16 Temmuz 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

16 Temmuz 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—i4—VAKIT 16 Temmüz 193 GÜNÜ b EE ŞARETLERİ istihare ve polis raporu Yerizünün Ermeni ihtilâline dair neşrettiği vesakalardan biri; Bir zabitin rüyasında bir piri fa.| ni zuhur edip küle kapısında bir ki. lise olduğunu ve ermeni meselesine sit her şeyin orada bulunduğunu ve hatta bahriye nazirinın parmağı dal hi içersinde olduğunu ifade eylemis ve hu zabitin rüyaları ve istiharele- ri #kseriyetle hakikâte mutabık ol. duğu bendenizce (o mücerrep ise de bunun dahi nefsülemre mutabık ol- duğu kestirilememekle bera! mslü-| mat tasdia cüret (o kılındığından ol.! bapta ve her halde... Vak'a aşağı yukarı otuz sene evvel geçiyor. .. Leri Brül iptidai zihniyet adında. ki eserinde iptidai, bizim tamamile vah gi dediğimizin cemiyetlerin hayat hak- kmdaki düşüncelerinden bahsederken misaller getirir. Afrika ortasındaki zenci o sull tanlar sık sık rüyalarına giren dane! ları derhal idam ettirirler. Rüyaya giren adam da kendisini mücrim sa- nır, 164 millik mesafeden gelip, tanı. madığı bir beyaza: “ Sen benim kahaklarımı çaldın... Çühkü seni rüyamda bahçemde © gör- düm. Senin ruhun benim bahçeme gir- di, Sen hırsızsın.. diyen bir hayli siyah lar vardır. Daha fazla tafsilât almak istiyen ler Levi Brülün kitabına müracaat e- debilirler. ... , Totem devrinde yaşıyan zenci ka. bilelerle Osmanlı bahriye - ferikinin buzdari okuz sene evvelki resmi vesi- kası arasinda ne fark vardır? li İmpartaorluk (an'ane) ve (efkârı| umumiye) diye bunları tanır, kültür diye medeniyet ve müspet dün yanın gözü önünde yüpe gündüz nesil lere bunu aşılardı. Devlet işi, polis meselesi rüyanın 1 ye asında İl “ Mezardan sesler,, nasıl bitirildi ? İzmirde Göztepe sahillerinde balık avı — Esrarengiz Holan- dalı kiminle yaşıyordu 7 — Burun manzumesi. —55— Yazan : Halit Ziya Ölümün soğuk havasile < ihata elan, denizin mevceleri (üzerinden dilmiş gibiydim. Ben sınıfta iken ya-|koşan bir terennümile selâmlardı. kirtlerimin fazla usluluğunda, banka-| (Bu ses, bir borunun içinden inti- da refiklerimin bana hitap (o ederken'şar ediyormuş zannını veren bir geniş! seslerinin birkaç perde inen yavaşlı.İliğe bir dolgunluğa malikti; o oltası ğında, gazete idarehanesinin daima'nın İğnesinden balığı kurtarıp sepetine şatır kahkahalarla ölen o duvarları attıktan sonra İğneye bir yeni yem ta.) hen girer givmez birer siyah tül perdekıncaya kadar terennümünde devam €- ile örtülüyormuşçasına herkesin sükülder, oltayı denize sâlverirken birden, ta lüzum görüşünde hep bana matem-Jolmıyacak bir yerinde, sanki , sesinin) dide olduğuma işaret eden hir ifadejtelleri kazaen kopuyermişçesine, susar vardı. Bu ifade asıl işlerimi bitirip deldi. Ben deniz hamamının ön iskelesin- Göztepe köşküne dönünce daha ziyade de hir seccadenin üstüne nzanmış, & vuzuh kespetmiş olurdu. Ev halkının(limde kurşun kalemile bir demet kâğıt, İnünü deniz hamamında diz üstü İmelmiş yahut sandalla biraz etrafımı tavaf eden bir tecessüs v terahhum nazarı vardı, gösterilen is tisnaf itinalar olurdu ki ben kendisi- ne fazla takayyüt edilmek lâzım gelen bir adam olduğuma delâlet ederdi. Bu en ziyade Süleyman (Beyde zahirdi O söz söylemeğe pek taraftar