir inmez henüz (mahalli) eşekküt bile yapmamışlardır. söylediğimiz bu fi-| ve cak. ormanda randevu verirler. Doktor kıskanır, ve yabancı genci öldürmiye kalkar, Kalkar amma, genç onu Öldürü b Yazıyı geçen sene de YAZ erler: “ Onu aynen buraya nakletmiş olmakla hiçbir şey kaybetmiş olmuyo pe Mesele bir sene evvelki kadar Ye midir, (âktünlite) sinden birşey kay- betmemiştir şu farkla ki, tehlike, bu me e eli Mage iki mililcr gence olan aşkının azameti ör e Ze e laya e ranı ezel kendisininkini unutan bir adam iza artmıştır, anımız da o KAĞATİ yardım eder, ve ikisini birden kacırır, bir kayığa dolu nehirden kaçmıya başlarlar, Fakat tam o sırada, kayığın işinden elinde ta. banca, Monte Blue yükselir ve sahile yanaşmasını, kürekte olan kıza emre. der. Lupe Velez, yaralı olan genci gö. rür, gölürüp kendi evinde saklar. Fa. kat polis komiseri de (Monte Blue) ge ceyi geçirmek üzere eve misafir olur. Lupe Velez, sevgilisi yakalanacak diye ödü kopar. Onu seven ve yuban- asidi vi bindirir, şelâlelerle ne de sinemacılarımız Avru- paya gitmiş bulunuyorlar, bu sene de #inemacılarımız ayrı ayrı filmler sa- tın alıp gelecekler, ve fazla para vere eekler, tehlikeye bir adım daha yaklaş Mış olacaklar, Komşumuz Bulgaristanı mümune almaklığımız kâfidir.Bulgar si memaıları aralarında bir şirket yap- mışlardır, Filmleri, hariçlen © yalnız 4 Şirket alabilir. Sonra, sinemacılar, bizzat hissedar oldukları bu şirketten filmleri müzayede ile alırlar. Ve şir- ketin kazancı yine aralarında taksinı o Yacağı için adeta, paralarını bir cepten çıkarıp öteki cebe koyarlar ve milli Servet, harice, fuzuli yere çok akmış olmaz, Biz de yapsak, ne olur? değil mi? Kız, istemez ve ısrar ettiği takdir. de elinden kürekleri atacağını sövler, | Bu hareketin sonu, muhakkak bir ö lüm olacaktır. Monte Blue de nihayet kızın askı önünde iğilir, ve onları sandetlerine bırakır, ayrılır, gider. : .. Bu rolde Lupe Velez çok muvaf. fak olmuş. Vahşi güzelliği, sevgilisi z bir dişi kaplan gibi yırtıcı ve kıskane. Kazanırız! tır, : Gül rengine fa, Lupe Velez kenarsız ve başa tamame çi * Şarlenun (Şehir de| yapışan şapka ü bir manto giyer. Bu suretle çok zarif bir “ heyeti umumiye ,, te: > n teşkil eder. Hakikaten ya- pışık şapkaları giymek güç oluyor, çünkü ensenin çıplaklığı, kseriyetlö çirkin bir manzara nız tasavyurla kalacağız. Film seslidir, şarkılar pe Velezin titrek sesi pek İ — a * Meşhur piyes muharriri (Henri Bernstein) Hollivuda gelmişti. Orada bulunduğu müddetçe, (Melo) müellifi stüdyoları gezmiştir. “Henri oBernsteim, M—G—N şirketi namına iki senaryo yazacaktır. ” Gloria Sunnson, gelecek mevsim jburada da gösterilecek olan bir filmde fransızca konuşacaktır, * (Metropolis) ve (Kamere seyahat) filmlerini yapan Fritz Lang, (M) ismi (le büyük bir film daha © yapmıştır. j ir amı .JBu eserin mevzuu, meşhur Dusseldorf Pek tabii polis işe karışır, onu takibe!“ anavarı Peter Kurten'in hayatından alınmıştır. Film, Almanyada (o büyük rağbet görmektedir. ışıkları filmi Londrada elan gösterilmekte ve hafta da 2 milyon frank hasılat temin et mektedir, * Meri Pikfort öldükten sonra fim lerinin kâmilen yakılmasını istemiştir, Foks artistlerinden Poli (o Mo ra bir otomobil kazası © geçirmiş, ve burnu kırılmıştır. Bunun üzerine Po li Mora kendisine yunani bir | burun yaptırmıya karar vermiştir. * Duglas, Rodolf o Valentine gibi yıldızları bulup meydana çıkarmış olan acenteler kıralı Harri Reşyenbal 49 İyaşmda olduğu halde ölmüştür. İ O* Tekrar sahneye avdet eden İJolson, sesini eskisi kadar (ustalıkla kullanamıyor. * Paramont yıldızlarından Jak Ox ki ile Villiam Povel bu şirketten çık mışlardır. * Pariste bulunan İpekçi (Fabri Bey İstanbula dönmüştür. * İstanbul sokakları filminin sesli Bl i ive söz 5 lal nin üzerine titriyen aşkı ile hakikaten| a ER lecli artistler haftaya Parise gideceklerdir. * Roma, 14 (A, A.) — Floransada Gecinas sinemasmda bir yangın ik“ İ Yangınlara Karşı Tedbir Dünyanın her tarafında belediye- ler ve polis müdiriyetleri filmlerin a- lev alarak yangına sebebiyet vermele rine karşı çok sıkı tedbirler almışlar» dır. Bilhassa projeksiyon kamarası sinema salonuna mümkün mertebe rarlı olmamasına ehemmiyet verilmiş tir, Bu kamâaranın iki deliği (o vardır. Fakat yangın