değildi, yalnız üzerimden kayan bir gizli ba kışı olurdu ki kendisini hana hissettir meksizin hemen kaçar, başka bir tara fa im'itaf ederdi. Ben bunu farketmei miş görünerek manasını derhal anla»; mış olurdum, ve ona adeta sokulmak ihtiyacını duyardım. Fakat bu mümci kün olmazdı, ben onu akşam avdetin- de balık avı ile meşgul bulurdum. aramızda on beş yirmi arşınlık bir de niz fasılası ile. Bir yamaç üstünde ve büyük bir bahçenin ortasında kâin olan köşkten inildikten sonra caddenin diğer tara. fında, deniz kenarında ayrı bir bah-| çe, ve burada aileye mahsus güzel hir deniz hamamı vardı. Mer altı ayda bir meyus aşkın te- davi seyahatinden avdet ettikten son ra bir başka aşka düşmeden evvel ken ine bir meşgale icat eden bu müp- telâyi sevda bü defa balık avr merek, na giriftar olmuştu, öyle ki bütün gü- çö- ileriye açılarak denize doğru sarkmış geçirir di, Bu merakta kendisine refakat €- den biri vardı: İlk günden itibaren bu adamla dost olduk. Bu kimdi, nerve den gelmişti, nasıl yaşardı, hususile o zamana kadar nasıl yaşamıştı? Run- hayalimin ufuklardan ilham argan serseriliklerini dalgın gözlerle takip ederken, o terennüme başlayınca, ka- nadı hir çalının dikenlerine takılmış bir kuş gibi, sanihatımın âni bir mek- olurdu. Ve gözlerimle onun gür se sinden kopan nağmelerin, kırılmış ve binlerce parçalarla dağılarak her biri bir tarafa savrulmuş ayna kırıntıları gibi dalgaların üstünde, birer güneş parçasi şekline girerek koşuş- tuklarını takip ederdim. Onlar böyle oynaşarak, biribirini kovalıyarak, gâ- rip bir cünbüş içinde yuyarlana yu- varlana uzaklamp silinirlerdi. O za man onun sustuğuna dikkat etmiş bu lunurdum, tekrar dirseğimin üstüne ba şımı dayamış, kalemimden (çıkarken yarım kalan satırın altını o eklemeğe çalışırdım onun dâirei tegannisine uğ- rıyan şeyler hep çapkın Fransız neşi- deleri, yahut çocuk parçaları idi. Bu meyanda bir tanesi vardı ki ekseriyet üzere onu tekrar ederdi, ve söylerken bu saçmaya hailevi bir teganni tarzı. run ihtişamını kordu. Sesin bu iltiza- mi azâmetile güftenin çocukça zevzek- liği arasındaki tezat, hele onun elinde ki küçük balığın mini mini ağzından iğneyi kurlarmak için sarfettiği ciddi cehtlerle refakal edince, öyle bir tuhaf lık iktisap ederdi ki ben öna uzak'ın bakarken gülümserdim. Bu güfte şu i- di: Oh! guel nez, oh! güpl nez!. Le monde en est ötonne, Ji est grand, tout grand, Comme un sabot d'enfant.. “Ah! ne burun! ah! ne burun! K Orta mekteplerden niçin iyi netice alamıyoruz? Orta tahsil müesseselerinin imti- han neticeleri anlaşıldı. Sınıf geçme! ğe hak Kazananlar yüzde onu, on be- ongre münasebetile| işi teşkil ediyor. Mühim bir kısmı ise| ya ikmale kalmış ve yahut dönmüştür. Bu keyfiyetin sebeplerini araştırırsak şu neticelerle karşılaşırız. 1 — Enerjik muallimlerin azlığı. 2 — Talebenin tembelliği, 3 — Vesaiti dersiyenin yokluğu, 4 — Mektep programları, Mektep binaları, 6 — Orta mekteplerin gayesi. Biribiri arkasına sıraladığımız Du maddeleri kısaca İzah edelim. 1 — ÇCümhuriyetin ilânından evsel orta tahsil müesseseleri azdı. Fakat in kilâp, yeni rejim, maarif o sahasında büyük bir inkişaf gösterdi. Yeni yeni mektepler açmak zarureti hâsıl oldu. Bugün yalnız sekseni mütecaviz orta mektep vardır. Muallim (mektepleri, liseler ve meslek mektepleri buna iJâ ve edilirse orta tedrisatın inkişafı da ha bariz bir şekilde tecelli eder. Ma.| alesef, mekteplerin artması neticele rin müspet olmasını temin edememiş. tir. Çünkü bu meslekte hayatını kaza-| nan muallimlerin bir kısmi başkâ ve-! kâletlere, müesseselere » geçmişlerdir. | Diğerleri ise inkılâp Türkiyesinin bek lediği canlılığı tamamile göstereme-! mişlerdir. Bunun istisnaları yok değil dir. Daha bir takım maddi ve mânevi sebepler bu neticeyi vermiştir. Ener. jik muallimlerin artması ilerde daha| iyi randöman alınmasını temin ede cektir, 2 — Talebede çalışma gayreti çok noksandır. Yarınki hayatını düşüne- rek, bilerek, şuurlu bir surette mesa'de bulunan çocuklar parmakla gösterilir derecede azdır, Muhtelif tarz ve şekil lerde sınıf Oo geçmek için bir (okela- yını arıyanlar da vardır. Bu osakim düşünüş bertaraf edilmelidir. 3 — Anadoluda bulunan orta tah-; sil müesseselerinin mühim bir. kısma! ders. veşaltinden..mshrumdur, Vasıta.! st olan mekteplerde kullanış tarzını bilmediklerinden iyi netice alamamak! tadırlar. 4 — Programlar; muvaffakıyetsiz! lik âmili olan meselelerin © başında gelir. Hayat ile, irtibatı azdır. Naza- ri kısımları ise çoktur. Derslerin a- melileştirilmesi netice Üzerinde (cok müessir olacaktır. | (7 Maarif işlerimiz. | İceLi Ankara cadde# Bı Allah encamını hayreyl son hafta içinde bizim caddesi kaza belâ mihl Otomobil kazaları, yat kadının kocasını metre: laması muhalefetin hük raftarlarına küfrü, Yıl görmüş yılan gibi kalıbı dirmesi, hepsi, hepsi ora yor. Bu allak bullak oluş, Ali Saip beyin nutkunun tinden mi ileri geliyor, ne niz? TİM dan meci nin | İuna * “fi kı Yunus fabrikaf ni: mişi Geçen gün trenle biri geçtim. Pendikte bir çig, , fabrikası var; adı (Yunus ismin neden ötürü konuld dıvarının üzerinde duran * man bir yunus balığından # şılıyor. Geçerken düşündün? yn yet, Yarın muhabiri günün rinde buradan geçseydi, fırk herhalde ertesi gönü şöyl€$ han fıkra yazardı: i “ Cümhuriyet başmuhartif ya yeni bir servetinden habf ex olduk: (Pendikte muazzs#f sai çimento fabrikası vardır ki dari adamın öz malıdır. O Mih kadar ki hergün bacası pe bu muazzam müesseseye * göbek adini koymuş, Yun dıyı miştir.,, dıye yazmaz miydi? # bu , Topl deri fırk bir surette tesbit edilmiş diğ Bu müesseseleri ikmal edenle! kısmı devlet memuriyetine Bir kısmı ise liseye devam buki, memur olacaklarla, vam edecek talebenin göreceklefii ler biribirinin ayni olmamalıdıf& Yi» si daha ameli olabilir. Fakat diğf$ kal ha yüksek tahsil takip edeceği iç! zariyata biraz ehemmiyet ver” bes sayılmaz. Orta tahsil müesseselerinin yade birinci sınıflarında t iz, dünya şaşıp kaldı. Öyle büyük, öy! büyük ki, bir çocuk pabucu (kadar.. (tahta pabuç - sabot) ve İstiharenin işi idi. Artık siz fikrin,jlara dair elde edilebilen omalümat Ap'anenin, ilmin nerelerden kuvvet allmüphemiyetten kurtulamamıştı. Hâlâ dığını hesap edin. onun hayali zihnimde buzlu bir cam Bilhassa, fiziki ve tabii ilimler or yor. Bu neden? sebebi şudu; ta tahsil müesseselerinin en sakat, ak 1 — İlk ve orta mektep pri ŞT e TAR Geride bıraktığımız ms böyle| arkasında teşhis olunamıyan bir çehre bir mazidir. gölgesi halinde kalmıştır. Daha otuz sene evvel derlet dos Holandalı idi. Van Len (*) ismin. yatar içinde istihare