vukuunda her iki delik de sirayete meydan < vermemek İçin derhal kapanabilir. Yangına karşı bu yegâne tedbir değildir. Filmler de ateşe karşı bir ne vi mahfaza içinde hıfzedilir. Ve filim tutuşsa bile bu mahfazalardaki ter- tibat sayesinde ateşin etrafa sirayeti mümkün olamaz. Makine dairesi te- vakkuf anmda ziyayı derhal (kese cek tertibata da maliktir. Makinenin bir an tevakkufu (Cellu lold) in alev alması için kâfi olduğu nazarı dikkate alınırsa bu tertibatın ehemmiyet ve kıymeti daha iyi anla- şılır. Bütün bu kanuni mecburiyetler sayesinde sinema yangınları onüdret kesbetmiştir. devatı nasıl kullandıklarını tetkik e- delim. Sinemanın temas etmediği bir mev zu yoktur denebilir. Böyle olmakla beraber bunları 2- cık ve kapalı hava mevzuları diye İki ye ayırmak mümkündür. Bir ev, apar tıman veya herhangi bir bina içinde, yahut sirf bu iş için her türlü terti bat ve levazımı muhlevi olan hususi binalarda yani (stüdyo) larda çekilen ler ikinci kısma dahildir ki, biz bilhas- sa bunlardan bahsedeceğiz. Seyrederken bir oda veya salonda hatta bir bahçede çekilmiş olduğunu zannettiğimiz birçok filmler hakikaten boyanmış dekorlarla (stüdyo) dediği- miz bu hususi binalarda alınır. Demir ve camdan yapılmış bu ge İniş ve büyük binalar içinde 1500 - 2n00 kişinin iştirak ettiği filmler alınır. Dö- şemelri fil sürülerini ve koşulmuş arabalar tin ve sağlamdır. Bu camekânlı büyük binanın yanın- dn da artistler için hususi oodalar, ressamlar, marangozlar, elektrikçiler ve diğer mütehassıslar için de at r ve daireler vardır. Tenvirat Stüdyo cam olan tavan ile duvar- lardan gelen bol ışıkla fazlasile aydın le M-G-M Yıldızlarından en ç bir poz bulamamışlı, | nİamper Şimdi de sinemaların bu âlet ve e-| « taşıyabilecek derecede me lıktır. Bu ışığı İstenen noktada tel:sif veya tahfif için tıpkı foloğrafhaneler- de olduğu gibi perdeler kullanılır fa- kat stüdyolarda daha ziyade elektrik tenviratından istifade edilir. Çünkü bu daha emin ve muntazam olduktan başka arzu edilen şekilde idare edile bilir. Büyük sahneler n herbiri 50 şer 90 - -40 lümbadan jistifade edilir ki beherinin kuvvetinde mecmuu kuvveti 10000 mumdan aşağı değildir. Bu çok kuvvetli ışık, rol icabı sah- nede fazla kalan artistler o üzerinde yaptığı İgüneş çarpması tesiri gözleri sakatlatan kazalara sebebiyet verdiği de vakidir. Maamafisı, bazı ter İibat sayesinde bu mahzurun da son za- manlarda önüne geçilmiştir. Ziya © güneş, gölge yapmak için ay- rıca ti atı vardır. Keskin ışık ve artistlerin yalnız gölge halinde görünmeleri gibi şeyler projektör vasıtasile yapılır. Dekor Elbise ve Sâir l Malzeme | Sinema dekorları tiyatronunkiler- İsen çok farklıdır. Tiyatro dekorları sinemanınkilere nazaran çok kapalı dırlar, Tiyatroların kaba çizilmiş de- kurları objektifin hassasiyetile derhal göze çarpar. Bundan dolayı sinema dekoru ti- tiz bir itina ile vücude getirilir. Ay- ni zamanda bu dekorlar tiyatrolarda jolduğu gibi muhtelif renklerle de bo- yanmaz. Sinema dekorlarında ekseri- yetle kurşuni siyah ve beyaz orenkler kullanılır. Elbiselerde de filmin güzellik ve parlaklığını aksettireceği çiğ renkler den tevakki edilir. Bilhassa bembeyâz #lbiseler hiç kullanılmaz. Filmlerde beyaz gördüğünüz şeylerin asılları be yaz değildir. Makiyaj meselesinde de, filwin perdeye aksettireceği renk ve şekiller nazarı dikkale alınarak, tiyatrodaki- min tamamile başka bir tarzı ihtivar edilmiştir. Sinemada makiyaj çok dik kat ve itina ile yapılır. Çünkü ilk saf- ta bulunan artistin yüzü perdede, hali İtabiiden büyük ve ince nokta ve tefer- rüatına kadar daha canlı görünür. Sinemada (malzeme) de başlı baş na bir ehemmiyeti haizdir. Büyük İstüdyolarda model, marangoz, doğra macı ve saire atölyeleri her an emre İmuntazır bir halde bulundurulur. Yüzlerle çeşit muhtelif - eşyadan mürekkep depolar hayretle görülecek yerlerdir. Amerikada bazı malzeme de polarında toplar, vapurlar, tayyareler ve bütün mevcudu ile canlı hayvanat kolleksiyonları vardır. yunlar ok resim çikarimaya meraklı gelince, ne yazık kilmış ve halk telâşa düşmüştü i —— nizin < gelinee, mez $ ve ha şa düşmüştür. Sevirei-| olanı Dorolhy Jorda: film renkli değil. göremiyeceğiz, yakİler kaçışırken dört kişi yaralanmıştır. ” ie vee ener ba eme