raporlari tasıyan/den de milliyeti belliydi. O zamana bir mazi için ve kurunu vusta bile in- kadar şimal memleketlerinden, İvgi- kelâplerm; — inkılâbıdır sol, pek ilizlerden başka, kimse tanımamıştım; bir hayat cereyanıdır. iyalnız Holandadan gelmiş olmak na- p i İN İzarımda ona hir garabet rengi atıyor — e er sl Memleketinin eski bir hariciye me JeM bir bayrağın gölgesinde yaşıyabi- ei GİĞNEUNN Öpir birkiş ee z ni, aksayı şarkta dolaştığına delâlet Vr. Giza A eden birkaç fıkrasmı © kaydetmiştim. Bir, bizi belinden zincirlerle dere-| Nereden gelmişti de nihayet İzmirde beri şatolarından daha gerilere bağlt-| Göztepenin dağa tırmanan bir sırtım- yan ok ve yay mantığından elektrik/da Ihtiyarı ikamet etmişti. E ve zeplin mantığına geçen bir mille.'den sonra başlıyan seneler diz. Bu yeçişimiz yanında Lindbergin' Pİ burada yalnızlık — hakikaten yal Zn — ME İniz muydı? belki genç bir rüm kızı ile Atlamtiği bir küçük su birikintisidir. | beraberdi. — âlemine niçin hapsedh (Zaman) im kaflarını veni | aşan Bunu balığın küçük ağzı için mi söylerdi? Yoksa hakikaten pek büyük olan burgaiçin mi söylerdi? Bu nu halledemedim. o Bulanık yosunlu su renginde < gözlerinin ma- masını da halledemedim. Onunla uzun! uzun müsahabelerimiz oldu. O dünya nm dört tarafını bilirdi, bana garahet lerle dolu aksayı şark adalarından, efsanevi insanlık âlemlerinden bahse- derken birden şiir inşadina (— başlar,| pek güzel söylediği fransızcadan uzun manzumeler irat ederdi. O söylerken ben gözlerine bakardım: Bu hayatın! altında neler saklanmış » olabilirdi? İsak ve patlak cihetleridir. birlerinin iştirakile — toplanan ve bir jhafta devam eden kongrede bu mescle 1931 senesi bidayetinde Adanada| maarif emini İsmail Habip Beyin ri- yaseti altında — orta tedrisat muallim lere çok acı bir sürette temas edilmiş ve hatta darülfünun mezunlarından bazı genç muallimlerin hotalarına bi! hakkin tarizlerde bile bulunmuşlardır. 5 — Mektep hinalarımızın hemen ekserisi evden, konaktan veya kışla” dan bozmadır. Mesai üzerinde binanm tesiri inkâr edilemez hâkikatletden- dir. Rütçenin müsaadesi nispetinde bü) | Berki korkunç vak'alar, kanla bulan- mış sergüzeşiler, hatta vahşi cinayei- ler, velhasıl unutulmak için derinlere gömülmüş maziler olabilirdi. Ben hu zlerin bulanık rengini delerek onun keyfiyet de her halde nazarı dikkate alınacaktır. 6 — Orta mekteplerin gayesi açık po enn spss ea are rem Saen e Ae miş parçalardan mürekkepti. O yap: lari arsında hiçbir irtibat yokti rincisi çok basit, İkincisi ise dal lü ve daha nazari, il 7 — Tik mekteplerde yalnı# mualliminden ders alan ve terb ren çocuklar, ortalara geçtiği yeni şahsiyetler karşısında kalı; Örnek olarak hangisini kabul lerini şaşırıyorlar. İlk öç dört #7 kınlık içinde geçiyor. Dersler ilerliyor. Biriken ve biri üzerine yığılan bahisler Himalayalardan daha korkunç yor. Sendeliyor ve ders senesi da sınıf geçemiyorlar. On iki yaşında ilk mektebi bir çocuğun bugünkü orta programını tamamen takip edebilii demiyeceği teemmüle değer bir te dibinde muhtefi şeyleri araştırırken ;raklar niçin koparılmıştı? ya kita» sanki gizli bir değnek bu yeşil deniz bın mütercimi kendisiydi, yahut bu © karıştırır ve ni $€” hüviyeti hakkında lüzumundan faz yordu?. Türkiye âlimlerin kablettarihe mal et)» 0 eski bir hariciye memuru olmak tikleri iptidai kafadan müspete. yeni/tan ziyade bende Jülvernin romanla» > Si pa , ha|parçasının çamurunu e Yi 1 eylemler iyimi ii fuzu nazarımın su tabakalarından vü. la vazıh malümat verecek satırlarla mana, zamanımıza değil, harpten son * e a | i İ kendisine ithaf olunmuştu. NX : la ihtiyar kaptanlardan biri tesi. Zuh ile inmesine mâni olurdu. $ raki dünyaya ve sola geçerken ne ka.) lâhmış İhtiy p ; ş ; Şimal edebiyatile İlk temasıma bu 2 > : “akın 'geriyi inkâr) rini yapıyordu. Ben Zaten romanlurda| o Yulnız bir geye dikkat ederdim. oni | MA e Pe ir çün bende eşe sürten Sl eye KN İTİ esası hayatta tanılan simalarla tatidan hiçbir zaman üşümedim. bilâkis kitap vesile teşkil etti. Bir gün 2 nil m ARR OE EİN BO gala ziyade gözlerimin önün-|onun müsahabesinden bir haz alıyor. bir muvaffakiyet sayhasıni e lkduln getek daha ne kadar çok yolu yardır.) 4, yaşıyan beşer timsallerini roman:)dum, ve bu kaçınmamak için kifayet yerek hamamın iskelesinden Türk inkılâbının bu zaman derin) lardan hayalime intikaş eden kahra./etti. Jbağırdımı — Biti. m ri liği içindeki vüs'atini görmüyenler, her manların arasından anlar hatta onla; o Benim edebiyat ile meşgul olduğu.) (o Süleyman Rey sordu: — Ne MER a “2 biriz kibat, temin e ? $eyi olmuş Obitmiş oaddederler. Velra birer tavsif işareti koymak için zihima ve Yazı yazdığıma vâkıf olan bu (Mezardan sesler) bitmişti. Ölü. 3 — Vesaiti dersiye (temin hakikati ogörmiyenler Ahmet pa.inimde hikâye kahramanlarının isimle.|zat en ziyade bu zeminde konuşurdu.|mün beni istilâ eden nefesinden dağan mek (olan mektepte bunların ne f şanın vesikasından ders alsınlar. İrile birer alâmeti farika yapıştırırdım. Bir gün bana: — Ne kadar yazık kilbu kitap nihayet bitirilince benden le kullanılacağını izah eden broşüf ii ek f İ Birini sandalın başında, diğerini/şimal edebiyatına vâkıf değilsiniz. On|azim, derin bir inşirah nefesi çıktı: göndermek). j ileri alalı, iş olukmlağa kıçında görürdüm; ne zaman ki iların sisler altımda buğulanmış fıtratadeta matemden beni sıyıran bir Me; o 4 — İlk mektep mezunlarını M stuz sene evvel dosyalarına istihare va- amcanın oltasına bir ufak balık takıt./larından öyle şiirler doğmuştur ki. (fesi tesliyet. sandaldan Süleyrıan| baka imtihanile kabul etmek. rakaları koyan hir devletin enkarı üs|sa o snatlerden beri devam eden müş Bu sözünü İtmam için bir gün ba.) Bey cevap verdi: » $ — Orta mekteplerin gayesini tünde maziyi tasfiye ediyoruz. Bu ve. kül vaziyetinin yorgunluğunu (alan)na başından ve nihayetinden üçer be. — Öyle ise bende de sana teklif| bit etmek. ika bize daha ilersi için bir kamçı ol.'kesik bir kahkaha ile güler, bu zmfer)şer sahifesi koparılmış bit kitap ge. olunacak şeyler var. 6 — Çalışan ve muvaffak ola malıdır. 0 nöbeti diğerine gelince o da muvaffa.|tirdi ki Holandalı ve İskandinavyalı, Bu neydi acaha?.. allimleri taltif eylemek. SADRİ ETEM kiyetini gür sesinin havalara SAvru- | şairlerden İransızcaya tercüme © il.) Halit Ziya: Uşşakisade i yettir. Şu hale nazaran orta tahsil esseselerinden nasıl müspet netic€' biliriz? İşte bunun cevabi: 1 — Enerjik muallimlerin a: arttırmak, kemiyetten ziyade te ehemmiyet vermek, i 2 — İlk ve orta mektep prog ra FT Cezmi

Bu sayıdan diğer sayfalar: